Keanu Reeves, Çin milliyetçilerinin hedefinde

Keanu Reeves, Aralık 2021'de vizyona giren The Matrix Resurrections'da ikonik Neo karakterini son kez canlandırmıştı (AP)
Keanu Reeves, Aralık 2021'de vizyona giren The Matrix Resurrections'da ikonik Neo karakterini son kez canlandırmıştı (AP)
TT

Keanu Reeves, Çin milliyetçilerinin hedefinde

Keanu Reeves, Aralık 2021'de vizyona giren The Matrix Resurrections'da ikonik Neo karakterini son kez canlandırmıştı (AP)
Keanu Reeves, Aralık 2021'de vizyona giren The Matrix Resurrections'da ikonik Neo karakterini son kez canlandırmıştı (AP)

Kanadalı aktör Keanu Reeves'in New York merkezli Tibet Evi'nin (Tibet House U.S) yardım konserine martta katılacağına yönelik haberler Çin milliyetçilerini kızdırdı. Çin sosyal medyasında yayılan haberin ardından, The Matrix Resurrections boykotu gündemde. 
Sosyal medyada "küçük pembeler" (little pinks) olarak bilinen Çin milliyetçileri The Matrix serisinin 4. filminin boykot edilmesi gerektiğini ve Çin pazarından çıkarılması gerektiğini düşünüyor. 
The Matrix Resurrections gişede ortalama bir başarı elde etti ve filmin gelecek hafta Salı Çin Yeni Yılı tatilinde gösterilecek filmler arasında muhtemelen yer almayacağı belirtildi. 

Çin'in Twitter'a benzer sosyal medya uygulaması Weibo'da bir kullanıcı şu ifadeleri kullandı:
"Keanu Reeves bunu nasıl anlayamaz ve Tibet yanlısı bağımsızlık konserine katılır? Bu ünlüler Çin pazarını kaybetmekten korkmuyor mu?"
Bir başka kullanıcıysa şunları dile getirdi:
"The Matrix Resurrections vizyondan kaldırılabilir. Çin pazarından defolun, teşekkürler."
Çin sosyal medyasındaki tepki Reeves'in yanı sıra Patti Smith, Laurie Anderson, Trey Anastasio ve Jason Isbell gibi isimlerin 3 Mart'ta düzenlenecek sanal yardım konserine katılacağının gündeme gelmesinin ardından patlak verdi. 
Etkinliğin sanat yönetmenliğini, üç kez Akademi Ödülleri'nde aday gösterilmiş besteci Philip Glass yapıyor. Glass, 1999 yapımı The Truman Show'un film müzikleriyle Altın Küre Ödülleri'nde En İyi Müzik ödülüne layık görülmüştü. 
Pekin yönetimi, Tibet Evi'ni bağımsızlık yanlısı bir kuruluş olarak görüyor. 
Tibet'in bağımsızlığını savunan kişilerin yanı sıra kuruluşa destek veren Hollywood yıldızları ülkede kara listeye alınabiliyor. Richard Gere, Brad Pitt ve Selena Gomez bu muameleye maruz kalan ünlüler arasındaydı. 
1950'de Çin, Tibet'in kontrolünü ele geçirmiş, başta ruhani lider Dalay Lama olmak üzere pek çok Tibetli bu duruma karşı çıkmıştı.
Çin yönetimine karşı 1959'da gerçekleşen başarısız ayaklanmanın ardından Dalay Lama'yla birlikte binlerce kişi Tibet'i terk etmek zorunda kalmış, Hindistan'ın kuzeyinde sürgünde Tibet hükümeti kurulmuştu. 
Pekin yönetimi, Tibet'in 700 yıldır kendi toprakları içinde bulunduğunu, Çin'e karşı çıkan Tibetliler ise ülkelerinin bağımsız olduğunu savunuyor. Pekin, Dalay Lama'nın Tibet için daha fazla özerklik talebini, gizli bağımsızlık çabası olarak değerlendiriyor.
Independent Türkçe, Variety, We Got This Covered



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe