Yemen: Meşru Hükümet yanlısı Amalika Tugayları ilerliyor

Arap Koalisyonu’nun Marib ve Şebve’deki operasyonlarında 260 Husi milis öldürüldü ve 32 araç imha edildi

Sana’da Husi milislerin toplantısından bir görüntü (EPA)
Sana’da Husi milislerin toplantısından bir görüntü (EPA)
TT

Yemen: Meşru Hükümet yanlısı Amalika Tugayları ilerliyor

Sana’da Husi milislerin toplantısından bir görüntü (EPA)
Sana’da Husi milislerin toplantısından bir görüntü (EPA)

Amalika Tugayları ve onları destekleyen Yemen askeri birlikleri, 5 Ocak’ta Şebve vilayetindeki ilerleyişini sürdürüyor. Askeri birlikler, komşu Marib vilayetinin Harib kasabasında uzanan, Husilere ait takviye yollarını keserek, yeni stratejik alanlar ele geçirdi.
Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun hava desteği devam ederken, Amalika Tugayları’nın ilerlemesine, Yemen ordusunun restorasyonu ve Marib’in güneyinde ve batısındaki çeşitli bölgelere yönelik halk direnişi eşlik etti. Koalisyonun saldırıları sonrasında 260’tan fazla Husi milis öldü, onlarca askeri araç da imha edildi.
Aynı şekilde Arap Koalisyonu, Marib’de 24 saat içerisinde Husi milislere karşı 12 operasyon düzenlediğini açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre hedeflerin, 9 askeri aracı imha ettiği ve 70’ten fazla teröristi ortadan kaldırdığı belirtildi.
Şebve’de ise koalisyon, 24 saat içerisinde milislere karşı 37 operasyon gerçekleştirdiğini açıkladı. Saldırıda 23 askeri aracın, 1 füze fırlatıcısının ve 190’tan fazla teröristin yok edildiği ifade edildi.
Aynı şekilde askeri medya organları, Amalika Tugayı güçlerinin 5 Ocak’ta Beyhan eksenindeki 163. Piyade Tugayı’na ait kampın kontrolünü ele geçirdiğini ve Şebve vilayetindeki es-Selim ve es-Safra bölgelerini arındırdığını bildirdi.
Amalika Tugayları medya merkezi, güçlerin Husi milislere karşı şiddetli çatışmalara girdiğini, Beyhan ekseninde, es-Selim ve es-Safra bölgelerinde 163. Tugay’ın kampını kontrol ettiğini duyurdu. Husi milisler, can ve mal kaybına uğrarken, yüzlerce üyesi öldü ve yaralandı, Husi milislere ait çok sayıda silah ele geçirildi. Askeri medya, kurtarılan alanların ve bölgelerin görüntülerini ve Husilerin personel ve teçhizat açısından kayıplarının yanı sıra çok sayıda milisin esir alındığı görüntüleri de yayınladı.
Bu gelişmelerden bir gün önce ise Tuğgeneral Ebu Zara el-Muharrami liderliğindeki Amalika Tugayları, koalisyona ait uçakların desteğiyle Nagub kentinin ve Şebve’de bulunan Usaylan kasabasındaki stratejik Hamma kavşağının kontrolünü ele geçirdi.
Askeri medya, güneydeki Amalika Tugayları’nın Husi milislere karşı yürütülen şiddetli savaşların ardından Nagub şehrini, stratejik Hamma kavşağını, Cebel bin Saaban bölgesini ve el-Hucira köyünü kurtarmayı başardığını bildirdi. Medya organlarına göre Husilere mensup yüzlerce unsur öldürülürken, çok sayıda ekipman ele geçirildi ve bazı milisler firar etti.
Amalika Tugayları’nın kaydettiği bu yeni ilerleyiş, kuvvetlerin Beyhan kasabası ve merkezine ilerlemesine olanak sağlıyor. Aynı şekilde Usaylan, Beyhan ve Harib’i birbirine bağlayan kavşağın kontrolünün ele geçirilmesi sonrasında, Marib vilayetine bağlı Harib kasabasının merkezine doğru bir başka cephede hareket izni sağlanmış oldu.
