İsrail meclisi Knesset’in gündemi Arapça

Knesset’de Yahudi milletvekillerine Arap milletvekillerinin oturumlarda kullandıkları Arapça ifadeleri anlayabilmeleri için bir kitapçık dağıtıldı

Yahudi Knesset üyeleri için dağıtılan Arapça kitapçık
Yahudi Knesset üyeleri için dağıtılan Arapça kitapçık
TT

İsrail meclisi Knesset’in gündemi Arapça

Yahudi Knesset üyeleri için dağıtılan Arapça kitapçık
Yahudi Knesset üyeleri için dağıtılan Arapça kitapçık

İsrail meclisi Knesset’de Arapça gündemde. Arap milletvekillerinin oturum konuşmalarında kullandıkları Arapça ifadeleri anlayabilmeleri için Yahudi milletvekillerine içinde bir takım Arapça terimlerin olduğu bir kitapçık dağıtıldı.
Karar, İslami Hareket’in ana bileşeni olduğu Birleşik Arap Listesi’nin iki milletvekili Mansur Abbas ve Velid Taha ile Ortak Liste milletvekillerinin çıkardığı tartışmanın ardından Knesset Başkanı Gil Segal tarafından alındı. Ortak Liste temsilcilerinden Eymen Udeh, Ahmed Et-Tibi ve Sami Ebu Şehade geçen ay Arapça konuşmalar yapmışlardı.
Arapça, Yahudi Ulusu Yasası kapsamında İsrail’de resmi dil olarak kabul edilmese de Knesset'te halen resmi olarak kullanılıyor ve kabul ediliyor. İsrail parlamentosunun iç tüzüğüne göre, milletvekilleri kürsüden Arapça konuşabiliyor. Ancak konuşulanların bütçe yetersizliği sebebiyle simultane tercüme edilmemesi Yahudi milletvekillerini rahatsız ediyor ve itirazlarına sebep oluyor.
Knesset'in oturumları televizyondan canlı olarak yayınlanıyor ve halk konuşulanları canlı olarak izleyebiliyor.  Arap milletvekilleri de oturumlarda genelde İbranice konuşuyorlar. Ancak bazen Arap milletvekilleri mesajlarını Arap dinleyicilerine iletmek istediklerinde konuşmalarını Arapça yapmayı tercih ediyorlar.
Kimi zaman Yahudi vekiller de Arapça konuşmalar yaparak, mesajlarını Arap kamuoyuna iletebiliyorlar. Knesset'in ileri gelen üyelerinden Rus asıllı olan ve Arapça konuşabilen Yariv Levin, Arapça olarak yaptığı bir konuşmada İslami Hareket’i hedef alarak onun Kur’an-ı Kerim’in diline zarar verdiğini iddia etti. Vekilin bu konuşmasının video kaydı İsrail ve Arap ülkelerindeki Arap kamuoyu arasında yayıldı. Bu durum Likud Partisi'nin aşırı sağcı bir üyesi olmasına rağmen Levin’in Arap diline ve Kur’an'a gerçekten meraklı olduğunu düşündürdü. Levin, bu konuşmasıyla sağdaki taraftarlarınca beğenilirken aynı kişiler Arapça konuşan Arap milletvekillerine karşı bir kampanya başlatarak Arapça konuşulmasının yasaklanmasını istediler. Daha sonra, Knesset Başkanı araştırma departmanına Knesset'in Arapça çalışmaları hakkında temel terimleri içeren bir kitapçık hazırlaması talimatını verdi. Bunun üzerine Yahudi temsilciler, dün meclise gittiklerinde masalarının üzerinde, ‘Genel Terimler-2 başlığıyla yazılmış ve meclis çalışmalarıyla ilgili onlarca kelime ve cümlenin Arapça – İbranice ve İbranice – Arapça karşılıklı anlamlarının olduğu bir kitapçık buldular. Kitapçıkta; Knesset iç tüzüğü, Knesset Başkanı, Knesset Başkanlığı, Başbakan, Muhalefet Başkanı, Parlamento Soruşturma Komitesi, vb. gibi terimlerin Arapça karşılıkları bulunuyor.
Kitapçık mecliste genel olarak iyi karşılanırken uygulama ile alay eden veya tepki gösteren milletvekilleri de oldu. Aşırı sağcı Siyonist Partisi Milletvekili Itamar Ben Gvir şunları söyledi: “Yakında burada azınlık kalacak Yahudi temsilciler için İbranice bir tercüme yapmak zorunda kalacaklar. Arap milletvekilleri konuşmalarını İsrail'deki tek resmi dil olan İbranice olarak yapmaya zorlamak yerine, bu dili kenara atmak istiyorlar."
Ülke nüfusunun 9 milyona ulaştığı İsrail’de nüfusun yaklaşık 2 milyonunun "İsrailli Araplar" olarak tanımlanan İsrail vatandaşı Filistinlilerden oluştuğu belirtiliyor.
İsrail vatandaşı Filistinliler ülke nüfusunun yüzde 20'sine tekabül ediyor. Tel Aviv rejiminin "İsrailli Araplar" Filistin tarafının ise “1948 Filistinlileri” olarak tanımladığı vatandaşlar, 1948'deki savaş ve sonrasında yaşanan işgale rağmen yurtlarında kalarak İsrail vatandaşı olan Filistinlilerden oluşuyor. Bu nüfusun dışında kalan ve İsrail vatandaşı olmayan Filistinliler ise Gazze ve Batı Şeria’da yaşıyor.

