Sisi: Mısır ekonomisi büyüdü

Sisi: Mısır ekonomisi olumlu bir büyüme kaydetti ve diğer olumsuzluklara dayanabilir

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve eşi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah, dün dördüncü WYF’nin açılış töreninde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve eşi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah, dün dördüncü WYF’nin açılış töreninde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi: Mısır ekonomisi büyüdü

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve eşi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah, dün dördüncü WYF’nin açılış töreninde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve eşi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah, dün dördüncü WYF’nin açılış töreninde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Sina’nın güneyinde yer alan Şarm eş-Şeyh şehrinden düzenlenen Dördüncü Mısır Dünya Gençlik Forumu’nun (WYF) açılış konuşmasında, başkalarını kabul etme ilkelerine, uluslararası toplum katılımının önemine ve gençliği desteklemeye odaklanırken, ülkesinin zorlukların üstesinden gelme yeteneğine duyduğu güveni ifade etti. Sisi, Mısır ekonomisinin pandemiye rağmen büyüme oranlarında artış yaşadığına dikkati çekerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının gelecekte neden olabileceği diğer olumsuzluklara dayanma kabiliyetine değindi.
WYF’ye Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Ebu Mazen), Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın adına Spor Bakanı Prens Abdülaziz bin Turki Al Faysal, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve eşi,  Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah’ın yanı sıra çok sayıda Mısırlı, Arap ve Yabancı politikacı, bakan, büyükelçi, medyacı ve 5 kıtadan binlerce genç katıldı. Sisi, forumun gençler arasında diyalog ve iletişim için bir platformun yanı sıra dünyanın tüm gençleri arasında vizyon alışverişi için bir araç haline geldiğini dile getirdi.
Şarm eş Şeyh Kongre Merkezi’nin ana salonunda düzenlenen açılış töreninde şarkı performansları ve salgınla ilgili belgesellerin gösterimi yapılırken, seyirci dördüncü forumun şarkısı olan ‘Geri döndük’ şarkısıyla dikkat çeken bir etkileşime girdi. Törende ayrıca hologram teknolojisiyle özel performanslar da sergilendi.
La Casa de Papel ve House of Cards dizisi oyuncusu İspanyol aktris Itziar Ituno, sahneye çıkıp Arapça konuşmasının ardından dikkatleri üzerine çekti ve foruma katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, Kovid-19 pandemisi gölgesinde kültürün önemi ve rolünün daha iyi bir gelecek inşa etmek için gereğini vurguladı. Forumun ilk gününde düzenlenen oturum sırasında Mısır Cumhurbaşkanı, ‘İnsana Yakışır Yaşam’ girişiminin 700 milyar Mısır cuneyh  ( bir ABD doları 15.7 Mısır para birimine eşdeğer) maliyetle 60 milyon insanın hayatını geliştirmeyi hedeflediğini açıkladı. Sisi, koronavirüs sonrası dünyanın pandemi öncesinden tamamen farklı olacağına dikkati çekerek, Mısır’ın başta turizm ve havacılık sektörleri olmak üzere salgından etkilenmesine rağmen, dünyanın birçok ülkesinin yaptığı gibi ulusal ve diğer projeler üzerinde çalışmalara devam ettiğini, ne olursa olsun hayatı durdurmamanın gerekliliğini bildirdi. Sisi açıklamasında, “Dünyanın önündeki mevcut zorlukların üstesinden gelmenin bir yolu yok, ancak samimi niyetler ve birlikte çalışmak var. Forum, gençler arasında diyalog ve iletişim alışverişi için uluslararası bir platform ve tüm dünya arasında vizyon alışverişi için bir araç haline geldi. İnsanlığın hayatta kalmasının zorluklarını ve mevcut krizlerini, samimi niyetler, çatışmaları sona erdirmek, farklılıkları yönetmek, insanlık ve barış için birlikte çalışmak dışında aşması mümkün değil” ifadelerini kullandı. Ülkesinin koronavirüs ile mücadelesindeki deneyimini ele alan Sisi, Mısır'ın sağlık alanında uyguladığı cumhurbaşkanlığı girişimlere atıfta bulunarak,  özellikle Hepatit C'yi ortadan kaldırma stratejisinin virüsünden kaynaklanan enfeksiyon ve ölümlerin sayısının azaltılmasına önemli ölçüde katkı sağladığına değindi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus'un gençleri video konferans teknolojisiyle yaptığı konuşmada çözüm üretmeye ve fikir sunmaya çağırdığı forumun ilk günündeki etkinliklere pandemi konusu hakim oldu. Ghebreyesus, gençlerin fikirlerinin ve yenilikçi çözümlerinin tükenmez olduğunu belirterek, forumda politikalar ve yatırımla ilgili tartışmalarda onlara öncelik verilmesi çağrısında bulundu.
Malta Cumhurbaşkanı George Vella, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque, Zambiya Cumhurbaşkanı Hakainde Hichilema ve Tanzanya Başbakanı Kassim Majaliwa’nın da video konferans aracılığıyla katıldığı “Koronavirüs Pandemisi: İnsanlığa bir uyarı ve yeni bir umut”  başlıklı ana oturumda, çoğu lider pandeminin genç nesiller üzerindeki etkilerine odaklanma ihtiyacı ve gençlerin görüşlerini dinlemenin önemi konusunda hem fikir. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Gençlik İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Dr. Şemma el Mazrui’nin, Mısır’ı “Tüm Arapların kalbi” olarak nitelendirmesi konferans salonunda ayakta alkışlanırken, Mısır’ı herhangi bir düşünceden önce duygularıyla hareket ettiği ikinci evi olarak gördüğünü söyledi. Mazrui açıklamasında, BAE'nin kurucusu Zayed bin Sultan Al Nahyan’ın, “Mısır’ın rönesansı tüm Arap ulusunun rönesansıdır” sözlerine de yer verdi. Açıklamaları seyirciler tarafından büyük alkış gören Mazrui, ülkesinin gençlik kitlelerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve BAE kurumlarına katılımları ve karar alma süreçlerine katılımları üzerinde çalışmak için Bakanlığın spordan ayrıldığına dikkati çekti ve BAE’nin gençler konusunda öncü bir deneyime sahip olduğunu bildirdi. ABD'nin Kahire Büyükelçisi Jonathan Cohen, ülkesinin çok sayıda tıbbi cihaz ve test bağışının yanı sıra Mısır hükümetinin pandemiyle mücadelesine yardımcı olmak amaçlı 50 milyon doları aşkın hibe verdiğine değinerek, ayrıca Covax ile ortaklaşa bir şekilde ABD’nin Mısır’a 60 milyonu aşkın aşı dozu sağladığını bildirdi.  Cohen, koronavirüs kriziyle başa çıkmak için diğer ülkelere tıbbi cihaz ve malzeme bağışında gösterdiği büyük cömertlik sebebiyle Sisi’ye teşekkürlerini iletti.



