İlk klon gelincik çiftleşecek: 'Nazik bir eş aranıyor'

Elizabeth Ann, iki başarısız denemenin ardından dünyaya gelmişti (Reuters)
Elizabeth Ann, iki başarısız denemenin ardından dünyaya gelmişti (Reuters)
TT

İlk klon gelincik çiftleşecek: 'Nazik bir eş aranıyor'

Elizabeth Ann, iki başarısız denemenin ardından dünyaya gelmişti (Reuters)
Elizabeth Ann, iki başarısız denemenin ardından dünyaya gelmişti (Reuters)

Dünyanın ilk klonlanmış kara ayaklı gelinciği bir yaşına bastı ve artık çiftleşebileceği olgunluğa ulaştı.
Uzmanlara göre Elizabeth Ann adlı bu küçük yırtıcının üremesi, nesli tehlike altındaki türlerin yeniden çoğalması için umut ışığı olacak.
Bu nedenle, ABD’nin Kolorado eyaletindeki bir koruma merkezinde tutulan Elizabeth Ann için dikkatle eş adayı aranıyor.
Sevimli yırtıcı için bulunacak eşin her şeyden önce nazik olması gerekiyor.
Zira uzmanlar, Latince adı Mustella nigripes olan kara ayaklı gelinciklerin çiftleşme mevsimlerinde pek de iyi huylu olmadığını belirtiyor.
Elizabeth Ann de kendisine çok yaklaşan bakıcılara genellikle hırlayarak karşılık veriyor.
San Diego Hayvanat Bahçesi'nde görev alan hayvan koruma uzmanı Oliver Ryder, "Kara ayaklı gelincikler söz konusu olduğunda, çiftleşme senaryosu biraz zorlaşabilir" diye konuştu:
"Elizabeth Ann'in yaralanmasını istemeyiz. O çok değerli."
Ryder, "Daha önce yavru sahibi olmuş, deneyimli bir erkeğe ihtiyacımız var. Yani kısır olmamalı. Bugün birçok kara ayaklı yaban gelinciği kısırlıktan mustarip" diye ekledi.

Elizabeth Ann, kara ayaklı gelinciklerin soyunu kurtaracak
Kara ayaklı gelincikler, yaklaşık 60 santimetre uzunluğunda, yüzünde, ayaklarında ve kuyruğunda siyah lekeler olan, küçük ama huysuz yırtıcılar.
Eskiden Orta Amerika’da yaygın görülen bu yırtıcıların neslinin çiftçilik nedeniyle 1970’lerde tükendiği düşünülüyordu. Ancak 1981'de Wyoming eyaletinden bir çiftlik sahibi arazisinde bir koloni buldu.
Uzmanlar o zamandan beri bu gelincikleri koruma altında tutuyor ve popülasyonu artırmaya çalışıyor. 1990'lardan beri sürdürülen yetiştirme programları sayesinde binlerce kara ayaklı gelincik ABD, Kanada ve Meksika'da doğaya salındı.
Öte yandan, bu hayvanların hepsi, birbiriyle yakın akraba olan 7 kara ayaklı gelinciğin torunları. Bu yüzden ortaya çıkan genetik benzerlik bazı sağlık sorunlarına yol açıyor. Örneğin mevcut hayvanların bağırsak parazitine ve silvatik vebaya yatkınlığı var.
Uzmanlara göre Elizabeth Ann bu durumu tersine çevirebilir ve koloniye taze gen akışı sağlayabilir.
Zira bu hayvan 30 yıl önce ölen bir hayvanın genleriyle klonlanmıştı. Bilim insanları 1996'da Koyun Dolly'yi yaratmak için İskoçya'da kullanılan teknolojinin aynısını bu gelincik üzerinde kullanmaya karar vermişti. Böylece ilk klon gelincik, 10 Aralık 2021’de dünyaya gelmişti.
Gelinciğe genlerini veren Willa adlı hayvan 1988’de hayatını kaybetmişti ve bu 7'li arasında yer almıyordu.

