Ahmed Mesud liderliğindeki Ulusal Direniş Cephesi ve Taliban arasında çatışma: 8 ölü

Kabil’deki Taliban unsurları (AFP)
Kabil’deki Taliban unsurları (AFP)
TT

Ahmed Mesud liderliğindeki Ulusal Direniş Cephesi ve Taliban arasında çatışma: 8 ölü

Kabil’deki Taliban unsurları (AFP)
Kabil’deki Taliban unsurları (AFP)

Belh Polis Sözcüsü Asif Veziri dün yaptığı açıklamada, Taliban’ın, Afganistan’ın kuzeyinde patlak veren bir çatışmada Ulusal Direniş Cephesi’nin (NRF) sekiz üyesini öldürdüğünü duyurdu.
Geçtiğimiz Ağustos ayında ülkede iktidarı ele geçiren Taliban, organize bir direnişle karşı karşıya olduklarını reddediyor. Ancak önceki akşam yaşanan çatışma rejim karşısında silahlı muhalefetin varlığını gösteriyor.
Ahmed Mesud liderliğindeki Ulusal Direniş Cephesi savaşçıları, Belh vilayetinde Taliban unsurları ile çatıştı. Belh Polis Sözcüsü, Taliban ile yaşanan çatışmada Ulusal Direniş Cephesi’nden 8 savaşçının öldürüldüğünü söyledi. Veziri, Taliban Hareketi güçlerinin NRF savaşçılarından çok sayıda mühimmat ve makineli tüfek ele geçirdiğini söyledi.
Ulusal Direniş Cephesi AFP’nin çatışmayla ilgili talebine yanıt vermedi.
Çatışma, Taliban’ın Dışişleri Bakanı Vekili Emirhan Muttaki’nin Tahran’da Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud ile görüşmesinden yaklaşık iki hafta sonra yaşandı.
Ulusal Direniş Cephesi yetkilisi, iki taraf arasındaki farklılıkların devam etmesi nedeniyle toplantının herhangi bir somut sonuca ulaşamadığını duyurdu.
Geçtiğimiz yıl Taliban’a direnmeyi başaran Ulusal Direniş Cephesi, Eylül ayına kadar Pençşir Vadisi'nde kalmayı başardı. Pençşir Vadisi, seksenlerde Sovyet güçlerinin, doksanların sonlarında ise Taliban’ın ilk yönetimi sırasında direnişin kalesi olarak biliniyor.
Pençsir Aslanı olarak bilinen Ahmed Şah Mesud 2001'de ABD'deki 11 Eylül saldırılarından iki gün önce El Kaide suikastı sonucu öldürüldü.
Ahmed Şah Mesud’un ölümün ardından görevi oğlu devraldı. Haberlere göre Mesud, sürgündeki diğer Afgan liderle direnişi örgütlemeye çalışıyor.
Taliban ayrıca, DEAŞ'ın yerel kolu DEAŞ-Horasan’ın saldırılarına da karşı koymaya çalışıyor.



Yüksek Mahkeme, Trump'ın doğumla vatandaşlık hakkının kaldırılmasına ilişkin kararını görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Yüksek Mahkeme, Trump'ın doğumla vatandaşlık hakkının kaldırılmasına ilişkin kararını görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Muhafazakâr çoğunluktaki ABD Yüksek Mahkemesi, dün Başkan Donald Trump'ın belgesiz göçmenlerin çocukları için doğum yoluyla vatandaşlık hakkını sona erdirecek olan başkanlık kararnamesinin anayasaya uygunluğunu incelemeyi kabul etti.

Mahkeme yaptığı kısa bir açıklamada, Trump yönetiminin, alt mahkemelerin kararı anayasaya aykırı bulan kararlarına yaptığı itirazı değerlendireceğini duyurdu.

Yürütme emri, federal hükümetin, anneleri Amerika Birleşik Devletleri'nde yasadışı veya geçici olarak ikamet eden çocuklara pasaport veya vatandaşlık belgesi vermesini yasaklıyor.

Emir ayrıca, ebeveynleri Amerika Birleşik Devletleri'nde öğrenim, çalışma veya turist vizeleriyle geçici olarak ikamet eden çocukları da kapsıyor.

Birçok alt mahkeme ve istinaf mahkemesinin cumhurbaşkanlığı kararnamelerini ve hükümet kararlarını askıya almasının ardından Yüksek Mahkeme, 27 Haziran'da alt mahkeme hakimlerinin ülke çapında idari kararları askıya alma yetkisini kısıtlayan bir karar yayınladı.

Trump, 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a döndükten hemen sonra doğumla vatandaşlık hakkı kararnamesini imzaladı ve bunu yasadışı göçle mücadele çabaları bağlamında değerlendirdi.

Amerika Birleşik Devletleri, 150 yıldır Anayasa'nın On Dördüncü Ek Maddesi'nde yer alan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde doğan herkesin otomatik olarak ABD vatandaşı olduğunu belirten doğumla vatandaşlık ilkesini uygulamaktadır.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre On Dördüncü Ek Madde, İç Savaş ve köleliğin kaldırılmasının ardından 1868'de, özgürleştirilmiş kölelerin ve onların soyundan gelenlerin haklarını güvence altına almak için kabul edildi.


ABD ve Ukrayna, barışa doğru ilerlemenin Rusya'ya bağlı olduğunu vurguluyor

ABD elçisi Steve Wittkoff (AP)
ABD elçisi Steve Wittkoff (AP)
TT

ABD ve Ukrayna, barışa doğru ilerlemenin Rusya'ya bağlı olduğunu vurguluyor

ABD elçisi Steve Wittkoff (AP)
ABD elçisi Steve Wittkoff (AP)

Ukraynalı müzakereciler ve ABD Başkanı Donald Trump'ın elçileri, bugün Miami'de üçüncü gün görüşmeler gerçekleştireceklerini açıklayarak, barışa yönelik her türlü ilerlemenin Rusya'ya bağlı olduğunu vurguladı.

ABD temsilcisi Steve Wittkoff'un X platformunda yayımladığı açıklamada, "Her iki taraf da herhangi bir anlaşmaya doğru gerçek ilerlemenin, Rusya'nın gerginliği azaltma ve ölümleri durdurma yönünde adımlar atmak da dahil olmak üzere, uzun vadeli barışa ciddi bir bağlılık gösterme isteğine bağlı olduğu konusunda hemfikirdir" ifadeleri yer aldı.


Uluslararası Mahkeme: Putin ve Netanyahu'nun gıyabında duruşmalar yapılabilir

Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı binası (Reuters)
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı binası (Reuters)
TT

Uluslararası Mahkeme: Putin ve Netanyahu'nun gıyabında duruşmalar yapılabilir

Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı binası (Reuters)
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı binası (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcı Yardımcısı Mame Mandiaye Niang, dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in gıyabında duruşma yapılmasının "mümkün" olduğunu söyledi.

Mame Mandiaye Niang, AFP'ye verdiği röportajda, "Bunu Koné vakasında test ettik. Gerçekten karmaşık bir mekanizma. Ama denedik ve mümkün ve faydalı olduğunu gördük" dedi.

Bu yılın başlarında kaçak Ugandalı isyancı Joseph Kony'ye karşı gıyaben yapılan "suçlamaların onaylanması" duruşmasına atıfta bulunuyordu.