Suudi Arabistan'dan Metaverse girişimi: Kabe sanal olarak ziyaret edilebilecek

Projenin tüm duyulara hitap ettiği ifade ediliyor (Mescid-i Haram / Facebook)
Projenin tüm duyulara hitap ettiği ifade ediliyor (Mescid-i Haram / Facebook)
TT

Suudi Arabistan'dan Metaverse girişimi: Kabe sanal olarak ziyaret edilebilecek

Projenin tüm duyulara hitap ettiği ifade ediliyor (Mescid-i Haram / Facebook)
Projenin tüm duyulara hitap ettiği ifade ediliyor (Mescid-i Haram / Facebook)

Suudi Arabistan, Müslümanların Kabe üzerindeki Hacerülesved taşını sanal olarak ziyaret etmelerini sağlayan bir Metaverse girişimi başlattı.
Kâbe'nin duvarında yer alan ve Hacerülesved adı verilen siyah parlak taş, Müslümanlarca kutsal sayılıyor.
Arapça'da "siyah taş" anlamına gelen Hacerülesved, yerden 1,5 metre kadar yükseklikte bulunuyor. Yaklaşık 30 santimetre çapında, yumurta biçimindeki bu taş, adını muhtemelen siyaha yakın koyu kırmızı renginden alıyor.
İslam Ansiklopedisi'ne göre uzmanlar, Hacerülesved'in Hz. İbrâhim tarafından Kâbe'nin inşası esnasında tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirildiği üzerinde fikir birliği etmiş durumda.
Hac ibadeti sırasında hacılar Kabe'yi tavaf ederken her bir dönüşte, saf gümüşten yapılan bir kalıbın içindeki bu taşı selamlıyor, ona el sürüyor veya öpüyor.
Artık Müslümanların bu taşı ziyaret etmesi, "Sanal Hacerülesved" adı verilen bir teknoloji girişimiyle mümkün hale geliyor.
Mekke'deki Ulu Camii İmamı Abdurrahman Sudeysi'nin geçen ay açılışını yaptığı girişim, Ümmü'l-Kurra Üniversitesi'yle Sergiler ve Müze İşleri İdaresi'nin ortak projesiydi.
Sudeysi, Mekke ve Medine camilerinin çok sayıda tarihi ve İslami miras içerdiğini ve bunun herkes için dijitalleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Mescid-i Haram'ın resmi Facebook sayfasından yapılan paylaşımda da, söz konusu girişimin, Müslümanların "Mekke'ye hac ziyaretinden önce Hacerülesved'i deneyimlemelerini" sağladığı ifade edildi.

Projede sanal gerçeklik gözlükleri aracılığıyla insanların kendi evlerinden ziyaret edebileceği, Mekke'deki başlıca hac mekanlarının bir simülasyonu yer alıyor.
Bu simülasyonun sadece görme ve işitme duyusuna hitap etmediğini, aynı zamanda kullanıcıların dokunma ve koku deneyimlerini de yaşayacağı ifade ediliyor.
Sudeysi, projenin tüm duyulara hitap etmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Öte yandan, halkın sanal gerçeklik teknolojisine nasıl ve ne zaman erişeceği henüz netleştirilmedi.
Independent Türkçe, Tribune Online Nigeria, The New Arab



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news