Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Ne ben ne de askeri müessese ülkeyi yönetmek istiyor

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Ne ben ne de askeri müessese ülkeyi yönetmek istiyor

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, ne kendisinin ne de askeri müessesenin Sudan'ı yönetmeyi istediğini belirtti.
Burhan, Devlet Televizyonu Genel Müdürü Lukman Ahmed'in sunduğu "Ulusal Bina Diyaloğu" programının konuğu oldu.
Buradaki konuşmasında, ne kendisinin ne de askeri müessesenin Sudan'ı yönetmeyi istediğini belirten Burhan, siyasi uzlaşı olursa veya seçim yapılırsa iktidarı hemen teslim etmeye hazır olduğunu söyledi.
2019'da Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ile imzalanan Anayasal Bildiri'nin kusurlu olduğunu altını çizen Burhan, geçiş dönemini tamamlamaya arzulu olduklarını ve Eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in partisi olan Ulusal Kongre Partisi'nin geçiş döneminin parçası olmayacağını dile getirdi.

"Darbeden bahsedenler, iktidarı kaybeden gruplardır"
Burhan, 25 Ekim'de yaşanan olayların, kimseyi dışlamadan geçiş döneminin yönetimine başkalarının katılımını sağlamak için gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"25 Ekim kararları, iç ve dış güvenlik koşullarından kaynaklandı ve herkesin diyaloğa dönmesini amaçlıyordu. Darbeden bahsedenler, iktidarı kaybeden gruplardır. Milli mutabakat olursa iktidarı teslim etmeye hazırız. Ulusal mutabakat, değişime inanan ve ülke için bir Anayasa oluşturmak ve seçimleri başlatmak isteyen güçlere yöneliktir."
Burhan, ülkede devam eden protestolarda hayatını kaybedenler için duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Göstericileri takip etme veya öldürme emri verirsem ya da göstericileri öldüren bir taraf bilip de susarsam tüm sorumluluk bana aittir. Protestocuların öldürülmesini araştırmak için komiteler kurdum" dedi.
Devrimin asıl sahibi sokaktaki gençlerin olduğunu altını çizen Burhan, direniş komiteleriyle diyaloğa hazır olduklarını, bazıları ile görüştüklerini belirtti, siyasi sahneyi karıştırmaya çalışan ve belirsizlikten yararlanan taraflar olduğunu iddia etti.

"BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz'in girişim sunma hakkı yok"
Birleşmiş Milletler (BM) Sudan'daki Geçiş Entegre Misyonunun (UNITAMS) ülkedeki siyasi krizin çözümüne yönelik girişimine de değinen Burhan, BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz'in girişim sunma hakkı olmadığını sadece tüm tarafları çağırıp diyaloğu kolaylaştırma rolünü oynayabildiğini ifade etti.
Burhan, ülkesinin ile İsrail arasındaki karşılıklı ziyaretlerin siyasi olmadığını, askeri ve güvenlik amacı taşıdığını belirterek, İsrail ile ilişki konusunun birçok kişi tarafından hassasiyetle ele alındığını, Sudan ile İsrail arasındaki ilişkinin gizli olmadığını söyledi.
İsrail ile olan tüm ilişkilerinin güvenlik ve askeri iş birliğiyle sınırlı olduğunu vurgulayan Burhan, İsrail ile iş birliğini vatan için faydalı bulduğunu aktardı.

25 Ekim 2021'den bu yana ki protestolarda 79 hayatını kaybetti
Sudan'da 25 Ekim 2021'de başlayan ve halen devam eden askeri müdahale karşıtı protestolara güvenlik güçlerin müdahalesi sonucu şu ana kadar 79 kişi yaşamını yitirmişti.
Hamduk, ülkedeki siyasi krizin çözülememesi ve askerle anlaşmazlıklar nedeniyle 2 Ocak'ta istifasını sunmuştu.
UNITAMS Başkanı BM Sudan Temsilcisi Peretz, 8 Ocak'ta krizi çözmek için Sudanlı taraflar arasında kapsamlı siyasi süreç için ön istişarelerin başlatıldığını ve 10 Şubat'ta sona erdiğini bildirmişti.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, 23 Ekim 2020'de geçici hükümetin, İsrail'le ilişkileri normalleştirme anlaşmasını imzaladığını duyurmuştu.
İsrail Yayın Kurumu, 19 Ocak'ta, İsrail'den bir heyetin Hartum'u ziyaret ettiğini, 9 Şubat'ta ise Sudan'dan bir yetkilinin İsrail'e geldiğini açıklamıştı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24