Mısır deniz kirliliği ile mücadele ediyor

Mısır, Şarm eş-Şeyh’teki iklim konferansına hazırlık çerçevesinde deniz kirliliğine karşı mücadele ederek, doğal kaynakları koruyacak

“Kızıldeniz Kıyısında Deniz Atıklarının Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalıştaydan bir kare (Mısır Çevre Bakanlığı)
“Kızıldeniz Kıyısında Deniz Atıklarının Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalıştaydan bir kare (Mısır Çevre Bakanlığı)
TT

Mısır deniz kirliliği ile mücadele ediyor

“Kızıldeniz Kıyısında Deniz Atıklarının Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalıştaydan bir kare (Mısır Çevre Bakanlığı)
“Kızıldeniz Kıyısında Deniz Atıklarının Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalıştaydan bir kare (Mısır Çevre Bakanlığı)

Bu yıl sonuna doğru Şarm eş-Şeyh şehrinin ev sahipliği yapacağı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) hazırlık çerçevesinde, Mısır, deniz kirliliğine karşı mücadele ve doğal kaynakları koruma çalışmalarını artıracak.
Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad “Denizler, son zamanlarda başta doğada çözülmeyen ve binlerce yıl kalan plastik kirliliği olmak üzere her türlü kirlilik oranlarında gözle görülür bir artışa tanık oldu. Zira denizlere ve okyanuslara ulaşan yıllık atık miktarlarının 10 milyon tondan fazla olduğu tahmin ediliyor. Plastikler, kirliliğe neden olan birçok türü ile bu atıkların en büyük kısmını oluşturuyor. Söz konusu durum, herkesin bu tehlikeye karşı birlik olmasını gerektiriyor” açıklamasında bulundu.
Bakan Fuad’ın açıklamaları, Mısır Çevre Bakanlığı tarafından, Kızıldeniz ve Aden Körfezi Bölgesel Çevre Koruma Örgütü (PERSGA) iş birliğinde düzenlenen “Kızıldeniz Kıyısında Deniz Atıklarının Sürdürülebilir Yönetimi” başlıklı çalıştayda yaptığı konuşma sırasında geldi.
Çevre Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamaya göre, yapılan tüm araştırmaların, mercan resifleri gibi yüksek bir oranda çevresel duyarlılığa sahip doğal kaynakları içermesi sebebiyle deniz atıklarının su ekosistemi için büyük bir tehdit olduğunu gösterdiği bir zamanda, çalıştayın Kızıldeniz kıyısındaki deniz atıkları ile mücadele için ulusal eylem planı taslağı oluşturulması tartışılacağı belirtildi.
Bakan Fuad çalıştaydaki konuşmasında, doğal zenginliklerimizin en önemli kaynaklarından biri olan denizlerin, özellikle de Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nin çevresini korumak üzere Cidde Anlaşması’na katılan, komşu ülkeler için önemli bir ekoturizm kaynağı olan Kızıldeniz’in korunmasının önemini vurguladı. Bakan deniz atıklarının ana kaynaklarını ortadan kaldırmak için Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından başlatılan Temiz Denizler kampanyasının, hükümetleri özellikle sanayi alanında plastiği azaltmak için politikalar geliştirmeye teşvik etmeyi ve böylece plastik ambalajları azaltmak, ürünleri yeniden tasarlamak ve tüketim kalıplarını daha sürdürülebilir bir hale dönüştürmeyi amaçladığını belirtti.
Mısırlı Bakan, uluslararası toplumun son zamanlarda bu atıkların ciddiyetini fark ettiğini, bu nedenle uluslararası düzeyde yasalar ve politikalar benimsendiğini söyledi. Fuad bu bağlamda BM’nin deniz kirliliğinin azaltılmasını, 14. amaç olarak Su Altındaki Yaşam adı altında sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin dahil ettiğini belirtti. Bakan Mısır Çevre Bakanlığının, söz konusu çevre sorunu ile her düzeyde mücadele etmek için çeşitli önlemler aldığını, bu bağlamda, Bakanlık ve başta sahil bölgesindekiler olmak üzere bölgesel şubelerinin plaj temizleme çalışmalarının yanı sıra, balıkçılar ve kıyıdaki limanlarda çalışan işçiler de dahil olmak üzere sahillerdeki kişilere denizdeki atıkların tehlikeleri hakkında çeşitli bilinçlendirme kampanyaları yürüttüğünü belirtti. Bakan son olarak, Akdeniz Eylem Planı (UNEP/MAP) Çevresel Takip Programı tarafından finanse edilen İskenderiye ve Mersa Matruh limanlarındaki su altındaki atıkları temizlemek üzere bir program başlatılmasının planlandığını açıkladı.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.