Siber zorbalık Fransa ve Mısır’da intiharlara yol açtı

Mısırlı Basant Halid’in trajedisi Fransa’da tekrarlandı

Maeva Frosar TV röportajında
Maeva Frosar TV röportajında
TT

Siber zorbalık Fransa ve Mısır’da intiharlara yol açtı

Maeva Frosar TV röportajında
Maeva Frosar TV röportajında

İnternette yayınlanan sahte fotoğraflar nedeniyle intihar eden Basant Halid adlı Mısırlı gencin maruz kaldığı siber zorbalığın ardından iki gün önce Fransa’da intihar eden bir kadının davası manşetlere taşındı.
Kurban, sosyal medyada yüz binlerce takipçisi olan “influencer”lardan biri. Sosyal medyada “Mavacho” nicki ile tanınan Fransız kadın, aldığı binlerce hakaret ve tehdit mesajının ardından 22 Aralık’ta yaşamına son verdi. Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre gerçek adı Maeva Frosar olan kadın, intiharından önce haftalık bir televizyon programına verdiği röportajda kocasından boşandıktan sonra kurbanı olduğu siber zorbalık sebebiyle yaşadığı acıları anlatmıştı.
Mavacho 32 yaşında ve dört çocuk annesi. Mavacho 20 yılı aşkın bir süre önce sosyal medyadan tanıdığı kızıl sakallı, sevimli bir “influencer” olan kocası Adrian ile olan kayıtlarını blogunda yayınlıyordu. Takipçileri, aile evinde konuşmasını, şarkı söylemesini, dans etmesini, fıkralar anlatmasını ve bu esnada kocasının onu hayranlıkla dinlemesini izlerdi. Ancak çift boşanıp blogları aracılığıyla suçlamaları paylaşmaya başlayınca bu pembe tablo uzun sürmedi. Bu da, yüz binlerce takipçinin öfkesine yol açtı.
Mavacho, ölümünden önce verdiği bir televizyon röportajında ve özellikle Twitter üzerinden, eşinden ayrıldıktan sonra maruz kaldığı zorbalığı anlattı. Mesajların çoğu kadınlardan ve annelerden geliyordu. Hakaretleri görmezden gelmeye ve yeni bir sayfa açmaya çalıştığını, ancak takipçilerinin onu en aşağılık sözlerle bombalamaya devam ettiğini, bu yüzden boşanma çilesini atlatamadığını söyledi. Mavacho, bazen günde bin mesaj aldığını, evinde kendisini gözetleyen veya çocuklarının okulunu arayan ve onları kendisine karşı kışkırtmak isteyen insanlar olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu mesajları silmek zor olduğundan, “Mavacho” sakinleştirici ilaçlara mahkum oldu ve psikiyatrik tedavi gördü ve bu döngüden çıkmak için defalarca hayatına son vermeye çalıştı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times