ABD, Körfez’in Husilerle mücadelesinde hangi adımları atmalı?

ABD’li diplomat Dennis Ross, yeniden denge kurma yönünde Biden yönetimi için beş adım belirledi

Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)
Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)
TT

ABD, Körfez’in Husilerle mücadelesinde hangi adımları atmalı?

Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)
Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)

İsa Nehari
İran destekli Husilerin Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'yi bir hafta içinde ikinci kez hedef alması dolayısıyla Körfez ülkeleri, Husilerin ABD terör listesine yeniden alınması taleplerini yeniledi. Birkaç gün öncesinde ise Başkan Joe Biden, yönetiminin bu konu üzerine durduğunu doğrulamıştı.
BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, Husilere mali ve silah akışının durdurulması çağrısında bulunurken Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz ise Husilerin yeniden terör listesine dahil edilmesi ve liderlerinin yaptırımlara tâbi tutulması yönünde yasa tasarısı sundu.
Bill Clinton ve George W. Bush dönemlerinde Orta Doğu'da barış sürecinin ilk adımlarını atan ABD’li diplomat Dennis Ross ise BAE'ye yönelik son saldırıların ABD'nin eylemin ötesinde zemin hazırlamasını gerektirdiğini ifade etti. Aynı zamanda İranlıların yokluğunda böyle bir saldırının mümkün olamayacağına da dikkat çekti.
ABD merkezli The Hill web sitesinde yayınlanan bir makaledeki açıklamalarında Ross, Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Husileri baskı altına alarak İran'ın Husilere silah ihraç etmesini engelleyecek bir karar almaya çağırdı. Abu Dabi ile ilişkileri göz önüne alındığında Rusya ve Çin'in veto haklarını kullanmayacaklarına da dikkat çekti.

Husilerin İran ile bağı
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ABD’li diplomat, Husilerin İran'a tabi oluşu tartışma konusu varsayılsa dahi Kudüs Gücü ve Hizbullah'ın Husilere füze ve insansız hava araçları (İHA) sağladığı ve İHA üretimi için eğitim verdiği gerçeğine değindi. Zirâ başkent Riyad dahil olmak üzere Suudi Arabistan’da sivil hedefleri ve ülke genelindeki petrol tesislerini hedeflemeleri göz önüne alındığında İran’ın Husileri Suudi Arabistan üzerinde bir baskı aracı olarak gördüğünü ifade etti.
“İran, bu çatışmayı sınırlamak değil de körüklemek için elinden geleni yapıyor” ifadelerine başvuran Ross, bunun Husilerin geçtiğimiz hafta BAE’ye yönelik saldırılarından da anlaşıldığını ifade etti. Husilerin birçoğu BAE savunma sistemleri tarafından ele geçirilen füze ve İHA’ları Abu Dabi'deki bir sanayi bölgesini hasara uğratmış, havaalanındaki bir şantiyenin de etkilenmesiyle 3 sivil hayatını kaybetmiş, 6 kişi yaralanmıştı.
ABD’li diplomat, İran nükleer programıyla ilgili Viyana’da yürütülen müzakerelerin sonucu ne olursa olsun Husilerin düzenlediği saldırıların Washington'un İran'ın Orta Doğu'daki davranışlarıyla mücadele etmesini zorunlu kıldığına inandığını söyledi. Aynı zamanda Tahran'da rejim lideri “Rehber” Ali Hamaney başta olmak üzere rejim liderlerinin füze programlarını veya bölgedeki faaliyetlerini müzakere etmeyecekleri konusundaki ısrarlarına atıfta bulundu.
Ancak Ross, bugün bölgede Barack Obama yönetimi ve Avrupalı ​​müttefiklerinin İran ile nükleer anlaşmaya vardığı 2015 gerçeğinden farklı olarak değişen koşulların kaydedildiğini söylüyor. Aynı zamanda anlaşma taraflarının İran'ı bölgedeki eylemlerinden sorumlu tutma yönünde endişelerinin olduğunu, bu nedenle anlaşmayı uygulamaktan cayabileceklerini de ekliyor.
Nitekim Ross, bugün ABD’nin geçmişten ders alarak İranlıların Husiler ile ilgili olanlardan başlayarak faaliyetlerinin bedelini ödemesini sağlaması gerektiğini vurguladı. Husilerin ise düzenledikleri saldırıların bedelini ödeyeceklerini, izole hale geldiklerini ve Washington'un saldırı altındaki ülkelerin savunmasını güçlendirmek için çalışacağını bilmeleri gerektiğine değindi.
Aslında Husi milisleri açıkça destekleyen Tahran, Husiler tarafından kullanılan füzeler ve diğer silahların kalıntılarından İran yapımı oldukları anlaşıldığı halde, Husi milislere silah tedarik etmediğini öne sürüyor.
Bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Independent Arabia’nın Husilerin yeniden terör örgütü olarak sınıflandırılmasına ilişkin sorularına verdiği yanıtta “ABD, Yemen'deki insani durumu iyileştirme yönündeki kararlılığını sürdürüyor. Husiler insani sonuçları hesaba katmak zorunda kalacak” ifadelerine başvurdu.

