NASA'nın Perseverance keşif aracı Mars'ta en uzun yürüyüşünü yaptı

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) gönderdiği Perseverance gezginci keşif aracı, Mars’ta 245,76 m ile en uzun mesafe yürüyüşünü gerçekleştirdi.

AA
AA
TT

NASA'nın Perseverance keşif aracı Mars'ta en uzun yürüyüşünü yaptı

AA
AA

Space.com sitesinde yer alan habere göre, Jet Propulsion Laboratory araştırma enstitüsü, Perseverance keşif aracının Mars'ta kendi kendine sürüş işlemini başarılı bir şekilde devam ettirdiğini açıkladı.
NASA'nın Perseverance Mars Rover Twitter hesabından yapılan açıklamada, gezginin Mars’ta geçirdiği tek bir günde 245,76 metre katederek en uzun sürüşünü yaptığı aktarıldı.
Açıklamada, aracın, bölgeyi birkaç ay keşfettikten sonra hareket halinde olmaya başladığı ve kendi kendine sürüş fonksiyonu sayesinde her geçen gün daha fazla yol kat edebildiği aktarıldı.
NASA, 2015’te, Kızıl Gezegen’de Opportunity keşif aracının, 214 metre ile en uzun sürüşünü gerçekleştirdiğini açıklamıştı.
NASA'nın California'daki Jet İtki Laboratuvarı'nda inşa edilen ve plütonyum yakıtıyla çalışan Perseverance keşif aracı, 30 Temmuz 2020’de fırlatıldıktan yaklaşık 7 ay sonra 18 Şubat’ta Mars’a inmişti.
Mars'a gönderilen araçlar içinde en gelişmiş teknolojik özelliklere sahip Perseverance’ın Kızıl Gezegen'deki yeni misyonunun gerçekleşmesi için altyapı çalışmalarına 2,4 milyar dolar, aracın yüzeye inmesini ve çalıştırılmasını mümkün kılan sistem için de 300 milyon dolar harcanmıştı.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news