Tunus Cumhurbaşkanı: Özgürlükler hiç olmadığı kadar garanti altında

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı: Özgürlükler hiç olmadığı kadar garanti altında

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkede özgürlüklerin hiç olmadığı kadar garanti altında olduğunu ve şiddeti reddettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin ile yaptığı görüşmede, “Başta devleti vurmak isteyenler olmak üzere, herhangi bir tarafın şiddet ve istismar tezahürlerini reddediyoruz” dedi.
Geçtiğimiz hafta, Yasemin Devrimi’nin 11. yıl dönümünde, başkentte Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz 2021’de aldığı olağanüstü kararlar protesto edildi.
Polis, göstericileri dağıtmak için tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve cop kullanarak sert bir şekilde müdahale etti. Çok sayıda kişi de gözaltına alındı.
Başsavcılık tarafından dün yapılan açıklamada, çok sayıda kişinin gözaltına alındığı ve gazetecilerin saldırıya uğradığı gösterinin ardından bir kişinin ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldığı bilgisi verildi.
Cumartesi günü, 20 fazla Tunuslu sivil toplum kuruluşu, protestolar sırasında gazeteciler ve göstericilere yönelik sert polis müdahalesini kınadı.
Gösteri sırasında, Liberation gazetesi, Jean Afrique dergisi ve France Inter radyosunun muhabiri, protestoları takip ettikleri için polis tarafından dövüldü.
Bin Ali rejimini deviren 2011 devriminden bu yana, ülkede başta gösteri ve ifade özgürlüğü olmak üzere siyasi kazanımlar elde edildi.
Ancak Kays Said, 25 Temmuz’da parlamentoyu askıya alması ve başbakanı görevden almasından bu yana bu konularda eleştiriliyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Kays Said’e basın özgürlüğüne dair anayasal güvenceleri koruma çağrısında bulundu.
RSF’nin Tunus medyasının durumuna ilişkin raporunda, “Özgür ve bağımsız bir basın, Tunus devriminin temel başarısıdır” denildi.



İsrail’den Ben Gurion saldırısı sonrası Husilere tehdit

Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
TT

İsrail’den Ben Gurion saldırısı sonrası Husilere tehdit

Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)

İsrail dün, kendisi için hayati önem taşıyan Ben Gurion Havaalanı’na füzeli saldırı düzenleyerek altı kişinin yaralanmasına, hava trafiğinin aksamasına ve uçuşların askıya alınmasına neden olan Yemen’deki Husilere karşı teyakkuza geçerek tehditler savurdu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Husilere karşı yeni ‘saldırılar’ düzenleyeceklerini söyledi. Netanyahu, “Geçmişte onlara (Husilere) karşı hareket ettik. Gelecekte de onlara karşı hareket etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Hem hükümet hem de muhalefet kanadı olmak üzere siyasi ve askeri çevreler Husilerin saldırısını, İran'dan gelen bir ‘tehdit mesajı’ olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre İsrailli üst düzey bir güvenlik kaynağı yaptığı açıklamada, Husilerin saldırıda kullandıkları füzenin aslında Şahab-3 füzesinden geliştirilmiş bir İran füzesi olduğunu belirterek Husilerin, İsrail'in Arrow 2 ve Arrow 3 füze savunma sistemleri ile ABD'nin THAAD füze savunma sisteminin radarından kurtulmasını sağlayan ek özelliklere sahip bir füze başlığı geliştirdiklerini söyledi.

İsrail'in değerlendirmelerine göre havaalanına yönelik saldırı İran'ın, İsrail'i nükleer tesisleri bombalaması halinde Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana Husiler tarafından uygulanan deniz ablukasına benzer bir hava ablukasına maruz kalacağı yönünde tehdit ettiği dolaylı bir mesajdı.

İsrail’in eski Savunma Bakanı Benny Gantz ise yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Sorun Yemen değil, İran. İsrail’e balistik füzelerle saldıran İran’ın ta kendisi ve bunun sorumluluğunu üstlenmeli.”