Tunuslu hukukçular, Cumhurbaşkanı Said'in Yüksek Yargı Konseyi kararını protesto etti

Tunuslu hukukçular, Cumhurbaşkanı Said'in Yüksek Yargı Konseyi kararını protesto etti
TT

Tunuslu hukukçular, Cumhurbaşkanı Said'in Yüksek Yargı Konseyi kararını protesto etti

Tunuslu hukukçular, Cumhurbaşkanı Said'in Yüksek Yargı Konseyi kararını protesto etti

Tunus'ta hakimler ve avukatlar, Cumhurbaşkanı Kays Said’in Yüksek Yargı Konseyini feshetme kararını protesto etmek için gösteri düzenledi.
Başkentteki Tunus Adalet Sarayı önünde toplanan hakim ve avukatlar, Cumhurbaşkanı Said’in Yüksek Yargı Konseyini feshetmesine tepki gösterdi.
Çok sayıda Tunuslunun da destek verdiği gösteride, Tunus Milli Marşının okunmasının ardından, "Halk bağımsız yargı istiyor", “Hayır, talimatlara uymaya hayır" ve "Yargının çöküşü devletin çöküşüdür" yazılı pankartlar açıldı, Yüksek Yargı Konseyine destek sloganları atıldı.
Tunus Hakimler Derneği de Yüksek Yargı Konseyinin feshedilmesini protesto etmek için dün "iki günlük iş bırakma eylemi" başlatmıştı.
Derneğin, Yüksek Yargı Konseyi önünde bugün bir gösteri düzenleyeceği duyurulmuştu.

Yüksek Yargı Konseyi'nin feshi
Cumhurbaşkanı Said, 7 Şubat Pazartesi akşamı Başbakan Necla Buden ile görüşmesinde, Yüksek Yargı Konseyinin feshedildiğini duyurmuştu.
Said, "Yüksek Yargı Konseyi feshedildi ama ben yargıya asla dokunmayacağım. Çözüm için bu kararı almak zorunluluk haline gelmişti." ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı'nın Konseye ilişkin açıklamasının ardından birçok siyasi parti, yargı mensubu ve sivil toplum kuruluşu, yasal olmadığı gerekçesiyle karara tepki göstermişti.

Tunus'ta siyasi kriz
Tunus Cumhurbaşkanı Said, geçen seneden bu yana tartışmalı birçok karara imza attı.
Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz 2021'de ilan ettiği olağanüstü kararlarla parlamentonun çalışmalarını dondurdu ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı.
Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı. Cumhurbaşkanının aldığı tüm bu kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.
Ülkedeki siyasi ve sivil toplumdan birçok kesim Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve Tunus'un demokrasiden uzaklaştığını savunuyor



İsrail’den Ben Gurion saldırısı sonrası Husilere tehdit

Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
TT

İsrail’den Ben Gurion saldırısı sonrası Husilere tehdit

Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)

İsrail dün, kendisi için hayati önem taşıyan Ben Gurion Havaalanı’na füzeli saldırı düzenleyerek altı kişinin yaralanmasına, hava trafiğinin aksamasına ve uçuşların askıya alınmasına neden olan Yemen’deki Husilere karşı teyakkuza geçerek tehditler savurdu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Husilere karşı yeni ‘saldırılar’ düzenleyeceklerini söyledi. Netanyahu, “Geçmişte onlara (Husilere) karşı hareket ettik. Gelecekte de onlara karşı hareket etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Hem hükümet hem de muhalefet kanadı olmak üzere siyasi ve askeri çevreler Husilerin saldırısını, İran'dan gelen bir ‘tehdit mesajı’ olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre İsrailli üst düzey bir güvenlik kaynağı yaptığı açıklamada, Husilerin saldırıda kullandıkları füzenin aslında Şahab-3 füzesinden geliştirilmiş bir İran füzesi olduğunu belirterek Husilerin, İsrail'in Arrow 2 ve Arrow 3 füze savunma sistemleri ile ABD'nin THAAD füze savunma sisteminin radarından kurtulmasını sağlayan ek özelliklere sahip bir füze başlığı geliştirdiklerini söyledi.

İsrail'in değerlendirmelerine göre havaalanına yönelik saldırı İran'ın, İsrail'i nükleer tesisleri bombalaması halinde Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana Husiler tarafından uygulanan deniz ablukasına benzer bir hava ablukasına maruz kalacağı yönünde tehdit ettiği dolaylı bir mesajdı.

İsrail’in eski Savunma Bakanı Benny Gantz ise yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Sorun Yemen değil, İran. İsrail’e balistik füzelerle saldıran İran’ın ta kendisi ve bunun sorumluluğunu üstlenmeli.”