Trump'ın Körfez ziyareti: Anlamları, beklentileri ve umutları

ABD Başkanı Donald Trump bu hafta Suudi Arabistan, BAE ve Katar'ı ziyaret edecek (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump bu hafta Suudi Arabistan, BAE ve Katar'ı ziyaret edecek (AFP)
TT

Trump'ın Körfez ziyareti: Anlamları, beklentileri ve umutları

ABD Başkanı Donald Trump bu hafta Suudi Arabistan, BAE ve Katar'ı ziyaret edecek (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump bu hafta Suudi Arabistan, BAE ve Katar'ı ziyaret edecek (AFP)

Nebil Fehmi

ABD Başkanı Donald Trump, 13-16 Mayıs tarihleri ​​arasında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ı ziyaret ederek, bu ülkelerde üst düzey yetkililer ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin bazı liderleri ile bir araya gelecek. Bu ziyaretin, başta geleneksel yakın uluslararası stratejik müttefik İngiltere ya da Ortadoğu'daki en yakın müttefik İsrail olmak üzere, diğer ülkelerden önce bu ülkelere yapılmasının birçok anlamı var. Eski Papa Francis'in ölümü dolayısıyla Vatikan'da düzenlenen törenlere katılması dışında, bu ziyaret, Trump'ın ikinci dönemindeki ilk yurtdışı ziyareti. Bu adımın, önceliklerinin ve zamanlamasının, bazı tutumların sonuçları konusunda dikkatli olmak, sunduğu fırsatlardan ve potansiyelden yararlanıp, faydalanmak için hükümetlerimiz ve halklarımız tarafından derinlemesine ve gerçekçi bir şekilde analiz edilmesi gereken önemli anlamları bulunuyor.

