El-Hicr’de Nebatilerin kral mezarlarına yoğun ilgi

İki saatlik tarihi Hicr gezisi ziyaretçilere Nebatilerin prestijini ve zenginliğini yakından hissettiriyor

Kasr el-Farid olarak bilinen Lihyan bin Kuza'nın mezarı, El-Ula'yı ziyaret edenleri şaşırtıyor
Kasr el-Farid olarak bilinen Lihyan bin Kuza'nın mezarı, El-Ula'yı ziyaret edenleri şaşırtıyor
TT

El-Hicr’de Nebatilerin kral mezarlarına yoğun ilgi

Kasr el-Farid olarak bilinen Lihyan bin Kuza'nın mezarı, El-Ula'yı ziyaret edenleri şaşırtıyor
Kasr el-Farid olarak bilinen Lihyan bin Kuza'nın mezarı, El-Ula'yı ziyaret edenleri şaşırtıyor

Nebati medeniyetinin ölümsüzlük arayışına ve lüks yaşama olan düşkünlüğünün simgesi olan el-Ula'da ziyaretçilerin antik Arapların yaşam tarzını el-Hicr’den daha fazla hissedebileceği hiçbir yer yok.
Nebatiler, ölüme olan bakış açılarını, savurganlıklarını ihtişamlı cenaze törenlerini şatafatlı mezarlar aracılığıyla göstermişler. Nitekim soylular  üst sosyal sınıfta olduklarını ifade eden lüks mezarlara sahip olmakla övünüyordu.
Tüm bu hikayeler, Nebati aristokratlarının gömüldüğü kayalara oyulmuş 100'den fazla arkeolojik mezarın yer aldığı el-Hicr turunda anlatılıyor. Böylelikle El-Ula, ziyaretçilere iki saatlik eşsiz bir yolculuk sunuyor. Lüks mezarların büyüklüğü ve detayları odönemki insanların sosyal statülerini yansıtıyor. Tura eşlik eden rehberlerin aktardığına göre, yüksek dağlara oyulan daha sade mezarlar muhtemelen düşük statüdeki halka ait.
Bu şaşırtıcı mezarlardan bazıları, içlerinde gömülü olan figürlerin üzerindeki yazıtları günümüze kadar taşımış. Etrafta dolaşırken şifacılar, askeri figürler, yerel liderler ve çok daha fazlasını görüyoruz. Her tarafa dağılan ve Arap dilinin derin köklerini ortaya koyan yazıtlar, eski uygarlıkların gelenek ve inançlarına ışık tutuyor.
Suudi Arabistan'da UNESCO Dünya Mirası Listesi' ne dahil edilen ilk yer olan el-Hicr turu şunları içeriyor: Cebel İslib, Cebel el-Benat, Lihyan bin Kuza'nın mezarı (el-Ferid Kalesi), Cebel el-Ahmar , Cebel el-Hurimat.
Tur rehberi Ziyad el-Belavi, bu mezarların ölümden sonra yaşam olduğuna inana Nebatiler tarafından yapıldığını belirtiyor. El-Belavi parmağıyla Ferid Kalesi'ni işaret ederek şunları söylüyor: "Şu anda en ünlü kayalardan biri olan, yaklaşık 27 metre yüksekliğiyle el-Hicr’in en büyük ve en ünlü ordu komutanı Lihyan bin Kuza'nın mezarının önünde duruyoruz."
El-Belavi, Lihyan bin Kuza’nın mezarının en büyük cephesini göstererek oyma işleminin keski ve çekiç kullanılarak yukarıdan aşağıya doğru başladığını söylüyor. Eşsiz olan cephesi dört sütunla süslenmiş, her sütunda o zamanki Nebatileri temsil eden Nebati tacı var. El-Belavi, her soylunun bir dağ satın aldığını ve sonra onu şekillendirmek için bir heykeltıraş tuttuğunu belirterek, “O dönemde heykeltıraşlık mesleği çok önemliydi” diyor.
Ayrıca, Cebel el-Benat’taki mezarların üzerindeki taşlarda, Nebatilerin ticaretle uğraştığını ve diğer toplumlar üzerindeki etkisini yansıtan kartal, maske, yılan ve diğer sembollerin tasvirlerini içeren çeşitli çizimlerin yer aldığı görülüyor. Nebati Krallığı M.S. 106' da Roma İmparatorluğu'na dahil olduğundan, buradaki Roma etkisi de dikkat çekiyor. Gerçekten de,  ticaret yolunun üzerindeki el-Hicr’in varlığı, Nebatilerin ve Romalıların güçlü bir askeri koruma sağlamaya istekli oldukları anlamına geliyor.
El-Hicr, Nebati Krallığından önce, cenaze törenleri için özel ritüelleri olan Dadan ve Lihyan Krallığındaydı. Şarku’l Avsat’a, Arap Yarımadası'nın eski krallıklarının tarihini anlatan Enver Hamid, Dadan kelimesinin mekanı, Lihyan kelimesinin ise halkı ifade ettiğini ve Dadan'ın güneyinde 87 kaya mezarın olduğunu belirtti. Bu mezarlar, oraya gömülenlerin sosyal statüsünü gösteriyor.
Enver Hamid, Lihyani topluluğunun o dönemde kayalardaki oyma mezarlar, mimari ve heykel sanatı ile öne çıktığını söylüyor. Tarihçilere göre, bu mezarların en ünlüsü ‘aslan mezarları’ olup, oymalı aslan mezarları ya yüksek statüyü ya da gücü simgeliyor. Ya da mezar sahiplerini korumak için oyulmuş olabilir ki bunların hepsi Enver Hamid'in bahsettiği olasılıklar. Hamid, “Kazılar şu anda antik dini tapınağa odaklanıyor” diye ekliyor.
Aslan mezarları, dağdaki yükseklikleri nedeniyle çıplak gözle görülemiyor. Bu da görüntüyü yakınlaştırmak ve bu eşsiz yazıtların güzelliğini seyredebilmek için dürbün kullanılmasını gerektiriyor. Bu mezarlardan bazılarının M.Ö. beşinci yüzyıldan sonra Dadan'da yaşayan Mainit üyelerine ait olması muhtemel.



