Hamaney: Ekonomide kötüye gidişin tek sorumlusu ABD değil  

Son on yıldaki ekonomik istatistikler tatmin edici değil’

İran dini lideri Ali Hamaney sanayici ve üreticilere hitap ederken (Hamaney ofisi) 
İran dini lideri Ali Hamaney sanayici ve üreticilere hitap ederken (Hamaney ofisi) 
TT

Hamaney: Ekonomide kötüye gidişin tek sorumlusu ABD değil  

İran dini lideri Ali Hamaney sanayici ve üreticilere hitap ederken (Hamaney ofisi) 
İran dini lideri Ali Hamaney sanayici ve üreticilere hitap ederken (Hamaney ofisi) 

İran dini lideri Ali Hamaney, ülkedeki ekonomik istatistiklerin gerilemesini eleştirdi, hükümetler tarafından son on yılda alınan ‘yanlış ekonomik kararlara’ dikkat çekti ve yaptırımlar nedeniyle ABD yönetimini suçladı.  
 Hamaney dün Tahran’da önde gelen İranlı sanayici ve üreticilere yaptığı konuşmada, 2015 nükleer anlaşmasının canlandırılmasıyla ilgili Viyana’da yapılan görüşmelere atıfta bulunmadan ABD yaptırımlarını eleştirdi. Ali Hamaney ülkesinin ekonomisine doğrudan bir saldırı olduğunu belirterek, ‘’Düşman, petrol ve gaz satışımızı engellemeye çalışıyor, dış ticaretimizi sekteye uğratmak için çabalıyor. Sanayici ve üreticilerimizin bu planlara karşı direnişinden memnuniyet duyuyoruz. Ancak tek sorumluluk dışarıya ait değil, son on yılda alınan yanlış ekonomik kararlar da şu anki durumu yaşamamıza neden oldu’’ ifadelerini kullandı.   
‘Düşmanın İran sanayini bitirme planı başarısız oldu’ diyen Hamaney şöyle devam etti: ‘’ Saldırılar sonucunda halkımız ciddi geçim sıkıntıları yaşadı ancak üretim durmadı. ABD dışişleri bakanlığı sözcüsünün dile getirdiği ‘azami baskı politikası’ çözümsüzlükten başka bir sonuç doğurmaz. Düşmanın hedefi sanayi ve üretimimizi çökertmektir, ekonomik çöküş bir başlangıçtır. Böylelikle İran halkı ile İslam Cumhuriyetini karşı karşıya getirerek, kötü siyasi amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Sizler (sanayici ve üreticiler) bu savaşın subaylarısınız, işçiler de bu savaşın askerleridir. Ekonomiyi çökertebilirlerse meşum gayelerine ulaşabileceklerini sandılar, on yılın ardından üretim hala devam ediyor, yaralanmış olsa da ekonomimiz ayaktadır.’’  
Hamaney ayrıca ‘’ülke ekonomisinin dışa bağımlılıktan kurtarılması’ çağrısını yineledi. Son on yılda ‘yaptırımların kaldırılmasını beklemeden’ özverili çabalarla üretimi sürdüren sanayici ve üreticilerden övgüyle söz etti. Ekonomide kötüye gidişin tek sorumlusunun ABD yaptırımları olmadığına işaret eden dini lider: ‘’Bu sorunların tek kaynağı yaptırımlar değildir, son on yılda alınan yanlış kararlar ve altyapıdaki eksiklikler de ekonomik gerilemeye sebebiyet verdi. Son on yıldaki ekonomik istatistikler tatmin edici değildir.’’ diye konuştu.  
Hamaney bu ifadeleriyle üstü kapalı olarak, ‘ekonominin kötü yönetimi’ nedeniyle ülkede yaşanan protesto gösterilerine gönderme yaptı. ABD'nin Mayıs 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesinden beş ay önce, İranlılar, doların ani yükselişi ve yaşam maliyetlerinin artması nedeniyle sokaklara dökülmüştü. İran’daki ekonomik kriz, ABD'nin ‘nükleer anlaşmadan çekilmesi’ ve buna bağlı olarak uyguladığı yaptırımlar dolayısıyla daha da derinleşti. 2019 yılında petrol ürünlerine yapılan zamlar nedeniyle, ülke tarihindeki ikinci büyük protesto gösterilerine tanık olundu. Rejimin gösterileri şiddet kullanarak bastırması sonucu çok sayıda kişi öldü ve binlerce kişi tutuklandı. İran’da günümüzde de protesto ve grevler yaşanıyor. Geçen ay ülke genelinde greve giden öğretmenlere destek veren yargı mensupları da oturma eylemi düzenledi. Diğer yandan İran ve Batılı güçler arasında, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması için Viyana’da yapılan görüşmeler devam ediyor.  
 Hamaney konuşmasında, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme istatistiklerine, ülkedeki sabit sermaye oluşumundaki problemlere, enflasyon oranlarına ve likidite büyüme istatistiklerine atıfta bulundu ve bu alanlara odaklanılması gerektiğini söyledi. Yerli ürünlerde kalitenin arttırılmasının önemine değinen Hamaney: ‘’Maalesef bazı sektörlerde, özellikle otomobil sektöründe kalite konusuna hiç dikkat etmiyorlar, insanlar da haklı olarak bu duruma karşı çıkıyor. İran’da üretilen ev eşyalarının fiyatlarının iki katına çıkartılması da kabul edilemez. Yerli üretime odaklanmak için hükümet stratejik bir yol haritası hazırlamalıdır, böylelikle hükümetler değiştikçe stratejik hedeflerden sapma yaşanmaz’’ değerlendirmesinde bulundu. 
İran Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Şafii geçen yıl eylül ayında yaptığı açıklamada, İran’ın GSYİH’ının üç yıl içinde yüzde 57 oranında düştüğünü kaydetti. İran'ın dünya sıralamasında 2017’de 26. Sırada iken 2021 yılında 51. sıraya düştüğüne işaret etti. 
İran İstatistik Merkezi, geçen Eylül ayında yüzde 45,8'e ulaşan yıllık enflasyon oranının yüzde 42,4'e gerilediğini açıkladı. ABD yaptırımlarının 2018'de uygulanmaya başlamasından sonra İran ekonomisi 2018’de yüzde 6.06 oranında ve 2019’da yüzde 6.7 oranında daraldı. 2012’de uygulanan petrol ambargosu nedeniyle yüzde 7.7 oranında daralma yaşanmıştı. 2020 yılında ise yüzde 3.3 oranında büyüme kaydedildi. Uluslararası Para Fonu raporlarında, 2021'de İran’ın yüzde 2,5'lik bir büyüme kaydettiği tahmin ediliyor. 2022 ve 2023 içinse yüzde 2'lik bir büyüme öngörülüyor.  
Hamaney'in konuşmasının, İran parlamentosunda genel bütçe taslağının tartışıldığı bir sırada yapılması dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Reisi’nin sunduğu bütçe taslağında 21 Mart'ta başlayacak yıllık dönemde yüzde 8 oranında bir büyüme hedefleniyor.