Kongre gibi resmi Amerikan kurumlarının Amerikan politikalarını yönlendirmede önemli bir role sahip olduğu ve başkanın yetkilerinin mutlak olmadığı doğru olsa da Körfez ziyaretinin ilk durak olarak tamamlanması, Amerikan başkanının kişiliğinin giderek Amerikan politikalarının içerik ve biçimini etkileyeceğinin önemli ve açık bir göstergesi sayılıyor. Mevcut yönetim döneminde ABD'ye yönelik yaklaşımın belirlenmesinde bu hususun dikkate alınması gerekir. Trump'ın elle tutulur, çabuk, maddi başarı peşinde olduğunun ve bunun için sürekli baskı yaptığının farkında olmalı, buna dikkat etmeli ve bundan faydalanmalıyız.

Trump'ın tarihsel ve hukuki geçmişlerle ilgilenmediğini, amacının kısa vadede anlık maddi başarı olduğunu hesaba katmalıyız. Trump'tan bir süreliğine kaçınmanın, çoğu zaman onunla kişisel ve doğrudan çatışmaya girmekten kaçınmak için manevra yapmanın mümkün olduğunu hesaba katmalıyız. Bunun en son örneği, önceden yapılan hazırlıklar sonucu, Beyaz Saray'da yeni Kanada Başbakanı ile ABD Başkanı'nın aralarındaki açıklanmış görüş ayrılığına rağmen, kameralar önünde bir polemiğin yaşanmamasıydı. Ancak ABD'nin yaygın nüfuzu göz önüne alındığında, uzun yıllar boyunca ondan tamamen uzak durulabileceğini düşünmek de mantıklı değil. Bu nedenle ve Trump’ın önerilerinin birçoğunu kabul etmenin zorluğu, dümeni çıkarlarımızın lehine olacak şekilde yönlendirmek için farklı fikir ve seçenekler önermede cesur olup inisiyatif alma gerekliliği nedeniyle, pozisyonların ve olasılıkların önceden farkında, politikalarımızda akıllı ve gerçekçi olmalıyız.

Trump'ın özellikle Suudi Arabistan, BAE ve Katar'a yönelik hızlı ve öncelikli ziyaretlerinin açık anlamlarından biri de kendisinin bu ülkelerin liderleriyle ilişkilerinde kişisel olarak kendini rahat hissettiği, ABD'nin bu ülkelerle ilişkilerinde hızlı ve elle tutulur maddi ve siyasi kazanımlar gördüğüdür. Bunların ikili ve bölgesel olarak kullanılması gerekiyor. Trump'ın hızlı kararlar alınmasını ve bu ülkelerle anlaşmalar veya siyasi anlaşmalar şeklinde hızlı anlaşmalara varmayı beklediği ve arzuladığı da bilinmeli. Bu, Körfez ve Arap dünyasında dikkate alınması ve aynı zamanda kendisinden yararlanılması gereken bir husus.

Trump'ın pek çok politikası ve uygulaması konusunda çekincelerim olmakla birlikte, Körfez'e olan ilgisini ve ilk ziyaretini bu bölgeye yapmasını olumlu ve faydalı bir gelişme olarak görüyorum ve değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu, dostlarının tutum ve taleplerini dikkate almadan onlardan belirli tutumlar benimsemelerini talep etmenin zor olduğuna dair kişisel kanaatini yansıtıyor.  Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre bu noktada Barack Obama yönetiminin, doğrudan ilgili olmasına rağmen, Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere Arap dostlarına danışmadan ve hatta onları bilgilendirmeden, İran ile nükleer program konusunda müzakereler yürüttüğünü ve bir anlaşmaya vardığını hatırlatmakta fayda var.

Ziyarette Çin ile ilişkiler, Ukrayna'daki durum ve Körfez ülkelerinin olası katkıları gibi çeşitli uluslararası konular da ele alınacak ama üç ülkeyle ABD'nin ikili ilişkileri, ABD Başkanı'nın ilgilendiği konuların başında yer alacak. Trump Körfez ülkelerinin ABD'ye yapacağı yatırımları veya özellikle silah ve yapay zekâ alanlarındaki büyük anlaşmaları duyurmak ve bunlarla övünmek istiyor. Ev sahibi Arap ülkelerinin ise bu isteğe, Trump'ın seçilmesinden bu yana ABD ile yaptıkları tüm anlaşmaları ve yatırımları hatırlatarak, ayrıca bazı yeni yatırım sözleri vererek, niyetlerini ve geleceğe yönelik hedeflerini açıklayarak karşılık vereceklerini düşünüyorum. Böylece iş birliğinin kapsamı ve maddi getirileri, Trump'ı memnun edecek ve onun bunları siyasi açıdan kişisel başarılar olarak kullanabilmesini sağlayacak şekilde daha geniş, daha kapsamlı ve daha büyük bir çerçeveye oturtulacaktır.

