Dünya Bankası, ‘seçkin liderleri’ Lübnan ekonomisini yok etmekle suçladı

Lübnan’da kötü yönetime karşı düzenlenen protestolar (Reuters_Arşiv)
Lübnan’da kötü yönetime karşı düzenlenen protestolar (Reuters_Arşiv)
TT

Dünya Bankası, ‘seçkin liderleri’ Lübnan ekonomisini yok etmekle suçladı

Lübnan’da kötü yönetime karşı düzenlenen protestolar (Reuters_Arşiv)
Lübnan’da kötü yönetime karşı düzenlenen protestolar (Reuters_Arşiv)

Dünya Bankası (WB), Lübnan ekonomisindeki durgunluğun ülkenin ‘seçkin liderleri’ tarafından yönetildiğini ve bu durumun ülkede uzun vadeli istikrar ve sosyal barışı tehlikeye attığını vurguladı.
Dünya Bankası’nın Lübnan Ekonomik İzleme Güz 2021 raporunda, “Lübnan’daki kasıtlı durgunluk, devleti uzun süredir ele geçiren ve ekonomik rantlarıyla geçinen ülkenin seçkinleri tarafından yönetiliyor. Bu, 1850’lerden bu yana dünyanın en şiddetli on krizinden biri. Uzun vadede ülkedeki istikrarı ve toplumsal barışı tehlikeye atıyor” denildi.
Raporda, hükümet gelirlerinin 2021’de neredeyse yarıya inerek, gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 6,6’sına indiği bilgisi verilerek, bunun Somali ve Yemen’den sonra dünyanın üçüncü en düşük seviyesi olduğunun altı çizildi.
Dünya Bankası Maşrik Bölge Direktörü Saroj Kumar Jha, “Kasıtlı durgunluk sırasındaki kasıtlı inkar, ekonomi ve toplum üzerinde uzun süreli yaralar yaratıyor. Mali krizin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, Lübnan ekonomik ve mali toparlanmaya yönelik güvenilir bir yola girmeyi bırakın, bunu belirlemedi bile” dedi.
Lübnan’ın mali çöküşü, borcu artırmasına neden olan bütçenin kötü yönetimi, rakip partilerin çekişmesiyle yaşanan siyasi felç ve dış yardımların reform yapılmadan verilmemesi sonucu olarak 2019’da başladı.
Dünya Bankası, 1975’ten 1990’a kadar iç savaş patlak vermeden önce Ortadoğu’da bir zamanlar zengin ve liberal olarak görülen bir ülkeyi mahveden krizi, 19. yüzyılın ortalarından bu yana küresel olarak yaşanan en şiddetli kriz olarak nitelendiriyor.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.