Dengeyi yeniden sağlama yönündeki adımlar
Ross, Biden yönetiminin Husilerin gerilimi körükleyişi ile başa çıkma yönünde atacağı beş adım olduğunu öne sürüyor. İlkinin BMGK’ya Husi saldırılarını kınayan ve daha fazlası durumunda yaptırım uygulanmasını öngören bir karar sunmaktan geçtiğini söyleyen Ross, Abu Dabi ile ilişkileri göz önüne alındığında Rusya ve Çin'in veto haklarını kullanmayacaklarına da dikkat çekiyor.
BAE’ye istihbarat sağlayarak füze saldırıları öncesinde onları uyarmanın ikinci adımı teşkil ettiğini belirten Ross, ABD’nin bunu yapmaya muktedir olduğunu vurguluyor.
Biden yönetimi ilk haftalarında Yemen’de Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu’na askeri desteği askıya almış olsa da Riyad ve Abu Dabi ile savunma işbirliğini hiç duraksatmadı.
Pentagon'un son açıklamalarında belirtildiğine göre ABD savunma sistemleri Pazartesi günü BAE'deki ABD üssünü hedef alan Husi füzelerini durdurmayı başardı.
Washington'a BAE’deki hava ve füze savunma sistemlerinin modernizasyonunu hızlandırması çağrısında bulunan Ross, Körfez ülkesi yetkililerinin bir süredir böyle bir destek aradığını ancak Biden yönetiminin yavaş yanıt verdiğine dikkat çekti.
Dördüncü olarak vereceği yanıtların etkinliğini artırma yönünde BAE’nin hassas güdümlü mühimmat ile desteklenmesi ve sivil kayıplara neden olma olasılığının azaltılması gerektiğini de ekledi. Aynı zamanda “ABD bunu biliyor, açıklaması gerekiyor” ifadelerine başvurdu.
Diplomat Ross aynı zamanda ABD yönetimini saldırılara yanıt verme sürecini simüle etmek için BAE ve bölgedeki diğer ülkelerle ikili askeri tatbikatlara katılmaya çağırdı.
ABD yönetiminin kendi vatandaşları dahil olmak üzere çok sayıda sivil can kaybına yol açabilecek herhangi bir saldırıya yanıt olarak müttefiklerinin yanında olacağını göstermesinin önemli olduğunu vurgulayan Ross, “ABD’nin bu yöndeki taahhüdünü görmesi gereken yalnızca arkadaşlarımız değil. ABD’ye ve onun uluslararası bir düzeni şekillendirme arzusuna meydan okumaya kararlı görünenler de var” dedi.
Orta Doğu'daki çatışmaları yakından takip eden Ross, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Ali Hamaney’in ABD'nin gerilimi kırma stratejisi hakkındaki varsayımlarına karşı çıkmak gerektiğini, zirâ Washington'ın bu ülkelerin attığı adımların yol açtığı risklere karşı daha hazırlıklı hale geldiğini söyledi.