Muhammed bin Selman ve Tahnun bin Zayid Suudi-BAE ikili ortaklığını gözden geçirdi

Prens Muhammed bin Selman dün Cidde'de Şeyh Tahnun bin Zayid'i kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman dün Cidde'de Şeyh Tahnun bin Zayid'i kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve Tahnun bin Zayid Suudi-BAE ikili ortaklığını gözden geçirdi

Prens Muhammed bin Selman dün Cidde'de Şeyh Tahnun bin Zayid'i kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman dün Cidde'de Şeyh Tahnun bin Zayid'i kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun bin Zayid dün iki ülke arasındaki ilişkileri gözden geçirdi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Şeyh Tahnun bin Zayid’in Cidde'deki el Selam Sarayı'nda yaptığı görüşmede, ikili iş birliğinin çeşitli yönleri ve bunları geliştirme ve güçlendirme yolları ele alındı.

Şeyh Tahnun bin Zayid yaptığı açıklamada, “Cidde'ye ziyaretim, iki kardeş ülkenin liderleri arasında bölgenin güvenlik ve istikrarıyla ilgili çeşitli konularda sürekli istişare ve bölgedeki güncel gelişmelerle ilgili koordinasyon çerçevesinde gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

X sosyal medya platformundaki resmi hesabından yaptığı paylaşıma şöyle devam etti: “Toplantı sırasında, bölgenin ilerlemesi ve refahı üzerinde olumlu bir etkisi olan hayati ve stratejik alanlarda ikili ortaklığın güçlendirilmesini ele aldık. BAE, ikili ve kolektif düzeylerde ortak Arap eyleminin önemine ve mevcut zorluklarla yüzleşmek, bölgenin geleceğini ve sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak için sürekli iletişim ihtiyacına tamamen inanmaktadır.”