ABD, Körfez’in Husilerle mücadelesinde hangi adımları atmalı?

ABD’li diplomat Dennis Ross, yeniden denge kurma yönünde Biden yönetimi için beş adım belirledi

Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)
Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)
TT

ABD, Körfez’in Husilerle mücadelesinde hangi adımları atmalı?

Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)
Sana'daki kapalı ABD Büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolarda silahlı bir Husi (AFP)

İsa Nehari
İran destekli Husilerin Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'yi bir hafta içinde ikinci kez hedef alması dolayısıyla Körfez ülkeleri, Husilerin ABD terör listesine yeniden alınması taleplerini yeniledi. Birkaç gün öncesinde ise Başkan Joe Biden, yönetiminin bu konu üzerine durduğunu doğrulamıştı.
BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, Husilere mali ve silah akışının durdurulması çağrısında bulunurken Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz ise Husilerin yeniden terör listesine dahil edilmesi ve liderlerinin yaptırımlara tâbi tutulması yönünde yasa tasarısı sundu.
Bill Clinton ve George W. Bush dönemlerinde Orta Doğu'da barış sürecinin ilk adımlarını atan ABD’li diplomat Dennis Ross ise BAE'ye yönelik son saldırıların ABD'nin eylemin ötesinde zemin hazırlamasını gerektirdiğini ifade etti. Aynı zamanda İranlıların yokluğunda böyle bir saldırının mümkün olamayacağına da dikkat çekti.
ABD merkezli The Hill web sitesinde yayınlanan bir makaledeki açıklamalarında Ross, Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Husileri baskı altına alarak İran'ın Husilere silah ihraç etmesini engelleyecek bir karar almaya çağırdı. Abu Dabi ile ilişkileri göz önüne alındığında Rusya ve Çin'in veto haklarını kullanmayacaklarına da dikkat çekti.

Husilerin İran ile bağı
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ABD’li diplomat, Husilerin İran'a tabi oluşu tartışma konusu varsayılsa dahi Kudüs Gücü ve Hizbullah'ın Husilere füze ve insansız hava araçları (İHA) sağladığı ve İHA üretimi için eğitim verdiği gerçeğine değindi. Zirâ başkent Riyad dahil olmak üzere Suudi Arabistan’da sivil hedefleri ve ülke genelindeki petrol tesislerini hedeflemeleri göz önüne alındığında İran’ın Husileri Suudi Arabistan üzerinde bir baskı aracı olarak gördüğünü ifade etti.
“İran, bu çatışmayı sınırlamak değil de körüklemek için elinden geleni yapıyor” ifadelerine başvuran Ross, bunun Husilerin geçtiğimiz hafta BAE’ye yönelik saldırılarından da anlaşıldığını ifade etti. Husilerin birçoğu BAE savunma sistemleri tarafından ele geçirilen füze ve İHA’ları Abu Dabi'deki bir sanayi bölgesini hasara uğratmış, havaalanındaki bir şantiyenin de etkilenmesiyle 3 sivil hayatını kaybetmiş, 6 kişi yaralanmıştı.
ABD’li diplomat, İran nükleer programıyla ilgili Viyana’da yürütülen müzakerelerin sonucu ne olursa olsun Husilerin düzenlediği saldırıların Washington'un İran'ın Orta Doğu'daki davranışlarıyla mücadele etmesini zorunlu kıldığına inandığını söyledi. Aynı zamanda Tahran'da rejim lideri “Rehber” Ali Hamaney başta olmak üzere rejim liderlerinin füze programlarını veya bölgedeki faaliyetlerini müzakere etmeyecekleri konusundaki ısrarlarına atıfta bulundu.
Ancak Ross, bugün bölgede Barack Obama yönetimi ve Avrupalı ​​müttefiklerinin İran ile nükleer anlaşmaya vardığı 2015 gerçeğinden farklı olarak değişen koşulların kaydedildiğini söylüyor. Aynı zamanda anlaşma taraflarının İran'ı bölgedeki eylemlerinden sorumlu tutma yönünde endişelerinin olduğunu, bu nedenle anlaşmayı uygulamaktan cayabileceklerini de ekliyor.
Nitekim Ross, bugün ABD’nin geçmişten ders alarak İranlıların Husiler ile ilgili olanlardan başlayarak faaliyetlerinin bedelini ödemesini sağlaması gerektiğini vurguladı. Husilerin ise düzenledikleri saldırıların bedelini ödeyeceklerini, izole hale geldiklerini ve Washington'un saldırı altındaki ülkelerin savunmasını güçlendirmek için çalışacağını bilmeleri gerektiğine değindi.
Aslında Husi milisleri açıkça destekleyen Tahran, Husiler tarafından kullanılan füzeler ve diğer silahların kalıntılarından İran yapımı oldukları anlaşıldığı halde, Husi milislere silah tedarik etmediğini öne sürüyor.
Bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Independent Arabia’nın Husilerin yeniden terör örgütü olarak sınıflandırılmasına ilişkin sorularına verdiği yanıtta “ABD, Yemen'deki insani durumu iyileştirme yönündeki kararlılığını sürdürüyor. Husiler insani sonuçları hesaba katmak zorunda kalacak” ifadelerine başvurdu.