Knesset’te Filistin siyaseti
İsrail vatandaşı Filistinliler tarafından kurulan Filistin 1948 İslami Hareketi’nin güney kanadının siyasi uzantısı "Birleşik Arap Listesi (Raam)", Mart 2021’de düzenlenen son genel seçimlerde büyük bir sürprizle Meclise 5 milletvekili göndermeyi başardı. Üç partiden oluşan Eymen Avde liderliğindeki Ortak Arap Listesi Bloku 6, Raam ise 5 milletvekili çıkarmış oldu. Raam, Haziran 2021’de 8 partiden oluşan koalisyon hükümetinin ortağı oldu. İsrail meclisi Knesset’te en az 11 milletvekiliyle temsil edilen İsrail vatandaşı Filistinlilerin partileri, İsrail siyasetindeki önemli rollerini koruyor.



Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yaptı

TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yaptı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yaptı

ABD ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasında, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in daveti üzerine düzenlenen Beşinci KİK-ABD Zirvesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti kapsamında bugün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da başladı.

Zirvede başta ekonomi, ticaret ve yatırım olmak üzere bölgesel güvenlik ve siyasi durumla ilgili çeşitli dosyalar ele alınıyor.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, bu zirvenin ABD ile iş birliğinin bir uzantısı olduğunu ve ABD ile Körfez ilişkilerinin stratejik bir ortaklık teşkil ettiğini vurguladı. Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklığa vurgu yapan Muhammed bin Selman, 2024 yılında KİK ülkeleri ile ABD arasındaki ticaret hacminin yaklaşık 120 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, “Bu zirve bizi ABD'ye bağlayan stratejik ilişkinin bir uzantısıdır. Ülkelerimizin ve halklarımızın arzularını karşılamak üzere ilişkilerimizi güçlendirmek ve geliştirmek için birlikte çalışma isteğimizi yansıtmaktadır” ifadelerini kullandı.

7u8
Körfez liderleri ve temsilcilerinin Riyad'daki KİK-ABD Zirvesi sırasında ABD Başkanı Donald Trump'la çektirdikleri toplu fotoğraf (Reuters)

Bölgedeki zorlukların büyüklüğünden bahseden Muhammed bin Selman, “Bölgemizin yaşadığı zorlukların büyüklüğünün farkındayız… Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak için kalıcı bir çözüm bulunmalı” dedi.

Muhammed bin Selman, Filistin sorununa Arap Barış Girişimi ve uluslararası kararlar doğrultusunda bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi.

