Otizm veya DEHB olan bireylerde erken ölüm riski daha yüksek

ABD’li bir otistik çocuk (Arşiv-Reuters)
ABD’li bir otistik çocuk (Arşiv-Reuters)
TT

Otizm veya DEHB olan bireylerde erken ölüm riski daha yüksek

ABD’li bir otistik çocuk (Arşiv-Reuters)
ABD’li bir otistik çocuk (Arşiv-Reuters)

Yeni araştırmalar otizm veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) sahip olmanın normalden daha erken ölme riskini artırabileceğini gösteriyor.
CNN’in haberine göre, geçtiğimiz Pazartesi günü Jama dergisinde yayınlanan yeni bir meta-analiz ve önceki birkaç çalışmadan elde edilen verilere göre, bu nörogelişimsel bozuklukların erken ölüm riski ile ilişkili olabileceği öne sürüldü.
Meta-analiz, 1988 ve 2021 yılları arasında yayınlanan Kuzey Amerika ve Avrupa merkezli 27 çalışmayı (katılımcı sayısı 642 bin) inceledi.
Araştırmanın baş yazarlarından Ferrán Catalá-López, yeni araştırmayla, hem doğal hem de anormal nedenlerden kaynaklanan erken ölümlerin (meta-analizde çocukluk veya orta yaştaki ölüm) hem otistik hem de DEHB denekler için iki kat daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Doğal nedenler arasında kalp rahatsızlıkları ve nöbetler bulunurken, anormal nedenler arasında kasıtsız yaralanmalar, intihar ve cinayeti içeriyor.
Meta analize göre, DEHB'li kişiler arasında, doğal olmayan nedenlerden kaynaklanan erken ölümlerin sayısı (847) beklenenden daha yüksekti. Ulusal Halk Sağlığı Okulu ve Ruh Sağlığında Biyomedikal Araştırma Merkezi'nden bir bilim adamı olan Lopez, bulguların güçlü bir delil olarak algılanmaması gerektiğini söyledi.

Erken ölümü arttıran faktörler
Meta-analizin yazarları, katılımcıların yaşam tarzları, sosyoekonomik faktörleri veya belirli ölüm nedenleriyle ilgili ayrıntılara sahip değildi. Ancak önceki araştırmalar, otizmli veya DEHB'li çocuklar ve yetişkinler arasındaki daha yüksek erken ölüm oranını açıklayabilecek birkaç faktörü vurguladı.
Otizm Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünya çapındaki insanların yaklaşık yüzde 1'inde otizm varken, insanların yaklaşık yüzde 5'inde DEHB bulunuyor. DEHB veya otizmli kişilerin, depresyon, anksiyete, maddeyi kötüye kullanım, yeme bozuklukları, epilepsi, davranış bozuklukları veya tikler gibi zihinsel bozukluklar ve nörolojik durumlar geliştirme riski daha yüksek bulunuyor.
Meta-analize göre, bu bozuklukların özelliği olan dürtüsel veya belirsiz davranışlar, istenmeyen yaralanmalara ve kazalara neden olan faktörler arasında yer alıyor.



3,2 milyon yıllık Lucy'nin elleri alet kullanımına işaret ediyor

Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)
Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)
TT

3,2 milyon yıllık Lucy'nin elleri alet kullanımına işaret ediyor

Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)
Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)

İnsanların 3,2 milyon yıl önce yaşayan akrabalarının, modern insanlara benzer elleri olduğu ve alet kullanabildiği tespit edildi. 

Modern insanların içinde yer aldığı Homo cinsi ortaya çıkmadan yüzbinlerce yıl önce yaşayan Australopithecine, insanların en yakın akrabalarından biri.

Maymuna benzeyen bu sınıfta yer alan Australopithecus afarensis türü, 1974'te keşfedilen 3,2 milyon yıllık kemik fosilleriyle dünyaca ünlü olan Lucy'yle tanınıyor. 

Daha önce bu türün taştan aletler yapıp kullanacak beceriden yoksun olduğu düşünülse de yeni bir çalışma aksini söylüyor. 

Bilim insanları, A. afarensis, A. africanus ve A. sediba olmak üzere yaklaşık 4 ila 2 milyon yıl önce yaşamış üç Australopithecus türünün fosilleşmiş ellerini inceledi.

Araştırmacılar bu türlerin ellerindeki kasların, tendonların, bağların ve kemiklerin üç boyutlu modellerini oluşturarak nasıl becerilere sahip olduklarını anlamaya çalıştı. 

Daha sonra sonuçları, modern insan, Neandertal, goril, şempanze ve orangutan gibi çeşitli primatların elleriyle karşılaştırdılar. 

A. sediba'nın ellerini modern insanlara benzer şekilde kullandığı ve muhtemelen aletlerden de yararlandığı sonucuna varan ekip, bunun pek şaşırtıcı olmadığını söylüyor.

Yaklaşık 2 milyon yıl önce yaşayan A. sediba, bazı insan türleriyle de etkileşime geçmiş olabilir. 

Fakat 3,9 milyon ila 2,9 milyon yıl önce yaşayan A. afarensis'in de muhtemelen benzer özelliklere sahip olduğu bulundu. 

Journal of Human Evolution adlı hakemli dergide 4 Ekim'de yayımlanan çalışmada, insan ve maymun karışımı ellere sahip Lucy'nin, bu uzvunu muhtemelen modern insanlara benzer şekilde kullandığı kaydedildi. 

Araştırmacılar A. africanus'un da insan-maymun karışımı elleri olduğunu düşünse de bunları nasıl kullandığını saptayamadılar. 

Bilim insanları makalede şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuçlarımız genel olarak A. sediba ve A. afarensis'in, daha sonra Homo'larda görülen güç kullanarak kavrama ve tek elle bir şeyi hareket ettirme gibi bir dizi hareketi insanlara benzer (ancak aynı olmayan) şekilde alışkanlık haline getirdiğini gösteriyor.

Bugüne kadar bulunan en eski taş aletler 3,3 milyon önceye, yani insanların ortaya çıkmasından daha eski bir zamana ait. Aletlerin Paranthropus adlı primat türüne ait fosillerin yakınında bulunması, aletleri bu canlıların kullandığını düşündürüyor.

Yeni çalışmayı yürüten ekip bu aletleri Lucy veya incelenen diğer türlerin yaptığını öne sürmüyor. Bu nedenle milyonlarca yıllık teknolojinin kimin elinden çıktığı belirsizliğini korumaya devam ediyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Cosmos Magazine, Journal of Human Evolution, National Geographic