İngiliz posta pullarında karekod dönemi başlıyor

TT

İngiliz posta pullarında karekod dönemi başlıyor

İngiltere Kraliyet Posta Servisi, posta pullarına video, mesaj ve diğer bilgileri görüntülemeye olanak tanıyacak olan özel karekodlar ekleme kararı aldı.
İngiliz gazetesi The Guardian’a göre salı günü onaylanan karar, mektupları dijital dünyayla birleştirmeyi amaçlayan başarılı bir deneyim olarak niteleniyor.
Yeni sistemde müşteriler, Royal Mail uygulamasındaki karekodu tarayarak gönderilen videoları, hizmetler hakkındaki bilgileri, doğum günü mesajlarını veya tebrik resimlerini görebilecekler.
Şu an için sadece animasyon stüdyosu Aardman tarafından Royal Mail için özel olarak oluşturulan Koyun Shaun videosu izlenebiliyor.
Video, 2022'de yayınlanması planlanan ve müşterilerin damgalı posta göndermesine ve mektubu alan kişinin posta alırken hangi videoyu görebileceğini seçmesine olanak tanıyan bir dizi videonun ilki.
Yapılan açıklamalar karekod taşıyan pulların dijital ikizi olacağı ve söz konusu iki pulun Royal Mail uygulaması aracılığıyla birbirine bağlanacağı yönünde. Karekodlar, damga rengiyle aynı, simüle edilmiş bir perforasyon çizgisiyle ayrılacak. Damganın yanına yerleştirilecek.
Karekodlu pullarda Kraliçe'nin profil resmi de bulunacak.
Halihazırda kullanılan karekodsuz pullar ve Noel pulları Ocak 2023'e kadar geçerli olacak.
Kraliyet Posta Servisi Başkanı Nick Landon yeni uygulamaya dair yaptıı açıklamada  "Posta pullarımıza benzersiz barkodlar eklemek, klasik mektubu dijital dünyayla bir araya getirmemizi sağlıyor. Ayrıca gelecekte de bu alanda bir dizi yeni yeni hizmete geçmemize fırsat sunuyor” dedi.

 



İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)
TT

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bin 200'den fazla yerleşimcinin eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenledi. Bu hareket ‘provokasyon’ ve kutsal mekandaki tarihi ve yasal statükonun bariz bir ihlali olarak nitelendirildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.

Filistin Devleti Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.

zdfgth
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, işgal güçlerinin yoğun koruması altında avlularında Talmud ritüelleri gerçekleştirdiğini ve mescidin kutsallığına karşı ‘sistematik saldırganlık’ olarak tanımladığı eylemin tekrarlandığını bildirdi.

Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.