Libya siyaset sahnesinde anayasa tartışmaları hız kazandı

Kurucu Meclis, Temsilciler Meclisi kararını yeniden formüle etme kararına karşı çıktı.

Kurucu Meclis üyeleri Libya Anayasa Taslağı için bir araya geldiler. (Kurucu Meclis sayfası)
Kurucu Meclis üyeleri Libya Anayasa Taslağı için bir araya geldiler. (Kurucu Meclis sayfası)
TT

Libya siyaset sahnesinde anayasa tartışmaları hız kazandı

Kurucu Meclis üyeleri Libya Anayasa Taslağı için bir araya geldiler. (Kurucu Meclis sayfası)
Kurucu Meclis üyeleri Libya Anayasa Taslağı için bir araya geldiler. (Kurucu Meclis sayfası)

Libya’da 2021’de gerçekleştirilemeyen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlenmesi için anayasal sürecin önündeki engeller aşılana kadar en az bir yıl beklenmesi zorunlu hale geldi. Anayasa taslağının hazırlanmasından sorumlu Kurucu Meclis ile Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih arasında, anayasa taslağının yeniden hazırlanması emri verilen ‘Uzmanlar Komitesi’ konusundaki tartışmalar ise hız kazandı.
Son beş yılda siyaset sahnesindeki aktörlerin çoğu, anayasa konusunda halk referandumu fikrini görmezden geldi. Bununla birlikte cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmasının gecikmesiyle birlikte herkes, ülkede ‘seçimlerin yapılmasını öngören’ bir anayasanın olması gerektiğine inanıyor. Mevcut taslak üzerinde değişiklik yapılmasının ardından referandum düzenlenmesini isteyenler ile anayasanın bir ‘uzmanlar komitesi’ aracılığıyla anayasa taslağının yeniden hazırlanması gerektiğini savunanlar arasında bölünme yaşanıyor.
Salih’in Libya halkı tarafından seçildiği yönündeki kararına yanıt veren Kurucu Meclis, ülkenin üç bölgesini eşit olarak temsil eden, ‘bağımsızlığından faydalanan ve herhangi bir otoriteye dahil olmayan’ 60 kişiden oluşuyor.
Meclis, anayasal hakkını ‘asli yargı yetkisine sahip olduğunu ve ülkenin daimî anayasasını hazırlama görevini üstlendiğini’ vurgulayarak savunuyor.
Meclis ayrıca 27 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Salih’in Kurucu Meclis yerine anayasayı hazırlayacak bir komite kurma kararının, ‘geçici anayasa bildirgesinin açık ihlali’ olduğunu ve ‘özgür ve adil seçimlerde meclisi seçen Libya halkına karşı bir baskı oluşturduğunu’ bildirdi. Salih’in kararının aynı zamanda ‘yetkilerinin kasten ihlali’ olduğunu savunan meclis açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Ne kendisinin ne Temsilciler Meclisi’nin ne de herhangi bir tarafın, Kurucu Meclis’in yasal statüsünü veya anayasal süreci ‘değiştirme veya iptal etme’ yoluyla etkileme hakkı yoktur.”
Kurucu Meclis, 43 üyenin imzasını taşıyan bildirisinde ulusal ve uluslararası tüm taraflara, ‘Temsilciler Meclisi Başkanı’nın anayasal belgeleri ihlal eden önerilerini dikkate almamaları ve tanımamaları’ çağrısında bulundu. Meclisin çağrısının devamı şöyle oldu:
“Bu tür eylemler, tüm anayasal süreci aksatabilecek, ülkedeki bölünme ve istikrarsızlığı artırabilecek, Libya krizini uzatabilecek ve karmaşıklaştırabilecek tehlikeli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir.”
Temsilciler Meclisi Başkanı’nın ‘anayasa hukuku konusunda uzmanlaşmış ve anayasayı yeniden tasarlamak için üç ili temsil eden’ 30 aydın, yazar, düşünür ve akademisyenden oluşan bir komite kurulması çağrısında bulunmasının ardından, anayasa ve taslağı üzerine yaşanan tartışmalar yeniden baş gösterdi. Geçen hafta ortalarında düzenlenen parlamento oturumunda Salih, Libyalılar tarafından reddedilen bir anayasa taslağının dayatılmasının artık kabul edilemez olduğunu belirtti. Akile Salih şu açıklamada bulundu:
“Komite, tüm Libyalıların isteklerini karşılayacak ve demokratik bir devlet kurma kabiliyetine sahip modern bir mutabakata dayalı anayasa taslağının hazırlanması için Arap ve uluslararası uzmanlar tarafından desteklenecektir. Ancak komitenin çalışma süresi, göreve başladığı tarihten itibaren bir ayı geçmemeli.”
Ancak politikacılar ve milletvekilleri, başarılı olması halinde bu görevin en az bir yıl kadar sürebileceğine ve yeni taslağın itirazsız bir halk oylamasına sunulacağına inanıyorlar.
Temsilciler Meclisi muhalifleri ve kararları göz önüne alındığında, ikinci kez anayasa değişikliği yapma ve mevcut taslağı değiştirmeme eğilimi ise ayrı bir tartışma başlığı olarak ön plana çıkıyor. Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, daha önce anayasa taslağı için Kurucu Meclis İletişim Komisyonu üyeleriyle, ‘Libya halkı tarafından anayasa taslağı üzerinde referandum sürecini yürüterek anayasal sürecin tamamlanması gerekliliği’ hususunda uzlaşı sağlamıştı.
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, geçen 24 Aralık’ta düzenlenmesi planlanan seçimlerin yapılamamasının hemen ardından herhangi, hak iddia etmeden önce Libya anayasasına olan bağlılığını vurgulamıştı.