İsrail, Batı Şeria'daki üç mülteci kampından 40 bin Filistinlinin ‘tahliye’ edildiğini duyurdu

Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampı’na düzenlenen askeri operasyon sırasında yolu kapatan İsrail askeri araçları (EPA)
Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampı’na düzenlenen askeri operasyon sırasında yolu kapatan İsrail askeri araçları (EPA)
TT

İsrail, Batı Şeria'daki üç mülteci kampından 40 bin Filistinlinin ‘tahliye’ edildiğini duyurdu

Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampı’na düzenlenen askeri operasyon sırasında yolu kapatan İsrail askeri araçları (EPA)
Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampı’na düzenlenen askeri operasyon sırasında yolu kapatan İsrail askeri araçları (EPA)

İsrail ordusu bugün, Cenin kentine bir tank birliğinin konuşlandırılması da dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'da operasyonlarını genişlettiğini duyurdu. Tanklar 2005 yılında İkinci İntifada’nın sona ermesinden bu yana ilk kez Filistin topraklarında faaliyet gösteriyor.

Ordudan yapılan açıklamada, kuvvetlerinin ‘İç Güvenlik Servisi ve Sınır Polisi ile birlikte Batı Şeria’da terörle mücadele operasyonlarını sürdürdüğü ve bölgedeki saldırı faaliyetlerini genişlettiği’ belirtildi. Açıklamada, “Saldırı çabalarının bir parçası olarak Cenin'de bir tank birimi faaliyet gösterecek” denildi.

Bu arada İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ordunun işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki üç Filistin mülteci kampını ‘tahliye ettiğini’ duyurdu ve ordusuna ‘bölge halkının geri dönmesini önlemek’ için yıl boyunca orada kalması emrini verdi.

“Şu ana kadar 40 bin Filistinli Cenin, Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarından tahliye edildi” diyen Katz, birliklere ‘yıl boyunca tahliye edilen kamplarda kalmaya hazırlanmaları ve sakinlerin geri dönmesine ve terörizmin tekrar başlamasına izin vermemeleri’ emrini verdiğini söyledi.

İsrail geçen ay Gazze Şeridi'nde ateşkes ilan edilmesinden bu yana Batı Şeria'da geniş çaplı bir askerî harekât yürütüyor. Söz konusu harekât nedeniyle onlarca Filistinli hayatını kaybetti.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bu ayın başlarında İsrail operasyonlarının en az 40 bin Filistinliyi Batı Şeria'nın kuzeyinde yerinden ettiğini açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu cuma günü Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampı’nı ziyaret etti ve İsrail'de otobüslere yerleştirilen patlayıcıların patlatılmasının ardından orduya Batı Şeria'da ‘terörle mücadele’ operasyonları düzenleme talimatı verdiğini söyledi.

İsrail polisi perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail'in orta kesimindeki Bat Yam kentinde üç yerde boş otobüslere yerleştirilen patlayıcıların aynı anda infilak ettiğini, birkaç patlayıcının da etkisiz hale getirildiğini bildirdi.