Faize Rafsancani: İran, İsrail’den daha fazla Müslüman öldürdü

Rafsancani verdiği bir röportajda, İran’ın 500 bin Suriyeli’nin öldürülmesinde ve Yemen’de 7 yıldır süren iç savaşın başlamasında rolü olduğunu söyledi.

Merhum İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı, rejimin Suriye, Yemen ve Lübnan'daki müdahalelerini eleştirdi (Getty)
Merhum İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı, rejimin Suriye, Yemen ve Lübnan'daki müdahalelerini eleştirdi (Getty)
TT

Faize Rafsancani: İran, İsrail’den daha fazla Müslüman öldürdü

Merhum İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı, rejimin Suriye, Yemen ve Lübnan'daki müdahalelerini eleştirdi (Getty)
Merhum İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı, rejimin Suriye, Yemen ve Lübnan'daki müdahalelerini eleştirdi (Getty)

İran’ın Arap ülkelerine müdahalesine yönelik eleştiriler, rejimin susturma ve müdahaleleri kutsallaştırma politikaları nedeniyle ülke içinde geniş çapta söz konusu olmasa da, merhum İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Rafsancani’n açıklamaları Suriye, Yemen ve Lübnan gibi ülkelerde akan kanlarda rolü olan bu müdahalelere yönelik ne kadar hoşnutsuz konusunda anlamlı ifadeleri içeriyordu.
Faize Rafsancani, İran merkezli “al-Monitor” internet sitesine verdiği röportajda, “Bizim hatalarımız, İsrail, ABD ve Şah rejimi de dahil olmak üzere, kötü olarak tanımladığımız tüm rejimlerin hatalarından daha fazla” dedi.
Rafsancani “Halkımıza verdiğimiz musibetlerin hiçbiri onlar tarafından yapılmadı” İfadelerini kullandı.
Faize Rafsancani “Suriye’de ölü sayısı 500 bin, bunda bizim de rolümüz var. 7 yıldır iç savaşın sürdüğü Yemen’de de rolümüz var. Müslümanlara yönelik katliamlar başlattık” ifadelerini kullandı.
Rafsancani, Filistin-İsrail çatışmasında ölenlerin sayısını ele alarak “Can kaybının 100 bin veya 200 bine ulaşacağını sanmıyorum. Bu da Müslümanları katletmede İsrail’i geçtiğimiz anlamına geliyor” dedi.
İran, Beşar Esad rejimine yönelik devrimi başarısızlığa uğratmak için, özellikle Irak ve Afganistan’dan bölgesel milisler ve Devrim Muhafızları üyelerini göndererek, Suriye yönetimine destek verdi.
Tahran, Suriye rejimine verdiği desteğin askeri danışmanlık vermekle sınırlı olduğunu söylerken, İran medyası, Suriye’de öldüklerini belirterek, çok sayıda İranlı’nın cenaze töreninden fotoğraflar ve videolar yayınladı.
Husilere yardım sağlandığının reddedilmesine rağmen, İran’dan Husilere gönderilmekte olan çok sayıda silaha el konuldu. Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu, İran’dan Husilere gönderildiğini belirttiği, füze ve askeri mühimmat kalıntılarının resimlerini paylaştı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.