Veliaht Prens bölgedeki zorluklara da değinerek, bölgedeki zorlukların büyüklüğünün farkında olduğunu vurguladı. “Yemen'de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılması için Yemenli taraflar arasında diyaloğu teşvik ediyoruz” diyen Muhammed bin Selman, Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemini vurgulayarak ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımları kaldırma kararını övdü.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, bölgenin istikrarı için ABD ile iş birliği ve koordinasyonu sürdürmek istediklerini söyledi.

Hindistan ile Pakistan arasındaki ateşkesi de memnuniyetle karşıladığını ifade eden Muhammed bin Selman, “Bunun gerilimin kontrol altına alınmasına ve sükûnetin sağlanmasına katkıda bulunacağını umuyoruz” dedi.

Ukrayna konusunda ise “Ukrayna krizinin çözümüne yardımcı olmak için çabalarımızı sürdürmeye hazırız” şeklinde konuştu.

KİK ülkeleri ABD ile yakın ticaret ve yatırım bağlarına sahip; aralarındaki ticaret hacminin 2025 yılında 180 milyar doları aşması öngörülüyor.

Kral Abdulaziz Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen zirvede, bölgedeki ve dünyadaki ekonomik durumun yanı sıra İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı, ateşkes ve yardım girişi ele alınacak. Gazze Şeridi’ne yardım girişi için yeni bir mekanizma önerilecek. Ayrıca ABD'nin İran'la yürüttüğü nükleer müzakereler ve iki taraf arasında yaşananların ayrıntıları ile bölgeye barış getirmenin yolları da ele alınacak.

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump, KİK-ABD Zirvesi sırasında yaptığı açıklamada, Körfez ülkelerinin gelişmiş ve müreffeh ülkelerin başında geldiğini ve dünyanın Körfez ülkelerindeki fırsatları takip ettiğini söyledi.

İran konusuna da değinen Trump, İran'ın bölgedeki vekalet savaşlarını durdurması gerektiğini belirterek, Tahran’ın nükleer silah elde edemeyeceğini, İran'la bir anlaşma yapmak istediğini, ancak İran'ın terörü desteklemeyi bırakması gerektiğini vurguladı.

gthyjuık
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ev sahipliğinde ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. (AFP)

Suriye konusunda ise Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı istişarelerin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılması talimatını vereceğini bildirdi ve ülkesinin yeni Suriye hükümetiyle tüm ilişkileri normalleştirmek için çalışacağını kaydetti. Trump, “Suriye ile ilişkileri normalleştirmek Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Riyad'da yaptığımız görüşmeyle başladı” dedi.

dfrgthy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ev sahipliğinde ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. (AFP)

Trump Lübnan'la ilgili olarak, Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı ve başbakanla birlikte bir fırsata sahip olduğunu ve Lübnan'da Hizbullah'tan arınmış bir gelecek için gerçek bir şans olduğunu belirtti.

Mevcut zirve, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı, İran-ABD müzakereleri, ‘İran ekseni’ olarak adlandırılan yapının gerilemesi ve ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetimi arasındaki perde arkası gerilimler gibi bölgedeki önemli değişikliklerin arka planında gerçekleşiyor.

KİK ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ortaklık, çeşitli siyasi, ekonomik, ticari ve yatırım alanlarında iş birliğinin geliştirilmesine katkıda bulunan güçlü ilişkilere ve ortak çıkarlara dayanıyor. Siyasi, askeri, ekonomik ve diğer yönler de dahil olmak üzere uzmanlık alanlarındaki uygulamaları takip etmek üzere ortak çalışma grupları için örgütsel bir çerçeve oluşturulmuş ve söz konusu ortaklık bu yönlerin ötesine geçerek kültür ve eğitim alanlarını da kapsamıştır.

Suudi Arabistan daha önce dört zirveye ev sahipliği yaptı. Zirvelerin ilki Mayıs 2015'te Camp David'de gerçekleşti. İkincisi Nisan 2016'da, üçüncüsü ise Trump'ın ilk döneminde katılımıyla Mayıs 2017'de Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirildi. Dördüncüsü ise Temmuz 2022'de Mısır, Ürdün ve Irak'ın da aralarında bulunduğu Arap ülkelerinin katılımıyla gerçekleşti.