Dengeyi yeniden sağlama yönündeki adımlar
Ross, Biden yönetiminin Husilerin gerilimi körükleyişi ile başa çıkma yönünde atacağı beş adım olduğunu öne sürüyor. İlkinin BMGK’ya Husi saldırılarını kınayan ve daha fazlası durumunda yaptırım uygulanmasını öngören bir karar sunmaktan geçtiğini söyleyen Ross, Abu Dabi ile ilişkileri göz önüne alındığında Rusya ve Çin'in veto haklarını kullanmayacaklarına da dikkat çekiyor.
BAE’ye istihbarat sağlayarak füze saldırıları öncesinde onları uyarmanın ikinci adımı teşkil ettiğini belirten Ross, ABD’nin bunu yapmaya muktedir olduğunu vurguluyor.
Biden yönetimi ilk haftalarında Yemen’de Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu’na askeri desteği askıya almış olsa da Riyad ve Abu Dabi ile savunma işbirliğini hiç duraksatmadı.
Pentagon'un son açıklamalarında belirtildiğine göre ABD savunma sistemleri Pazartesi günü BAE'deki ABD üssünü hedef alan Husi füzelerini durdurmayı başardı.
Washington'a BAE’deki hava ve füze savunma sistemlerinin modernizasyonunu hızlandırması çağrısında bulunan Ross, Körfez ülkesi yetkililerinin bir süredir böyle bir destek aradığını ancak Biden yönetiminin yavaş yanıt verdiğine dikkat çekti.
Dördüncü olarak vereceği yanıtların etkinliğini artırma yönünde BAE’nin hassas güdümlü mühimmat ile desteklenmesi ve sivil kayıplara neden olma olasılığının azaltılması gerektiğini de ekledi. Aynı zamanda “ABD bunu biliyor, açıklaması gerekiyor” ifadelerine başvurdu.
Diplomat Ross aynı zamanda ABD yönetimini saldırılara yanıt verme sürecini simüle etmek için BAE ve bölgedeki diğer ülkelerle ikili askeri tatbikatlara katılmaya çağırdı.
ABD yönetiminin kendi vatandaşları dahil olmak üzere çok sayıda sivil can kaybına yol açabilecek herhangi bir saldırıya yanıt olarak müttefiklerinin yanında olacağını göstermesinin önemli olduğunu vurgulayan Ross, “ABD’nin bu yöndeki taahhüdünü görmesi gereken yalnızca arkadaşlarımız değil. ABD’ye ve onun uluslararası bir düzeni şekillendirme arzusuna meydan okumaya kararlı görünenler de var” dedi.
Orta Doğu'daki çatışmaları yakından takip eden Ross, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Ali Hamaney’in ABD'nin gerilimi kırma stratejisi hakkındaki varsayımlarına karşı çıkmak gerektiğini, zirâ Washington'ın bu ülkelerin attığı adımların yol açtığı risklere karşı daha hazırlıklı hale geldiğini söyledi.

