NASA teleskobu, Güneş Sistemi'nin dışında "öteuydu" adayı keşfetti

Görselde gaz devi Kepler-1708b ve uydusu Kepler-1708b-i, kendi yörüngelerinde dönerken resmediliyor (Helena Valenzuela Widerström)
Görselde gaz devi Kepler-1708b ve uydusu Kepler-1708b-i, kendi yörüngelerinde dönerken resmediliyor (Helena Valenzuela Widerström)
TT

NASA teleskobu, Güneş Sistemi'nin dışında "öteuydu" adayı keşfetti

Görselde gaz devi Kepler-1708b ve uydusu Kepler-1708b-i, kendi yörüngelerinde dönerken resmediliyor (Helena Valenzuela Widerström)
Görselde gaz devi Kepler-1708b ve uydusu Kepler-1708b-i, kendi yörüngelerinde dönerken resmediliyor (Helena Valenzuela Widerström)

Gökbilimciler nadir bir keşfe imza attı ve Güneş Sistemi'nin dışında yer alan bir doğal uydu adayı tespit etti.
Son 30 yılda Güneş Sistemi dışında 4 binden fazla gezegen keşfedildi. Ötegezegen adı verilen bu gök cisimleri arasında kayalık gezegenler, deforme olmuş gezegenler veya gaz devleri gibi çok çeşitli nesneler yer aldı.
Buna rağmen, gezegenlerin etrafında dönen uydulara dair tek bir keşif yapılabildi. Bu da 2017'de saptanan, Neptün büyüklüğündeki "öteuydu" adayı Kepler-1625 I olmuştu.
Şimdiyse Columbia Üniversitesi'nden bilim insanları listeye ikinci uydu adayını ekledi.
Araştırmanın başyazarı Profesör David Kipping, "Gökbilimciler şimdiye kadar 10 binden fazla ötegezegen adayı buldu, ancak öteuydular çok daha zorlu. Onlar terra incognita" diye konuştu. Terra incognita, kartografyada haritalanmamış bölgeler için kullanılan bir terim.
Hakemli bilimsel dergi Nature Astronomy'de yayımlanan araştırmada, Profesör Kipping ve meslektaşları, NASA'nın 2018'de emekliye ayrılan Kepler uzay teleskobunun tespit ettiği en soğuk gaz devlerini inceledi.
70 gezegeni derinlemesine inceleyen araştırmacılar, sonunda Kuğu ve Lyra takımyıldızları yönünde, Dünya'dan yaklaşık 5 bin 500 ışık yılı uzaklıkta yer alan Kepler-1708b'nin yörüngesindeki olası uyduyu tespit etti.
Veriler, Kepler-1708b-i adı verilen gök cisminin büyüklüğünün Dünya'nın yaklaşık 2,6 katı olduğunu gösteriyor. Ona ev sahipliği yapan gezegen ise Jüpiter'den biraz daha küçük.
Gökbilimciler öteuydu araştırmalarında soğuk, gaz gezegenlerini inceliyor. Zira Güneş Sistemi'nde Dünya gibi gezegenler az sayıda uyduya sahipken Jüpiter ve Satürn gibi gaz devlerinin yüzden fazla uydusu var.
Araştırmacılara göre iki öteuydu adayı da muhtemelen gazdan oluşuyor. Bunların hayatlarına bir gezegene dönüşmek üzere başladığı ve sonra diğer dev gezegenlerin yörüngelerine çekildiği tahmin ediliyor.
Profesör Kipping, "Dışarıda başka uydular varsa, muhtemelen o kadar da canavarca görünmeyecek. Aynı zamanda tespit edilmeleri de daha zor olacak" ifadelerini kullandı:
"Keşfi doğrulamak için Hubble gibi diğer uzay teleskoplarından gelecek gözlemlere ihtiyacımız olacak. Bu da yıllar alabilecek bir süreç."
Independent Türkçe, SciNews, ScienceAlert



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news