Dolce & Gabbana defilesi El-Ula'yı aydınlattı

Alta Moda koleksiyonunun elbiselerinde çiçek baskılı ve motifli kumaşlar hakim
Alta Moda koleksiyonunun elbiselerinde çiçek baskılı ve motifli kumaşlar hakim
TT

Dolce & Gabbana defilesi El-Ula'yı aydınlattı

Alta Moda koleksiyonunun elbiselerinde çiçek baskılı ve motifli kumaşlar hakim
Alta Moda koleksiyonunun elbiselerinde çiçek baskılı ve motifli kumaşlar hakim

Domenico Dolce ve Stefano Gabbana, Dolce & Gabbana markasını adeta yeniden tasarlıyor. El-Ula’da, çiçek desenleri, renk zenginliği ve efsanelerden ilham alan moda evinin yeniden doğuşunu andıran olağanüstü bir defile sergilendi. Dolce & Gabbana'nın çiçekleri, bu kez, İtalyan moda evinin lüks mirası, tarihi zenginliğiyle sınırlı kalmayan zarafet ve güzelliğin şehri El-Ula asaletiyle birleşerek tarihi İkma dağında açtı.
El-Fursan Defilesi olarak adlandırılan etkinlik, tül, dantel, kadife, tafta ve şifon gibi farklı kumaş türlerini bir araya getiren Alta Modası elbiselerin gösterisiyle başladı. Defile İtalyan modasının yoğun ve zengin detaylarıyla dikkat çekti. İtalyan moda evi Maison, vintage tarzdaki coşkulu tasarımlarla dolu parçalarda harika işçiliğini sergiledi.
Çiçekli baskılar, zarif işlemeli ve süslü elbiselerin üzerinde parlıyordu. Bazı tasarımlar kabarık tasarımlarla dikkat çekerken, bazen altın, bazen de rengarenk çiçeklerle farklı şekillerde süslendi. Roma tarzı, modellerin giydiği, sandalet ve açık ayakkabılarla kendini gösterdi.
Alta Moda tasarımlarının şaşırtıcı yanı, barok tarzı modanın tarihini, kabarık elbiseleri ve gösterişli zarafeti akla getirirken aynı zamanda canlılık, yoğunluk ve görsel zenginliklerle dolu günümüz yaşamının gerçekliğini de ifade ediyor olması. Öğleden sonra gerçekleşen defileye tarihi yazıtlarla dolu İkma dağına bakan açık mekandaki gün batımı, mücevherlerin parıltısı ve el işi parçalar eşlik etti. Konuklar, altın renginin hakim olduğu parçalara eşlik eden güneşle bu büyüleyici parlaklığın etkisi altına girdiler. Modeller, yoğun detaylara sahip, altın rengi işlemeleri olan kabarık elbiselerle güneşin ışıklarıyla süzülerek boy gösterdi.
Koleksiyonda erkekler için de gösterişli tasarımlar yer aldı. Erkek modası Alta Sartoria koleksiyonu, açık ve güçlü renklerle kendini gösterdi. Her model çeşitli renklerden iki parça (gömlek ve pantolon) giyindi. Modellerin giydiği adeta sanat eseri gibi parlak ayakkabılarının ihtişamı ise moda tutkunlarının dikkatinden kaçmadı. Sallanan küpelerle pırlantanın ve altının ışıltısını lüks taşlarla buluşturan Alta Jewelleria mücevher koleksiyonu için de aynı durum söz konusuydu.
Dünyanın dört bir yanındaki moda endüstrisi ile ilgilenen, mont, çanta, ayakkabı ve kemer gibi tasarımlarını sergileyen moda evleri bu eğlenceli etkinlikte bir araya geldi. 1985 yılından bu yana eserleri moda tutkunlarını heyecanlandıran Dolce & Gabbana katılımcılara NFT teknolojisi kullanılarak tasarlanan ‘Miraab in El Ula’ güneş gözlüğü hediye etti.
El-Fursan Moda Gösterisi, buhurdanlardan yayılan kokuyla diğer defilelerden oldukça farklı olduğunu kanıtladı. Misafirlerin Arap misafirperverliğini yakından tecrübe edebilmeleri için Suudi kültürünün derinliğini ve çeşitliliğini yansıtan yenilikçi tasarımlarla süslenmiş safkan Arap atları da etkinlikte yerlerini aldı.
Şarku'l Avsat, bu olağanüstü gösterinin başlamasına dakikalar kala birkaç misafire izlenimlerini sordu. Instagram’da 730 binden fazla takipçisi olan Kuveytli fotoğrafçı Lulu Alkhataf şaşkınlığını "Etkilendim, burada her şey çok harika" diyerek ifade etti. 2019'da El-Ula'yı ziyaret eden Alkhataf, şehri bugün dünyanın dört bir yanından sanat, zarafet ve doğal güzellikteki en önemli seçkinlerin varlığıyla uluslararası bir şehir olarak görüyor.
Instagram'da 123 binden fazla takipçisi olan Kuveytli moda bloggerı Uhud Suleyman, El-Ula'daki Kraliyet Komisyonu'nun daveti üzerine geldiğini belirterek, "Burada olup bitenler olağanüstü!" dedi.



İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
TT

İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)

Araştırmacılar insan hücrelerinin içinde yeni bir organel keşfetti. 

Tıpkı organlar gibi organeller de hücre içinde belirli işlevleri yerine getirmek üzere özelleşmiş yapıları ifade ediyor. Örneğin mitokondri enerji üretiminden sorumluyken, endoplazmik retikulum proteinleri taşımak gibi görevleri üstleniyor. 

Virginia Üniversitesi ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nden bilim insanları hücrelerin şeklini koruyan filamentleri incelerken, ürettikleri üç boyutlu görüntülerde sürekli karşılarına çıkan alışılmadık bir yapı olduğunu fark etti.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada hücrede belirli bir görevi yerine getirdiği düşünülen bu yapının daha önce tanımlanmamış bir organel olduğuna karar verildi.

Bilim insanları hemifüzom (hemifusome) adını verdikleri yapının insan hücrelerindeki proteinlerin ayrıştırılması, geri dönüştürülmesi ve dışarı atılmasında rol oynadığını tahmin ediyor.

Ekip kullanılan görüntüleme tekniği veya organelin küçük boyutu nedeniyle bugüne kadar gözden kaçmış olabileceğini düşünüyor. Çapı yaklaşık 100 nanometre olan hemifüzomun boyutu, küçük bir mitokondrinin yarısı bile değil.

Kriyo-elektron tomografi (cryo-ET) denen bir teknik kullanan ekip, bu sayede hücrelerin net görüntülerini oluşturmayı başardı. Hücrelerin dondurulmasını içeren bu yöntem, biyolojik yapıların bozulmadan görüntülenmesini sağlıyor.

Bilim insanları daha önce gözlemlemedikleri bir vezikül yapısını inceliyordu. Balon benzeri yapılar olan veziküller, hücrelerin içinde ve hücreler arasında protein ve hormon gibi maddeleri taşıyor.

Çalışmada iki katmanlı bir yağ bariyeriyle ayrılan iki vezikülün birbirine kaynaştığı gözlemlendi. 

Makalenin yazarlarından Seham Ebrahim, "Biyofizik açısından bile bu bir dönüm noktası" diyerek ekliyor: 

Çünkü biyofiziksel olarak veziküllerin bu hemifüzyon durumunda var olabileceği her zaman tahmin edilse de canlı bir hücrede ilk kez görüldü.

Araştırmacılar hemifüzyon iki çift tabakanın kısmi birleşmesi anlamına geldiği için organele hemifüzom adını verdi.

Ebrahim, yeni keşfedilen organelin, veziküllerin "bağlandığı ve kargo aktardığı" bir "yükleme iskelesi" görevi gördüğünü söylüyor.

Taşıma sürecinde daha önce bilinmeyen bu adım, çeşitli genetik hastalıklar hakkında kritik bilgiler sağlama potansiyeline sahip. 

Ancak hemifüzomun hücredeki rolünün net olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bilim insanları daha sonra genetik bozukluklara karşı yeni tedaviler geliştirilebileceğini umuyor. 

Ebrahim, "Bu daha başlangıç" diyerek ekliyor: 

Artık hemifüzomların var olduğunu bildiğimize göre, sağlıklı hücrelerde nasıl davrandıklarını ve işler ters gittiğinde ne olduğunu sormaya başlayabiliriz. Bu bizi karmaşık genetik hastalıkların tedavisi için yeni stratejilere götürebilir.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Nature Communications