Bilim insanları içi dışkı dolu 9 milyon yıllık kafatası buldu

Yeni buluntu, kafatasının fosilleşmiş dışkıyla dolu olduğu, bilinen ilk örnek (Calvert Deniz Müzesi)
Yeni buluntu, kafatasının fosilleşmiş dışkıyla dolu olduğu, bilinen ilk örnek (Calvert Deniz Müzesi)
TT

Bilim insanları içi dışkı dolu 9 milyon yıllık kafatası buldu

Yeni buluntu, kafatasının fosilleşmiş dışkıyla dolu olduğu, bilinen ilk örnek (Calvert Deniz Müzesi)
Yeni buluntu, kafatasının fosilleşmiş dışkıyla dolu olduğu, bilinen ilk örnek (Calvert Deniz Müzesi)

Bilim insanları yaklaşık 9 milyon yıl öncesine ait bir balık kafatasını inceledi. Kafanın içinde yüzlerce küçük dışkı fosili bulundu.
Paleontolojide fosilleşmiş gübre topaklarına "koprolit" adı veriliyor. Yeni araştırmada ele alınan örnekte bu topakların balığın çürüyen kafatasını yiyen çöpçülere (muhtemelen deniz kurtçukları) ait olduğu düşünülüyor.
Uzmanlara göre bu kurtçuklar, kafatasındaki etleri ayırırken, geride oval koprolitlerden oluşan kümeler veya zincirler bırakıyor. Bu kümelerin her biri yaklaşık 2,5 milimetre uzunluğunda.
Çöpçüler işini bitirdiğinde boş kafatası yüzlerce koprolitle dolmuştu. Dışkılar, balığın kafasını tamamen doldurmuştu.
Araştırmacılar, bu fosili 8 ila 18 milyon yıllık fosillerin yer aldığı ABD’deki Calvert Cliffs doğal parkında keşfetti.
Kafatası, okyanus derinliklerinde yaşayan ve başının üzerinde gözleri olduğu için genellikle "yıldız gözlemcisi" diye anılan bir balığa aitti. Balığın Latince adı Astroscopus countermani.
Uzmanlar Calvert Cliffs’in tarih öncesi deniz canlılarının kalıntıları açısından epey zengin olduğunu söylüyor.
Paleontologlar bu bölgede daha önce köpekbalıkları, kaplumbağalar, timsahlar, deniz kuşları ve foklar dahil olmak üzere birçok deniz canlısının fosillerini keşfetmişti. Söz konusu canlılar, 23 ila 5 milyon yıl önceki dönemi kapsayan Miyosen Devri’nde yaşıyordu.

Dışkılar hangi canlıya ait?
Calvert Deniz Müzesi'nde görev alan Stephen Godfrey, kafatasını ve içindeki malzemeyi X-ışınıyla incelediklerini aktardı.
Rivista Italiana di Paleontologia e Stratigrafia (İtalyan Paleontoloji ve Stratigrafi Dergisi) adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan incelemede kalsiyum ve fosfat yoğunluğu tespit edildi. Bu da söz konusu fosillerin dışkı olduğunu gösteriyordu.
Godfrey’e göre bir hayvanın cesedi, "beyin yemekten ve kafatasını dışkıyla doldurmaktan çok mutlu olacak" çok sayıda çöpçü çekiyor.
Dışkı topakları, genişliği 5 santimetreden fazla olmayan bir balık kafatasının en iç kısımlarında bulunduğu için, yumuşak gövdesini dar alanlara sıkıştırabilen, omurgasız bir canlıya ait oldukları düşünülüyor.
Godfrey "Boğumlu kurtçuklar ve diğer kurtçuk türleri en olası adaylar" dedi.
Paleontolog ayrıca, tüm koprolitlerin boyut ve şekil bakımından birbirine benzediğini ifade etti:
Bir kurtçuğun böyle tek tip, biçimli dışkı üretilmesi benim açımdan dikkat çekici.
Independent Türkçe, Livescience



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news