Görüşmelerde ayrıca, İsrail'i şaşırtan ve Umman'ın himayesinde ve arabuluculuğunda gerçekleşen, Trump’ın ilerleme sağlamayı amaçladığı İran ile müzakereler başta olmak üzere, çok sayıda bölgesel siyasi konu da ele alınacak. Trump’ın bu isteği, ilerleme sağlanabileceğinden söz eden ve bir baskı aracı olarak başarısızlığın sonuçları ve tehlikeleri konusunda uyarıda bulunan Özel Temsilci Witkoff'un açıklamalarına da yansıdı.

Yine Umman'ın arabuluculuğunda gerçekleşen ABD-Husi temasları ve Doğu Afrika kıyılarındaki durum da görüşme ve müzakere konusu olacak. Bu vesileyle Umman'ı bu çaba ve bilgeliğinden dolayı kutlamalıyız. Bu konuda da ateşkes duyurusu İsrail için bir başka tatsız sürpriz oldu. Bununla bağlantılı olarak Sudan'daki durum da gündeme gelebilir. Arap Maşrık (Levant) bölgesinin Trump'ın üç durakta da kişisel öncelikleri arasında olmasını beklemiyorum. Suriye ve Lübnan'daki durum, İran nüfuzunun geri dönmemesinin sağlanması ve İsrail ile bölgesel ilişkilerin nasıl kontrol altına alınacağı konusunda istişarelerin yapılması doğal, fakat bu noktaların çoğuna Trump'tan daha alt düzeydeki bazı Amerikalı yetkililerin değinmesi daha muhtemel. Aşırılıkçı hareketlerin güçlenme olasılığı ile Irak'taki durumun istikrarı da ele alınabilir.

Gazze'deki koşullar ve rehinelerin serbest bırakılması konusu ise ele alınacak bölgesel meselelerin başında yer alacak ve bir zirve düzeyinde olacak. Bununla olan bağlantısı ve Trump’ın ilk döneminde başarılanların üzerine yenilerini eklemeye yönelik Amerikan çabalarının bitmediği göz önüne alındığında, Filistin-İsrail barışı konusu da doğal olarak ele alınacak. Trump ve ABD'nin yeni tutumlarına ilişkin, kesin olmayan ve hatta bazıları pek olası görünmeyen çok sayıda haber sızdırıldı. Bunlar Trump’ın Netanyahu'nun davranışlarından rahatsız olduğu ve hatta bu nedenle İsrail başbakanıyla doğrudan temastan dahi kaçındığını ima ediyorlar.

İsrail'den sızan haberler arasında ise Trump'ın Filistin devletini tanıyacağını duyurması da var. Bu bizim temenni ettiğimiz bir şey ama ilk dönemindeki önerisi örtük olarak ekonomik eksenli bir Filistin devleti kurulmasını içerse de ben şimdilik böyle bir ihtimali dışlıyorum. ABD'nin Gazze'ye insani yardım sağlama ve yeniden inşa etme konusunda bir plan geliştirdiği ve bunun İsrail'in kabul etmediği siyasi sonuçlar içerdiği yönünde bilgiler de sızdırıldı. Bunlar arasında şunları sayabiliriz; ateşkes sağlanması ve savaşın sona ermesiyle birlikte İsrail'in aşamalı olarak tamamen çekilmesi, Hamas'ın Gazze'deki idari varlığını sürdürmesine onay verilmesi, yetkililerinin İsrail saldırılarından ve hedef almalarından korunması ama aynı zamanda Gazze’de kademeli bir uluslararası, Arap ve Amerikan idaresinin bulunması. Bunlar İsrail politikalarıyla çelişen ve Arap desteği ve katılım isteği gerektiren konular. BAE'nin, mevcut gergin siyasi iklim nedeniyle ABD'ye Gazze'nin yeniden inşası için mali yardımda bulunmayacağını veya Gazze’nin yönetimine katılmayacağını bildirdiğine dair doğrulanmamış haberler de var.

Üç ev sahibi ülke, çıkarlarını ve ABD ile ilişkilerini meşru bir şekilde ilerletmek için eşsiz bir fırsata sahipler ve bu fırsatın değerlendirilmesi ve kullanılması gerekiyor. Bölgesel stratejik boyutları dikkate alarak ve aynı zamanda kısa vadeli taktiksel ikili çıkarları da gözeterek, bilinçli ve sağlam bir stratejik yaklaşımla bundan yararlanılmasını umuyor ve bekliyorum.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.