Küçük bir galakside saklanan "mini" bir kara delik keşfedildi

(Pixabay)
(Pixabay)
TT

Küçük bir galakside saklanan "mini" bir kara delik keşfedildi

(Pixabay)
(Pixabay)

Bilim insanları yaklaşık 110 milyon ışık yılı uzaklıktaki küçük bir galakside "mini" bir kara delik keşfetti.
Kara delik Güneş'in yaklaşık 200 bin katı bir kütleye sahip ve Mrk 462 galaksisinde gömülü.
Mrk 462, Samanyolu Galaksimizdeki yüz milyar yıldıza kıyasla, sadece birkaç yüz milyon yıldıza ev sahipliği yapıyor. İçindeki minyatür karadelik ise şimdiye dek tespit edilen bir avuç benzerinden yalnızca biri.
New Hampshire'daki Dartmouth College'dan Jack Parker "Mrk 462'deki bu kara delik, süper kütleli veya canavar kara deliklerin en küçükleri arasında" dedi:
"Bunun gibi kara delikleri bulmak çok zor."
Gökbilimciler daha büyük galaksilerde kara delikleri genellikle galaksi merkezindeki yıldızların hızlı hareketlerini araştırarak buluyor. Ancak cüce galaksiler bu yöntemin etkili olması için fazla küçük ve loş.
Bunun yerine gökbilimciler, büyüyen kara deliklere dair, milyonlarca dereceye kadar ısınan gaz ve parlayan x-ışınları gibi izler arıyor.
Sekiz cüce galakside kara delik büyümesinin ipuçları bulunmuştu ama büyüyen bir kara deliğin x-ışını izi yalnızca Mrk 462'de vardı.
Yüksek enerjili X-ışınlarının düşük enerjili olanlara kıyasla alışılmadık derecede yoğun olması ve diğer dalga boylarındaki verilerle yapılan karşılaştırmalar, Mrk 462 kara deliğinin gaz tarafından büyük ölçüde gizlendiğine işaret ediyor.
Çalışmayı yürüten Ryan Hickox "Gömülü kara delikleri tespit etmek açıkta olanları saptamaktan daha zor. O yüzden bu örneği bulmak, benzer kara deliklere sahip çok daha fazla cüce galaksi olduğu anlamına gelebilir" dedi:
Bu önemli çünkü astrofizikteki önemli bir soruyu ele almaya yardımcı olabilir: Kara delikler evrende bu kadar erken bir zamanda nasıl bu kadar büyüdü?
Kara delikler hızla büyüyor ama Big Bang'den sonra bu kadar yüksek bir kütleyi bu kadar çabuk biriktirmeyi nasıl başardıkları henüz belli değil. Bir açıklamaya göre oluştukları sırada Güneş kütlesinin on binlerce katı kütleye sahip olan kara delikler, erken evrene tohumlar gibi serpilmişti. Belki de bu süreç, devasa gaz ve toz bulutlarının çöküşünün bir sonucuydu.
Süper kütleli kara deliklere sahip cüce galaksilerin büyük bir kısmı, ilk nesil yıldızlardan gelen küçük kara delik tohumlarının, erken evrende Güneş kütlesinin milyarlarca katına sahip nesneler oluşturmak üzere şaşırtıcı bir hızla büyüdüğüne işaret ediyor.
Parker "Tek bir örnekten güçlü sonuçlar çıkaramayız ama bu bulgu, cüce galaksilerdeki gömülü kara delikler için çok daha kapsamlı aramaları teşvik etmelidir" diye konuştu:
Öğrenebileceklerimizden heyecan duyuyoruz.
Independent Türkçe
 



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news