İsrail’deki Arap mafyası hükümetin ilgisizliğinden yararlanıyor

2021 yılında İsrail içerisindeki Arap mafyası tarafından 128 kişinin öldürüldüğü belgelendi

Geçtiğimiz Ekim ayında İsrail’in Arap kenti Umm’ul-Fehm’de hükümetin organize suçları görmezden gelmesine karşı düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
Geçtiğimiz Ekim ayında İsrail’in Arap kenti Umm’ul-Fehm’de hükümetin organize suçları görmezden gelmesine karşı düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
TT

İsrail’deki Arap mafyası hükümetin ilgisizliğinden yararlanıyor

Geçtiğimiz Ekim ayında İsrail’in Arap kenti Umm’ul-Fehm’de hükümetin organize suçları görmezden gelmesine karşı düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
Geçtiğimiz Ekim ayında İsrail’in Arap kenti Umm’ul-Fehm’de hükümetin organize suçları görmezden gelmesine karşı düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (AFP)

Geçtiğimiz Ekim ayında kendilerinden borç para alan kardeşinin borcuna karşılık bir mafya grubu tarafından kaçırılan ve beş gün boyunca alıkonulan Sami Ebu Şemsiye'nin bileklerindeki yara izleri halen duruyordu. İsrail içindeki Araplar arasında bu olaylar sık sık tekrarlanıyor.
Şiddet görmesine rağmen direnen ve söz konusu borcu ödemeyi reddeden Sami, sonunda serbest bırakıldı. Fakat Sami, birkaç Arap bölgesinde faaliyet gösteren, ancak son zamanlarda işgal altındaki Doğu Kudüs'e kadar uzanan çetelerin pençesinden herkes kurtulamadığından şanslı dahi sayılabilir.
Sami (47) Doğu Kudüs'ün Sur Bahir Mahallesi'ndeki evinin önünde, kaçırılmadan önce çete üyelerinin silahlarından çıkan kurşunların açtığı delikleri gösterdi. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan Sami, maskeli ve silahlı kişilerin, kendisini gözlerini bağladıktan sonra bir arabaya bindirdiklerini ve hızla uzaklaştıklarını söyledi. Evinin önündeki güvenlik kameraları da adam kaçırma olayını belgeledi.
Sami, AFP’ye şunları söyledi:
“İsrail vatandaşı Filistinliler arasındaki organize suç çetelerinin en önemli yuvalarından biri olan ülkenin merkezindeki Lod şehrinde ellerim arkadan kelepçeli ve ayaklarım bağlı halde alıkonuldum. Sürekli bacağıma kurşun sıkmakla tehdit ediyorlardı. Kardeşimin onlardan borç olarak aldığını söyledikleri 850 bin şekeli (yaklaşık 270 bin dolar) ödememi istediler. Benim almadığım bir parayı ödememekte ısrar ettim.”
Sami, kardeşinin 6 yıl önce çetelerden borç aldığı için ailesi tarafından reddedildiğini de sözlerine ekledi.
İsrail’deki Arap mafyası konusu son seçim kampanyalarının ana gündem maddesiydi. İsrailli yetkililer bu meseleyle ilgilenme vaadinde bulundular. Araplar İsrail nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sini temsil ediyor. Bu çeteler, silah ve uyuşturucu satışı, fuhuş, kara para aklama ve yüksek faiz oranlarıyla paraya ihtiyacı olanlara borç para verme gibi yasa dışı işlerle uğraşıyorlar.
İsrail polisi, geçtiğimiz aylarda Nehariya şehrinde bir ve Hayfa'da Araplara ait iki arabanın infilak ettiğini ve ülkenin merkezindeki Kefer Kasım kenti yakınlarındaki bir otoyolda polis tarafından korunan tanıkların peşine düşülüp ateş edildiğini belgeledi. Kaydedilen olaylar arasında Yafa sahilinde bir adamın kovalanması, kaçmaya çalışırken vurulması ve Batı Celile’deki Tamra ilçesinde bir belediye binasına havan mermisi atılması da yer aldı.
Bir insan hakları kuruluşu olan Eman Şiddetle Mücadele Merkez, 2021 yılında İsrail’deki Araplardan yüzlerce kişinin yaralandığını ve 128 kişinin öldüğünü belgeledi.
İsrail İç Güvenlik Bakanı Omer Bar Lev, 24 Ekim’de yaptığı bir açıklamada, Arap çetelerini kontrol eden ailelerin hakimiyetinden bahsetti. İsrail Başbakanı Naftali Bennett ise devlet içinde devletten söz ederek ‘bu çetelerin artık küçük bir orduya yetecek miktarda yasadışı silaha sahip olduklarına’ dikkati çekti.
İsrail tarihinde ilk kez bir Arap partisinin yer aldığı, Bennett'in başbakanlığındaki koalisyon hükümeti, Ekim ayında şiddet ve suçla mücadeleyi ve İsrailli Yahudilerle aynı muameleyi görmemekten şikayet eden Arap köyleri ve ilçelerindeki sosyal ve ekonomik koşulları iyileştirmeyi amaçlayan önlemleri onayladı. Hükümet, suçla mücadele ve çeteleri dağıtmak için 2 buçuk milyar şekel (779 milyon dolar) tahsis ettiğini açıkladı.
İsrail İç Güvenlik Bakanlığı'nın eski danışmanlarından kriminoloji uzmanı Velid Haddad, bu çeteleri kontrol eden beş aile olduğunu ve 2003 yılından bu yana nüfuzlarının önemli ölçüde arttığını söyledi. Haddad, “Arap çetelerinin adamları, İsrail'in yirmi yıl önce yok ettiği Yahudi çetelerinin küçük taşeronlarıydı” dedi. Arap çetelerinin, polisin orada neler olup bittiğiyle ilgilenmediğini bildikleri için Arap bölgelerine yöneldiklerini belirten Haddad, hükümetin bu konudaki boşluğunun suç örgütleri tarafından doldurulduğunun altını çizdi.
Hayfa merkezli insan hakları kuruluşu Mossawa’nın müdürü Cafer Ferah, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İsrail bankaları, Araplara küçük faizlerle kredi vermedikleri için kredilerde ayrımcılık yapılıyor. Bu yüzden insanlar kendilerine borç veren suç çetelerine başvururlar. Bu çeteler de borçlunun ödemeyi geciktirmesi veya ödemesi halinde ya evlerine saldırıyor, ya bacağından vuruyor ya da öldürüyorlar.”
Araplar son yıllarda suç ve şiddet karşısında seslerini yükseltirken Arapların yoğun olduğu bölgelerde büyük protesto gösterileri düzenlendi. Bu protestolarda polis, işlenen suçlar karşısında eylemsiz kalmakla suçlandı.
Emniyet Müdürlüğü’nden 9 Kasım’da yapılan açıklamada, 64 şüpheliyle tarihin tek seferde en fazla silah kaçakçısının gözaltına alındığı ve işgal altındaki Doğu Kudüs dahil olmak üzere İsrail'in Arap bölgelerindeki 25 ilçede silah ve mühimmata el koyulduğu belirtildi.
Polisin suçluları gerçekten alaşağı etmesini uman Sami Ebu Şemsiye, “Tehdit edilirken polise tüm bilgileri verdik” dedi. Kendisini kaçıran şüphelilerden üçünün serbest bırakıldığını belirten Sami, bir şüphelinin ‘evine ateş açmak suçundan’ tutuklandığını söyledi.



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.