Husiler gerilimi artırırken bunlara yanıt verme yönündeki adımlar
BAE Savunma Bakanlığı, Husilerin Pazartesi günü Yemen’den fırlattığı iki balistik füzeye herhangi bir can kaybı yaşanmadan karşı konularak imha edildiğini duyurdu.
“İmha edilen balistik füze kalıntıları, BAE çevresindeki ayrı alanlara düştü” ifadelerine başvuran Bakanlık, herhangi bir saldırıya karşı gerekli koruma önlemlerini aldığını teyit etti.
Söz konusu saldırı, geçen hafta başkent Abu Dabi'de bir yakıt deposunu hedef alan, 3 kişinin ölümüne ve Abu Dabi Uluslararası Havaalanı’nda yangın çıkmasına neden olan saldırının ardından BAE topraklarına yapılan ikincisi sayılıyor.
Husi grubu üstlendiği bu saldırıyı İHA ve balistik füzeler ile gerçekleştirdiğini belirtmiş, BAE ise bu bilgileri doğrulamıştı.
Söz konusu saldırıların uluslararası çapta kınanması ardından, Yemen'deki meşruiyeti destekleyen Arap Koalisyonu ise Sana ve Saada'da Husileri hedef aldı. Koalisyon tarafından yapılan açıklamada, “Husilerin başkent Sana ve diğer bölgelerdeki mevkileri ve üslerine çeşitli hava saldırıları düzenlendi” ifadelerine başvuruldu. Haber ajanslarına konuşan yerel sakinler ise bu saldırıları ‘2019'dan beri düzenlenen en şiddetli’ saldırılar şeklinde niteledi.
BAE 2019'da Yemen'deki varlığını önemli ölçüde azaltmış, ancak Abu Dabi destekli Yemen kuvvetleri yakın zamanda Yemen'in petrol üreten Şebva ve Marib bölgelerinde Husilere karşı yürütülen savaşlara dahil olmuştu.



Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
TT

Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, Beyaz Saray'da ABD Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Vekili Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Higseth ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya geldi.

Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkileri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönleri gözden geçirildi, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, ortak ilgi alanları ve bunların çözümüne yönelik çabalar ele alındı.

Toplantıya Suudi Arabistan tarafından ABD Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Savunma Bakanı İstihbarat Danışmanı Hişam bin Saif katıldı. Amerikan tarafında da çok sayıda üst düzey yetkili toplantıda hazır bulundu.


Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu bugün gerçekleşen toplantıda, ülkenin bölge ve dünyada güvenlik ile istikrarın sağlanmasına yönelik çabalara verdiği sürekli desteği bir kez daha teyit etti. Başkent Riyad’da, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında gerçekleştirilen oturumda, güncel gelişmeler ile bölgesel ve uluslararası alandaki son durum görüşüldü.

Toplantının başında Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu’na, Malezya Kralı Sultan İbrahim İskender ile gerçekleştirdiği görüşmenin sonuçları hakkında bilgi verdi. Görüşmede, iki ülke arasındaki iş birliğinin farklı alanlarda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi konuları ele alındı.

Suudi Arabistan Devlet Bakanı Dr. İsam bin Saad, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, devletin ilgili tüm kurumlarıyla hac, umre ve ziyaret hizmetlerine gösterdiği özen ve ilgiyi değerlendirdiklerini belirtti. Saad, Kral Selman bin Abdulaziz’in 1447 Hac Konferansı ve Fuarı’nda yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın iki kutsal caminin hizmetinde çabalarını sürdürme, hacı ve umre ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunma, bu hizmetleri sürekli geliştirme ve iyileştirme kararlılığını vurguladığını hatırlattı.