Husiler gerilimi artırırken bunlara yanıt verme yönündeki adımlar
BAE Savunma Bakanlığı, Husilerin Pazartesi günü Yemen’den fırlattığı iki balistik füzeye herhangi bir can kaybı yaşanmadan karşı konularak imha edildiğini duyurdu.
“İmha edilen balistik füze kalıntıları, BAE çevresindeki ayrı alanlara düştü” ifadelerine başvuran Bakanlık, herhangi bir saldırıya karşı gerekli koruma önlemlerini aldığını teyit etti.
Söz konusu saldırı, geçen hafta başkent Abu Dabi'de bir yakıt deposunu hedef alan, 3 kişinin ölümüne ve Abu Dabi Uluslararası Havaalanı’nda yangın çıkmasına neden olan saldırının ardından BAE topraklarına yapılan ikincisi sayılıyor.
Husi grubu üstlendiği bu saldırıyı İHA ve balistik füzeler ile gerçekleştirdiğini belirtmiş, BAE ise bu bilgileri doğrulamıştı.
Söz konusu saldırıların uluslararası çapta kınanması ardından, Yemen'deki meşruiyeti destekleyen Arap Koalisyonu ise Sana ve Saada'da Husileri hedef aldı. Koalisyon tarafından yapılan açıklamada, “Husilerin başkent Sana ve diğer bölgelerdeki mevkileri ve üslerine çeşitli hava saldırıları düzenlendi” ifadelerine başvuruldu. Haber ajanslarına konuşan yerel sakinler ise bu saldırıları ‘2019'dan beri düzenlenen en şiddetli’ saldırılar şeklinde niteledi.
BAE 2019'da Yemen'deki varlığını önemli ölçüde azaltmış, ancak Abu Dabi destekli Yemen kuvvetleri yakın zamanda Yemen'in petrol üreten Şebva ve Marib bölgelerinde Husilere karşı yürütülen savaşlara dahil olmuştu.



ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı

ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı
TT

ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı

ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında, ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu bugün Washington’daki Kennedy Center’da düzenlediği programa katıldı. Ziyaretin ikinci gününde düzenlenen forumda, çok sayıda Amerikan şirketi yer alırken, bazı şirketler Suudi Arabistan’da yeni yatırımlar yapacaklarını açıkladı.

Veliaht Prens, forum öncesinde ve sonrasında birçok büyük Amerikan şirketinin üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ı “NATO dışı başlıca müttefik” olarak tanımladığını duyurdu. Trump, “Suudi Arabistan ile büyük ortaklığımız, iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ilerlemeye devam edecek” ifadelerini kullandı.


Suudi-Amerikan yapay zekâ ortaklığı yeni tıbbın yol haritasını çiziyor

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’
Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’
TT

Suudi-Amerikan yapay zekâ ortaklığı yeni tıbbın yol haritasını çiziyor

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’
Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Beyaz Saray ziyareti, sadece geçici bir siyasi toplantı değil, Riyad ile Washington arasındaki diyaloğun geleneksel diplomasi dilinden geleceğin diline geçtiği önemli bir dönüm noktasıydı.

ABD’deki karar mekanizmalarında, yapay zekâ, ileri yarı iletken teknolojileri ve yüksek başarımlı bilişim üzerine kurulu yeni bir stratejik ortaklık döneminin temeli atıldı. Bu yeni çerçeve, yalnızca iki ülke arasındaki ittifakın şeklini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda önümüzdeki yıllarda küresel sağlık ekonomisini de yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor; akıllı teşhisten niceliksel tıbba, tahmine değil veriye dayalı tedavilerin tasarlanmasına kadar uzanan geniş bir dönüşüm süreci öngörülüyor.

Yeni bir dönemin başlangıcı

Suudi Arabistan ve ABD, yapay zekâ alanında kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma; ileri düzeyde ulusal modeller geliştirilmesini, veri merkezlerinin kapasitesinin artırılmasını, gelişmiş çip tedarik zincirlerinin desteklenmesini ve yeni teknolojiler için modern düzenleyici çerçevelerin oluşturulmasını hedefliyor.

