Fetih yetkilisi Saydam, "Biden'ın Trump'tan çok farklı olmadığı" görüşünde: Filistin yönetimi, Biden idaresinden söylem değil eylem istiyor

Fotoğraf: (Reuters)
Fotoğraf: (Reuters)
TT

Fetih yetkilisi Saydam, "Biden'ın Trump'tan çok farklı olmadığı" görüşünde: Filistin yönetimi, Biden idaresinden söylem değil eylem istiyor

Fotoğraf: (Reuters)
Fotoğraf: (Reuters)

Fetih Hareketi Merkez Komitesi Genel Sekreter Yardımcısı Sabri Saydam, Joe Biden başkanlığındaki ABD yönetiminin Filistin dosyasına yaklaşımının, eski Başkan Donald Trump yönetiminden çok da farklı olmadığını belirtti.
Fetih yetkilisi Saydam, ABD'nin Filistin konusuna yaklaşımı ve Filistinli gruplar arasındaki uzlaşı çabalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Saydam, Washington'ın şu an Filistin'e ilişkin her konuda şiddet yanlısı tutumuna devam eden İsrail'in aşırı sağ kesimi karşısında "teslim olmuş" bir görüntü verdiğini söyledi.
Trump yönetiminin "çatışmayı sona erdirme" iddiasıyla öne sürdüğü ancak içerdiği aleyhte maddeler nedeniyle Filistinlilerin şiddetle reddettiği siyasi plana atıfta bulunan Saydam, Biden yönetimini "Yüzyılın Anlaşması'nın ikinci nesli" olarak nitelendirdi.

"Filistin yönetimi, Biden idaresinden söylem değil eylem istiyor"
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşuna (UNRWA) yeniden mali destek verilmesi dışında Washigton'da Filistin konusunda herhangi bir politika değişikliği görmediklerini, bu yüzden Biden'ın Trump'tan pek de farklı olmadığını söyleyen Saydam, "ABD ile ilişki düzeyinde pozitif bir söylem var, önemi olmayan bir laf kalabalığına tanık oluyoruz. Pratikte ise şu ana kadar sonuç sıfır. Filistin yönetimi, Biden idaresinden söylem değil eylem istiyor" dedi.
Saydam, İsrail'in çözüm istemediğini, bazı insani ve ekonomik kolaylıklar sağladığı imajı verdiğini ancak Filistinlilere ait her şeyi yok etmeye çalıştığını vurguladı.
Filistinlilere ait her şeye karşı siyasi ve askeri sistem ile Yahudi yerleşimcilerin birleşmesine tanık olduklarını aktaran Saydam, "Filistinlilerin bugün bu aşırı sağcı çetelerle yüzleşmek için yeniden birlik olmaktan başka seçeneği yok" ifadesini kullandı.

Filistinli grupların Cezayirli yetkililerle görüşmeleri "verimli"
Filistinli gruplar arasındaki uzlaşı çabalarına ilişkin ise Saydam, Fetih'in iç anlaşmazlıkları sıfırlayarak Hamas ile kapsamlı bir uzlaşıya varmak istediğini dile getirdi.
Bu kapsamda Filistinli grupların Cezayirli yetkililerle görüşmelerini "verimli" bulduğunu söyleyen Saydam, "Cezayir'le bizi bir araya getiren şey, Cezayir'in Filistin sevgisi ile herhangi bir aksaklık durumunda uzlaşıya varma isteği. Bunu birlikte çalışabilecek rahat bir ortam olarak görüyoruz" diye konuştu.
Saydam, Cezayir'den dönen Fetih heyetinin anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması için Filistinli tüm gruplarla bir araya geleceğini belirtti.
Eylül 2020'de gerçekleşen toplantılar çerçevesinde belirlenen bir uzlaşı formülüne doğru ilerlediklerini kaydeden Saydam, "Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içindeki ve Filistinli gruplar arasındaki sıkıntıların fikir birliğiyle aşılması isteniyor. Uzlaşıyı sağlamak için engelleri kaldırmak istiyoruz; kesinlikle engel istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Hamas'ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın uluslararası dörtlü komisyon şartını kabul etmesi konusuna da değinen Saydam, bunun Filistin meselesine ilişkin uluslararası meşruiyet kararlarının hayata geçirilmesi için atılmış bir adım olduğuna işaret etti.

FKÖ Merkez Konsey toplantısı
Sabri Saydam, Filistin'de en yüksek yasama kurulu olan Ulusal Meclisin daimi alt kurumlarından FKÖ Merkez Konseyinin şubat ayının ilk haftasında Ramallah'ta toplanacağını hatırlattı.
FKÖ içindeki diğer gruplarla müzakerelerin hızlı ve yoğun bir şekilde devam ettiğini, işlerin doğru ve sorunsuz şekilde ilerlediğini söyleyen Saydam, Fetih Hareketinin, 19 Ocak'taki Merkez Komitesi toplantısında Azzam el-Ahmed ile Hüseyin eş-Şeyh'in Yürütme Komitesi temsilcileri, Ruji Fettuh'ın Ulusal Konsey Başkanı olarak atandığını kaydetti.
Saydam, bununla birlikte müzakereler sırasında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ile bazı sıkıntıların yaşandığında da işaret etti.
Görüşmelerin devam ettiğine dikkati çeken Saydam, FKÖ içinde herkesin bir araya gelmesini ve gerçek anlamda bütün grupların meşru bir temsilcisinin olmasını temenni ettiklerini aktardı.



İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
TT

İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki yardım dağıtım operasyonlarını sonlandırdığını duyurdu.

Kuruluş, altı hafta önce Washington’un arabuluculuğunda yürürlüğe giren ateşkesin ardından dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Vakıf, yayımladığı son açıklamada görevini “kalıcı olarak” durdurduğunu ve misyonunu tamamladığını belirtti.

Vakıf Direktörü John Acrey, yaptığı yazılı açıklamada, “Gazze halkına yardımların ulaştırılmasında daha iyi bir yöntem olduğunu kanıtlama görevimizi başarıyla yerine getirdik” dedi.

Kısa süre faaliyet gösteren vakfın operasyonları büyük ölçüde gizlilik içinde yürütülmüştü. ABD ve İsrail destekli alternatif bir yapı olarak BM’ye bağlı UNRWA’nın yerine kurulmuş, ancak finansman kaynakları ya da yardım noktalarını yöneten silahlı yüklenicilerin kimlikleri kamuoyuyla hiç paylaşılmamıştı. Vakıf, amacının yardımların Hamas’a aktarılmasını engellemek olduğunu savunuyordu.

Ancak Filistinliler, yardım çalışanları ve sağlık yetkilileri, bu sistemin yardım almak isteyen sivilleri, İsrail askerlerinin bulunduğu kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakarak hayatlarını riske attığını belirtiyordu.

Kurumun görevlerini, Gazze’deki ateşkesi denetlemekle sorumlu İsrail’deki ABD merkezli Sivil-Askerî Koordinasyon Merkezine devredeceğini açıklayan Acrey, “Vakıf haftalardır Koordinasyon Merkezi ve uluslararası kuruluşlarla bir sonraki adımlar konusunda temas hâlinde. Açıkça görülüyor ki bizim uyguladığımız modeli benimseyip genişletecekler” dedi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı Mayıs ayı sonunda, İsrail’in üç ay boyunca gıda girişini durdurmasının ardından Gazze’de kıtlık eşiğine gelinmesi üzerine faaliyete başlamıştı. İsrail, BM’nin gıda dağıtım sisteminin yerine geçmesi hedeflenen bu özel kuruluşu, Hamas’ın büyük miktarda yardıma el koyduğu iddiasıyla savunmuştu; ancak BM bu iddiaları reddetmişti.

BM, söz konusu vakfın kurulmasına karşı çıkarak sistemin İsrail’e gıda dağıtımı üzerinde tam kontrol sağlayabileceğini ve Filistinlilerin yerinden edilmesine yol açabileceğini belirtmişti. Savaş süresince BM ve insani yardım kuruluşları, yüzlerce merkez üzerinden Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt ve diğer ihtiyaçların ulaştırılmasına öncülük etmişti.

Vakıf, açıklamasında Gazze’de 3 milyonun üzerinde gıda paketi dağıttığını, bunun 187 milyon öğüne denk geldiğini duyurdu.


Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.