Bakanlar Kurulu, Kral Abdulaziz Vakfı tarafından ilk kez düzenlenen Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’nu da takdirle karşıladı. Etkinliğin, kurucu lider Kral Abdulaziz Al Suud döneminden bu yana Krallığın ve liderliğinin Haremeyn’e hizmet konusundaki çabalarını gözler önüne serdiği belirtildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. Bu başarının, Vizyon 2030 hedeflerini desteklediği vurgulandı.

Toplantıda ayrıca, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve 57 ülkeden 3 bin sporcunun katıldığı 6. İslami Dayanışma Oyunları’na da değinildi. Etkinliğin, sporu İslam kardeşliğini güçlendiren, barış, sevgi ve centilmenlik ruhunu pekiştiren bir araç olarak öne çıkardığı ifade edildi.

rgt
Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Riyad’da düzenlenen Biban 2025 Forumu’nda, girişimciliği desteklemek ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesini teşvik etmek amacıyla 38 milyar riyali aşan anlaşma ve girişimlerin imzalanmasını memnuniyetle karşıladı.

Bakanlar Kurulu, Dünya Bankası’nın yayımladığı raporda yer alan ve Suudi Arabistan’da eğitim kalitesinin değerlendirme, ölçme ve ulusal programlar aracılığıyla iyileştirildiğini ortaya koyan bulguların, devletin eğitime verdiği önemin bir yansıması olduğunu vurguladı. Bakanlar Kurulu, eğitimin, insan kapasitesinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin desteklenmesi açısından temel bir unsur olduğunu ifade etti.

Toplantıda, Şura Meclisi’nin katkıda bulunduğu konuların yanı sıra, Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi, Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Uzmanlar Heyeti’nin sonuç raporları da değerlendirildi.

Bakanlar Kurulu bir dizi karar da aldı. Bu kapsamda, Kültür Bakanı’na Çatışma Bölgelerinde Kültürel Mirası Koruma İttifakı (ALIPH) ile Riyad’da bölgesel bir ofis kurulmasına ilişkin müzakerelerde bulunma ve anlaşmayı imzalama yetkisi verildi. Ayrıca, Kültür Bakanlığı ile Nijerya Sanat, Kültür, Turizm ve Yaratıcı Ekonomi Bakanlığı arasında kültürel iş birliği mutabakat zaptı hazırlanması ve imzalanması için de yetki verildi.

Eğitim Bakanı’na da Bahreyn Eğitim Bakanlığı ile bilimsel ve eğitimsel iş birliği mutabakatı imzalanmasına yönelik görüşmeleri yürütme yetkisi tanındı.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan ile Suriye arasında enerji alanında iş birliği yapılmasını öngören mutabakat zaptını, Uluslararası Su Örgütü’nün kuruluş tüzüğünü ve Asya Olimpiyat Konseyi (OCA) ile Suudi Arabistan Olimpiyat ve Paralimpik Komitesi arasındaki anlaşmayı onayladı.

zsad
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Adalet Bakanlığı ile ABD Adalet Bakanlığı arasında yargı alanında iş birliğini öngören mutabakat zaptını onayladı. Ayrıca, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile İspanya Ekonomi, Ticaret ve İş Bakanlığı arasında ekonomik iş birliğine dair mutabakat zaptı ve Suudi Arabistan Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü ile ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne bağlı Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü arasında iş birliği anlaşmasını da kabul etti.

Bakanlar Kurulu ayrıca, coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin yasayı ve iki deniz koruma alanının oluşturulmasını onayladı.


COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
TT

COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) bugün Amazon yağmur ormanlarının kapısı olan Brezilya'nın Belem kentinde başlıyor.