Sağlık uygulamaları ve bilimsel araştırma, anlaşmanın en önemli başlıkları arasında yer alıyor. Bu adım, Suudi Arabistan’ın küresel bilgi ekonomisinde etkin bir rol üstlenme yönündeki ilerlemesini de yansıtıyor.

50 milyar dolar… Suudi Arabistan’ın silikon çağına girişi

Ziyaret kapsamında, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’daki görüşmesinde ülkenin teknolojik dönüşüm kararlılığını vurguladı. Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın yüksek bilişim kapasitesine yönelik büyük bir talebi olduğunu belirterek, kısa vadede yarı iletken ihtiyaçları için yaklaşık 50 milyar dolar harcayacaklarını söyledi.

İş birliğinden ortak gelişime

Ziyaret sırasında, yapay zekâ alanında iki ülke arasında bir mutabakat zaptı (MoU) imzalandı. Bu mutabakat zaptı, deneyimlerin paylaşılması, ortak bir düzenleyici ortamın geliştirilmesi, sağlık modeli eğitiminin desteklenmesi ve yapay zekaya dayalı tıbbi uygulamaların mümkün kılınması için pratik bir çerçeve oluşturuyor.

Bu adım, ortakların teknolojiyi kullanmaktan teknolojinin geleceğini şekillendirmeye geçme vizyonunu somutlaştırıyor.

Reuters, yapay zekâ ve mikroçiplerin savunma ve sivil nükleer enerji ile birlikte ABD-Suudi Arabistan görüşmelerinin ana temalarından biri olduğunu bildirdi.

xscdfrgt
Washington’dan Riyad’a uzanan yapay zekâ koridoru

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Washington, Suudi Arabistan’ın yatırım gücü ve büyük ulusal projelerini hızla hayata geçirme kapasitesi sayesinde bölgede ileri düzey bir silikon ekosistemi (Advanced Silicon Ecosystem) kurabilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyor.

Silikondan hastaneye… Çip, sağlık hizmetlerinin geleceğini nasıl değiştiriyor?

Elektronik çipler, sağlık hizmetlerinin geleceğini dönüştürüyor; çünkü gelişmiş teknolojilerin çalışmasını mümkün kılıyor. Bunlar arasında:

* Yapay zekâ destekli radyolojik teşhis (AI-Enhanced Radiological Diagnosis)

* Genom analizleri (Genomic Analytics)

* Hastalık tahmin modelleri (Disease Prediction Models)

* Protein simülasyonu (Protein Simulation)

* İleri hesaplamalı ilaç tasarımı (Advanced Computational Drug Design)

Bu amaçla Suudi Arabistan, akıllı tıbbın (Smart Medicine) geleceğini destekleyecek teknolojik bir altyapı oluşturmak amacıyla, ileri elektronik alanında uzmanlaşmış ALAT ve ulusal yapay zekâ modelleri geliştiren HUMAIN gibi öncü teknoloji şirketlerini hayata geçirdi.

Kuantum tıbbı… Bu ortaklığın bir sonraki durağı

Küresel ölçekte henüz erken aşamada olsa da kuantum bilişim (Quantum Computing), sağlık alanındaki dönüşümün doğal bir uzantısı olarak görülüyor.

Bu teknoloji, şu imkânları sunuyor:

* Kuantum protein simülasyonu (Protein Quantum Simulation)

* Eşi görülmemiş doğrulukta tıbbi görüntüleme analizi (Ultra-High Precision Medical Imaging)

* Her hastaya özel tedavilerin tasarlanması (Personalized Therapeutics)

Bu uygulamaların önümüzdeki on yıl içinde Suudi sağlık sisteminin bir parçası haline gelmesi bekleniyor.

Beyaz Saray’dan NEOM’a… Küresel tıbbın yeni manzarası

NEOM projelerinin dijital tıp, dijital ikiz teknolojileri ve akıllı klinikler alanlarında küresel bir laboratuvara dönüşmesi; buna eşlik eden stratejik ortaklık anlaşması, mutabakat zaptı ve yatırımlarla birlikte, Suudi Arabistan-ABD ortaklığını teknoloji ile sağlık güvenliğini birleştiren yeni bir aşamaya taşıyor. Bu gelişmeler, Suudi Arabistan’ı akıllı tıp yarışının merkezine yerleştiriyor.

