Hırsız ayı, kurtların avını çaldı

Bozayılar, ABD'de koruma altında (AP/Temsili fotoğraf)
Bozayılar, ABD'de koruma altında (AP/Temsili fotoğraf)
TT

Hırsız ayı, kurtların avını çaldı

Bozayılar, ABD'de koruma altında (AP/Temsili fotoğraf)
Bozayılar, ABD'de koruma altında (AP/Temsili fotoğraf)

ABD'nin ünlü milli parkı Yellowstone'da "sıradışı" bir olay yaşandı.
Millî Park Hizmeti'nin 15 Aralık'ta paylaştığı görüntülerde kurtlar, Kanada geyiği sürüsünü kovalarken ava bir bozayı da katılıyor.
Kurtlar bir geyiği yakalayıp öldürdükten sonra ayı gelip leşi çalıyor. Bir canlının, bir başka canlının yakaladığı yiyeceğe el koyarak gerçekleştirdiği beslenme şekline kleptoparazitizm deniyor.
Millî Park Hizmeti yetkilileri, kurtların avının bir ayı tarafından çalınmasının alışılmadık bir durum olmadığını söyledi. Ancak ekimde yaşanan görüntüdeki örnekte ayı ava aktif şekilde katılarak farklı bir davranış sergiledi. Zira kurtlar ve ayılar genellikle ayrı ayrı avlanıyor.
Yapılan açıklamada, bir ayının kurt sürüsünü takip etmesinin çok fazla enerji gerektirdiğini ancak leşin ele geçirilmesinin "büyük ödül" anlamına geldiği vurgulandı:
"Taze bir geyik leşi, kış uykusuna hazırlanan bir bozayı için harika bir yağ ve protein kaynağıdır. Bu ayı, sabahları kurtları takip etmenin yüksek kalorili bir yemekle karşılaşma şansını artıracağını anlamış gibi."
Kurtlarsa kendi avlarından yararlanmak için ayının doymasını beklemek zorunda kaldı:
"Avlanma tehlikeli olduğu ve çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlandığı için kurtların avlanmaya devam etmektense ayının çaldığı leşte sıralarını beklemesi daha iyi."
Millî Park Hizmeti verilerine göre Yellowstone'da yaklaşık 123 gri kurt var. Parkta ayrıca yaklaşık 150 bozayı yaşıyor.
İki taraf arasındaki çetin mücadele, 2019'da da kayda geçirilmişti.

Çarpıcı videoda bir ayı, geyik leşini geri almaya çalışan kurtlara karşı savaşıyor.
Independent Türkçe, Guardian, Field & Stream



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy