WHO, Kovid-19’un daha hızlı ve ölümcül mutasyonlarından endişeli

Ukraynalılar dün başkent Kiev'de zorunlu koronavirüs aşısı uygulamasına karşı parlamento önünde protesto düzenledi (AFP)
Ukraynalılar dün başkent Kiev'de zorunlu koronavirüs aşısı uygulamasına karşı parlamento önünde protesto düzenledi (AFP)
TT

WHO, Kovid-19’un daha hızlı ve ölümcül mutasyonlarından endişeli

Ukraynalılar dün başkent Kiev'de zorunlu koronavirüs aşısı uygulamasına karşı parlamento önünde protesto düzenledi (AFP)
Ukraynalılar dün başkent Kiev'de zorunlu koronavirüs aşısı uygulamasına karşı parlamento önünde protesto düzenledi (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Direktörü Hans Kluge, yaptığı ‘güven verici’ açıklamada Kovid-19 salgınının Omikron mutantı ile azalmaya başlayabileceğini söylemişti. Dün WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise salgının öngörülebilir gelecekte sona ermeyeceğini, dünyanın bu salgın ile bir arada yaşamaya devam edeceğini vurguladı.
Cenevre’de WHO 150’nci Yönetim Kurulu toplantısında konuşan Genel Direktör Ghebreyesus, “Pandemi ile yaşamaya alışmak, onu başıboş bırakacağımız anlamına gelmiyor. Yakın gelecekte Kovid-19 ile bir arada yaşamak zorundayız. Akut solunum yolu hastalıklarıyla mücadele etmek için sürdürülebilir ve entegre sistemlerle salgını yönetmek için eğitime ihtiyacımız var. Kovid-19 ile yaşamaya alışmak, tedavi edilebilir bir hastalıktan her hafta 50 bin can kaybını kabul etmek anlamına gelmiyor” açıklamalarına başvurdu.
Bu yıl ikinci dönem için seçilmesi beklenen WHO Genel Direktörü, Kovid-19’un kalıcı veya uzun vadeli etkilerini göz ardı etmemek gerektiğini söyledi. Bu hastalığın birçok yönünün bilim topluluğu tarafından hala bilinmediğine, iyileşen kişilerin aylar sonra çeşitli sağlık semptomlarından muzdarip olabileceğine de dikkat çekti
Omikron varyantının son varyant olduğunu söylemenin tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Tedros Adhanom, “Küresel epidemiyolojik sahneye bakıldığında, daha hızlı yayılan ve ölümcül bir varyantın ortaya çıkma potansiyeli çok gerçekçi” ifadesini kullandı. Zirâ dünya kapsamında her gün yaklaşık 4 milyon vaka kaydediliyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Ghebreyesus, salgının sona ermesi için ülkelerin boş durmaması, aşı dağıtımındaki eşitsizlikle mücadele etmeleri, virüsü her yönden izlemeleri, gerekli önlemleri almaları gerektiğini söyledi. WHO Direktörü, geçtiğimiz haftalarda, 2022 ortasına kadar her bir ülke nüfusunun yüzde 70'ini aşılama hedefine ulaşmak amacıyla üye ülkelerden aşıların düşük gelirli ülkelerde dağıtımını hızlandırmalarını talep etmişti.
WHO verilerine göre 194 ülkeden yaklaşık 97’si, 2021 sona erene dek nüfuslarının yüzde 40'ı oranında aşılama gerçekleştiremedi.
Geçen hafta WHO'ya ortalama her üç saniyede bir 100 vaka rapor edildiğini aktaran Ghebreyesus, her 12 saniyede bir kişinin de Kovid-19'dan yaşamını yitirdiğini söyledi. Omikron varyantının ilk kez dokuz hafta önce ortaya çıkması ardından 80 milyondan fazla vaka bildirildiğini, bu rakamın 2020'nin tamamında bildirilen vaka sayısından daha fazla olduğunu da ekledi.
WHO verilerine göre Kasım ayında Güney Afrika'da patlak veren Omikron mutantı, Avrupa'da yoğun bir salgın dalgasına yol açtı. Geçen hafta Çarşamba günü Avrupa’da kaydedilen 1,6 milyon vaka, salgının başlangıcından bu yana kaydedilen en yüksek rakam sayılıyor.
Buna rağmen aşılama sayesinde hastaneye yatış ve can kayıplarının azalması dolayısıyla bazı Avrupa ülkeleri salgın kapsamında uyguladıkları kısıtlamaları yumuşatıyor. Danimarka, Fransa ve Birleşik Krallık, geçen yılın sonlarında uygulamaya başladıkları bazı kısıtlamaları iptal etti.
Omikron mutasyonunun ortaya çıkarak hızla yayılması, başta aşılama olmak üzere sağlık krizi yönetiminin cumhurbaşkanlığı seçim savaşında kendisi için önemli güvence teşkil etmesini Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un planına ciddi bir darbe vurdu. Günde 400 bine ulaşan rekor vaka sayıları, Fransız hükümetini geçen ay katı kısıtlama getirmeye zorladı. kapsamlı bir protesto dalgasına yol açan bu durum, Başbakan Jean Castex’i bu kısıtlamaları bu hafta kademeli şekilde yumuşatmaya itti.
Birleşik Krallık'ta ise Boris Johnson hükümeti, okullarda teneffüslerde, kantinlerde ve oyun alanlarında maske kullanımını tavsiye etmekle birlikte, 27 Ocak itibariyle toplu taşıma araçlarında, mağazalarda ve kapalı yerlerde zorunlu maske takma ve çeşitli münasebetlerde aşı kartı uygulamasının sona ereceğini açıklamıştı. İngiliz hükümeti, bu konuyu vatandaşların sorumluluk duygusuna bıraktığını da ekledi.
Boris Johnson, dün gazetecilere verdiği demeçte, İngiltere'ye ülke dışından gelenlerin aşı yaptırdıkları takdirde artık Kovid-19 testinden geçmeleri gerekmeyeceğini söyledi. Bu değişikliğin İngiltere’nin iş dünyasına ve gezginlere açık olduğunu göstermeyi amaçladığını da sözlerine ekledi.
Hollanda ve Portekiz de kısıtlamalara dair aynı yumuşama eğilimini gösterirken Almanya ise vaka sayılarındaki yeni artışın ardından ters istikamete gitmeye karar verdi. Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, salgında zirveye çok uzakta olunduğunu, Şubat ortasına kadar günde en az 400 bin vaka görülebileceğini ifade etti. Bu, Alman sağlık sistemini zorlayan "Delta" varyantının neden olduğu dördüncü dalganın ardından Almanya'daki beşinci dalga sayılıyor. Ülkede yoğun bakım ünitelerindeki yoğunluğun artmasıyla çok sayıda planlı ameliyat ertelenmiş, hükümet ağır vakaları taşımak için orduya başvurmuştu. Alman hükümeti zorunlu aşıya başvurma üzerine düşünürken Avusturya’nın ise bu uygulamaya önümüzdeki ayın başı itibariyle başlayacağı biliniyor.
İtalya'da Mario Draghi hükümeti, dün, aşı olmayanların hareketliliğine daha fazla kısıtlama getirme kararı aldı. Hükümet, önümüzdeki ayın başı itibariyle kurumlar, kamu binaları, bankalar, postaneler ve mağazalara giriş yapmak için aşı belgesi ibrazı veya hastalıktan iyileşilmiş olunması gerekeceğini duyurdu. Eczaneler, optikçiler, marketler, benzin istasyonları ve gazete bayilerinin ise hariç tutulacağı belirtildi. İtalya, aşılamayı ve sokaklar, toplu taşıma, sinemalar ve stadyumlarda maske takımını 50 yaş üzerindeki herkese zorunlu tutmuştu.
Diğer yandan Çin hükümeti ise dün, 13 milyon nüfuslu sahip Xi'an şehrine bir ay önce uygulanmaya başlanan tam kapatmanın kaldırıldığını duyurdu. Söz konusu şehirde yeni varyanttan en az 2 bin vaka kaydedilmişti. Şehre uygulanan kapatma, sağlık yetkililerinin salgının ilk ortaya çıktığı Vuhan şehrine tam kapatma uyguladığı Ocak 2020’den bu yana Çin'deki en katısı sayılıyor.



Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kreatin takviyeleri yakın zamana kadar neredeyse sadece performansı artırmak ve kas kütlesini kazanmak isteyen sporcular ve vücut geliştiriciler tarafından kullanılıyordu. Ancak artık şaşırtıcı hızda büyüyen bir pazar var: Orta yaşlı kadınlar.

Dwayne "The Rock" Johnson hâlâ protein karışımını "hacim kazanmak" için kullanırken, Ivanka Trump bu yıl sabah smoothie'siyle birlikte bir doz aldığını açıkladı.

TikTok'taki fitness fenomenlerinden sağlık uzmanlarına kadar, bu tebeşirimsi toz artık kadınlar için bir dizi faydasıyla lanse ediliyor. Peki, kreatin tam olarak ne ve bilim bu trendi destekliyor mu?

Midland Health'te doktor ve direktör olan Dr. Rupa Parmar, The Independent'a "Kreatin üç amino asitten (arjinin, glisin ve metiyonin) elde edilen doğal bir bileşik" diye konuştu.

Enerji üretimi için esasen kaslarımızda depolanır.

Kırmızı et ve balık gibi gıdalardan az miktarda alınsa da vücudumuz da her gün yaklaşık 1 gram üretir.

Rupar, çoğu kadının gıdalardan günde önerilen 3 ila 5 gramı almadığını ve takviyenin yardımcı olabileceğini söyledi.

"Kadınlar doğal olarak erkeklerden çok daha düşük kreatin depolarına sahip ve kreaatin genellikle beslenmelerinde daha az yer alıyor. Dolayısıyla seviyelerini artırmak için kreatin almaktan daha fazla fayda görebilirler" diye ekledi.

Kreatinin bir takviye olarak yükselişi 1992'de Britanyalı kısa mesafe koşucusu Linford Christie ve engelli koşucu Sally Gunnell'in Barselona Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlamıştı.

Parlak fitness dergileri onu bir "buluş" diye nitelendirmeye başlamıştı: Fortune dergisindeki 1998 tarihli bir makale bileşiği "doğanın steroidi" diye adlandırmış, Los Angeles Times da "Güç tozu" diye manşet atmıştı.

Başlangıçta büyük oranda kas geliştirme ve antrenman sonrası toparlanmaya faydalarıyla ünlense de araştırmalar kreatinin faydalarının spor salonunun ötesine uzanabileceğini gösteriyor.

Kreatin hafıza, beyin sağlığı, depresyon tedavisi ve enerji artışıyla ilişkilendiriliyor.

Rupar, "Bu madde beyin sağlığını bile destekleyebilir. Bilişsel işlevi iyileştirmeye ve yaşlandıkça bir miktar koruma sağlamaya yardımcı olduğunu öne süren çalışmalar var" dedi.

Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir ön çalışmada, kreatin takviyelerinin hafızayı ve yürütme işlevini geliştirebileceği bulundu. Kreatin hormonal dalgalanmalara da iyi gelebilir.

Rupar sözlerine şöyle devam etti:

Kreatin, özellikle kendinizi daha yorgun hissettiğinizde, istikrarlı enerji seviyelerini destekleyerek regl döneminizdeki yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olabilir.

Adet döngüsünü düzenleyen hormonlar olan östrojen ve progesteron, vücudun kreatini nasıl ürettiğini ve kullandığını etkiliyor.

Rupar, "Adet döngüsü sırasında kreatin seviyeleri değişebilir ve takviyeler, özellikle östrojen düşük olduğunda, enerji ve kas fonksiyonunu daha istikrarlı tutabilir" dedi.

Menopoza yaklaşan veya menopoza giren kadınlar için kreatin, özellikle direnç antrenmanıyla birleştirildiğinde kas kütlesi, gücü ve kemik yoğunluğundaki düşüşleri önlemeye yardımcı olabileceğinden özellikle umut verici görünüyor.

12 aylık bir çalışmada, kreatinin menopoza girmiş 47 kadında kemik mineral yoğunluğu kaybını azalttığı bulundu.

Tüm potansiyel avantajlarına rağmen, kreatinin dezavantajları da var.

En yaygın şikayetlerden biri şişkinlik: Kasları doyurduğu için su tutulmasına neden olabilir, bu da bazen şişkinlik hissine ve su ağırlığından dolayı tartıda birkaç kilo fazlalığa yol açar.

Yine de çalışmalar, önerilen dozlarda alındığında kreatinin çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli olduğunu defalarca gösterdi.

Uzmanlar, özellikle böbrek rahatsızlığı olanlar veya ilaç kullananların başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmasını tavsiye ediyor.

Independent Türkçe