Avrupa’da yolcular için Kovid-19 kısıtlamalarında değişikliğe gidiyor

Rusya’daki epidemiyolojik veriler endişe verici olarak niteleniyor.

Avrupa’da yolcular için Kovid-19 kısıtlamalarında değişikliğe gidiyor
TT

Avrupa’da yolcular için Kovid-19 kısıtlamalarında değişikliğe gidiyor

Avrupa’da yolcular için Kovid-19 kısıtlamalarında değişikliğe gidiyor

Avrupa Birliği (AB) dün, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) kontrol altına almak ve geniş çapta yayılmasını önlemek için yolculara uygulanan kısıtlamalara yaklaşımını kökten değiştirmeye yönelik adımlar attı. Tam doz aşı sertifikası ile yetinerek belirli bölgelerden veya ülkelerden gelen yolculara Kovid-19 negatif test sonucu gösterme ve karantina zorunluluğunu kaldırmaya karar verdi.
Avrupa Konseyi’nin yaptığı açıklamada, söz konusu değişikliğin aşılama oranındaki önemli artışın yanı sıra aşı sertifikasının veya Avrupa yeşil pasaportunun hızla uygulanmasının ardından yapıldığı ve halihazırda yürürlükte olan kuralları hafifletmek ve AB ülkeleri içinde yolcuların hareketini kolaylaştırmak amacıyla yapıldığı belirtildi. Bununla birlikte dün Avrupa Konseyi tarafından onaylanan ve gelecek ayın başından itibaren yürürlüğe girecek olan bu değişiklikler, üye devletlere tavsiye niteliğinde ve şu an zorunlu olarak uygulanmıyor. Herhangi bir ülke Avrupa Bulaşıcı Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) tarafından hazırlanan epidemiyolojik haritada kırmızı ile gösterilen bölgelerden veya ülkelerden gelenlere halihazırda 12 ülkenin gibi gibi ek önlemler uygulayabiliyor.
Avrupa Konseyi ayrıca ECDC’nin AB ülkelerinin topraklarına ilişkin epidemiyolojik harita yayınlamaya devam etmesi gerektiğine ve trafik ışıklarına benzer (salgının tehlikesine göre yeşil, turuncu, kırmızıya ve koyu kırmızı olarak değişen) bir sisteme göre salgının bulaşma seviyelerini göstermeye devam etmesi gerektiğine karar verdi.
ECDC’nin hazırladığı harita, ardı ardına iki hafta boyunca kaydedilen yeni vaka raporlarına, aşı dağıtım oranına ve nüfusa uygulanan testler içindeki enfeksiyon yüzdesine dayanıyor.
Avrupa Komisyonu üye ülkelere geçen yıl kasım ayında, yolcular için kısıtlama uygulama veya iptal etme kararının geldikleri veya transit olarak yolculuk yaptıkları ülkedeki epidemiyolojik duruma değil, yolcunun kişisel sağlık durumuna dayanması önerisinde bulunmuştu.
Komisyon Sözcüsü, bu değişikliğin amacının bunu tüm üye ülkelerde uygulanarak aşı sertifikası, enfeksiyonu atlatma veya negatif test sonucuna sahip bir yolcunun herhangi bir ek kısıtlamaya tabi olmamasını sağlamak olduğunu söyledi.
Avrupa ülkeleri, pandeminin başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra aşılama oranının artması ve Omikron varyantının neden olduğu enfeksiyon riskinin düşük olmasına dayanarak vatandaşlara uygulanan kısıtlamaları hafifletme eğilimindeyken, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise bir kez daha söz konusu kısıtlamaları kaldırmak veya hafifletmek için acele edilmemesi ve Kovid-19 ile soğuk algınlığında olduğu gibi mücadele edilmesinin neden olacağı sonuçlara ilişkin uyarıda bulundu. Bu uyarı, WHO üst düzey yetkilisi Dr. Maria Van Kerkhove’un dün Cenevre’deki WHO genel merkezinde düzenlenen Yürütme Kurulu’nun 150’inci oturumundaki sunumunda geldi. Van Kerkhove konuşmasında, çoğu bölgenin yeni varyant sebebiyle vaka sayısında rekor kaydetmeye devam ettiğini ve yeni varyantların ortaya çıkma olasılığının halen güçlü olduğunu belirtti.
Buna paralel olarak Japonya hükümeti dün, günlük yeni vaka sayısında ardı ardına dördüncü kez rekor kaydedilmesinin ardından, sağlık uyarısının seviyesini yükseltmeye ve salgını kontrol altına almak için katı kısıtlamaların uygulama kapsamını ülkedeki 47 eyaletten 34’ünü kapsayacak şekilde genişletmeye karar verdi. Hükümet sözcüsü, önümüzdeki günlerde vaka sayıları artmaya devam ederse halk sağlığı için ‘acil durum’ ilan edilebileceğini kaydetti. Kovid-19 mücadelesi yönetiminde hükümetin baş sağlık danışmanı olan epidemiyolog Shigeru Omi, son kısıtlamaların yeni varyantın bilinen özelliklerine göre tasarlandığını, epidemiyolojik sahnedeki gelişmeler ve Omikron’un türünün ortaya çıkma olasılığı ışığında sürekli ayarlama gerektirebileceğini belirtti. Yetkili Omikron’un henüz bilinmeyen veya ortaya çıkması için daha fazla zamanın gerekli olduğu bir özelliği olabileceğini vurguladı.
Diğer yandan Rusya’dan endişe verici epidemiyolojik veriler geliyor. Koronavirüs Enfeksiyonunu Önleme ve Mücadele Merkezi ardı ardına altıncı günde de yeni vaka sayısında rekor kaydedildiğini ve son 24 saatte 681 ölüm bildirildiğini açıkladı. Merkez, pandeminin başlangıcından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısının 11 milyonu, ölü sayısının ise 327 bini aştığını bildirdi.
Rusya’daki aşılama oranı halen toplam yetişkin nüfusun yüzde 65’inin altında kalırken Sağlık Bakanlığı sürü bağışıklığına ulaşmak için belirlediği hedef yüzde 80’di.
Fransa’da Sağlık Bakanı Olivier Veran ülkesinin koronavirüs varyantlarının şimdiye kadarki en tehlikelisi olan Delta’nın neden olduğu salgın dalgasını kontrol altına almak üzere olduğunu ve Omikron varyantının neden olduğu dalganın da zirveye ulaşmaya yakın olduğunu duyurdu.
Veran, hükümetin bu hafta başlarında açıkladığı kısıtlamaların hedefinde Delta varyantını kontrol altına almak olduğunu bildirdi.



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters