Cumhurbaşkanı Reisi: İran ve Rusya ‘Batı hegemonyasına’ karşı aynı görüşte  

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Duma Meclisi’nde konuşma yaparken. (AFP)  
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Duma Meclisi’nde konuşma yaparken. (AFP)  
TT

Cumhurbaşkanı Reisi: İran ve Rusya ‘Batı hegemonyasına’ karşı aynı görüşte  

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Duma Meclisi’nde konuşma yaparken. (AFP)  
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Duma Meclisi’nde konuşma yaparken. (AFP)  

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi arasındaki ikili görüşmeler devam ediyor. Göreve başlamasından bu yana ilk yurtdışı ziyaretini Moskova’ya gerçekleştiren İran Cumhurbaşkanı Reisi, temaslarını sürdürüyor. 
Kremlin Sarayı’ndan yapılan açıklamada, iki liderin sabah kahvaltısında bir araya geldiği belirtildi ancak görüşmenin içeriğine dair ayrıntı verilmedi. Şarku’l Avsat’a konuşan bir diplomatik kaynak, görüşmenin, liderlerin önündeki dosyaların yoğunluğu nedeniyle, önceki gün yapılan müzakerelerin devamı niteliğinde olduğunu söyledi. 
Cumhurbaşkanı Reisi, ziyaretinin ikinci gününde Rus parlamentosunun alt kanadı Duma'da bir konuşma yaptı. İran’ın dost Rusya ile olan ilişkilerini geliştirmeyi önemsediğini vurgulayan Reisi, “Rusya ile ikili ilişkilerimiz istenilen düzeyde değil, İran olarak ilişkileri her alanda geliştirmeye hazırız. Bugün bölgesel ve uluslararası konularda iki ülke ilişkilerini geliştirmeye yönelik birçok konu başlığı ve imkanı bulunmaktadır. İran ve Rusya’nın iş birliği, her iki ülke ekonomilerinin gelişimi ile bölgesel ve uluslararası barışın tesisi için son derece önemlidir” dedi.  
Hegemonyaya dayalı uluslararası ilişkiler modelinin yalnızca savaşa yol açacağı, istikrarı sarsacağı ve halkları birbirinden uzaklaştıracağını belirten Reisi, “Askeri müdahale politikaları başarısızlığı açıktır. Halklara yaptırımlar uygulanması ise yeni hegemonya araçlarından biridir, bağımsız devletler bu yaptırımlara karşı ortak tepki göstermelidir. ABD'nin Irak ve Afganistan'dan çekilmek zorunda kalması, bölge halklarının direniş bilinci sayesinde gerçekleşmiştir. Direniş anlayışının, bağımsızlığın kazanılması ve caydırıcılık noktasında başarılı olduğu görülmüştür” ifadelerini kullandı.  
Reisi, İran ve Rusya'nın Suriye'de ortaya koyduğu işbirliği modelinin, terör ile mücadelede örnek teşkil ettiğini belirterek, "Bu işbirliği farklı sahalarda da kendisini gösterebilir ve rol model olabilir" dedi. 
Yaptırımların kaldırılması durumunda ülkesinin nükleer programıyla ilgili yeni bir anlaşma imzalamaya hazır olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Reisi, İran'ın nükleer faaliyetlerinin hukuka uygun olduğu yönündeki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) raporlarına işaret ederek, İran’ın savunma stratejisinde ‘nükleer silah üretimi’ bulunmadığını kaydetti.  
İran ve Rusya’nın, başta ‘Batı hegemonyası’ karşıtlığı olmak üzere birçok konuda aynı görüşte olduğunu belirten Reisi, iki ülke liderlerinin işbirliğinin artırılması, politik, ekonomik, bilimsel ve kültürel alanlarda ikili ilişkilerin güçlendirilmesi hususunda hemfikir olduğunu ifade etti.  
Reisi’nin Moskova ziyareti ve Duma’daki konuşması, Rus basınında geniş yankı buldu. Kommersant gazetesinde yer alan haberde, ‘Kuşatılmış bir başkan, bir başka kuşatılmış başkanı ziyaret ediyor’ denildi. Rus gazetelerinde yer alan haberlerde, Tahran’ın bu ziyareti son derece önemsediğine dikkat çekilerek, İran’ın, Moskova-Pekin eksenini güçlendirme yönünde bir hamle yaptığı yorumunda bulunuldu.  
Nezavisimaya Gazeta’nın haberinde, İran Cumhurbaşkanı’nın Moskova ziyaretinin önümüzdeki ay beklendiği, ancak İran tarafının talebi nedeniyle ziyaret tarihinin geriye çekildiği iddia edildi. Haberde, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın Pekin ziyareti ile Reisi’nin Rusya ziyareti ilişkilendirilerek, üçlü ittifakın gelişimi yönünde kurulan temaslara işaret edildi. 
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ayrıca Rusya’daki Müslüman derneklerin temsilcileri ve Rusya’daki İranlı iş adamlarıyla bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada, Tahran'ın Moskova ile işbirliğini derinleştirme kararlılığını yineledi ve Putin’le yaptığı görüşmelerin oldukça verimli olduğunu söyledi. Ayrıca hükümetinin, ekonomik sistemdeki reformlar çerçevesinde, İran’ın ihracatının karşılaştığı sorunları çözmek için çalıştığını, bu çalışmaların yakın zamanda ülke bütçesine olumlu yansımalarının olacağını ifade etti. 
İran-Rusya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Koordinatörü İbrahim Rezai Rus medyasına yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerinin seviyesinin yükseltilmesinin, ziyaretin öncelikleri arasında olduğunu belirtti. Rezai, "İran jeostratejik konumu itibariyle, Rusya, Orta Asya, Ortadoğu, Doğu Asya ve Avrupa arasında köprü vazifesi görebilir. Görüşmelerde odaklandığımız konular arasında, yeni uluslararası ticaret koridorları kurulması var.  Özellikle kuzey-güney koridoru üzerinde duruyoruz. İki ülke arasında ticaretin kolaylaştırılması, gaz ve petrol alışverişinin arttırılması ve enerji alanında ortak yatırımlar yapılması gündemler arasındadır” şeklinde konuştu. 
Rus analistler, geçen yıl İran ve Çin arasında gerçekleşen ‘İran-Çin Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’na gönderme yaparak, İran’ın Çin'in ‘Kuşak ve Yol’ adıyla bilinen devasa altyapı projesine dahil olduğunu hatırlatıyor, Moskova ile de daha düşük seviyede bir anlaşma yapmak istediğine dikkati çekiyor. Reisi bu şekilde, İran’ın dış politikada Batı’ya angaje olmadığını gösteriyor. Uzmanlara göre, İran’ın Rusya ve Çin hamleleri, Viyana’da devam eden ‘nükleer görüşmelerden’ bağımsız değil. Tahran yönetimi müzakerelerde anlaşma sağlanırsa Çin’e ve Rusya’ya yüz çevirmeyeceğini taahhüt etmek istiyor.  

Görüşmelerden ilginç anlar
Rus basınında, Putin ve Reisi’nin görüşme masasında birbirine uzak mesafede oturmaları da gündem oldu.  Kommersant gazetesindeki haberde, Reisi’nin aşı olmamış olmasının Putin’i endişelendirerek böyle bir önleme sevk etmiş olabileceği yorumunda bulunuldu. Reisi’nin Putin görüşmesinin hemen ardından Kremlin Sarayı’nda namaz eda edilmesi de dünya basınında yer aldı. Reisi’nin namaz kılarken çekilmiş fotoğrafı, Tasnim haber ajansı tarafından yayımlandı.  Rus medyasında bazı yazarlar bu durumu daha önce hiç yaşanmamış bir protokol ihlali olarak yorumladı. Ancak Rus oryantalist Anatoliy Yugarin bir kitabında, Libya Başbakanı Abdusselam Callud’un 1972’deki ziyareti sırasında, Sovyetler Birliği Başbakanı Aleksey Nikolayeviç Kosıgin’le yaptığı ikili görüşmeyi keserek öğlen namazı kıldığını aktarıyor. Kosıgin namazdan sonra Callud’a, “Daha önce kimseyi Lenin ve Marks’ın portreleri yanında tapınırken görmemiştim” diyor. Callud ise “Eğer müzakerelerimize bu saygın kişilerden uzun bir alıntıyla başlamasaydınız, Moskova Camii'nde namaz kılmaya yetişebilirdim” diye yanıt veriyor.



İran: Füze programımız savunma amaçlıdır ve müzakere konusu değildir

Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
TT

İran: Füze programımız savunma amaçlıdır ve müzakere konusu değildir

Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün yaptığı açıklamada, İran’ın füze programının savunma amaçlı olduğunu ve müzakere edilemeyeceğini belirtti.

Bekayi, “İran'ın saldırganları caydırmak için tasarlanmış savunma yetenekleri hakkında hiçbir koşulda tartışma yapılmasına yer yoktur” dedi.

Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan İran’ın balistik füze programındaki herhangi bir genişlemenin hızlı bir müdahaleyi gerektirebilecek bir tehdit oluşturduğunu belirten bir brifing alması bekleniyor.

sdf
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), ülkenin güneyindeki Hürmüz Boğazı'nda düzenlenen askeri tatbikat sırasında füze ateşledi. (EPA)

İsrailli güvenlik kaynakları, İran’ın nükleer programını yeniden canlandırma yönünde adımlar atmaya başladığına dair bir dizi işaret bulunduğunu, ancak uranyum zenginleştirmeyi henüz yeniden başlatmadığını açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre, son haftalarda İsrail ve ABD’nin önceki saldırılarında tahrip edilen nükleer reaktörler çevresinde sürekli bir hareketlilik gözlemleniyor.

Kaynaklar, ayda ortalama 3 bin balistik füze üretimi için yoğun çabalar sarf edildiğini belirtti. Bu füzeler eski nesil ve düşük isabetli olmasına rağmen, hedeflerine ulaşanlar ciddi yıkıma yol açabiliyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise dün yaptığı açıklamada, Tahran’ın ‘yeni bir saldırı olasılığını göz ardı etmediğini’, ancak ülkenin ‘tam anlamıyla ve öncesine göre daha fazla’ hazır olduğunu belirtti. Arakçi, bu hazırlığın amacının savaşı önlemek olduğunu, savaş istemek olmadığını vurguladı ve İran’ın haziran ayındaki saldırılarda zarar gören altyapıyı yeniden inşa ettiğini kaydetti.

fgt
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ekibi, 12 Nisan'da Maskat'ta Amerikan heyetiyle yapılan dolaylı görüşmelerin ardından gerçekleştirilen ilk tur görüşmelerin arasında (Arşiv – AFP)

Nükleer tesislerine yönelik saldırılardan önce İran, uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiriyordu. Bu oran, askeri kullanım seviyesine yakın kabul ediliyor. UAEA, savaşın başlaması sırasında İran’ın yaklaşık 441 kilogram bu düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu bildirmiş, ancak 13 Haziran’dan bu yana stokları doğrulamanın mümkün olmadığını açıklamıştı.

Batılı ülkeler, bu seviyede zenginleştirmenin sivil bir ihtiyaç olmadığını savunurken, UAEA İran’ın yüzde 60 oranında uranyum zenginleştiren, nükleer silaha sahip olmayan tek ülke olduğunu belirtiyor.


Moskova'daki patlamada bir Rus generali öldü

Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
TT

Moskova'daki patlamada bir Rus generali öldü

Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)

Soruşturma komitesinin bugün yaptığı açıklamaya göre, Moskova'da arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir Rus ordusu generali öldü.

Komite, Rus Ordusu Genelkurmay Başkanlığı Operasyonel Eğitim Direktörlüğü Başkanı Fanil Sarvarov'un ölümünü bildirdi. Komite, soruşturulan hipotezlerden birinin, patlayıcı cihazın Ukrayna istihbarat servisleri tarafından yerleştirilmiş olabileceğini öne sürdüğünü belirtti.


Beyaz Saray: Ocak ayından bu yana 235 milyar dolar gümrük vergisi toplandı

Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)
Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray: Ocak ayından bu yana 235 milyar dolar gümrük vergisi toplandı

Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)
Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün yaptığı açıklamada, ABD Hazine Bakanlığı'nın bu yılın başından beri 235 milyar dolar gümrük vergisi topladığını belirtti.

Bu iddia, Beyaz Saray'ın resmi YouTube kanalında yayınlanan ve "MAGA 2025 zaferleri" listesini içeren bir Noel canlı yayınında dile getirildi.

Yayın ayrıca, Başkan Donald Trump yönetiminin göçmenlik politikası ve fentanil kriziyle mücadele çabaları gibi diğer iddia edilen başarılarını da vurguladı.

Canlı yayında açıklanan gümrük gelir rakamları, Trump yönetiminin daha önce bildirdiği miktardan biraz daha yüksek.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Teşkilatı geçen hafta, Trump'ın 20 Ocak'taki göreve başlamasından (20 Aralık) bu yana toplanan gümrük gelirleri ikinci aşama, geçen ay ve 15 Aralık itibarıyla toplamda 200 milyar doların biraz üzerinde gerçekleşti.

 Ancak toplam rakam beklentilerin altında kaldı; ABD Hazine Bakanı Scott Bessent temmuz ayında yıl sonuna kadar 300 milyar dolara ulaşacağını tahmin etmişti.

ABD Yüksek Mahkemesi şu anda Trump tarafından uygulanan gümrük vergilerinin yasallığını inceliyor.

Özellikle mahkeme, Trump'ın 1977 Acil Durum Yönetmelikleri uyarınca Kongre onayı olmadan tek taraflı olarak gümrük vergisi uygulayıp uygulayamayacağını inceliyor.

Kongreden önce alt mahkemeler, çeşitli şirketlerin ve ABD eyaletlerinin şikayetleri üzerine bu politikayı engellemişti.

Göreve geldikten sonra Trump, fentanil gibi uyuşturucular, yasadışı göç ve ticaret açığıyla ilgili endişeleri gerekçe göstererek birçok ülkeden gelen mallara gümrük vergisi uyguladı.

Yüksek Mahkeme'nin kararını ne zaman açıklayacağı henüz belli değil ve eğer Trump aleyhine karar verirse, mevcut ticaret anlaşmalarını sorgulatabilir.