Elon Musk'ın uyduları hakkında uyarı: Tehlikeli göktaşlarının görülmesini engelleyebilir

SpaceX, 18 Ocak Salı günü 49 yeni uydu fırlatmıştı (ABD Ulusal Bilim Vakfı)
SpaceX, 18 Ocak Salı günü 49 yeni uydu fırlatmıştı (ABD Ulusal Bilim Vakfı)
TT

Elon Musk'ın uyduları hakkında uyarı: Tehlikeli göktaşlarının görülmesini engelleyebilir

SpaceX, 18 Ocak Salı günü 49 yeni uydu fırlatmıştı (ABD Ulusal Bilim Vakfı)
SpaceX, 18 Ocak Salı günü 49 yeni uydu fırlatmıştı (ABD Ulusal Bilim Vakfı)

Yeni bir araştırma, Elon Musk'ın uzay firması SpaceX'in uydu interneti projesi Starlink'in olası tehlikelerine dikkat çekti.
Bulgular, Dünya yörüngesinde binlerce uydudan oluşan bir ağ kurmayı planlayan projenin gezegene hızla yaklaşan, tehlikeli göktaşlarının tespitini engelleyebileceğini düşündürdü.
Hakemli bilimsel dergi The Astrophysical Journal Letters'da yayımlanan araştırmada, Kuzey Yarımküre'de gökyüzünü tarayan ve son derece geniş alanlı bir kamerayla çalışan Zwicky Transient Facility (ZTF) adlı araştırma tesisinde gözlemler incelendi.
2017'de ABD'nin Kaliforniya eyaletinde açılan gözlemevi, iki günde bir tüm gökyüzünü tarıyor ve yalnızca kısa süreliğine görülebilen nesneleri yakalamaya çalışıyor. Ayrıca ölmekte olan yıldızları ve Dünya'nın yakınından geçen göktaşlarını arıyor.
Ancak Starlink uydularının fırlatılmaya başladığı 2019'da burada yapılan gözlemlerden bazılarının uyduların gökyüzünde yarattığı çizgisel şekillerden oluştuğu tespit edildi. Söz konusu gözlemlerde 5 bin 301 uydu çizgisi saptandı.
Araştırma ekibi, Starlink uydularından en çok etkilenenlerin alacakaranlıkta yakalanan görüntüler olduğunu belirtti.
Ekip, alacakaranlıkta çekilen görüntülerin "Güneş yönünden gelen potansiyel olarak tehlikeli asteroitleri tespit etmek" için çok önemli olduğunu ekledi.
Öte yandan, riskin en azından şimdilik çok yüksek olmadığı düşünülüyor.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden fizik profesörü Tom Prince, "Uydu çizgisinin arkasına gizlenmiş bir göktaşını veya başka bir olayı kaçırmamız için az da olsa ihtimal var. Ancak bulutlu havanın yarattığı etkiyle karşılaştırıldığında bunlar, ZTF için epey küçük etkiler" diye konuştu.
Öte yandan etkilenen gözlemlerin sayısı, Starlink uydularının yörüngedeki yoğunluğuyla birlikte artıyor.
Şu anda SpaceX'in yörüngede 1469 aktif uydusu var. Ancak şirket, "mega takımuydu" diye nitelenen projeyi tamamladığında 42 bin uydunun yörüngede dolaşmasını hedefliyor.
Starlink uyduları fırlatılmaya başladığından beri bilim insanları, gökyüzü gözlemlerinin kötü etkileneceğine dair uyarılarda bulunuyor.
Şili'deki Cerro Tololo Inter-Amerikan Gözlemevi'nden Clarae Martinez-Vazquez, 2019'da yaptığı bir açıklamada, Starlink uydularının karanlık enerji araştırması için kullanılan hassas kamerayı (DECam) ciddi biçimde etkilediğini söylemişti.
NASA'nın Yeni Ufuklar projesinden astrofizikçi Simon Porter da Elon Musk'ı "cenneti kirleten adam" diye nitelemişti.
Bunun ardından şirket, uydularda ışığı daha az yansıtan boyalar ve siyah kaplamalar kullanmaya başlamıştı.
Independent Türkçe, Space, Futurism, Scientific American



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell