Tunus’ta gösterilerin yasaklanması kararına rağmen göstericiler sokaklara döküldü

Tunus’taki gösterilerden (EPA)
Tunus’taki gösterilerden (EPA)
TT

Tunus’ta gösterilerin yasaklanması kararına rağmen göstericiler sokaklara döküldü

Tunus’taki gösterilerden (EPA)
Tunus’taki gösterilerden (EPA)

Tunus’un başkentinde yüzlerce gösterici Cumhurbaşkanı Kays Said’in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasıyla mücadele için aldığı kararlara karşı çıkarak gösteri düzenledi.
Başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi'nde toplanan göstericiler, “ Dün Bin Ali, bugün Kays. Devam etmeyecek”, “Darbe devriliyor”, “Halk Cumhurbaşkanı’nın azledilmesini istiyor”, “Halk darbeyi devirmek istiyor”, “Özgürlük, özgürlük” sloganları attı.
Yoğun önlemler alan güvenlik güçleri, başkentteki Habib Burgiba Caddesi'ni kapattı ve protestocuların caddeye ulaşmasını engelledi. Ancak, bazı protestocular bariyerleri geçmeyi başardı. Polis ise göz yaşartıcı gazla müdahale ederek, göstericileri dövdü ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Yaklaşık elli bin kişi de aynı cadde üzerindeki İçişleri Bakanlığı binasına yakınlaştı.

Geçtiğimiz Çarşamba günü,  Tunus hükümeti koronavirüs salgınının yayılmasıyla mücadele etmek için gece sokağa çıkma yasağı ve iki hafta boyunca toplanma yasağını onayladı.
Tunus Cumhurbaşkanı 25 Temmuz’da parlamentonun çalışmalarını askıya alarak, başbakanı görevden aldı ve iktidarı ele geçirmeye karar verdi. Daha sonra Necla Buden başkanlığında yeni bir hükümet atayan Said, 2014 anayasasının bazı bölümlerini askıya aldı.
Kays Said, 25 Temmuz 2022'de hükümet sistemi değişikliği için Anayasa referandumuna, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini duyurdu.

Cumhurbaşkanı, 25 Temmuz 2022'de hükümet sistemi değişikliği için Anayasa referandumuna, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini duyuran bir siyasi takvim belirledi.
Ancak Said’in bu adımları, Nahda Hareketi liderliğindeki siyasi partilerin yanı sıra insan hakları aktivistleri ve politikacıların güçlü muhalefetiyle karşı karşıya kaldı.

Said kararlarını halkın ‘yönünü düzeltme’ konusundaki gerçek talepleri olarak değerlendirerek savunurken, muhalefet bunu ‘otoriter bir sapma’ olarak görüyor ve 2011 yılında Zeynel Abidin bin Ali’nin devrilmesiyle kurulan anayasaya yönelik bir “darbe” olarak değerlendiriyor.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.