Fas ve Avrupa Birliği ‘yeşil ortaklık’ geliştiriyor

Leyen, Aziz Ahnuş ve Nasır Burita ile Rabat’ta görüştü (AFP)
Leyen, Aziz Ahnuş ve Nasır Burita ile Rabat’ta görüştü (AFP)
TT

Fas ve Avrupa Birliği ‘yeşil ortaklık’ geliştiriyor

Leyen, Aziz Ahnuş ve Nasır Burita ile Rabat’ta görüştü (AFP)
Leyen, Aziz Ahnuş ve Nasır Burita ile Rabat’ta görüştü (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rabat’a yaptığı ziyarette, AB ve Fas’ın temiz enerji ve küresel ısınmayla karşı karşıya kalan alanlarda ‘yeşil’ bir ekonomik ortaklık geliştirmeye çalıştığını söyledi.
AFP’nin haberine göre, Fas’a ilk ziyaretini gerçekleştiren Leyen, Fas Başbakanı Aziz Ahnuş ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yerel basına yaptığı açıklamada, “Fas ve AB arasında daha temiz enerji geliştirmemizi sağlayacak yeşil bir ortaklık geliştirmek için çalışıyoruz” diyerek Fas’ın, AB'nin Afrika kıtasındaki ilk ekonomik ortağı olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz Haziran ayında taraflar Brüksel'de enerji, küresel ısınmayla mücadele ve çevreyi koruma alanlarında "yeşil ekonomi" için işbirliği projesine katıldıklarını duyurmuştu. Proje, Paris İklim Anlaşması'nın uygulanmasının bir parçası.
Fas ve Avrupa Birliği, 2000 yılından beri yürürlükte olan genişletilmiş bir ortaklık sözleşmesine bağlı. Ortaklık, Fas için tercihli fiyatlarla tarım ürünlerinin ihracatı ile Avrupa için balıkçılık gibi çeşitli yönleri içermekte.
Fas ve AB arasındaki bu ortaklık, kısa süre önce bir Avrupa mahkemesinin Eylül ayı sonlarında Fas ile Cezayir destekli Polisario Cephesi arasındaki tartışmalı Sahra bölgesini kapsadığı gerekçesiyle tarım ve balıkçılık takas anlaşmalarını iptal etmeye karar vermesiyle sarsıldı. Geçtiğimiz Kasım ayında AB, Polisario Cephesi’nin talebi üzerine çıkarılan karara itiraz etti.
Fas Kralı 6. Muhammed konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Belirsiz ya da çifte tutumlara sahip taraflara şunu söyleyebiliriz. Fas, onlarla Batı Sahra'yı içermeyen herhangi bir ekonomik veya ticari adım atmayacak” ifadesini kullandı.
Leyen, Rabat’a yaptığı kısa ziyarette Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile de bir araya geldi.



Netanyahu'nun Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'ne katılımının teyit ve ardından iptal edilmesinin ardındaki gerçekler

İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın katılımıyla Knesset'te konuşmasını yaparken (AFP)
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın katılımıyla Knesset'te konuşmasını yaparken (AFP)
TT

Netanyahu'nun Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'ne katılımının teyit ve ardından iptal edilmesinin ardındaki gerçekler

İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın katılımıyla Knesset'te konuşmasını yaparken (AFP)
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın katılımıyla Knesset'te konuşmasını yaparken (AFP)

Ahmed Abdulhekim

Kahire ve Tel Aviv'in, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze ile ilgili Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'ne katılacağını duyurması ve ardından katılımın hızla iptal edilmesi, Kızıldeniz sahillerindeki tatil beldesinde düzenlenen zirve ile ilgili kafa karışıklığına yol açtı. Bu durum, zirveye katılacak davetlilerin listesinde Netanyahu'nun adının daha önce yer almaması sebebiyle, bu kararın alınmasının ve ardından geri adım atılmasının arkasındaki nedenler hakkında bir dizi soruyu tetikledi.

İsrail medyası ile Mısır Cumhurbaşkanlığı, Netanyahu'nun zirveye katılacağını vurgularken, Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada Netanyahu’nun katılımına ilişkin davetin, ABD Başkanı Donald Trump ile Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah es-Sisi arasında, bu sabah Trump İsrail'de iken İsrail Başbakanı Netanyahu eşliğinde gerçekleşen bir telefon görüşmesi sırasında, Trump’tan geldiği doğrulandı. Sisi’nin Netanyahu ile de görüştüğünün belirtildiği açıklamada, “Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın katılacağı barış zirvesine Netanyahu’nun da katılması kararlaştırıldı” denildi.

Ancak Mısır Cumhurbaşkanlığı, çok geçmeden Netanyahu'nun “dini bayram” nedeniyle zirveye katılamayacağını duyurdu. Bu, Trump'tan aldığı daveti öven İsrail Başbakanlık Ofisi'nin de belirttiği aynı gerekçeydi.

Davet nasıl gerçekleşti?

