Semir Caca: Hizbullah’a oy verenler acılı süreci kendi elleriyle uzatmış olur

Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca (Lübnan resmi haber ajansı)  
Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca (Lübnan resmi haber ajansı)  
TT

Semir Caca: Hizbullah’a oy verenler acılı süreci kendi elleriyle uzatmış olur

Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca (Lübnan resmi haber ajansı)  
Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca (Lübnan resmi haber ajansı)  

Lübnan'daki siyasi taraflar, yaklaşan parlamento seçimlerine odaklanmış durumda. Lübnan Kuvvetleri Partisi Genel Başkanı Semir Caca, bu yıl yapılacak seçim sonucunda ‘ülkedeki siyasi gerçekliğin’ değişeceğini umuyor. Hizbullah yetkilileri ise, seçimlerin parlamentodaki mevcut dağılımı etkilemeyeceği kanaatinde.  
Lübnan Kuvvetleri Partisi Genel Başkanı Semir Caca, ‘’Özgür Yurtsever Hareketi ve Hizbullah’a oy verecek olanlar, yaşadıkları acılı süreci kendi elleriyle uzatmış olacaktır. Parlamento seçimleri mevcut çoğunluğun değiştirilebilmesi için gerçek bir fırsat teşkil ediyor’’ dedi.  
 Caca, Şevki Dekkaş’ın yeniden milletvekili adayı olmasıyla ilgili düzenlediği toplantıda şu ifadeleri kullandı: ‘’Bu seçim, eski seçimlere benzemiyor, mesele şurada ya da orada fazladan bir koltuk kazanmak değildir, içinde bulunduğumuz vahim gerçekliği değiştirebilmek için elimizdeki tek gerçek fırsat budur. Meclisteki mevcut çoğunluk ülkenin menfaatlerini savunamamıştır, halkı açlığa, yoksulluğa ve onursuzluğa mahkum etmek istiyorlar. Oysa Lübnan 50’li 60’lı yıllarda Doğunun İsviçre'si olarak anılıyordu.’’  

Caca:Ekmek parası dilenecek hale düşmemiz direnişin gereği midir?
Köklü bir değişimin ülkedeki tüm bileşenlerin katkısıyla meydana gelebileceğini belirten Caca: ‘’Aldatılmış olan ‘direniş kitlesine’ sesleniyorum, ekmek parası dilenecek hale düşmemiz direnişin gereği midir? Bazı vatandaşlarımızın çöplerden yemek araması direnişin sonuçlarından biri midir? Büyük sloganlarla sizi aldatıyorlar, ‘direniş adına’ desteğinizi alıyorlar ve bu desteği Lübnan’la ya da sizinle ilgisi olmayan gündemleri ve projeleri için kullanıyorlar‘’ diye konuştu.
 Öte yandan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, gelecek seçimlerde parlamentoda dikkate değer bir değişim öngörmediklerini belirtti. Kasım şunları söyledi:  
‘’Bazıları seçimlerin ardından parlamentonun baştan aşağıya değişmesini bekliyor. 15 seçim bölgesinde kamuoyu yoklaması yaptık,  seçim sonuçlarının mevcut meclisin genel yapısını etkilemeyen küçük değişikliklere neden olacağı görüldü. Nitekim aday isimleri değişse de seçimlere aynı partiler katılacaktır. Bağımsız adayların sayısında artış olsa da mevcut dağılımın etkileneceğini düşünmek için bir sebep bulunmuyor. Mişel Avn cumhurbaşkanı olduğundan beri hükümetler meclis çoğunluğuna dayanıyor. Yani bu demek oluyor ki ülke en geniş ölçüde uzlaşıyla yönetiliyor.’’   
 Güçlü Lübnan Bloğu üyesi Alan Avn, aralarındaki tüm farklılıklara rağmen, Hizbullah ve Özgür Yurtsever Hareket’in seçim ittifakı yapabileceğini söyledi.