Isaac Newton’un dediği gibi, “Daha uzağı görebildiysem, bu devlerin omuzlarında durduğum içindir.”


Suudi Arabistan ve ABD... Fırsatlarla dolu toplantı, ilişkilerde yeni bir sayfa açıyor

TT

Suudi Arabistan ve ABD... Fırsatlarla dolu toplantı, ilişkilerde yeni bir sayfa açıyor

Suudi Arabistan ve ABD... Fırsatlarla dolu toplantı, ilişkilerde yeni bir sayfa açıyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Washington ziyareti, Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinde ‘yeni bir sayfa’ açtı ve iki tarihi müttefik arasındaki ‘sınırsız ortaklığın’ temellerini güçlendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı, ikinci başkanlık dönemi sırasında Washington’ı ziyaret eden herhangi bir konuğa yapılan en üst düzey resepsiyonla sıcak bir şekilde karşıladı. Tören protokolü, F-16 ve F-35 savaş uçaklarının uçuş gösterisi ve ABD deniz piyadelerinin geçit törenini içeriyordu.

Trump, Veliaht Prens'e Beyaz Saray'ı gezdirdikten sonra, iki ülke arasındaki ilişkinin gücünü vurgulayarak, Muhammed bin Selman'ın ziyaretini ‘büyük bir onur’ olarak nitelendirdi. İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz'e büyük saygı duyduğunu ve Veliaht Prens'in ‘uzun zamandır büyük saygı duyulan çok değerli bir dost’ olduğunu söyledi.

ABD Başkanı ayrıca, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın yaptığı çalışmalardan ‘gurur duyduğunu’ ifade ederek, Muhammed bin Selman'ın Suudi Arabistan’da yaptıklarını ‘muhteşem’ olarak nitelendirdi. Trump, “O her zaman ülkesini büyük yapmayı düşünür” dedi.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ise çeşitli alanlarda ‘Suudi Arabistan ile ABD arasındaki önemli örtüşmeyi’ överek, ‘Amerikan ekonomisine ve Suudi Arabistan'a değer katan birçok anlaşmanın’ imzalanmasını beklediğini belirtti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, iki taraf arasında doksan yıl önce kurulan ilişkinin tarihini hatırlatarak, bunun ‘siyasi ve ekonomik çabalar ve güvenlik için çok önemli bir ilişki’ olduğunu bildirdi.

Veliaht Prens, her iki taraf için mevcut fırsatları ‘muazzam’ olarak nitelendirerek, bunların ‘önümüzdeki yıllarda daha da derinleşeceğini’ ve ‘Suudilere ve Amerikalılara değer katacak bu ilişkide yeni ve büyük bir sayfa açılacağını’ beklediğini kaydetti.

sadf
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'a gelen Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı karşıladı, 18 Kasım 2025. (AFP)

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, iki ülke arasındaki ilişkilerin sınırsız olduğunu belirterek, ‘ilerlemeye devam etme’ kararlılığını vurguladı. “Sınır yok. Bu yüzden elimizdeki tüm fırsatları değerlendirerek ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

Suudi Arabistan, savunma, yapay zekâ ve yarı iletkenler gibi alanlarda ABD'ye 600 milyar dolarlık yatırım yapma niyetini doğruladı ve bu yatırımların önümüzdeki yıllarda 1 trilyon dolara ulaşma olasılığı olduğunu belirtti.

İki taraf geniş kapsamlı bir savunma anlaşması imzalamaya yakınken, ABD Başkanı Riyad'a ABD yapımı F-35 savaş uçaklarının satışını onayladığını doğruladı ve Suudi Arabistan ile sivil nükleer anlaşma yapma olasılığını da dışlamadı. Trump şunları söyledi: “Onlara F-35 uçakları satacağız, bu anlaşmanın bir parçası. Bunları Lockheed Martin aracılığıyla satın alıyorlar ve bu harika bir uçak.”

zxsad
Beyaz Saray'ın Güney Bahçesi'nde ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için düzenlediği karşılama töreninden, 18 Kasım 2025 (AFP)

F-35 savaş uçağı anlaşmasının özellikleri hakkındaki bir soruya yanıt olarak Trump, Suudi Arabistan'ın ‘büyük bir müttefik’ olduğunu ve ‘en iyi modeli hak ettiğini’ söyledi.

Ortadoğu’daki meselelere dair ise ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan’ın ‘Suriye'nin muazzam ilerlemesindeki’ çabalarını övdü. Veliaht Prens Muhammed bin Selman ise Trump’ın dünya barışını sağlama çabalarını takdir etti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın iki devletli çözüm ve bölgede barışa giden net bir yol izleme taahhüdünü yineledi.

Yapay zekâ ve gelişmiş çipler

Suudi Arabistan ve ABD, yapay zekâ alanında milyarlarca dolarlık yatırımları duyurmaya hazırlanıyor. Veliaht Prens, “Suudi Arabistan'ın ihtiyaçlarına uygun ve yatırım stratejisine uyan birçok gerçek fırsat var” dedi.

Bu fırsatların niteliği hakkında konuşan Veliaht Prens Muhammed bin Selman şu ifadeleri kullandı: “ABD'yi memnun etmek için sahte fırsatlar yaratmıyoruz. Bunlar gerçek fırsatlar. Örneğin, yapay zekâ ve çipler hakkında soru sorduğunuzda, Suudi Arabistan'ın bilgi işlem gücü konusunda büyük bir talebi var ve kısa vadede yarı iletken ihtiyaçlarımız için yaklaşık 50 milyar dolar harcayacağız.”

Muhammed bin Selman, “Amerikalılarla imzalayacağımız anlaşma, kısa vadede ABD'den 50 milyar, uzun vadede ise yüz milyarlarca dolarlık tüketim kapasitesine odaklanmamızı sağlayacak” dedi.

Suudi Arabistan'a gelişmiş çipler ihraç etmek için ABD'nin onayını alma konusunda ise Başkan Trump, bu konuda çalışmaların sürdüğünü doğruladı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iki tarafın bunu başarmanın yollarını araştırdığını belirterek, “Bu, daha geniş bir sürecin ve iki ülke arasındaki daha geniş bir iş birliğinin parçası” dedi.

Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması

Suriye meselesi sorulduğunda Trump şu cevabı verdi: “Veliaht Prens beni aradı ve Suriye'nin yükselişini görmek istediği için Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldıracak mıyım diye sordu. Bildiğiniz gibi, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera yakın bir tarihte buradaydı ve harika bir görüşme yaptık. O güçlü bir adam ve bence Suriye’yi yönetmek için güçlü bir kişiye ihtiyaç var.”

frg
Beyaz Saray'da bir araya gelen Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Şam'ın kaydettiği ‘muazzam ilerlemeyi’ ve yaptırımların kaldırılmasının sonuçlarını öven Trump, bunları ‘şimdiye kadar çok iyi’ olarak nitelendirdi.

Barışa giden yol

Filistin-İsrail çatışması ve İbrahim Anlaşmaları ile ilgili bir soruya yanıt veren Trump, görüşmelerde iki devletli çözüm ve barış anlaşmalarının genişletilmesinin önünü açacak yolların ele alındığını doğruladı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi, “Ortadoğu'daki tüm ülkelerle iyi ilişkiler kurmanın iyi bir şey olduğuna inanıyoruz... Ancak iki devletli çözüme giden yolu netleştirmek de istiyoruz” dedi. ABD Başkanı'na hitaben şöyle devam etti: “Bugün, Sayın Başkan, sizinle sağlıklı bir tartışma yürütüyoruz ve bunu mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirmek için doğru koşulları yaratmak üzere çalışacağız… İsrailliler için barış istiyoruz, Filistinliler için barış istiyoruz. Bölgede barış içinde bir arada yaşamalarını istiyoruz ve bunu başarmak için elimizden geleni yapacağız.”

zxs
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Beyaz Saray'da gazetecilere konuşuyor, 18 Kasım 2025 (Reuters)

ABD-İran anlaşması

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İran konusunda Riyad'ın ‘ABD ile İran arasında bir anlaşmaya varılması için elinden geleni yaptığını’ söyledi. “İran'ın geleceği için bölgeyi, dünyayı ve ABD'yi tatmin edecek iyi bir anlaşma yapılmasının daha iyi olacağına inanıyoruz. Bu yüzden bu konuda çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Trump ise “İran bir anlaşma yapmak istiyor. Bence bunu çok istiyorlar. Ben tamamen açığım, onlarla görüşüyoruz ve süreci başlattık. İran ile bir anlaşma yapmak güzel olur... Bence bunu çok istiyorlar” dedi.

scdf
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı Beyaz Saray'da ağırladı. (Reuters)

Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, bugünü ‘Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinde önemli bir gün’ olarak nitelendirdi. Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Başkan Trump’ın bir zirve gerçekleştirdiğini ve bu toplantıda iki ülke arasında birçok ikili anlaşmanın imzalandığını belirtti. Prenses Rima, söz konusu anlaşmaların ‘her iki ülkede yatırımları teşvik edeceğini, Suudi ve Amerikalılar için iş olanakları yaratacağını ve bölgesel ve küresel güvenliğe olan ortak taahhüdü güçlendireceğini’ vurguladı.

zxsdf
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, dün Beyaz Saray'da düzenlenen Suudi Arabistan-ABD zirvesinde (SPA)

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in talimatı ve Başkan Trump'ın daveti üzerine dün sabah erken saatlerde resmi bir çalışma ziyareti için Washington'a geldi.

ABD Başkanı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ni Beyaz Saray'a varışında karşıladı ve Güney Bahçesi'nde olağanüstü bir karşılama töreni düzenlendi. Ardından resmi bir resepsiyon düzenlendi ve ABD savaş uçakları hava gösterisi yaptı.

Suudi Arabistan Kraliyet Divanı pazartesi günü yaptığı açıklamada, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ziyareti sırasında Başkan Trump ile ikili ilişkileri ve çeşitli alanlarda iş birliğini güçlendirme yollarını, ayrıca ortak ilgi alanlarını görüşeceğini bildirdi.

Öte yandan Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Kral Selman bin Abdulaziz başkanlığında dün Riyad’da yaptığı toplantıda, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti kapsamında iki dost ülke arasındaki ikili ilişkilerin ve stratejik ortaklığın çeşitli alanlarda güçlendirilmesinin amaçlandığını vurguladı. Bakanlar Kurulu bu ziyareti, her iki ülkenin ortak vizyonu doğrultusunda Ortadoğu’da güvenlik ve istikrarın sağlanması çabalarıyla da bağlantılı olarak değerlendirdi.

Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisi ise ziyareti ‘iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem’ olarak nitelendirerek, bunun stratejik ilişkiyi daha geniş bir perspektife taşıyacağını, küresel istikrara katkı sağlayacağını ve her iki halkın liderlerinin beklentilerini karşılayarak ortak çıkarları güçlendireceğini belirtti.

scdfv
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki Oval Ofis'e doğru yürürken (AFP)

Bölgesel değişiklikler ve her iki ülkenin beklentileri arasında, iki Suudi analist, doksan yıllık ilişkilerin tarihinde önemli bir döneme denk gelen Prens Muhammed bin Selman'ın Washington ziyaretinin önemli sonuçlar doğuracağını öngördü.

En öne çıkan başlıklar, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi ve daha geniş ufuklara taşınması, her iki tarafın da son dönemde aralarında yaptıkları sayısız görüşmenin ardından gerçekleştirmeyi umdukları iddialı dosyalar ve her iki tarafın da barışçıl çözümlerle ele alınması gerektiği konusunda hemfikir olduğu bölgedeki krizler.

Buna ek olarak, ziyaretin arifesinde ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Suudi Arabistan'a Amerikan yapımı F-35 savaş uçakları satacağını duyurdu. Pazartesi günü Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada Trump, “Bunu yapacağız, F-35'leri satacağız... Onlar (Suudiler) harika bir müttefik oldular” dedi.