Gökbilimciler güneş sistemimizin dışında devasa bir ay bulmuş olabilir

Yeni keşfedilen dev ay, Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin yörüngesinde dönüyor (Reuters-Arşiv)
Yeni keşfedilen dev ay, Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin yörüngesinde dönüyor (Reuters-Arşiv)
TT

Gökbilimciler güneş sistemimizin dışında devasa bir ay bulmuş olabilir

Yeni keşfedilen dev ay, Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin yörüngesinde dönüyor (Reuters-Arşiv)
Yeni keşfedilen dev ay, Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin yörüngesinde dönüyor (Reuters-Arşiv)

Bilim insanları, güneş sistemimizin dışındaki bir gezegenin yörüngesinde dönen devasa bir aya ilişkin kanıt gördüklerini düşünüyor.
The Independent’ın haberine göre, 10 binden fazla ötegezegen veya güneş sistemimizin dışındaki gezegenler keşfedilmiş olmasına rağmen, bunlardan hiçbirinin etrafında bir ay (uydu) olduğuna dair kesin bir kanıt bulunamadı.
Yeni çalışmada, araştırmacılar böyle bir keşif için bir aday bulduklarına inanıyor.
Eğer bu doğrulanırsa, Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin etrafında dönen yeni keşfedilen devasa ay, şimdiye kadar bulunan ilk ‘exomoon’ (güneş dışı uydu) olacak.
Yeni keşif, aslında ikinci güneş dışı uydu. İlk aday dört yıl önce tespit edildi ancak hala bilim insanları tarafından onaylanmayı bekliyor.

Hala gizemli olan ay, Dünya’dan 5 bin 500 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gezegen olan Kepler 1708b’nin yörüngesinde dönüyor.
Diğer birçok özelliği paylaşsalar da, benzer bir gezegenin etrafında dönen önceki adaydan biraz daha küçük.
Bilim insanları, her ikisinin de muhtemelen gazdan oluştuğunu tahmin ediyor.
Her ikisi de yıldızlarından çok uzaktalar, bu da yörüngeden çıkma ihtimallerinin düşük olduğu anlamına geliyor.
Uzak gezegenlerin çevresinde, bizim daha sessiz ve daha küçük olan ayımıza daha çok benzeyen başka ‘exomoon’lar olması mümkün, ancak onları görmek zor.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space