 
 

 



Sadr, Irak seçimleri öncesinde siyasi meydan okumaları gündeme getirdi

 Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)
Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)
TT

Sadr, Irak seçimleri öncesinde siyasi meydan okumaları gündeme getirdi

 Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)
Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın, bu yılın sonunda yapılması planlanan parlamento seçimleri yaklaşırken destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırma kararı, bölünmüş Şii evinde depreme neden oldu. Sadr'ın kararı hareketin seçim yarışına katılımını teyit etmese de özellikle Selahaddin ve Ninova gibi karışık bölgelerde diğer blokları hesaplarını gözden geçirmeye sevk etti.

Bir destekçisinin kayıtların güncellenmesinin amacına ilişkin sorusuna cevaben Sadr, nihai katılım kararından bağımsız olarak bu hamlenin ‘demokratik bir gereklilik’ olduğunu söyledi. Ancak kararın ardından yaşanan kitlesel hareketlilik -milyonlarca destekçisinin verilerini güncellemeye gitmesi- Sadr'ın gerçek niyeti hakkında soru işaretleri yarattı. Bu hamle bir yandan tabanının tepkisini ölçerken, diğer yandan da 2022'de siyasi süreçten çekilmesinin ardından parlamentoya olası bir dönüşün göstergesi olabilir.

Şii evi popülerlik sınavıyla karşı karşıya

Sadr'ın destekçilerini harekete geçirmesi, Kanun Devleti Koalisyonu (Nuri el-Maliki), Hikmet Hareketi (Ammar el-Hekim), Asaib Ehli’l Hak (Kays el-Hazali) ve Bedir Örgütü (Hadi el-Amiri) gibi en önemli rakip blokları içeren Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne doğrudan bir meydan okuma teşkil ediyor. İronik olan şu ki, görünürdeki ittifaklarına rağmen bu güçler ciddi iç bölünmelerden mustarip ve bu da onları Sadr'ın orta ve güney Irak'taki ve hatta karma bölgelerdeki popülaritesine karşı seçmen kaybetmeye açık hale getiriyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ise Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin bir parçası olmasına rağmen, birçok siyasi gözlemcinin gözünde bu güçler tarafından en çok zorlanan siyasi taraf.

Karşılıklı korkular

İsminin açıklanmasını istemeyen Iraklı bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a Sadr'ın kararının iki açıdan tehlikeli olduğunu söyledi. Birincisi, Sadr Hareketi (geçmişte olduğu gibi) parlamentoda çoğunluğu kazanırsa, Koordinasyon Çerçevesi hükümetinin kuruluşunda yer almamasına rağmen ekonomik kriz, dolar krizi ve maaşlar gibi başarısızlıklarının sorumluluğunu üstlenme baskısıyla karşı karşıya kalacak.

 Mukteda es-Sadr'ın destekçileri geçen yıl nisan ayında Bağdat'ın Sadr Şehri’nde düzenlenen bir protesto sırasında (AP)Mukteda es-Sadr'ın destekçileri geçen yıl nisan ayında Bağdat'ın Sadr Şehri’nde düzenlenen bir protesto sırasında (AP)

Kaynak, “İkinci açı ise hükümetin nasıl kurulacağı; mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani müttefiklerinin başarısızlıklarından sorumlu tutulmasa bile, Sadr ve Sudani arasında gelecekte kurulacak herhangi bir ittifak, özellikle Sadr'ın karşı çıktığı ABD ile ilişkiler konusundaki vizyon farklılıkları nedeniyle sekteye uğrayabilir” dedi. Bu hamlenin yankıları Şii bileşenle sınırlı kalmayıp Sadr'ın nüfuzunun arttığı karma bölgelerdeki güç dengesinin değişmesinden korkan Sünni arenaya da uzanıyor. Gözlemcilere göre, görünürde Şii Koordinasyon Çerçevesi'ne bağlı olmasına rağmen çatışmalardan ‘en çok etkilenen taraf’ olan Sudani'nin akıbeti de merak konusu.

Kayıtların güncellenmesi Sadr'ın mutlaka seçimlere gireceği anlamına gelmese de bu hamle popüler zemini test etmek ve muhaliflerin kafasını karıştırmak için önleyici bir oyunu ortaya koyuyor. Bazı analizler Sadr'ın parlamentoya dönmesini desteklese de yönetimin sonuçlarına katlanmaya istekli olup olmadığı ve Şii evindeki bölünmelerin üstesinden gelme kabiliyetine ilişkin sorular tüm senaryolara açık olmaya devam ediyor.