The Independent Arabia'nın bu sabah başlamadan önce incelediği Şarm el-Şeyh Zirvesi'nin nihai davetli listesine göre, Netanyahu katılımcı liderler arasında değildi. Şarku’l Avsat’ın Amerikan internet sitesi Axios'tan aktardığı habere göre Netanyahu'ya davet, Tel Aviv'de Başkan Trump'ı kabul etmesinin ardından yapıldı. İnternet sitesi, ismi açıklanmayan bir kaynağa dayanarak, “Netanyahu'nun Şarm el-Şeyh Zirvesi'ne katılması, Başkan Trump'ın Netanyahu ile birlikte Ben Gurion Havalimanı'ndan Knesset'e ABD başkanlık limuzininde yaptığı yolculuk sırasında planlandı” dedi.

Axios, “Muhabirinin Başkan Trump ile İsrail'e giderken Başkanlık uçağında yaptığı röportajda, Trump'ın Netanyahu'nun konferansa davet edilmediğinden haberi olmadığını ve davetlerin Mısırlılar tarafından yapıldığını söylediğini” bildirdi. Site haberinde, “Trump’ın, limuzuni ile havalimanından Knesset'e giderken Netanyahu'ya katılmasının daha iyi olacağını söylediğini” belirtti ve ismi açıklanmayan kaynaktan aktardığına göre, Netanyahu da Trump'ın davetini kabul etti.

Axios'un üst düzey bir ABD yetkilisine dayandırdığı habere göre, “Bundan sonra Başkan Trump, Gazze'deki savaşın başlangıcından bu yana görüşmeyen Sisi ve Netanyahu arasında arabuluculuk yapmaya başladı. ABD Başkanı, Mısır Cumhurbaşkanı'nı arayarak Netanyahu'yu zirveye davet etmesini istedi. Kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında temas kuruldu ve Netanyahu, Şarm el-Şeyh Konferansına resmen davet edildi.”

Sisi ve Netanyahu arasında Trump'ın da katıldığı bir telefon görüşmesi yapıldığına dair haberler İsrail medyasında yer alırken, Mısır Cumhurbaşkanlığı, İsrail Başbakanı ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Şarm el-Şeyh Zirvesine katılacağını doğruladı. Açıklamada, “Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını pekiştirmek ve anlaşmaya bağlılığı teyit etmek için barış zirvesine katılacak” denildi. Yine açıklamada, Netanyahu ve Trump'ın pazartesi günü İsrail'den Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir telefon görüşmesi yaptığı da belirtildi. Yaklaşık bir saat sonra ise Mısır Cumhurbaşkanlığı, Netanyahu'nun “dini bayram” nedeniyle zirveye katılamayacağını duyurdu. Başkan Trump'ın, Sisi ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında İsrail Başbakanı'nın zirveye katılmasını önerdiğini yineledi.

İptal nedeniyle ilgili 3 farklı anlatı

Netanyahu'nun Başbakanlık Ofisi, Başkan Trump'tan aldığı davete atıfta bulunarak, Şarm el-Şeyh Zirvesine katılamamasının nedenini “dini bayrama” bağladı. İsrail Başbakanı, ABD Başkanı'na davet için teşekkür etti ve zirve tarihinin pazartesi akşamı başlayıp salı günü gün batımına kadar devam eden Simhat Tora bayramının başlangıcına denk gelmesi nedeniyle zirveye katılamayacağını belirtti.

Buna karşılık, İsrail gazetelerinde zirveye katılmamasının gerçek nedenleri konusunda çelişkili haberler yer aldı. Israel Hayom gazetesinin haberine göre, Netanyahu'nun Şarm el-Şeyh Zirvesi'ne katılımı, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin güçlü muhalefeti sonrasında iptal edildi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı'nın zirveye katılması durumunda zirveye katılmayacağı tehdidinde bulundu. Türk medyası, savaş suçları işlediği için Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tutuklama kararı verilen İsrail Başbakanı'na yapılan davet nedeniyle, Erdoğan'ın Şarm el-Şeyh Zirvesi'ne katılmama kararı aldığını, ancak Netanyahu'nun zirveye katılmayacağını öğrendikten sonra zirveye katılmaya karar verdiğini aktardı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani de aynı tutumu benimsedi. Irak Haber Ajansı, ismi açıklanmayan kaynaklara dayanarak, Sudani'nin “hem Mısır hem de Amerikan taraflarına, Netanyahu'nun katılması halinde Irak'ın zirveden çekileceğini bildirdiğini ve Irak’ın bu pozisyonunda kararlı olduğunu” söyledi. Sudani “Mısır tarafının Netanyahu'ya Şarm el-Şeyh Zirvesine katılması için resmi bir davette bulunmadığını, Trump'ın Netanyahu'yu getirmeye çalıştığını ve katılımını sağlamak için diplomatik temaslarda bulunduğunu” açıkladı. Irak Haber Ajansı, “diğer katılımcıların tutumlarının Irak'ınkine benzer olduğunu ve bu nedenle Trump'ın Netanyahu'yu Şarm el-Şeyh Zirvesine getirme girişiminin başarısız olduğunu” bildirdi. Öte yandan, İsrailli Yedioth Ahronoth gazetesi, Mısır Cumhurbaşkanı’nın Netanyahu'yu davet etmediğini ve Mısır ile Arap dünyasının İsrail Başbakanı’nın zirveye katılımını reddettiğini bildirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı ve Amerikalı mevkidaşı, 20 ülkenin liderleri ile BM Genel Sekreteri António Guterres'in katıldığı Gazze ile ilgili Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi’ne eş başkanlık ediyor. Zirve, ABD, Mısır, Katar ve Türkiye'nin Gazze'deki savaşı sona erdirmek için arabuluculuk yaptığı ve ilk aşamalarında İsrailli rehinelerin Filistinli tutuklular ile takasını öngören bir anlaşmaya varılmasının ardından gerçekleşti. Anlaşmanın ilk aşaması ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini de onaylıyor. Bir sonraki aşama ise Hamas'ın silahsızlandırılmasını ve yönetimden ayrılarak yerine “Trump başkanlığındaki yeni bir uluslararası geçiş organının gözetim ve denetimine tabi, teknokrat ve siyasi olmayan bir Filistin komitesi” kurulmasını öngörüyor.