Yerel kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada Husi milislerin Usaylan kasabasındaki kurtarılmış alanlarda bulunan köylere ve evlere yönelik füze saldırılarıyla bağlantılı olarak Husi milislerin, yeni temas hatlarına kaçış yollarına binlerce mayın döşediğini aktardı.
Askeri medya organlarına göre Husi milisler, Şebve Valisi olarak atadıkları Ahmed el-Hamzi’yi kaybetti. Ayrıca kaynaklar, Yemen’de meşruiyeti destekleyen koalisyona ait uçakların düzenlediği saldırılarda, Lahic ve el-Mahra vilayetlerindeki diğer Husi liderlerin de yaralandığını söyledi.
Güneydeki Amalika Tugayları, geçen cumartesi günü ‘Güney Kasırgası’ operasyonunu başlattı ve tüm Usaylan kasabasını kurtarmayı başardı. Komşu Beyhan ve Ayn kasabalarını ele geçiren Tugaylar, Marib’deki Harib kasabasına ve komşu el-Beyda vilayetine doğru ilerlemeye devam ediyor.
Söz konusu güçlerin ilerlemesiyle birlikte Beyhan sakinleri, Husi liderlerin unsurlarına vatandaşların evlerine barikat kurmaları emri verdiğini belirtti. Aynı şekilde Husiler, tutuklama furyaları gerçekleştirerek ve bölge sakinlerine milislerin yanında savaşmak üzere silaha sarılmaya zorlamak için gözdağı vererek, tüm hükümet tesislerini kışlalara dönüştürdüler.
Askeri medya organlarının belirttiğine göre Yemen ordu güçlerinin askeri operasyonlarının ve Marib’in güney ve batısındaki cephelerde halk direnişinin yanı sıra Şebve’deki şiddetli çatışmalar sonucunda, çok sayıda alan kurtarıldı.
Ordunun resmi internet sitesi ‘September.net’, halk direnişinin desteklediği ordu güçlerinin, art arda ikinci gün Marib vilayetinin güneyine doğru ilerlemeye devam ettiğini söylerken, İran destekli Husi milislerin saflarında ise büyük çöküşlerin yaşandığını vurguladı.
İnternet sitesine göre Yemen Ulusal Ordusu ve Halk Direnişi unsurları, vilayetin güney cephesinde Husi milislere karşı şiddetli çatışmalara girdi. Ayrıca koalisyon güçlerinin aktif katılımıyla milisleri birçok mevziide yenmeyi başardılar. Topçu saldırılarıyla ise Marib’in güneyindeki çatışma sahası boyunca Husi mevzileri ve tahkimatları yerle bir edildi.
Askeri internet sitesine göre Yemen’deki meşruiyeti destekleyen koalisyon savaşları, Marib’in güney ve batı cephelerinin farklı bölgelerinde Husi takviyelerini ve mekanizmalarını hava saldırılarıyla hedef aldı. Bu çerçevede Husi milisler tarafından yerleşim yerlerini bombalamak için kullanılan bir balistik füze fırlatıcısı da dahil olmak üzere askeri araç ve teçhizatlar imha edildi.
Bunların yanı sıra Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin medya merkezi, ordu topçularının Marib’in güneyindeki savaş operasyonları boyunca Husi milislerin mevzilerini ve tahkimatlarını yerle bir ettiğini bildirdi.
Sana’daki bilgi sahibi kaynaklar, Husi milislerin dört vilayetten Marib ve Şebve cephelerine büyük takviyeler sağladığını bildirmişti. Kaynaklar, bu takviyelerin çoğunun ‘ideolojik ve mezhepsel amaçlarla orduya aldığı ve seferber ettiği gençler ve öğrencilerden’ oluştuğuna dikkat çekti.
Koalisyonun gerçekleştirdiği saldırılar, Husi milislerin Marib’i çevreleyen farklı cephelerde, el-Cevf ve Şebve vilayetlerinde yaşadığı kayıpları ikiye katladı. Tahminlere göre milisler, son iki ayda yaklaşık 8 bin savaşçısını kaybetti. Şubat 2021’den bu yana ise ölü milis sayısı, 30 bini aştı.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.