Katar-İran görüşmelerinde ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler gündeme geldi

İran Cumhurbaşkanı Reisi dün Tahran’da Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman Al Sani’yi kabul etti. (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Reisi dün Tahran’da Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman Al Sani’yi kabul etti. (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

Katar-İran görüşmelerinde ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler gündeme geldi

İran Cumhurbaşkanı Reisi dün Tahran’da Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman Al Sani’yi kabul etti. (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Reisi dün Tahran’da Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman Al Sani’yi kabul etti. (İran Cumhurbaşkanlığı)

Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani dün İran’ı ziyaret etti. Abdurrahman Al-Sani ziyaret kapsamında ilk olarak İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya geldi. Söz konusu görüşmede ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler ele alındı. İran resmi haber ajansı, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmayı canlandırmak için gerçekleştirilen Viyana görüşmeleri devam ederken Doha’nın Tahran ve Washington arasında ‘arabuluculuk’ yaptığı yönündeki haberleri ise yalanladı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 11 Ocak’ta Doha'ya yaptığı ziyarette Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Al Sani ile bir araya gelmişti. İran’ın Doha Büyükelçisi Hamidreza Dehghani’nin resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamaya göre iki bakan geçtiğimiz salı ve çarşamba günleri telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Bakan Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın dün sabah Katarlı mevkidaşını Tahran'ın merkezindeki Dışişleri Bakanlığı karargahında kabul ettiği bildirildi. Açıklamada görüşmede nükleer müzakerelerin gündeme gelmediği, Afganistan ve Yemen de dahil olmak üzere ikili ve bölgesel başlıkların ele alındığı ifade edildi.
Katarlı Bakan Al Sani de Twitter hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün Tahran'da kardeşim Dr. Abdullahiyan ile görüştüm. Bölgesel meselelerdeki son gelişmeler hakkında oldukça verimli bir tartışma gerçekleştirdik. Katar politikasının sabitelerinin, özellikle de bölgede istenen istikrarı sağlamaya yönelik siyasi diyaloga ulaşmak için köprüler kurmayı gerektiren durumlarda, iyi komşuluk ve yapıcı diyaloga dayalı olduğunu vurgulamak istiyorum.”
Katar Dışişleri Bakanı daha sonra İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile bir araya geldi. Görüşmede, komşu ülkeler arasında derinleşen ilişki ve artan sinerjinin güvenliği sağlayabileceği vurgulandı. Bölgesel iş birliğinin güvenlik ve bölge ülkelerinin ilerlemesine katkı sağladığı ve bu durumun memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.
İran Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada Reisi’nin Doha’dan Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu'na (GECF) katılmak üzere davet aldığı bildirildi. Ayrıca Reisi’nin enerji üreten ülkeler arasındaki koordinasyonu artırma talebinde bulunduğu kaydedildi.
Katar Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yapılan açıklamada, görüşmede ikili iş birliği ilişkilerin, bölgesel arenadaki gelişmelerin ve bölgenin güvenlik ve istikrarını korumanın yollarının gözden geçirildiği bilgisi paylaşıldı.
Katarlı Bakan’ın ziyareti, Abdullahiyan’ın geçtiğimiz pazartesi günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın ‘iyi bir nükleer anlaşmaya’ varma olasılığını hissetmesi halinde Washington ile doğrudan görüşmeye hazır olduğunu söylemesinin ardından geldi.
Resmi IRNA haber ajansı, ziyaretin Washington ile doğrudan görüşmeleri kolaylaştırmayı amaçlamadığını aktardı. Tahran yönetimi, internet siteleri ve gazetelerinin arabuluculuk çabalarıyla ilgili haberleri yalanladı. IRNA’ya göre Doha ve Tahran yakın ilişkilere sahip olmalarına rağmen bu ziyaret bazı yanlış anlamalara yol açtı. Reuters'e göre bazı kesimler bu ziyaretin ABD ile doğrudan görüşmeleri kolaylaştırmak için gerçekleştirildiği görüşünde.
2015 yılında imzalanan anlaşmayı canlandırılmasının hedeflendiği müzakereler geçtiğimiz nisan ayında Viyana'da başladı. Geçtiğimiz Haziran ayından itibaren yaklaşık beş ay süreliğine askıya alınan görüşmelere kasım ayının sonunda start verildi. Bu süreç içinde ABD ve İran sekiz tur dolaylı görüşme gerçekleştirdi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump, nükleer kısıtlamaları uzatacak ve İran'ın balistik ve bölgesel füze faaliyetlerini durduracak yeni bir anlaşmaya varmak amacıyla 2018'de anlaşmadan çekildi. Ancak Tahran yavaş yavaş anlaşmanın kısıtlamalarını ihlal etmeye başladı. İran'ın ABD'den daha fazla cezai adım atmayacağına dair güvence istiyor. Görüşmelerde orun oluşturan başlıca gündem maddeleri arasında nükleer faaliyetlerine ilişkin kısıtlamalar ve anlaşmaya dönüşün hızı ve kapsamı bulunuyor.
Tahran, Washington'ın artık nükleer anlaşmaya taraf olmadığı göz önüne alındığında, müzakerecilerinin Amerikalı müzakerecilerle aynı masada oturmasını reddediyor. Müzakere masasına dönmeden önce anlaşmaya dönülmesi gerektiğini vurguluyor.
AFP’nin haberine göre Katar Emiri Şeyh Temim ile ABD Başkanı Joe Biden arasında 31 Ocak'ta yapılması planlanan toplantıda nükleer müzakerelerin başlıca gündem maddesi olması bekleniyor. Katarlı bir yetkili, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Katar, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı canlandırmaya yardım etmeye çalışıyor” dedi. İsminin açıklanmamasını isteyen yetkili, “Bu konu önümüzdeki pazartesi günü Washington'da Emir ve Biden arasında tartışılacak” ifadesini kullandı.
Süreci yakından takip eden bir kaynak bu hafta başında Reuters’e yaptığı açıklamada, Abdullahiyan’ın 13 Ocak’ta gerçekleştirilen görüşmede Katar’dan, İran’da bulunan başta ABD’li ve Avrupalı olmak üzere çifte uyruklu mahkumların davasında arabuluculuk yapmasını istediğini söyledi.
Katar’ın bu talebi kabul edip etmediği ise bilinmiyor. Ancak geçmişte diğer ülkelerdeki yabancı mahkumların serbest bırakılmasına aktif olarak yardım etmişti.
ABD’nin nükleer müzakerelere liderlik eden en üst düzey yetkili ismi olan Robert Malley geçtiğimiz pazar günü yaptığı açıklamada, Washington’ın İran’ın rehin tuttuğunu belirttiği dört ABD vatandaşı serbest kalmadıkça nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmasının olasılık dışı olduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da Washington'ın Tahran'da tutulan tutukluların dosyasını nükleer müzakerelerden ayırdığını vurguladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade cevaben yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“İran hiçbir zaman bir ön koşul kabul etmedi. Tahran ve Washington, iki ayrı konu üzerinde (Viyana görüşmeleri ve mahkum değişimi) uzlaşabilirse kalıcı bir anlaşmaya varabilir.”
Reuters'e göre İranlı yetkililer konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındılar. Tahran, söz konusu mahkumları siyasi sebeplerle alıkoyduğunu reddediyor. Çifte uyruklu ve yabancı vatandaşların birçoğunu casusluk yapmakla suçluyor. Tahran ayrıca ABD'de tutuklu İranlıların da haksız yere alıkonulduğunu savunuyor.
Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), son yıllarda çoğu casusluk ve güvenlik suçlamalarıyla onlarca çifte uyruklu ve yabancı vatandaşı tutukladı. İnsan hakları grupları, İran'ı bu tür tutuklamalar yoluyla diğer ülkelere tavizler verdirtmeye çalışmakla suçluyorlar. Batılı ülkeler uzun zamandır Tahran'ın siyasi mahkum olduğunu savunduğu vatandaşlarının serbest bırakılmasını talep ediyor.



