Güney Sudan’daki etnik saldırılar onlarca can kaybına neden oldu

Güney Sudan’da Silahlı saldırılar, Güney Sudan'ın bağımsızlığından bu yana yüz binlerce can kaybına yol açtı (Arşiv- Reuters)
Güney Sudan’da Silahlı saldırılar, Güney Sudan'ın bağımsızlığından bu yana yüz binlerce can kaybına yol açtı (Arşiv- Reuters)
TT

Güney Sudan’daki etnik saldırılar onlarca can kaybına neden oldu

Güney Sudan’da Silahlı saldırılar, Güney Sudan'ın bağımsızlığından bu yana yüz binlerce can kaybına yol açtı (Arşiv- Reuters)
Güney Sudan’da Silahlı saldırılar, Güney Sudan'ın bağımsızlığından bu yana yüz binlerce can kaybına yol açtı (Arşiv- Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yayınlanan bir rapora göre, geçtiğimiz Pazar günü Güney Sudan'da etnik gruplar arası şiddete maruz kalan bir bölgede düzenlenen silahlı saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 32 kişi hayatını kaybetti.
Saldırılar Güney Sudan'ın Jonglei eyaletinin doğusundaki Baidit bölgesinde silahlı etnik rakip gruplar tarafından gerçekleşti. İki köyün hedef alındığı saldırılarda evler kurşunlanıp yakılırken, bölge sakinleri olay yerinden kaçtı. Birleşmiş Milletler Güney Sudan Misyonu’na (UNMISS) göre, kurbanlar arasında kaçmaya çalışırken nehirde boğulan üç çocuk da var.
Saldırılar sırasında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 26 kişi yaralanırken,  birçoğu ise hala kayıp. UNMISS tarafından yapılan açıklamada, misyonun sivillere yönelik saldırıları şiddetle kınadığı belirtilerek, taraflar savunmasız insanları riske atan gerilimi önlemek için derhal harekete geçmeye çağırdı. Açıklamada, yetkililerin derhal soruşturma başlatması ve sorumluların hesap vermesi çağrısında bulunuldu.
UNMISS, Güney Sudan bağımsızlığını kazandığı 2011 yılında bir yıllık bir süre için barışı koruma misyonu olarak ülkeye konuşlandı. Ardından ülkenin kanlı bir iç savaş ve etnik şiddete sürüklenmesiyle misyonun görev süresi uzatıldı. Ocak-Ağustos 2020 arasında etnik milisler tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırılar sebebiyle Jonglei’de 700’den fazla kişi hayatını kaybederken, bazıları tecavüze uğradı, bazıları ise kaçırıldı.
Bir BM soruşturması, siyasi ve askeri liderlerin, milisler tarafından pala, makineli tüfek ve bazen roketatarlarla koordineli saldırılarda köylerin tahrip edilmesini içeren şiddette rol oynadığını ortaya koydu. BM Güney Sudan Özel Temsilcisi Nicholas Haysom, geçtiğimiz Aralık ayında düzenlenen BM Güvenlik Konseyi sırasında, 2021 yılında yerel düzeyde şiddete maruz kalan sivillerin sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yarı yarıya düştüğünü söyledi.
Ancak ülkede büyük bir istikrarsızlık hakim. İç savaştan sonra kurulan birlik hükümeti, iktidara geldikten yaklaşık iki yıl sonra silahlı şiddeti durdurmayı ve sorumluları cezalandırmayı başaramadı.
Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ve rakibi Riek Machar, 400 bin kişinin ölümüne sebep olan savaşın ardından Şubat 2020’de koalisyon hükümeti kurdu.
2018’de imzalanan barış anlaşmasının maddelerinin birçoğu uygulanmazken, BM bu durumun anlaşmanın çöküşünü zemin hazırlayabileceği konusunda uyarıda bulundu.



Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
TT

Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)

Gazze'deki doktorlar, yakıt kıtlığı nedeniyle tek kuvöze birden fazla bebek yerleştirmek zorunda kalıyor.

Gazze’deki El Ehli Hastanesi’nin direktörü Fadel Naim, X hesabından yaptığı paylaşımda, El Helou Hastanesi’nde çekilen ve aynı kuvöze birden fazla bebeğin yerleştirildiği bir fotoğrafa yer verdi.  

Naim, “Bu trajik durum, Gazze’deki acımasız savaşın ve sağlık sistemini felç eden kuşatmanın doğrudan bir sonucudur” ifadelerini kullandı. 

İsrail ablukasının prematüre bebekler için “rutin bakımı ölüm kalım mücadelesine çevirdiğini” söyleyen doktor, “Hiçbir çocuk, yaşamını bombalar ve ambargoların belirlediği bir dünyaya doğmamalı” dedi.

Gazze’nin kuzeyindeki El Şifa Hastanesi’nin direktörü Muhammed Ebu Silmiya da CNN’e açıklamasında, yakıt sağlanmazsa hastanenin birkaç saat içinde hizmet dışı kalacağını belirtti. 

Dr. Silmiya, aralarında 22’si kuvözde olan bebeklerin de bulunduğu yüzlerce hastanın ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Nasser Tıp Merkezi de sadece 24 saatlik yakıt kaldığını belirterek, elektriği doğum ve yoğun bakım gibi kritik bölümlere yönlendirdiklerini duyurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın medya kuruluşuyla paylaştığı bilgilere göre yakıtın yanı sıra jeneratörleri çalıştıracak yedek parçalar da bulunulamıyor. 

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gazze’de “eşi benzeri görülmemiş bir insani krizin” yaşandığını bildirerek, ateşkes çağrısı yaptı ve insani yardımın derhal artırılması gerektiğini söyledi.

New York Times’ın irtibata geçtiği Britanyalı cerrah Victoria Rose da Gazze’de gördüklerini şöyle anlatıyor: 

Hastaneye diz kapakları, ayakları ya da elleri kopmuş çocuklar getiriliyordu.

Gazze’de 21 gün gönüllü görev yaptığını belirten Dr. Rose, daha önce iki kez bölgede çalıştığını fakat bu sefer durumun daha da kötü olduğunu söylüyor. 

Rose, 1 Temmuz’da tedavi ettiği tüm hastaların, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (GHF) ait erzak dağıtım bölgelerinde vurulduğunu söylediğini aktarıyor:

İnsanlar o kadar yoksulluğa düşmüş durumda ki, bir çuval pirinç ve biraz makarna için ölmeye hazırlar.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times