Putin-Reisi Zirvesi: Mesafeli ve dönüm noktalarına odaklı

Putin ile Reisi arasında gerçekleşen zirvede uzun soluklu iş birliğinin geliştirilmesi en önemli gündem maddelerinden biri olurken Rus basını, iki taraf arasında güven duygusunun zayıf olduğuna işaret etti

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün Kremlin'de bir araya geldiler (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün Kremlin'de bir araya geldiler (AP)
TT

Putin-Reisi Zirvesi: Mesafeli ve dönüm noktalarına odaklı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün Kremlin'de bir araya geldiler (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün Kremlin'de bir araya geldiler (AP)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin dün Moskova'ya yaptığı ilk ziyaretin seyri, öncesindeki büyük çıkışının ve Rus ve İran basınında, iki tarafın stratejik iş birliğini güçlendirmek için bu ziyaretin bir başlangıç ​​noktası haline getireceklerine olan inanca tekrar tekrar yapılan atıfların aksine, Kremlin'de (Rusya Cumhurbaşkanlığı) büyük bir resepsiyon havasında geçen ziyaretin bir tür kayıtsızlığı yansıtması oldukça dikkat çekiciydi. Kremlin’in Protokol Hizmetleri Dairesi, Putin'in genellikle devlet başkanlarını kabul ettiği törenlerin aksine, toplantıyı büyük bir masanın etrafında düzenlemeyi tercih etmişti. Katılımcılar arasında mesafe olmasına özen gösterildi. Bazı çevreler, bunu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yeniden patlak vermesi nedeniyle alınan önlemlere bağladı.
Ancak zirve sonunda, Putin ve Reisi arasında daha önce devlet başkanlarının yaptığı ziyaretlerde alışılagelen ortak bir basın toplantısının düzenlenememesi büyük dikkat çekti. Buna karşın Kremlin’deki kaynaklar, bu durumu Putin'in mesafeyi koruma ve kamuya açık etkinliklere katılmama kararıyla ilişkilendirdiler.
Öte yandan iki liderin, görüşmelerin kamuya açık kısmında ülkeleri arasındaki özellikle Suriye ile ilgili koordinasyon düzeyinden duydukları memnuniyeti göstermek istedikleri açıktı. Putin, açılış konuşmasında özellikle bu konu üzerinde durdu.
Rusya Devlet Başkanı, Moskova ve Tahran arasındaki iş birliğinin, Suriye topraklarındaki terör tehditleriyle mücadeleye yardımcı olan belirleyici bir faktör haline geldiğini söyledi.
Rus lider, misafirine hitaben şunları söyledi:
“Uluslararası alanda çok yakın iş birliği içerisindeyiz. Çabalarımızın, Suriye hükümetinin uluslararası terörle ilgili tehditlerin üstesinden gelmesine büyük ölçüde yardımcı olduğundan bahsetmiyorum bile.”
İranlı mevkidaşının Afganistan'daki gelişmeler ve Tahran ile büyük güçler arasındaki nükleer anlaşmayla ilgili müzakerelerin seyri hakkında tutumlarını öğrenmek istediğini ifade eden Putin, Reisi ile İran cumhurbaşkanlığı görevine gelmesinden bu yana temas halinde olduğunu, ancak ‘telefon veya görüntülü aramaların yüz yüze görüşmelerin yerini tutamayacağını’ vurguladı. Rus lider, İran ile Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) arasındaki ilişkilerdeki gelişmeye ve bir serbest ticaret bölgesi kurmak için devam eden çalışmalara övgüde bulundu.
Putin, Reisi'den İran'ın Dini Lideri (Rehber) Ali Hamaney’e ‘en iyi dileklerini’ iletmesini istemeyi de ihmal etmedi. Görüşmenin ‘soluk’ havasına rağmen ziyaretin gündemi, Moskova'nın ziyarete verdiği özel ehemmiyeti teyit etmeye çalışıyor gibiydi. İran Cumhurbaşkanı Reisi bugün Rusya Devlet Duması'na hitap edecek. Bu tür etkinlikler, konuk liderlerin gündeminde nadiren yer alıyor.
Diğer taraftan Suriye'de İran ve Rusya arasındaki iş birliğinin önemini vurgulayan Reisi, bu deneyimden başka alanlarda da yararlanmanın mümkün olduğuna işaret etti.
İran Cumhurbaşkanı, Rusya’nın ziyaret öncesinde değinmediği bir konu olarak İran tarafının Rusya'ya 20 yıllık bir stratejik iş birliği anlaşması taslağı sunduğunu söyledi.
Rusya’daki çevreler, Moskova ve Tahran'ın daha önceki beklentilerin aksine ‘mevcut ziyaret sırasında belgeyi imzalamayacaklarını’ söylemişlerdi. Bu, henüz tam olarak üzerinde anlaşmaya varılmamış noktalardan biri gibi görünüyordu. Rus analistler, Moskova'nın benzer bir adım atmadan önce Avusturya'nın başkenti Viyana’daki nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinin sonucunu bekleyebileceğini söylüyorlar.

Reisi: Tahran şuan ülkesine uygulanan yaptırımları kaldırmak için çaba sarf ediyor
İran Cumhurbaşkanı, Tahran'ın şuan ülkesine uygulanan yaptırımları kaldırmak için çaba sarf ettiğini vurgulayarak, İran’ın Batı’nın tehditleri veya yaptırımları nedeniyle ‘gelişmeyi bırakmayacağını’ söyledi. Ülkesinin, ABD'nin uluslararası düzeyde atacağı tek taraflı adımlar karşısında Rusya ile iş birliğini güçlendirmesini umduğunu belirten Reisi, “İran İslam Cumhuriyeti olarak bizim için dost ülke Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi ve genişletilmesi konusunda herhangi bir kısıtlama yok. Bu ilişkiler kısa vadeli ve taktiksel değil, kalıcı ve stratejik olacaktır” ifadelerini kullandı.
Reisi, İran’ın Rusya ile ekonomi, siyaset, kültür, bilim, teknoloji, savunma ve askeri alanların yanı sıra güvenlik, uzay ve diğer alanlarda ilişkilerini geliştirmek istediğini söyledi.
İran Cumhurbaşkanı, Moskova’ya gitmeden önce, ziyaretinin Rusya ile İran arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerde bir dönüm noktası olabileceğini açıklamıştı. Reisi, ziyaret öncesinde yaptığı açıklamada, “Bu ziyaret, Rusya ile İran arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerde bir dönüm noktası ve bölgedeki ticari ve ekonomik ilişkilerin güvenliğinin sağlanmasında etkili olabilir” dedi.
Rusya ve İran arasında iş birliğinin güvenliği sağlayacağına ve tek taraflılığı önleyeceğine hiç bir şüphenin olmadığını vurgulayan Reisi, “İran ve Rusya, bölgedeki birçok siyasi ve ekonomik organizasyonun katılımcılarıyız. Rusya, Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gibi bu organizasyonlarda önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu. İran Cumhurbaşkanı, Rusya'nın AEB’de çok önemli bir rol oynadığını ve bu yöndeki iş birliklerinin ekonomik ve ticari projelerin canlandırılmasında etkili olabileceğini vurguladı.
Moskova ile ilişkilerde uzun vadeli stratejik bir gidişatın güçlendirilmesine birçok kez değinen Reisi, bu dosyanın ekibi için bir öncelik olduğunu belirtirken Moskova'ya, nükleer anlaşmanın canlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılmasının Tahran'ın Ruslara sırt çevirmesi anlamına gelmeyeceğine dair güvence vermeye çalıştı. Bu mesele, son zamanlarda Rusya'daki gözlemciler ve analistler arasındaki tartışma konularından biri oldu.

Moskova, İran ile iş birliğini geliştirmeye hazır olduğunu açıkladı
Moskova, Tahran ile başta askeri sektör olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirmeye hazır olduğunu açıklamıştı. Batı medyası, Reisi’nin Moskova ziyareti öncesinde Rusya’dan 10 milyar dolarlık askeri teçhizat alımı için bir sözleşme imzalanması ihtimali de dahil olmak üzere Rusya ve İran arasında askeri ve teknik iş birliğine ilişkin tahminlere geniş yer verdi.
Askeri analistler, Tahran'ın Rus yapımı modern askeri teçhizatlar edinmeye büyük önem verdiğine inanıyorlar. Ancak uzmanlara göre sorun, İran'ın bunların ücretini, mal veya petrol takası yoluyla ya da Rusya'nın sağladığı bir krediyle ödeme arzusunda yatıyor.
Buna karşın Rusya’nın önde gelen gazeteleri, İran'da yapılan anketlerin İranlıların çoğunluğunun ‘Rusya'ya güvenmediğini ve Moskova yerine Washington ile diyalogu tercih ettiğine’ işaret etmesi dikkat çekiciydi.
Rusya’da yayınlanan Kommersant gazetesi, İranlı kaynaklarından, Rusya'nın, Viyana’daki müzakereler sırasında Tahran'ın yaptırımları kaldırma konusundaki sağlam duruşu da dahil olmak üzere İran'ın tutumlarına verdiği desteğin, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirdiğini aktardı. Gazetenin kaynaklarına göre İranlılar, Moskova ile ikili ilişkilerin tüm yönlerini ele alan yeni, ileriye dönük 20 yıllık bir stratejik iş birliği anlaşmanın ülkelerine yardımcı olmasını umuyorlar. Kaynaklar ayrıca İran’ın bir önceki hükümet döneminde iki yıl önce tartışılmaya başlanan anlaşma taslağının halen hazır olmadığına da dikkati çektiler.
Gazete, yakın tarihli bir anketin sonuçlarına göre İranlıların yüzde 52’sinin ABD ve yüzde 35’inin İsrail'e karşı ‘olumlu bir tutuma’ sahip olduğunu, buna karşın yüzde 39’unun ABD’ye yüzde 48’inin ise İsrail’e karşı olumsuz duygulara sahip olduğunu bildirdi. 
Anket sonuçlarına göre ankete katılanların yüzde 71'i ‘İran ile Çin arasındaki 25 yıllık iş birliği anlaşmasına’, yüzde 66'sı ise ‘İran ile Rusya arasındaki 20 yıllık iş birliği anlaşmasına’ karşı olduklarını söylediler.
İran ile Rusya arasındaki ‘güven kaybının tarihi boyutunu’ ortaya koyan anket sonuçları, İran’ın reformcu gazetesi Etimad tarafından da yayınlandı. Etimad gazetesi, iki taraf arasındaki bu güvensizliğin, gerek çarlar döneminde, gerek Sovyetler Birliği döneminde gerekse çağdaş Rusya döneminde tarihin tüm aşamalarında her zaman mevcut olduğunun altını çizdi.
Kommersant gazetesi tarafından yapılan ankette, İranlıların yüzde 70'inden fazlasının ‘İran ile Rusya arasında Hazar Denizi'nin yasal statüsüne ilişkin anlaşmaya’ karşı oldukları görüldü.
İran Şura Meclisi’nin 2018 yılında imzalanan anlaşmayı halen onaylamadığını aktaran gazete, Rusya merkezli Politik Araştırmalar Merkezi (PIR Center) uzmanı Yulia Sveshnikova’nın “İranlıların ruh halinin istikrarlı olmayabilir, ama Rusya'nın güvensizliği faktörü her zaman vardı” şeklindeki değerlendirmesini aktardı.
Sveshnikova’nın yorumuna göre İran’da geleneksel olarak muhafazakarlar, Rusya ile iş birliği yapma ve Batı'dan uzak durma eğilimi gösterirken reformistler, Rusya ile ilişkileri güçlendirmek yerine Batı ile yakınlaşmayı tercih ediyorlar.



Çeçenistan Cumhurbaşkanı Kadirov: Yaşıyorum ve iyiyim

Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov. (Reuters)
Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov. (Reuters)
TT

Çeçenistan Cumhurbaşkanı Kadirov: Yaşıyorum ve iyiyim

Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov. (Reuters)
Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov. (Reuters)

Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov’un resmi sosyal medya hesabında dün kendisinin yer aldığı bir video yayınlandı. Kadirov videoda, sosyal medyada sağlığının kötüleştiğine dair yer alan haberleri yalanladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın bir müttefiki olan 46 yaşındaki Kadirov’a Kremlin tarafından bu hafta bir Moskova hastanesinde tedavi gördüğü yönündeki haberler sorulduğunda, konuyla ilgili hiçbir bilgisi olmadığını söyledi.

Ancak Kadirov’un Telegram’da yayınladığı bir videoda kendisinin Magomed Abdulhamidoviç Kadirov olduğu söylenen bir adam, Kadirov’un yatağının kenarına oturarak elini başını öperken görüldü. Videonun ne zaman çekildiği ise açıklanmadı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kadirov’un kendisi tarafından yazıldığı iddia edilen bir yazısında, “Allah’a şükür yaşıyorum ve iyiyim. Hasta olduğumda neden bu kadar gürültü koptu kesinlikle anlamıyorum” dedi.

Kadirov’un sözcüleri ise Çeçen liderin hastalığıyla ilgili açıklama taleplerine yanıt vermedi.


Karabağ'daki çatışmalarda yüzlerce ölü ve yaralı kaydedildi

Dağlık Karabağ bölgesine düzenlenen bombardıman yıkıma yol açtı. (AP)
Dağlık Karabağ bölgesine düzenlenen bombardıman yıkıma yol açtı. (AP)
TT

Karabağ'daki çatışmalarda yüzlerce ölü ve yaralı kaydedildi

Dağlık Karabağ bölgesine düzenlenen bombardıman yıkıma yol açtı. (AP)
Dağlık Karabağ bölgesine düzenlenen bombardıman yıkıma yol açtı. (AP)

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesine başlattığı operasyonda en az 200 kişinin öldüğü bildirildi. AFP'nin haberine göre, Dağlık Karabağ bölgesindeki ayrılıkçı bir yetkili dün yaptığı açıklamada yüzlerce kişinin de yaralandığı aktardı. Bölgenin İnsan Hakları Ombudsmanı Gegham Stepanyan, önceki gün başlayan ve dün ayrılıkçıların teslim olmasının ardından ateşkes anlaşmasının imzalanmasıyla sona eren operasyonda “En az 200 ölü, 400'den fazla yaralı var" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Azerbaycan ile Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermeni ayrılıkçılar arasında bugün düzenlenmesi planlanan görüşmelerde Moskova barış güçlerinin arabuluculuk yapacağını duyurdu.

Kremlin, yaptığı açıklamada, Putin'in, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek ‘müzakerelerin bölgede konuşlu Rus barışı koruma taburunun arabuluculuğuyla yürütüleceğini’ bildirdiğini belirtti. Görüşmeler, Bakü güçlerinin önceki gün başlattığı ve dün ayrılıkçıların teslim olmasının ardından ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanan askeri operasyonun ardından geldi.

Erivan'daki gösteriler

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre binlerce Ermeni, Dağlık Karabağ bölgesindeki krizi protesto etmek için Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Erivan'daki karargahı önünde gösteri yaptı. Göstericilerle polis arasında çatışmalar çıktı. Ermeni muhalif siyasetçiler Paşinyan'ı, ayrılıkçıların Azerbaycan güçlerine teslim olmasının ardından Dağlık Karabağ'daki Ermeni çoğunluğunu terk etmekle suçladı. Paşinyan'ın yargılanması çağrısında bulunuldu.


Gana Cumhurbaşkanı Akufo-Addo'dan Afrika'da darbeler ve terörizmle mücadele için destek çağrısı

Nana Akufo-Addo (AA)
Nana Akufo-Addo (AA)
TT

Gana Cumhurbaşkanı Akufo-Addo'dan Afrika'da darbeler ve terörizmle mücadele için destek çağrısı

Nana Akufo-Addo (AA)
Nana Akufo-Addo (AA)

Akufo-Addo, New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Sahel'deki istikrarsızlığın Batı Afrika ülkelerini ciddi bir siyasi baskı ve ekonomik gerilim altına soktuğunu belirtti.

Uluslararası topluma Sahel'deki terörizm ve kıta genelinde yaygınlaşan darbelerle mücadelede Afrika'ya destek olma çağrısında bulunan Akufo-Addo, kıtadaki birçok ülkenin, teröristler yüzünden geniş topraklar kaybettiğini, bazılarının da darbelerle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Akufo-Addo, Batı Afrika'da, karşılaştıkları çok zor koşullar altında, terörizmle başa çıkmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını kaydederek, uluslararası toplumun, bu sorunlarla başa çıkma çabalarını baltalamak yerine desteklemesi halinde çatışmaların daha tatmin edici bir şekilde çözüleceğine inandıklarını ifade etti.

Afrikalıların İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa ve müttefiklerini savunmak için savaştıklarına işaret eden Akufo-Addo, dünyanın, ihtiyaç duydukları anda karşılık verme zamanının kesinlikle geldiğini söyledi.


ABD Senatosu yeni Genelkurmay Başkanı’nın atanmasını onayladı

General Charles Brown, yeni Genelkurmay Başkanı olarak onaylandı. (EPA)
General Charles Brown, yeni Genelkurmay Başkanı olarak onaylandı. (EPA)
TT

ABD Senatosu yeni Genelkurmay Başkanı’nın atanmasını onayladı

General Charles Brown, yeni Genelkurmay Başkanı olarak onaylandı. (EPA)
General Charles Brown, yeni Genelkurmay Başkanı olarak onaylandı. (EPA)

ABD Senatosu dün (çarşamba), bir Cumhuriyetçi senatörün, atamanın onaylanmasını aylarca engellemesinin ardından General Charles Brown'un ABD Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı olarak atanmasını onayladı.

ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz mayıs ayında, Afrika kökenli Amerikalı generalin Genelkurmay Başkanı olarak atandığını duyurdu ve bu ismin askeri niteliklerine ve kişisel değerlerine, özellikle de ırkçılığa karşı mücadeleye katılımına dikkat çekti. Ancak bu atamanın diğer 300'den fazla atama gibi ABD Senatosu'nda onaylanması, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) kadın askeri personelin alınmasına ilişkin politikasını protesto etmek amacıyla, Senatör Tommy Tuberville tarafından engellendi.


Rusya Devlet Başkanı Putin'den, Çin'e "tek kutuplu hegemonyaya direnme" çağrısı

Vladimir Putin (AA)
Vladimir Putin (AA)
TT

Rusya Devlet Başkanı Putin'den, Çin'e "tek kutuplu hegemonyaya direnme" çağrısı

Vladimir Putin (AA)
Vladimir Putin (AA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu çerçevesinde Rusya-Ukrayna Savaşı'na dair tartışmaların sürdüğü günlerde, Çin-Rusya Stratejik Güvenlik İstişareleri için ülkesini ziyaret eden Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile St. Petersburg'da görüştü.

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Putin, görüşmede "tek kutuplu hegemonyaya ve kamplar arası cepheleşmeye direnme" çağrısı yaparken, "stratejik işbirliğini derinleştirme" mesajı verdi.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in martta Moskova'ya yaptığı ziyareti "çağ açan" olarak tanımlayan Putin, "Mevcut uluslararası durum, Devlet Başkanı Şi Cinping'in 'dünyanın yüzyıldır görülmeyen değişimlerden geçtiğine' dair stratejik hükmünü doğruluyor" dedi.

Putin, iki ülke liderlerinin ziyarette vardığı mutabakatın başarıya ulaştığını, Rusya ile Çin arasındaki farklı alanlarda temasların ve işbirliğinin olumlu sonuçlar ürettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

Rusya, bu yılın başından itibaren, ABD ve Batı'nın tek taraflı yaptırımlarının etkilerinin üstesinden geldi, ekonomi yeniden büyüme doğrultusuna girdi ve farklı işlevlerin işleyişi normale döndü.

Rusya ve Çin'in ortak çabalarıyla BRICS'in genişleme yönünde başarılı bir adım attığını ve bunun işbirliğini yeni bir seviyeye taşıyacağına inandığını dile getiren Putin, "Rusya, Çin ile Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS gibi çok taraflı çerçevelerde yakın koordinasyonu sürdürerek tek kutuplu hegemonyaya ve kamplar arası cepheleşmeye direnmeye, uluslararası barışı ve adaleti korumaya hazır" değerlendirmesinde bulundu.

Çin ile "stratejik planlamayı güçlendirmeyi" ve "pragmatik işbirliğini derinleştirmeyi" istediklerine işaret eden Putin, Rusya'nın, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ni desteklediğini, bunu bozmaya ve karalamaya yönelik çabalara karşı çıktığını dile getirdi. Putin, Avrasya Ekonomik Birliği ile Kuşak ve Yol arasında bağlantıyı güçlendirerek bölgesel bütünleşmeyi teşvik edeceklerini vurguladı.

"Hegemonyaya karşı hoşnutsuzluk artıyor"

Vang Yi de Devlet Başkanı Şi'nin "dünyanın yüzyılda görülmeyen değişim dönemine girdiği" vurgusunu yineleyerek, "Kaotik uluslararası durum karşısında dünya giderek çok kutuplu hale geliyor ve ekonomik küreselleşme karşı eğilimlere rağmen ilerliyor. Tek taraflı yaptırımlar sürdürülebilir değil ve hegemonyaya karşı hoşnutsuzluk artıyor" dedi.

Rusya ve Çin'in, BM Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri olarak dünyada kalkınmayı ve ilerlemeyi teşvik etme sorumluluğu olduğuna dikkati çeken Vang, "Çok taraflı stratejik koordinasyonu sürdürmeli, iki ülkenin meşru haklarını ve çıkarlarını korumalı ve uluslararası düzenin daha adil ve akılcı bir doğrultuya girmesi için çaba göstermeliyiz" ifadelerini kullandı.

Ziyareti sırasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev ile yaptığı görüşmelerde farklı alanlarda işbirliği konularını ele aldıklarını belirten Vang, Rusya ile "stratejik güvenin geliştirilmesi" ve "pratik işbirliğinin derinleştirilmesi" için birlikte çalışmaya hazır olduklarını vurguladı.

Ukrayna sorunu

Putin ve Vang'ın, görüşmede uluslararası ve bölgesel durum hakkında da görüş alışverişinde bulunduğunu belirten Çin tarafı, "Putin'in, Rusya'nın Ukrayna sorununu diyalog ve müzakereyle çözmeyi istediğini yinelediğini" aktardı.

Vang'ın Moskova'daki temasları ve Putin ile görüşmesi, New York'ta düzenlenen 78. BM Genel Kurulu marjında bir araya gelen G7 (Grup 7) Dışişleri bakanlarının, yayımladıkları ortak açıklamada Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sonlandırılması için Moskova'ya çağrı yapmasının ardından geldi.

ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya'nın oluşturduğu G7 ülkelerinin Dışişleri bakanları, 18 Eylül'de yayımladıkları ortak açıklamada, Rusya'ya "Ukrayna'daki tüm askerlerini ve harp donanımlarını derhal ve koşulsuz olarak çekmesi" çağrısında bulunmuştu.

Çin'in ABD ile jeostratejik rekabetinin ve bölgesel gerilimlerin arttığı bir dönemde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, Pekin yönetimini, "ortak düşman" algısıyla, benzer meydan okumalarla karşı karşıya olan Moskova ile yakınlaştırdığı gözleniyor.

ABD ve Avrupa, Rusya'ya savaşta silah desteği sağlamaması yönünde Çin'i uyarırken, Pekin, doğrudan silah satışı yapmasa da Moskova ile ortak devriye, askeri tatbikatlar ve personel eğitimi dahil savunma alanındaki işbirliğini ve BM Güvenlik Konseyi ile diğer platformlarda diplomatik ve söylem düzeyinde desteğini sürdürüyor.

Devlet Başkanı Şi Cinping'in martta Moskova'ya yaptığı ziyarette, iki ülke liderleri, Çin ile Rusya arasındaki "kapsamlı stratejik ortaklık koordinasyonunu" derinleştirme konusunda mutabakata varmıştı.

Şi, üç günlük ziyaretinin ardından veda ederken Putin'e hitaben, "Şu anda dünya yüzyılda bir görülecek bir değişimden geçiyor ve bu değişime biz yön veriyoruz" ifadelerini kullanmıştı.


Dağlık Karabağ’da açılan ateş sonucu iki Rus barış gücü öldü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Dağlık Karabağ’da açılan ateş sonucu iki Rus barış gücü öldü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Alemu’l-Arabi Haber Ajansı’na (AWP) göre, Rusya Savunma Bakanlığı, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesinde açılan ateş sonucu iki Rus barış gücünün öldüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığı haberde ise Canyatak yerleşim birimi yakınlarında Rus Barış Gücüne ait UAZ Patriot aracına ateş açıldığı belirtildi.

Bakanlığın açıklamasında, ateş sonucu arabadaki askerlerin yaşamlarını yitirdiği kaydedildi.

Öte yandan Kremlin, Dağlık Karabağ krizini Azerbaycan’ın ‘iç meselesi’ olarak değerlendirdi.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, “Karabağ’ın Azerbaycan’ın iç meselesi olduğuna şüphe yok. Azerbaycan, Ermenistan’ın tanıdığı kendi topraklarında hareket ediyor” dedi.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, dün Karabağ’da ateşkes anlaşmasına varıldığını duyururken, ayrılıkçı Ermeniler, Rus barışı koruma komutanlığının sunduğu ateşkes teklifini kabul ettiklerini bildirdi.

Rus barışı koruma güçleri ise henüz ateşkesin herhangi bir şekilde ihlal edilmediğini belirtti.


ABD'den Hindistan'a Sih örgütü liderinin ölümüyle ilgili soruşturmada Kanada ile işbirliği çağrısı

(AA)
(AA)
TT

ABD'den Hindistan'a Sih örgütü liderinin ölümüyle ilgili soruşturmada Kanada ile işbirliği çağrısı

(AA)
(AA)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, günlük çevrim içi basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun, Nijjar'ın öldürülmesinin arkasında Yeni Delhi hükümetinin olduğu iddiasıyla ilgili Kirby, "derin endişe" duyduklarını belirterek, Kanadalı yetkililerle konuya ilişkin yakın temasta olduklarını bildirdi.

Kirby, Nijjar'ın öldürülmesinin "ciddi" bir mesele olduğunu söyleyerek, Kanada'nın konuyla ilgili soruşturmasının engellenmeden ilerlemesi ve faillerin adalet önüne çıkarılması gerektiğini dile getirdi.

Bu kapsamda Hindistan'ı tam teşekküllü işbirliği yapmaya çağıran Kirby, diğer yandan soruşturma sonuçlanmadan spekülasyon yapmak istemediğini kaydetti. Kirby, Hindistan'ın stratejik bir ortak olduğu mesajını yineledi.


Hollanda'da devletin Müslümanları ve İslami kurumları gizlice araştırdığı ortaya çıktı

(AA)
(AA)
TT

Hollanda'da devletin Müslümanları ve İslami kurumları gizlice araştırdığı ortaya çıktı

(AA)
(AA)

Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Karien van Gennip, Temsilciler Meclisine yazdığı mektupta, geçmiş yıllarda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından ülkede yaşayan Müslüman topluluklar arasındaki kişiler, kurumlar ve ağlarla ilgili habersiz araştırmalar yapıldığının tespit edildiğini belirtti.

Van Gennip mektupta, ülkede yaşayan Müslümanların ve İslami kurumların gizlice araştırılmasından dolayı üzüntü duyduğunu ve bundan, gelecek için ders çıkardığını ifade etti.

Bakanlığın kişi ve kurumlarla ilgili yaptığı araştırmanın şeffaf bir şekilde yapılmadığını vurgulayan van Gennip, kişi veya kurumlar hakkında haklı bir gerekçe ve hukuki dayanak olmaksızın araştırma yapılmasını şiddetle reddettiğini kaydetti.

Van Gennip, bazı araştırmalar için dışarıdan uzmanlar görevlendirildiğini belirterek araştırmaların bir kısmında kişisel verilerin işlendiğine, Bakanlığın bu görev için kişisel verileri işlemesine yönelik herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığına dikkati çekti.

Toplanan kişisel verilerin 1 Nisan 2024 tarihinden itibaren imha edileceğini kaydeden van Gennip, verilerinin Bakanlığın dosyasında işlenip işlenmediğini öğrenmek isteyenlerin bizzat kurumlarına başvurabileceklerini belirtti.

Bazı belediyeler, camileri ve Müslümanlara ait kurumları gizlice araştırmıştı

Hollanda'da geçen yıl, bazı belediyelerin özel şirketler aracılığıyla camiler ve Müslümanlara ait kurumlar hakkında gizli araştırma yürüttüğü ortaya çıkmıştı.

Hollanda Güvenlik ve Terörle Mücadele Kurumunun (NCTV) belediyeler aracılığıyla finanse ettiği araştırmanın, NTA (Nuance door Training en Advies) adlı özel firma aracılığıyla yaptırıldığı belirtilmişti.

Camilerde araştırma yapan NTA çalışanlarının kendilerini cemaatten biri ya da ziyaretçi olarak tanıttıkları, inceleme sırasında cemaatten birçok kişiyle kimliklerini açıklamadan görüştükleri kaydedilmişti.

NTA'nın özellikle imamların ve yöneticilerin geçmişleri, nereden geldikleri ve nerelerde eğitim gördüklerine ilişkin bulguları belediyelere "gizli bilgi" olarak raporladığı aktarılmıştı.


Kolombiya'da polis karakolu ve askeri üslere eş zamanlı bombalı saldırılar yapıldı

(AA)
(AA)
TT

Kolombiya'da polis karakolu ve askeri üslere eş zamanlı bombalı saldırılar yapıldı

(AA)
(AA)

Cauca'nın kuzeyindeki Buenos Aires, Corinto, Suarez ve Santander de Quilichao kasabalarında, polis karakolları ve askeri üsler bomba yüklü araçlarla ve patlayıcı maddelerle hedef alındı.

Cauca Valisi Elias Larrahondo Carabali yerel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, aynı anda birçok saldırı düzenlendiğini belirtti.

Carabali "Saldırılardan hastane ve okullar da etkilendi. Henüz ölü ve yaralı sayısıyla ilgili elimizde net bir bilgi yok" ifadesini kullandı.

Bölgeye çok sayıda ambulans ve arama kurtarma ekibi sevk edildi.

Saldırılarda, çok sayıda ölü ve yaralı olduğu değerlendiriliyor.

Henüz kimsenin üstlenmediği saldırılara ilişkin geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

Saldırının, bölgede etkili olduğu bilinen eski Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) mensuplarınca düzenlendiği düşünülüyor.


Güney Afrika'da uyuşturucu içeren kekten zehirlenen 90 ilkokul öğrencisi hastaneye kaldırıldı

(AA)
(AA)
TT

Güney Afrika'da uyuşturucu içeren kekten zehirlenen 90 ilkokul öğrencisi hastaneye kaldırıldı

(AA)
(AA)

Gauteng Eyaleti Eğitim Departmanı Sözcüsü Steve Mabona, yaptığı açıklamada, Soshanguve'deki Pulamadibogo İlkokulu'ndaki 90 öğrencide, bir sokak satıcısından aldıkları kekleri yedikten sonra mide bulantısı, mide ağrısı ve kusma gibi zehirlenme belirtileri görüldüğünü ifade etti.

Mabona, eğitimcilerin, sınıftaki öğrencilerin tuhaf davranışlarına şahit olduktan sonra destek için hemen acil servisleri aradıklarını söyledi.

Öğrencilerin çeşitli hastanelerde müşahede altına alındığını dile getiren Mabona, öğrencilerin yedikleri keklerde esrar bulunduğunun tespit edildiğini belirtti.

Mabona, polisin sokak satıcısının kimliğini tespit ettiğini ve konuya ilişkin soruşturma başlattığını kaydetti.