"Nesli tükenmekte olan tüm hayvanlardan hücre alınmalı"
Ryder, "Elizabeth Ann, genetik çeşitliliğin hazinesi" ifadelerini kullandı.
Uzmana göre Elizabeth Ann'in hikayesi, nesli tükenmekte olan tüm türler için önemli bir mesaj veriyor.
"Biyoçeşitliliği kaybediyoruz ve vahşi hayvanların gen havuzları küçüldüğü için artık her türden nesli tükenmekte olan hayvandan hücre almalıyız" diyen Ryder, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elimizde hücre olduğunda Elizabeth Ann'le birlikte kara ayaklı yaban gelinciği için yapmayı umduğumuz şeyi gelecekte diğer türler için de yapabiliriz."
 
Independent Türkçe, The Guardian, Livescience



NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
TT

NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

NASA, saatte 177 bin kilometreden daha hızlı bir şekilde galaksimizde ilerleyen, yıkıcı etkiler yaratma potansiyeline sahip bir "zombi yıldız"ı takip ediyor.

Son derece yoğun cisim, Samanyolu'nda bilinen 30 magnetarda biri. Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan ölü yıldız kalıntılarını ifade ediyor.

Sadece 20 kilometre çapa sahip Magnetar SGR 0501+4516'nın Güneş'ten daha fazla kütlesi var ve manyetik alanı, Dünya'nın manyetosferinden yaklaşık 1 trilyon kat daha güçlü.

Magnetar, Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan araştırmacılar tarafından keşfedildi ve NASA bu "kaçak" cismi, "çizgi roman kahramanlarının süper güçlerine sahip" diye tanımlıyor.

NASA'nın Hubble Misyonu ekibi keşfi detaylandırdıkları blog yazısında, magnetarın evrenin bilinmeyen bir bölümünden geldiğini ancak evrenin en büyük gizemlerinden bazılarına ışık tutabileceğini belirtiyor.

Ekip, "Bir kişi magnetarın 600 mil (yaklaşık bin kilometre) yakınına gelse gökcismi, vücuttaki her atomu parçalayan, bilimkurgu filmlerinin meşhur ölüm ışınına dönüşür" diye yazıyor.

Bu kaçak magnetar, Samanyolu Galaksisi'ndeki örnekler arasında, başlangıçta tahmin edildiği gibi süpernova patlamasıyla oluşmama ihtimali en yüksek magnetar adayı. O kadar tuhaf ki hızlı radyo patlamaları diye bilinen olayların ardındaki mekanizmaya dair ipuçları bile sunabilir.

Görsel kaldırıldı.Magnetar adı verilen ultra güçlü manyetik alana sahip bir nötron yıldızının radyo dalgaları (kırmızı) yaymasının, bir sanatçı tarafından tasviri. Magnetarlar, hızlı radyo patlamalarını yaratan başlıca adaylar arasında yer alıyor (Bill Saxton/NRAO/AUI/NSF)


Gökbilimciler daha önce Magnetar SGR 0501+4516'nın komşu bir süpernovanın çekirdeğinin çökmesiyle oluştuğunu düşünüyordu ancak yeni gözlemler doğum yeri hakkında şüpheler uyandırdı.

Bu keşif magnetarın ya 20 bin diye bildirilen yaşından çok daha yaşlı olduğu ya da iki nötron yıldızının birleşmesiyle oluştuğu anlamına geliyor.

Keşfi yapan ekibe liderlik eden Ashley Chrimes, "Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan nötron yıldızlarıdır (yıldızların ölü kalıntıları)" diyor.

Magnetarları benzersiz kılan şey, Dünya'daki en güçlü mıknatıslardan milyarlarca kat daha güçlü olan aşırı kuvvetli manyetik alanları.

İspanya'nın Barselona kentindeki Uzay Bilimleri Enstitüsü'nden Nanda Rea ise şöyle ekliyor:

Magnetarların doğum oranları ve oluşum senaryoları, yüksek enerji astrofiziğinde en acil sorular arasında yer alıyor. Bunların, gama ışını patlamaları, son derece parlak süpernovalar ve hızlı radyo patlamaları gibi evrenin en güçlü geçici olaylarının çoğu üzerinde etkisi var.

Araştırma ekibi, magnetarın Samanyolu'ndaki güzergahını ve kökenini daha iyi anlamak için gözlemlerine devam edecek.


 Independent Türkçe, independent.co.uk/space