AB’den nükleer müzakerelerde siyasi düzeyde karar alınması çağrısı

Görüşmelere bir hafta ara verildi.

Nükleer müzakereler Viyana’da gerçekleştiriliyor. (Reuters)
Nükleer müzakereler Viyana’da gerçekleştiriliyor. (Reuters)
TT

AB’den nükleer müzakerelerde siyasi düzeyde karar alınması çağrısı

Nükleer müzakereler Viyana’da gerçekleştiriliyor. (Reuters)
Nükleer müzakereler Viyana’da gerçekleştiriliyor. (Reuters)

İran'ın nükleer programıyla ilgili anlaşmayı canlandırmak amacıyla Avusturya başkenti Viyana'da yürütülen müzakerelere bir hafta süreliğine ara verildiği duyuruldu.  
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora, İran’a ve nükleer müzakerelerde yer alan taraflara bir an önce ‘siyasi düzeyde karar alma’ çağrısında bulundu.  
AB’nin ‘nükleer müzakerelerdeki’ temsilcisi Mora, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Katılımcılar istişarede bulunmak ve geri bildirim almak için ülkelerine dönecekler. En kısa sürede ‘siyasi düzeyde kararlar’ alınmalıdır.”
İran le yürütülen nükleer müzakerelerde yer alan Fransa, İngiltere ve Almanya’nın temsilcileri, yaptıkları ortak açıklamada görüşmelerde son aşamaya gelindiğini duyurdular:
“Ocak ayı şimdiye kadarki görüşmelerin en yoğun dönemine tanık oldu. Siyasi kararların alınmasını gerektiren son aşamaya geldiğimizi herkes biliyor. Bu nedenle müzakereciler istişare amacıyla başkentlerine dönüyor.” 
Fransa Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yetkili, İran ile yürütülen müzakerelerin halen kritik bir evrede olduğunu ancak bir anlaşmaya varılabileceğine dair göstergeler bulunduğunu aktardı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesinin ardından gazetecilere konuşan yetkili, “İran'ın istediği güvencelerin karşılanması ve nükleer programının nasıl kontrol altına alınacağı konusunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor” dedi.  
Diğer yandan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile müzakerelerle ilgili son gelişmelere dair bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre Abdullahiyan, Viyana görüşmelerinde bir an önce iyi bir anlaşmaya varılması konusunda Tahran'ın ciddi iradesi olduğunu vurguladı. İranlı Bakan ayrıca kalıcı ve güvenilir bir anlaşma için ABD ve diğer Batı ülkelerinin somut, pratik ve uygulanabilir adımlar atması gerektiğini kaydetti.
Guterres de nükleer müzakerelerdeki olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını ve BM'nin tüm imkanlarıyla nükleer anlaşmayı ve uluslararası barışı desteklediğini vurguladı.
İran'ın resmi haber ajansı IRNA, Başmüzakereci Ali Bakıri’nin dün, Viyana’da AB Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın yanı sıra Fransa, Almanya ve İngiltere’nin temsilcileriyle yoğun görüşmeler yaptığını bildirdi.
İran ve Batılı güçler arasında 2015 yılında Kapsamlı Ortak Eylem Planı olarak adlandırılan ‘nükleer anlaşma’ imzalanmıştı. ABD 2018 yılında, Donald Trump döneminde anlaşmadan çekildi.
Taralar, İran’la yapılan ‘nükleer anlaşmanın’ yeniden canlandırılması için Nisan 2021’de yeniden masaya oturdular. Görüşmeler haziran ayında yaklaşık beş ay süreyle askıya alındıktan sonra kasım ayı sonlarında yeniden başladı. İran Dışişleri Bakanlığı, ‘iyi bir anlaşma taslağı’ oluşması durumunda ABD ile doğrudan müzakere edilebileceğini duyurdu.  
Tahran, Washington'ın anlaşmadan çekilmesinin ardından uygulamaya koyduğu yaptırımları kaldırmasını talep ediyor. Diğer yandan ABD ve Avrupalı taraflar, İran'ın anlaşma kapsamındaki taahhütlerine tam olarak uymasını talep ediyor.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.