Lübnan Cumhurbaşkanı İsrail ile müzakere çağrısında bulundu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Başbakan Nevvaf Selam ile Meclis Başkanı Nebih Berri'nin arasında (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Başbakan Nevvaf Selam ile Meclis Başkanı Nebih Berri'nin arasında (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı İsrail ile müzakere çağrısında bulundu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Başbakan Nevvaf Selam ile Meclis Başkanı Nebih Berri'nin arasında (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Başbakan Nevvaf Selam ile Meclis Başkanı Nebih Berri'nin arasında (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Lübnan'ın tehlikede olmadığını vurguladı. Dün yerel ekonomi gazetecileriyle yaptığı toplantıda, “Bölgedeki mevcut kriz çözümü yolunun dışında kalamayız. Aksine, bu yolun bir parçası olmalıyız, çünkü artık daha fazla savaş, yıkım, ölüm ve yerinden edilmeye tahammül etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Avn, “Lübnan devleti daha önce ABD ve BM'nin himayesinde İsrail ile müzakereler yürütmüş ve deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda bir anlaşmaya varmıştı. Öyleyse, özellikle savaşın hiçbir sonuç getirmediği düşünülürse, aynı şeyin tekrar yapılarak çözülmemiş sorunlara çözüm bulunmasını engelleyen nedir?” diye sordu. İsrail, savaş ve yıkımı denedikten sonra başka seçeneği kalmadığı için Hamas ile müzakereye gitti. Bugün genel atmosfer uzlaşma yönünde ve müzakere kaçınılmaz... Bu müzakerenin şekli, zamanı gelince belirlenecek" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı, “İsrail'in Lübnan'a karşı askeri operasyonları durdurmayı taahhüt ettiği ve müzakerelere başladığı bir noktaya ulaşacağımızı umuyorum, çünkü bölgede gördüğümüz olayların gidişatına karşı çıkmamalıyız” dedi.

Suriye'deki duruma ilişkin Avn, "Sınırda sık sık kalabalıklar olduğunu duyuyoruz ve ordu komutanlığı devriye gönderiyor, ancak bu bilginin doğru olmadığı ortaya çıkıyor." dedi. Avn, "Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile yaptığım görüşmeler olumlu geçti ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin geçen cuma günü Beyrut'a yaptığı ziyarette, karşılıklı saygı, iş birliği, güvenlik ve ekonomik düzeyde koordinasyon çerçevesinde bir dizi ilke teyit edildi” diye belirtti.


Sudan Başbakanı: Savaş bitti, Hızlı Destek Kuvvetleri'ni ortadan kaldıracağız

Kamil Idris (Arşiv- Dolaşımda)
Kamil Idris (Arşiv- Dolaşımda)
TT

Sudan Başbakanı: Savaş bitti, Hızlı Destek Kuvvetleri'ni ortadan kaldıracağız

Kamil Idris (Arşiv- Dolaşımda)
Kamil Idris (Arşiv- Dolaşımda)

Sudan Başbakanı Kamil İdris, ülkedeki savaşın sona erdiğini belirterek, devletin Hızlı Destek Kuvvetleri'ni (HDK) ortadan kaldırma kararlılığını vurguladı.

Sudan Haber Ajansı'nın haberine göre, İdris ulusal sağlık girişiminin başlatılması töreninde yaptığı konuşmada, "Savaş sona erdi ve ülke acımasız müdahalelere ve saldırılara maruz kaldı" dedi. "Bu sağlık sorunları ve hastalıklar, isyancı milislerin saldırganlığının bir sonucu ve yan etkileridir," diyen İdris, "devletin milisleri ortadan kaldırma ve işlenen suçları sonlandırma kararlılığını" vurguladı.

Nisan 2023'te Sudan ordusu ile HDK arasında çıkan çatışma milyonlarca Sudanlının yerinden olmasına ve dünyanın en kötü insani krizinin ortaya çıkmasına neden oldu.