İsrail, Suriye ile "hafif normalleşme" konusunda istekli değil

İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Bental Dağı'ndaki (Tel el-Gharam) İsrail ordusuna ait bir gözlem noktasından, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin yönlerini gösteren tabelada bu şehirlerin uzaklıkları listeleniyor (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Bental Dağı'ndaki (Tel el-Gharam) İsrail ordusuna ait bir gözlem noktasından, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin yönlerini gösteren tabelada bu şehirlerin uzaklıkları listeleniyor (AFP)
TT

İsrail, Suriye ile "hafif normalleşme" konusunda istekli değil

İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Bental Dağı'ndaki (Tel el-Gharam) İsrail ordusuna ait bir gözlem noktasından, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin yönlerini gösteren tabelada bu şehirlerin uzaklıkları listeleniyor (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Bental Dağı'ndaki (Tel el-Gharam) İsrail ordusuna ait bir gözlem noktasından, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin yönlerini gösteren tabelada bu şehirlerin uzaklıkları listeleniyor (AFP)

İsrailli siyasi kaynaklar Şarku'l Avsat'a, İsrail ve Suriye arasındaki görüşmelerin pozisyonlar arasında büyük bir uçurum olduğunu ortaya koyduğunu ve Şam'ın Golan Tepeleri'nden tamamen çekilme fikrini kabul etmediği sürece, İsrail'in normalleşme konusunda istekli olmadığını açıkladı.

Kaynaklar, İsrail'in, Suriye'nin normalleşmenin Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra işgal ettiği bölgelerden çekilmesiyle sınırlı “hafif” olacağı yönündeki tutumunu reddettiğini ve bu bölgelerin büyük bir kısmında kalma karşılığında “derin normalleşme” istediğini söyledi. Kaynaklar, İsrail'in Şeyh Dağları'nın tepelerinde ve Golan Tepeleri'nin doğusunda işgal ettiği dokuz bölgede kalmakta ısrar ettiğini vurguladı.

İsrailli kaynaklar, Suriye hükümetinin bu aşamada, İsrail ile “karşılıklı saldırmazlık” garantisi veren ve 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması ile İsrail'in bu anlaşmada onaylanan sınır hattına çekilmesini temel alan bir güvenlik anlaşmasıyla ilgilendiğini doğruladı.