Konferans, iklim değişikliğini ‘büyük bir aldatmaca’ olarak nitelendiren ABD Başkanı Donald Trump'ın yanı sıra, ülkelerini temsil etmek üzere heyetler gönderen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi önemli liderlerin yokluğunda gerçekleştiriliyor.

Avrupalı liderler, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve gelişmekte olan ülkelere finansman sağlamak için COP30'da bir araya gelirken, dünyanın en büyük kirleticileri Belem'deki zirveye katılmayacak. ABD ise konferansı tamamen görmezden geldi. Öyle ki Washington'dan hiçbir temsilci zirveye katılmayacak.

Washington’un yokluğu, Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin ardından beklenen bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu anlaşma, dünya liderlerinin 1990 yılı seviyelerine kıyasla küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamayı taahhüt ettiği bir çerçeveyi öngörüyordu.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de konferansa katılmayacak, ancak yardımcısı Ding Xuexiang Pekin'i temsil edecek. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise ülkesini temsil etme görevini Brezilya Büyükelçisi Dinesh Bhatia'ya verdi.

Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi’nin (Joint Research Center – JRC) 2024 verilerine göre, Çin (yüzde 29,2), ABD (yüzde 11,1) ve Hindistan (yüzde 8,2) küresel emisyonların neredeyse yarısını oluştururken, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin payı sadece yüzde 5,9.

zs
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren bir turist (AFP)

Bu eksiklik, küresel iklim eylemine verilen desteğin azalacağı endişelerini beraberinde getiriyor. Buna rağmen, organizatörler ve analistler bu oturumu ‘uygulama konferansı’ olarak nitelendiriyor; çünkü önceki taahhütlerin somut eylemlere dönüştürülmesine odaklanılıyor.

Kolombiya ve Şili liderleri, iklim bilimini reddettiği için Trump'ı yalancı olarak nitelendirdi. Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, iklim değişikliğine yönelik siyasi desteğin azaldığını kabul etti. Eskiden bu konunun uluslararası ve ulusal düzeyde birleştirici bir konu olduğunu, ‘ancak ne yazık ki bugün bu konsensüsün ortadan kalktığını’ söyledi.

Amazonlar gündemde

Amazonların kapısı olan Belem'de konferansa ev sahipliği yapmak, iklim değişikliğiyle mücadelede yerli halkların ve ormanların korunmasının rolünü vurgulamak için stratejik bir hamle. Geçen yılki zirveye sadece 170 yerli delegenin katıldığı konferansa bu yıl 3 binden fazla yerli delegenin katılması bekleniyor.

Olumlu bir adım olarak, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Sonsuza Kadar Tropikal Orman Fonu’nu (Tropical Forests Forever Facility) başlatacağını duyurdu. Bu fon, tropik ormanların korunmasını finanse etmek için 125 milyar dolar toplamayı hedefliyor ve ağaçların kesilmesinden ziyade korunmasının daha kârlı olmasını sağlayacak bir mekanizma sunuyor.

Paris Anlaşması'nın gözden geçirilmesi

COP30, küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlamayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması'nın onuncu yıldönümünde düzenleniyor. Ancak veriler, gezegenin yıllık sıcaklığının sadece son on yılda yaklaşık 0,46 santigrat derece arttığını gösteriyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, eylemdeki gecikmenin ‘ahlaki bir başarısızlık ve ölümcül bir ihmal’ olduğunu vurguluyor; çünkü 1,5 santigrat derece hedefinin aşılması giderek daha olası hâle gelmiş durumda, buna rağmen yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş önemli bir ilerleme olarak kaydediliyor.

Geçtiğimiz yıl Bakü'de düzenlenen COP29’u temel alan Küresel Güney, dünyanın en zengin ülkeleri tarafından yılda en az 1,3 trilyon dolar ayrılmasını talep ediyor.

Geçen yıl, en gelişmiş ekonomiler iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için yıllık 300 milyar dolar tahsis etme sözü verdiler. Ancak, gelişmekte olan ülkeler bu miktarı yetersiz buldu.