İran Cumhurbaşkanı'nın yokluğunda süreç nasıl işleyecek?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve yardımcısı Muhammed Muhbir (Tesnim)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve yardımcısı Muhammed Muhbir (Tesnim)
TT

İran Cumhurbaşkanı'nın yokluğunda süreç nasıl işleyecek?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve yardımcısı Muhammed Muhbir (Tesnim)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve yardımcısı Muhammed Muhbir (Tesnim)

İran anayasası, İran cumhurbaşkanının herhangi bir nedenle iki ay süreyle yetkilerini kullanamaması durumunda, İran cumhurbaşkanlığının görevlerini geçici bir komitenin üstlenmesini öngörüyor.

131. maddeye göre başkanın ölümü, yokluğu, iki ayı aşan hastalık veya görev süresinin dolması ve yeni cumhurbaşkanının seçilmemesi halinde, cumhurbaşkanının görevlerini bir komisyon üstlenecek.

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Rehber'in onayıyla, Meclis Başkanı ve Yargı Başkanının da yer aldığı bir komiteye başkanlık ediyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, 50 gün içinde başkanlık seçimlerini düzenlemekle yükümlü olacak.

131. maddeye göre Rehber, cumhurbaşkanı yardımcısının yetkilerini gerektiği gibi kullanamaması halinde cumhurbaşkanının tüm yetkilerini doğrudan şahsen üstlenebilir veya yeni bir yetkili atayabilir.

İran Anayasası'nın 113. Maddesine göre İran Cumhurbaşkanı'nın, Rehber'den sonra ülkede en yüksek yetkili olduğunu ve Rehber ile ilgili konular hariç, Anayasa'nın uygulanmasından ve yürütme organını (hükümeti) yönetmekten sorumludur.

Bu, İran'ın başbakanlık görevini devralmak üzere geçici bir komite kurma durumu ile üçüncü kez karşı karşıya kalmasıdır.

İlki, İran devriminin ilkelerine ihanet ettiği gerekçesiyle Rehber Humeyni tarafından görevden alınan eski Cumhurbaşkanı Ebu'l Hasan Beni Sadr’ın görevden alınmasının ardından gerçekleşti. Beni Sadr 1979 devriminden sonra İran'ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanıydı. Paris'te sürgünde iken Ekim 2021'de öldüğünde 88 yaşındaydı. Komitenin çalışmaları 22 Haziran 1980'den aynı yılın 2 Ağustos'una kadar yaklaşık iki ay sürdü.

İkincisi, 30 Ağustos 1981 tarihinde İran Başbakanı Muhammed Ali Recai'nin suikasta uğramasının ardından kurulmuştur. Komisyon, Başbakanlık binasının bombalanmasından birkaç saat sonra çalışmalarına başladı ve 9 Ekim 1981 tarihine kadar devam etmiştir.