Tunus’ta kabine değişikliği bekleniyor… Seçim Kanunu’nu ihlal etmesi sebebiyle Nahda liderine para cezası verildi

Yargı Gannuşi hakkında seçim ihlali kararı verdi (Reuters)
Yargı Gannuşi hakkında seçim ihlali kararı verdi (Reuters)
TT

Tunus’ta kabine değişikliği bekleniyor… Seçim Kanunu’nu ihlal etmesi sebebiyle Nahda liderine para cezası verildi

Yargı Gannuşi hakkında seçim ihlali kararı verdi (Reuters)
Yargı Gannuşi hakkında seçim ihlali kararı verdi (Reuters)

Tunus siyaset sahnesi Cumhurbaşkanı Kays Said’in kabine değişikliği yapmasını bekliyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı içindeki istişareler hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, özellikle hükümetin kurulmasının üzerinden yüz gün geçmesine rağmen kabine üyelerinin bakanlık programlarını hazırlamada başarısız olmaları nedeniyle Başbakan Necla Buden’in bu değişikliğin dışında tutulmayacağını bildirdi.
Sızdırılan bilgilere göre, söz konusu kabine değişikliğinin İçişleri ve Adalet bakanlıkları başta olmak üzere bazı otorite bakanlıkları kapsaması bekleniyor. Lütfi İbrahim’in Yusuf Şahid hükümetinde yürüttüğü İçişleri Bakanlığı görevine dönmesi ve Yargıç El-Habib ez-Zemal’ın da Adalet Bakanlığı’na atanması konuşuluyor. Ez-Zemali, Nahda Hareketi yöneticilerinden Nureddin El-Bahiri’nin adalet bakanı olduğu dönemde görevden uzaklaştırılmış ve daha sonra idari bir kararla görevine dönmüştü.
Gözlemcilere göre bu değişikliklerin arkasında, Cumhurbaşkanı Said’in, özellikle “yargı otoritesiyle açık bir savaş” içinde olduğu bir dönemde başta Adalet Bakanı ve diğer bakanların performansından memnun olmaması yatıyor. Cumhurbaşkanı Said’in güvenini kazanan mevcut İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin’in ise başbakanlığa atanması bekleniyor.
Tunus kamuoyunda 117. madde olarak bilinen kararname, Tunus Cumhurbaşkanı’na bir veya daha fazla hükümet üyesini görevden alma veya istifasına karar verme, kabine değişikliği, bakanlık kurma veya kaldırma ve genelge çıkarma yetkisi tanıyor. Bu yetkiler, kurulması beklenen yeni hükümetin kalkınmayı sağlamakta yetersiz kalması ve kötüye giden sosyo-ekonomik gerçekliği değiştirmede başarısız olması halinde Cumhurbaşkanlığı kurumu üzerindeki baskıları azaltacak.
Muhalif partilerden bazıları daha önce yaptıkları açıklamada, Cumhurbaşkanı Said’in Hişam el-Meşişi hükümetini görevden almasının ardından Necla Buden’i yeni hükümeti kurmakla görevlendirmesinin üzerinden 3 aydan fazla zaman geçmesine rağmen mevcut hükümetin yapacağı çalışmalarla ilgili herhangi bir program sunmamasından duydukları öfke ve endişeleri dile getirmişlerdi.
Gözlemcilere göre, Eski Cumhurbaşkanlığı Divan Müdürü Nadiye Akkaşe’nin istifası, hem onun yerine yeni bir ismin atanması hem de önlerine gelen dikenli meselelerle başa çıkmada olumlu sonuç ortaya koyamayan bazı bakanların değiştirilmesi için ek bir gerekçe oluşturdu.
Yerel siyasi gelişmeleri takip edenler, Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temuuz’da görevden aldığı Hişam el-Meşişi örneğinde olduğu gibi kabine değişikliği kapsamında Akkaşe’ye yakın isimlerin de görevden alınabileceğine işaret ediyor.
Cumhurbaşkanı Said kısa bir süre önce Tunus’un Manama Büyükelçisi’ni görevden aldı. Birkaç siyasi kaynak, Büyükelçi’nin atamasının arkasında Akkaşe’nin olduğunu teyit etti.
Öte yandan Tunus’un başkentinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, 2019 yılındaki genel seçimler sırasında siyasi reklam yasağını ihlal ettiği gerekçesi ile Nahda Hareketi Başkanı Gannuşi’ye 10 bin dinar (yaklaşık 3.6 bin dolar) para cezası verdi.
Gannuşi duruşmaya katılmayarak avukatını gönderdi. Avukat müvekkilinin Tunus Seçim Kanunu’na yönelik herhangi bir ihlali olmadığını ve Nahda Hareketi’nin Gannuşi başkanlığında düzenlediği seçim toplantısının bir televizyon kanalı tarafından yayınlanmasında müdahalesi bulunmadığını söyledi. Avukat, ihlal davalarına bakan İdare Mahkemesi’nin söz konusu yayını “siyasi reklam” olarak nitelendirmediğini iddia etti.
Tunus yargısı daha önce aralarında Gannuşi, Hamma el-Hammami, Yusuf Şahid, İlyas Fahfah, Mehdi Cuma ve Hamadi el-Cibali’nin de bulunduğu 19 siyasi ismi, sosyal medya üzerinden yasadışı propaganda ve siyasi reklam yapmak da dahil olmak üzere seçim kampanyalarıyla ilgili yasakları çiğnemekle suçlamıştı. Ancak söz konusu isimler ilk duruşmalara katılmadı ve konuyla ilgili davalar 7 Şubat’a ertelendi.

 



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.