Modern insana ait en eski fosillerden biri, aslında daha da eskiymiş

Bilim insanları çalışmalara devam etmeyi planlıyor (Unsplash/Temsili fotoğraf)
Bilim insanları çalışmalara devam etmeyi planlıyor (Unsplash/Temsili fotoğraf)
TT

Modern insana ait en eski fosillerden biri, aslında daha da eskiymiş

Bilim insanları çalışmalara devam etmeyi planlıyor (Unsplash/Temsili fotoğraf)
Bilim insanları çalışmalara devam etmeyi planlıyor (Unsplash/Temsili fotoğraf)

Modern insana (Homo sapiens) ait en eski fosillerden birinin, düşünülenden yaklaşık 35 bin yıl daha eski olduğu ortaya çıktı.
Omo I adıyla bilinen kemik ve kafatası parçaları, 1967'de Etiyopya'da keşfedilmişti.
Uzmanlar, kalıntıların ne zamandan kaldığını tam olarak belirleyememişti.
2005'te kalıntının hemen altındaki kaya katmanını inceleyen jeologlar, Omo I'ın en az 195 bin yıl öncesine ait olduğunu belirlemişti.
12 Ocak'ta Nature adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan yeni çalışmanın başyazarı Celine Vidal, "Yine de çok fazla belirsizlik vardı" dedi.

(M. H. Day)
Cambridge Üniversitesi'nde görev yapan yanardağ uzmanı, fosillerin üzerinde biriken kül tabakasını analiz ederek daha kesin bir tarih belirlenebileceğini söyledi:
"Ancak kül çok ince, neredeyse un gibi olduğu için o dönemde bunu yapmak imkansızdı."
Vidal ve ekibi daha yeni metotlarla kül tabakasını inceledi.
Bulgular, Omo I'in 233 bin yıllık olduğunu gösterdi. Zira küllerin, yaklaşık 400 kilometre uzaklıktaki Shala Yanardağ'ında 233 bin yıl önce meydana gelen patlamadan kaldığı tespit edildi.
Bu, fosillerin en az 233 bin yıllık olduğu anlamına geliyor. Bilim insanları 22 bin yıllık hata payı olduğunu belirtti.
Araştırmanın yazarlarından paleoantropolog Aurelien Mounier, "Omo I için belirlenen yeni minimum yaş, insan evrimiyle ilgili en son teorilerle daha tutarlı" dedi.
Modern insana ait keşfedilen en eski kalıntı, 2017'de Fas'ta ortaya çıkarıldı. Bu kalıntılar 300 bin yıl öncesine ait. Ancak Mounier, Omo I'ın fiziksel özelliklerinin Fas'taki kalıntılara göre modern insana daha çok benzediğini söyledi:
"Omo I, modern insanın bütün morfolojik özelliklerine sahip tek fosil."
Araştırmacılar, kül örneklerini tekrar analiz ederek fosillerin en fazla kaç yıllık olabileceğini belirlemeyi istiyor.
Independent Türkçe, AFP, Popular Science



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging