Suudi Arabistan ve Yemen: Husiler uluslararası mahkemelerde yargılanmalı

Suudi Arabistan ve Yemen, Husilerin yerel ve bölgesel terörist eylemleri sebebiyle yargılanmaları çağrısında bulunuyor

Suudi Arabistan ve Yemen: Husiler uluslararası mahkemelerde yargılanmalı
TT

Suudi Arabistan ve Yemen: Husiler uluslararası mahkemelerde yargılanmalı

Suudi Arabistan ve Yemen: Husiler uluslararası mahkemelerde yargılanmalı

Suudi Arabistan ve Yemen yönetimleri yaptıkları açıklamalarda, gerek Yemen’de gerekse de tüm bölgede terör eylemlerinin artması sebebiyle Husi milislerinin uluslararası mahkemelerde yargılanması talep edildi.
Her iki yönetim de açıklamalarında özellikle BAE’nin Abu Dabi kentine yönelik terör saldırısına dikkat çekildi.
Suudi Arabistan'ın Aden Büyükelçisi Muhammed Al-i Cabir, Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, Husi milislerin, el-Kaide ve DEAŞ’ın eylemlerine benzer şekilde tekrarlanan terörist eylemleri Husilerin üstlendiğine vurgu yaptı.
Husiler, Suudi Arabistan’daki sivil tesisleri ve Kızıldeniz’deki sivil gemileri hedef alan terör saldırılarını üstlenmişlerdi.
Muhammed Al-i Cabir, Husilerin tekrarlanan saldırılarının ve İran silahlarıyla sivil hedeflere yönelik (Mahalleler, sivil havaalanları ve ekonomik tesisler) terör suçlarının, uluslararası güvenlik için tehdit oluşturmaları ve diğer terör örgütlerini de aynı şeyi yapmaya teşvik ettikleri için Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından yargılanması ve müsamaha gösterilmemesi gerektirdiğini belirtti.
Diğer yandan, Yemen Enformasyon Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Husi milislerinin İran yapımı bir balistik füzeyle, Marib’in Harib ilçesinin kuzeyinde yer alan Cadar bölgesindeki bir benzin istasyonunu bombalaması ve çalışanlardan ve diğer vatandaşlardan 4 kişinin vefatına, 5 kişinin yaralanmasına ve çok sayıda aracın yanmasına neden olmasını sert ifadelerle kınadı.
Muammer el-İryani yaptığı açıklamada, milislerin devlete karşı darbelerinden bu yana, Yemenlilere uyguladığı sistematik cinayetlerin bir uzantısı olarak gelen ve “korkunç” olarak nitelendirdiği bu saldırıyı kınarken, kaçak İran silahları olan balistik füzeler ve insansız hava araçları kullandıklarını ve çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere on binlerce masum sivilin ölümüne neden olduklarını açıkladı.
Bakan İryani, uluslararası topluma, BM’ye, BM ve ABD elçilerin3 ve insan hakları örgütlerine bu saldırının ve Husi milislerinin sivillere karşı gerçekleştirdiği tüm cinayetlerin kınanmasını ve Husileri terör listelerinde yeniden ekleyerek, liderlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesinde savaş suçlusu olarak yargılanması çağrısında bulundu.
Yemenli resmi kaynaklar, Husilerin Harib’deki bu saldırısının yanı sıra, Taiz’in batısında yer alan Makbene’de bir okulu bomba yüklü insansız hava aracının (SİHA) ile vurduğunu, saldırının bir çocuğun ölümüne ve üç kişinin yaralanmasına neden olduğunu aktardı.
Yemen resmi haber ajansı SABA’ya göre, Makbene yetkilisi Hamid el-Halidi “Husi milisleri tarafından yönlendirilen SİHA’lar, Himyar bölgesindeki el-Huda Okulu’nu bombaladı. Saldırı sonucunda ilkokul öğrencisi Rabi Hamid hayatını kaybetti ve 3 kişi ağır şekilde yaralandı ve tedavileri devam ediyor.” açıklamasında bulundu.
Yerel yetkili, “Bir okulun SİHA’lar ile bombalanması, tüm uluslararası insani sözleşmeler ve yasaları ihlal eden bir suçtur, zira bir okul bombalanması suç olan sivil bir mülktür.” dedi.
Husilerin suçları ile ilgili olarak, El-Cevf’deki Hukuk ve Medya Komitesi tarafından hazırlanan bir raporda, İran destekli milisler tarafından 2021 yılında El-Cevf işlenen 36 bin 153 suçun belgelendiği açıklandı.
Rapora göre, söz konusu suçlar öldürme, yaralama, saldırılarda bulunma, işkence, tutuklama, mayın döşeme, insani yardımları yağmalama, çocukları okullardan alarak asker olarak kullanma, kamu ve özel kurumları basarak yağmalamaları içeriyordu. Aynı zamanda 51 yargısız infaz vakasının olduğu, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere sivillerden 74 kişinin vurulduğunun belgelendiği açıklandı.
Raporda ayrıca 126’sı reşit olmadan askere alma dahil olmak üzere çocuklarla ilgili 201 suçu, askeri operasyonlarda 75 eğitim ve silah kullanımı suçunun belgelendiği aynı zamanda  59 kaçırma, 8 işkence, 156 özel mülke izinsiz girme ve yağmalama, döşedikleri mayınlarla 42 sivili yaralama, kültürel nesnelere zarar verilmesi ile ilgili 350 suç ve  5 bin 903 ailenin yerinden ettiklerinin de belgelendiği belirtildi.
SABA’ya göre, el-Cevf Vali Yardımcısı Abdullah el-Haşidi, Husi milislerinin bölge halkına yönelik her suçu işlediğini belirtirken, insan hakları örgütlerine ve insan haklarıyla ilgilenen taraflara bölge vatandaşlarını söz konusu suçlara karşı koruma çağrısında bulundu.
El-Cevf Eğitim Dairesi Genel Müdürü Dr. Muhammed Salih Muhsin, Husi milislerin eğitim tesislerini basıp yağmalaması ve okulları askeri kışlaya çevirmesinin yanı sıra öğretmenleri yargılamaları ve okulların mezhepsel faaliyetler için kullanma gibi eğitim sektörüne yönelik suçlarına dikkat çekti.



ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nden Washington'da fırsatları gerçeğe dönüştürme toplantısı

ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi, iki ülke arasındaki ticaret ortaklığının derinliğini vurguladı (Şarku’l Avsat)
ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi, iki ülke arasındaki ticaret ortaklığının derinliğini vurguladı (Şarku’l Avsat)
TT

ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nden Washington'da fırsatları gerçeğe dönüştürme toplantısı

ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi, iki ülke arasındaki ticaret ortaklığının derinliğini vurguladı (Şarku’l Avsat)
ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi, iki ülke arasındaki ticaret ortaklığının derinliğini vurguladı (Şarku’l Avsat)

ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi dün Washington'da, her iki ülkede mevcut olan ekonomik ve yatırım fırsatlarını keşfetmek ve bunları gerçeğe dönüştürmek için bir grup seçkin yatırımcı ve üst düzey yöneticiyi ağırladı.

Bu etkinlik, ABD’nin başkenti Washington'da ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ı ağırladığı olağanüstü toplantıyla eş zamanlı gerçekleşti.

ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi Başkanı Charles Hallab, Başkan Trump ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın himayesinde gerçekleştirilen ticaret görüşmelerin yanı sıra kurulan ortaklıklara ve yapılan anlaşmalara verilen olumlu tepkileri övdü.

The Olayan Group CEO’su ve ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin Suudi tarafının başkanı Lubna Olayan, iki taraf arasındaki ekonomik ilişkilerin derinliği ve mirası hakkında konuştu. Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ticaret ortaklığı ve ikili ilişkilerin daha derin bir örneği olmadığını vurguladı.

Dün Beyaz Saray'da gerçekleşen önemli görüşmeye ve Suudi Arabistan’ın daha fazla yatırım yapmaya hazır olduğuna değinen Olayan, “Veliaht Prens bu sabah, Suudi Arabistan’ın ABD'ye büyük kısmı yeni ve gelişmekte olan teknolojilere olmak üzere 1 trilyon dolara kadar yatırım yapacağını duyurdu. İki ülke arasındaki ilişkilerin neredeyse her sektörü, endüstriyi, tüketim mallarını, kültürü ve güvenliği kapsıyor ve gelecek yapay zeka (AI), ileri üretim ve sivil nükleer iş birliği gibi yeni ufuklara doğru ilerliyor” ifadelerini kullandı.

Aile mirası

Kendisini bu ortaklığa bağlayan aile mirasına ve şahsi bağlara dikkati çeken Olayan, “ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi eş başkanı olarak bu görevi üstlenmekten büyük onur duyuyorum. Şahsi olarak, babam Suleyman el-Olayan, George Shultz (eski ABD Dışişleri Bakanı) ile birlikte konseyin Suudi tarafının ilk eş başkanıydı. Onların çabaları, iki ülke arasındaki ticari yapının ve ikili ilişkilerin şekillenmesine yardımcı oldu” şeklinde konuştu.

rgthy
Dün ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi tarafından düzenlenen etkinlikten bir kare (Şarku’l Avsat)

Lubna Olayan, 1980'lerin ortalarından itibaren babasının asistanı olarak ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin faaliyetlerine bizzat katıldığını, araştırma ve çalışmalar yürüttüğünü, 1993 yılında kurulan konseyin ‘iki ülke arasında özel sektör yatırımlarını ve ortaklıkları teşvik etmek için özel olarak kurulmuş ilk ve tek kurum’ olduğunu belirtti.

Kral Abdulaziz bin Abdurrahman ile Başkan Franklin Roosevelt'in USS Quincy gemisinde yaptıkları görüşmenin 80. Yıldönümü olduğunu hatırlatan Olayan, “Bu görüşme, stratejik ortaklığın temellerini attı ve ABD’nin 90 yıldır savunma, petrol ve finans alanlarından tıbba ve hatta Saudi Aramco'nun kuruluşuna kadar Suudi Arabistan üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğunu vurguladı” diye ekledi.

Fraser: Umut vaat eden fırsatların keşfedilmesi

Konuşmasının sonunda konseyin bu özel ilişkiyi güçlendirmedeki rolünü vurgulayan Lubna Olayan, özellikle Citigroup CEO'su ve ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi ABD Eş Başkanı Jane Fraser ile çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini belirtti. Riyad'da yönettiği grubun bölgesel ofisinin açılışını duyuran Jane Fraser, dinleyicilerden büyük alkış aldı.

Fraser, “Bu önemli bölge ofisi Afrika ve Ortadoğu'nun yanı sıra Asya'nın bazı bölgelerini de kapsıyor. Bunun, Suudi Arabistan’ın bölgedeki ve ABD’nin güçlü bir ortağı olarak artan rolünü ve önemini yansıttığına inanıyorum” dedi.

Lubna Olayan ile birlikte önlerindeki görevin özüne değinen Fraser, “Yeni atanan eş başkanlar olarak misyonumuzu net bir şekilde görebiliyoruz. Bunlar hırsı yetenekle birleştirmek, ABD’li ve Suudi liderleri ile iş dünyası arasında köprü olmak ve sermaye, fikirler ve altyapıyı gerçek bir etkiye dönüştürmektir” ifadelerini kullandı. İki ülke arasındaki yatırım koridorunun ‘her geçen gün daha da güçlendiğini’ vurgulayan Fraser, büyük sermaye akışının olduğu yeni sektörlere dikkati çekerken “Ama en öncelikli olan ileri teknolojili endüstriler” diye vurguladı.

Teoriden pratiğe geçişe değinen Fraser, “Şu an bizi en çok heyecanlandıran ‘ya olursa?’ sorusundan ‘sırada ne var?’ sorusuna geçmek. Ortam olgunlaşmış durumda. Suudi Arabistan bir vizyona sahip, kaynakları var ve fırsatlar artık ufukta değil masamızda duruyor. Bunları birlikte hayata geçirmek hepimizin ortak sorumluluğu” diye konuştu.


Muhammed bin Selman - Trump ve sınırsız ortaklık

Salı günü Beyaz Saray'ın Güney Bahçesi'nde ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için düzenlediği karşılama töreninden (AFP)
Salı günü Beyaz Saray'ın Güney Bahçesi'nde ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için düzenlediği karşılama töreninden (AFP)
TT

Muhammed bin Selman - Trump ve sınırsız ortaklık

Salı günü Beyaz Saray'ın Güney Bahçesi'nde ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için düzenlediği karşılama töreninden (AFP)
Salı günü Beyaz Saray'ın Güney Bahçesi'nde ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için düzenlediği karşılama töreninden (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın dün Beyaz Saray’da düzenlenen olağanüstü resepsiyonda yaptıkları açıklamalar, iki ülke arasındaki ‘sınırsız ortaklığı’ güçlendirme konusundaki kararlılıklarını teyit etti. Başkan Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı, ikinci başkanlık dönemi sırasında Washington’ı ziyaret eden herhangi bir konuğa gösterilen en üst düzey resepsiyonla sıcak bir şekilde karşıladı.

Trump, F-16 ve F-35 savaş uçaklarının uçuş gösterisi ve ABD Deniz Piyadeleri’nin gösterisini içeren protokol törenlerinin ardından, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'e büyük saygı duyduğunu ve Veliaht Prens'in ‘uzun zamandır çok saygı duyulan ve çok değerli bir dost’ olduğunu söyledi.

Toplantıda her iki taraf da yatırım, savunma, yapay zeka (AI) ve elektronik çipler gibi alanlarda geniş ufukların açılmasına odaklanılırken Veliaht Prens Muhammed bin Selman, iki taraf arasındaki ilişkinin ‘yerine konulamaz’ olduğunu söyledi.

İlişkinin doksan yıl önce kurulduğunu hatırlatarak, bunun ‘siyasi ve ekonomik çabalarımız ve güvenliğimiz için çok önemli’ olduğunu ekledi.

Suudi Arabistan daha önce ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım yapma planını açıklamıştı. Bu rakamın 1 trilyon dolara ulaşabileceğini belirten Veliaht Prens, bu konuda ‘ilerlemeye devam etme’ niyetini vurgulayarak “Sınır yok. Bu yüzden elimizdeki tüm fırsatları değerlendirerek ilerliyoruz” dedi.

İki taraf geniş kapsamlı bir savunma anlaşması imzalamaya yaklaşırken ABD Başkanı Trump, Riyad'a F-35 savaş uçaklarının satışını onayladığını açıklarken Suudi Arabistan ile sivil nükleer anlaşma yapılabileceğinin sinyalini verdi.

Ortadoğu’daki meselelere dair ise ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan’ın ‘Suriye'nin muazzam ilerlemesindeki’ çabalarını övdü. Veliaht Prens Muhammed bin Selman ise Trump’ın dünya barışını sağlama çabalarını takdir ettiğini belirtti.

Trump, Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgili sorulan bir soruya verdiği yanıtta, barış anlaşmalarının kapsamını genişletmeyi istediğinin altını çizerken görüşmelerde iki devletli çözüm konusu ele alındı. Suudi Arabistan Veliaht prensi ise bölgede barışı sağlamak için iki devletli çözüme giden net bir yol izlenmesi gerektiğini vurguladı.

Veliaht Prens, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ortadoğu'daki tüm ülkelerle iyi ilişkiler kurmanın önemli olduğuna inanıyoruz, ancak iki devletli çözüme giden net bir yolun izlenmesini de sağlamak istiyoruz.”

Muhammed bin Selman, Trump’a hitaben şöyle devam etti:

“Sayın Başkan bugün sizinle sağlıklı bir görüşme gerçekleştiriyoruz ve bunu mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirmek için doğru koşulları yaratmak üzere çalışacağız.”


Kral Selman Bahreyn Kralı'ndan bir mektup aldı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Riyad'daki Bahreyn Büyükelçisi'nden gelen mesajı alıyor, (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Riyad'daki Bahreyn Büyükelçisi'nden gelen mesajı alıyor, (SPA)
TT

Kral Selman Bahreyn Kralı'ndan bir mektup aldı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Riyad'daki Bahreyn Büyükelçisi'nden gelen mesajı alıyor, (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Riyad'daki Bahreyn Büyükelçisi'nden gelen mesajı alıyor, (SPA)

Kral Selman bin Abdülaziz, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el Halife'den iki ülke arasındaki ikili ilişkilerle ilgili bir mektup aldı.

Mektup, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan adına, yardımcısı Mühendis Velid El-Hureyci tarafından dün Riyad'daki Bakanlık merkezinde, Bahreyn'in Suudi Arabistan Büyükelçisi Şeyh Ali el Halife ile yapılan görüşme sırasında alındı.

Görüşmede, iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ele alınarak, ilişkilerin her alanda güçlendirilmesi ve geliştirilmesinin yolları müzakere edildi.