Aşı karşıtlarının ‘protesto konvoyları’ Avrupa’ya da yayıldı

Ottawa’da bir tahliye girişimi, Paris’te ve Wellington’da çatışmalar yaşandı.

Dün Paris’te sağlık pasaportuna karşı bir gösteriye katılan protestocular (Reuters)
Dün Paris’te sağlık pasaportuna karşı bir gösteriye katılan protestocular (Reuters)
TT

Aşı karşıtlarının ‘protesto konvoyları’ Avrupa’ya da yayıldı

Dün Paris’te sağlık pasaportuna karşı bir gösteriye katılan protestocular (Reuters)
Dün Paris’te sağlık pasaportuna karşı bir gösteriye katılan protestocular (Reuters)

Kanada’da kamyon şoförlerinin başkent Ottawa’da trafiği felç ederek sağlık önlemlerini protesto ettiği eylemler Fransa, Hollanda ve Yeni Zelanda dahil olmak üzere birçok ülkeye aktarıldı. Batı’daki başkentler, sağlık pasaportuna ve düzenli test uygulamalarına karşı çıkan protestolara katılanlar ile güvenlik güçleri arasında çatışmalara tanık oldu.
Kanadalı tır şoförlerinin Ocak ayı sonunda başlattığı Özgürlük Konvoyu hareketi, dünyanın dört bir yanında Kovid-19 ile mücadele önlemlerine karşı protestolara ilham oldu.
Ontario protestolar bastırıldı
Kanada Polisi pazartesi gününden itibaren Kanada ve ABD arasındaki ana sınırların çevresini kapattıktan sonra, dün sağlık önlemlerine karşı protestocuları tahliye etmek için Ambassador Bridge’in (Büyükelçi Köprüsü) yanına konuşlandı. Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre, köprünün bulunduğu Windsor bölgesindeki polis güçleri Twitter’da yapılan paylaşımda, müdahalenin başladığını açıklarken, “Tüm protestocuları yasal ve barışçıl bir şekilde hareket etmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi. Aynı zamanda sakinlere bölgeden uzak durma çağrısında da bulundu. Onlarca polis ve polis araç olay yerine gönderildi ve Windsor, Ontario’yu ABD şehri Detroit’e bağlayan köprüdeki trafiği felce uğratan yaklaşık 50 protestocuyla yüzleşmek için görevlendirildi.
Ontario Yüksek Mahkemesi cuma günü protestoculara bölgeden alma emri verdi ancak bu adım protestocuların cesaretlerini kırmadı. Protestocular eylemlerini sürdürmeye kararlı olduklarını söylediler. Bu ana sınır geçişinin kapatılması, sınırın her iki tarafındaki otomobil endüstrisi üzerinde etkisi oldu.
Washington perşembe günü, Kanada hükümetine baskı yaparak protestoyu dağıtmak üzere federal yetkilerini kullanması çağrısında bulundu. ABD Başkanı Joe Biden, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile gerçekleştirdiği bir telefon görüşmesinde, ABD ile Kanada arasında ihraç edilen malların yüzde 25’inden fazlasının bu köprüden geçiyor olması sebebiyle, Kanadalıların yaptığı protestolarının bir sonucu olarak, ABD ekonomisindeki bozulmanın ciddi sonuçlarını ele aldı. Saatler sonra Trudeau, sınırın kapalı kalmayacağını vurguladı ve protestoculara yönelik polis müdahalesini artırma sözü verdi. Başbakan protestocuların eylemlerini sona erdirmek için tüm seçeneklerin masada olduğunu vurguladı ancak orduyu konuşlandırmaya hazır olmadığını da açıkça belirtti ve bunu “son çözüm” nitelendirdi.
Diğer yandan, yüzlerce büyük kamyonun 15 gün önce durduğu başkent Ottawa’da çok sayıda protestocu toplandı. Bu toplanmalar Fransa ve Yeni Zelanda’da benzer hareketlerin başlaması için ilham verdi. Ontario Başbakanı Doug Ford cuma sabahı, Büyükelçi Köprüsü ve federal başkent Ottawa’da olağanüstü hal (OHAL) kararı alındığını duyurdu. Ford bir basın toplantısında “Sınırların yeniden açılması için gerekli tüm önlemleri alacağız. Ottawa sakinlerine şunu söylüyorum: Mümkün olan en kısa zamanda normal hayata dönebilmenizi sağlayacağız.” dedi.
Windsor Belediye Başkanı Drew Dilkens’e göre, saatler sonra bir yargıç cuma günü yüzlerce protestocunun yanı sıra onlarca kamyon şoförüne köprüyü terk etme emri verdi.
Aşı karşıtı protestocular Büyükelçi Köprüsü’nün yanı sıra iki ana yolu daha kapattı. Bunlardan ilki Manitoba’yı Kuzey Dakota’ya bağlayan Emerson’da, ikincisi ise Alberta’daydı. Muhalefet partileri Justin Trudeau’yu krizi ele alamamakla suçlamasının yanı sıra komşu ABD’nin suçlamaları da geldi. Muhafazakar Parti'nin geçici lideri Candice Bergen, Trudeau’nun olanları barışçıl bir şekilde derhal durdurmak üzere harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Kanada Yeni Demokrat Parti (NDP) Genel Başkanı Jagmeet Singh, “Dünyanın en güçlü ülkelerinden ve G7 ülkelerinden biri olan bir ülkenin Başbakanı’nın harekete geçmemesi ve durumu çözmek üzere liderlik duygusu göstermemesi kabul edilemez” dedi.
Montreal’deki McGill Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Daniel Béland ise “Sorun, Trudeau’nun tüm protestocuları tek bir sepete koyarak ateşe körükle gitmesi sonrasında 5 gün boyunca sessiz kalmasında yatıyor ve şimdi de sorumluluklarını alıyor gibi görünmüyor” dedi.
Aşı karşıtı Özgürlük Konvoyu, ülkenin batısında ABD-Kanada sınırını geçen kamyon sürücülerinin aşı olma veya test yaptırma zorunluluğunu protesto etmek üzere başladı ancak sonrasında sağlık kısıtlamalarına ve Trudeau hükümetine karşı olan büyük bir gösteriye dönüştü.
Protestoculardan Matt Lenier, AFP’ye verdiği röportajda endişelenmediğini söylerken “İnandığımız şeyin arkasındayız ve hiçbir kanunu çiğnemiyoruz.” dedi. Parlamento önünde oturan Matt hafta sonu binlerce Kanadalı’nın protestolara katılmasını bekliyor. 34 yaşındaki protestocu Jessika Dusseau, “Barışçıyız, nefret sebebiyle burada değiliz. Seçim özgürlüğünü geri getirmek için buradayız.” dedi. Polis perşembe günü bu gösteriyi takviye olmadan sonlandırmanın mümkün olmadığını yineledi. Bazı protestocular, Montreal veya Toronto gibi Kanada’nın diğer büyük şehirlerinde protesto sözü verdiler böylece protestoların kıvılcımı dünyanın diğer bölgelerine de ulaştı.

Paris’teki çatışmalar
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığına göre, Fransız polisi başkentte Kovid-19’un yayılmasını önlemek için uygulanan kısıtlamalarını protestoculara müdahale etmesinin ardından dün Paris’teki Şanzelize Caddesi’ndeki protestoculara göz yaşartıcı gaz fırlattı.
Protestocuları taşıyan araçlar Paris’in merkezindeki güvenlik kontrol noktalarından geçmeyi başardı. Bu durum Zafer Takı’ndaki (Arc de Triomphe) trafiğin aksamasına neden oldu. Protestocular polisin şehre girmeleri emrine karşı çıkarak, Kanada’daki Özgürlük Konvoyu protestolarına benzer şekilde, sürücüler Fransız bayrakları salladılar ve korna çaldılar.
Polis, Zafer Takı yakınlarındaki birçok mekana giriş için gerekli olan sağlık pasaportuna karşı olan protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz kullandı ve şehrin diğer tarafında başka bir protestoya katılanları dağıttı.
Protestolara katılmak için Fransa’nın güneybatısından bir otobüsle gelen Nathalie Galdeano Reuters’a verdiği röportajda “Aşı pasaportu çalışabilmek veya spor yapabilmek için gerekli hale geldi. Daha fazla katlanamayız.” dedi. Galdiano “Aşıyı istemiyoruz. Seçme hakkı istiyoruz” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Polis, Paris'e girmeye çalışan 500 arabanın engellendiğini 14 kişinin tutuklandığını, öğlene kadar 337 ihlalin tespit edildiğini kaydetti.
Bu sırada, Paris’te Kovid-19’un ile mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamalar ve yaşam standartlarının düşmesine karşı düzenlenen protestolara Sarı Yelekliler hareketi protestocuları da dahil olmak üzere iki ila üç bin kişi katıldı. Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki aydan az bir süre kala, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümeti, 2018’deki Sarı Yelekliler protestolarında olduğu gibi eylem çemberinin genişlemesine engel olmak için çalışıyor.
Öte yandan polis, Paris’in güneyinde sapan, çekiç, bıçak ve gaz maskesi bulunduran 5 protestocunun tutuklandığını bildirdi. Polis 7 binden fazla personelini seferber etti. Protestolara hazırlık olarak kontrol noktaları kurulurken, zırhlı personel araçları ve tazyikli su tankerleri konuşlandırıldı.
Fransız protestocular, halka açık birçok mekana giriş için aşı gerektiren kurallara itiraz ediyor. Söz konusu protestolar, Paris ve diğer şehirlerde aşı zorunluluğuna karşı aylarca süren düzenli gösterilerin ardından geliyor.

Sınır ötesi protestolar
Hollanda’da sağlık tedbirlerine karşı olan protestocular güvenlik güçlerinin mekanı boşaltmalarını talep etmesine rağmen dün ülkenin dört bir yanından toplanarak Lahey merkezini kapattılar ve bölgede kalma niyetinde olduklarını açıkladılar. Polis, Twitter’da yaptığı paylaşımda “Lahey merkezindeki protestocuların araçlarıyla birlikte bölgeyi terk etmeleri için öğleden sonraya kadar süreleri var” uyarısında bulunurken aksi takdirde tutuklanacaklarını para cezasına çarptıracaklarını söyledi.
Belçika’nın başkentindeki yetkililer perşembe günü, sosyal medyada dolaşan ve Avrupa’nın dört bir yandan gelecekler için bir buluşma noktasından bahseden protesto çağrısına cevaben gelen bir konvoyun belirledikleri alana ulaşmalarına engel olunduğunu duyurdular. Yeni Zelanda’da, salı gününden bu yana başkent Wellington’daki Parlamento önünde aşı karşıtı göstericiler konuşlandı ve bir ‘Özgürlük kampı” kuruldu. Perşembe günü, polis protestocuları dağıtmaya çalıştı ancak sonuç alamadı, bu da şiddetli çatışmalara yol açtı. AFP’ye göre, çatışmaların ardından 120’den fazla kişi tutuklanırken, ilk başta yaklaşık 250 kişinin oluşan protestocuların sayısı cuma günü yaklaşık bin 500’e yükseldi.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.