İsrail’e göre Hizbullah ekonomik olarak batmış durumda

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)
TT

İsrail’e göre Hizbullah ekonomik olarak batmış durumda

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)

İsrail Ordu Komutanlığı ve istihbaratı, kuruluşunun 40’ıncı, Hasan Nasrallah’ın da genel sekreterliğini devralmasının 30’uncu yıl dönümü münasebetiyle Hizbullah’ın durumunu değerlendirmek için bir oturum gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada Hizbullah’ın Lübnan’daki siyasi ve ekonomik krizlerde bocaladığı ve İsrail’e karşı savaşı, önceliklerinin başına koyamadığı belirtildi.
Bu değerlendirme, ‘Lübnan’daki krizlerden, ekonomik koşulların çökmesinden ve hükümetin krizi profesyonel bir şekilde ele almada etkin bir rol oynamasını engelleyen siyasi bir krize girmesinden öncelikli olarak Hizbullah’ın sorumlu olduğuna’ dair hakim görüşe dayanıyor.
Bu kriz nedeniyle Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve önderliğindeki Emel Hareketi dışında Hizbullah’ın sağlam bir müttefiki kalmadı. Hatta Şii kampında bile çatlaklar mevcut ve anneler, oğullarının Suriye’den tabutlarla getirilip getirilmediğini sorgulamaya başladı.
İsrail ordu komutanlığı kriz ve bunun siyasi ve toplumsal yansımaları üzerine gerçekleştirdiği toplantıda Lübnan’ın son 150 yılda tanık olduğu en ciddi krize odaklandı. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) bir raporunda belirtildiği gibi Lübnan’da suç oranları yüzde 140 oranında arttı.

Üst düzey bir istihbarat yetkilisi, görüşmeler sırasında şunları söyledi:
“Nasrallah’ın son konuşmalarında bu konulara değinmesi ve sokakta kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle pozisyonunu savunmaya çalışması tesadüf değil. Onun gibi birinin 30 yıl boyunca parti lideri olarak kalması tesadüf olarak açıklanamaz. Bunu, eleştiri için değil iltifat olarak söylüyorum. Kendisi halen birçok kişi arasında popüler. Ancak aynı zamanda kendi kurduğu tuzaklara da düşüyor. Lübnan’daki yaşam ve yönetim şartlarını kontrole devam etmesini sağlamak için aldığı önlemler, kendisine ve İran’daki liderlerine ters yansıyacak.”
İsrail ordu komutanlarından birine bu değerlendirme doğrultusunda soru yönelttiğini ve Hizbullah’ın İsrail ile savaşmak niyetinde olmadığı cevabını aldığını belirtrn istihbarat yetkilisi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hizbullah, İsrail’le savaşından ya da İran’ın İsrail’e ve bölge ülkelerine karşı savaşının parçası olmaktan vazgeçmedi. Böyle bir savaşa isteyerek ya da istemeden de olsa ayak uydurabilir. Bu nedenle ona ve Lübnan’da onu destekleyenlere ağır bir darbe indirmeye hazırız ve teyakkuzdayız.Hizbullah işleri kendi haline bırakırsa bir başka savaşa girilmeyecektir.”



Suudi Arabistan'ın hamlesi İsrail'de yankı buldu: En sert açıklama

İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
TT

Suudi Arabistan'ın hamlesi İsrail'de yankı buldu: En sert açıklama

İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)

Suudi Arabistan, sivillerin çadırlarını bombalayan İsrail'i "soykırım" yaptığı gerekçesiyle kınadı.  

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan bugün yapılan açıklamada, Gazze savaşında İsrail'in uluslararası hukukun tüm ilkelerini ihlal ettiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

İsrail işgal güçlerinin, Refah'taki savunmasız Filistinli mültecilerin çadırlarını hedef almaya devam ederek, Filistin halkına karşı caydırıcılıktan uzak şekilde sürdürdüğü soykırım katliamlarını en sert şekilde kınıyoruz.

Riyad yönetimi, uluslararası toplumun Refah'ta yaşananlara sessiz kalmasının insani felaketin boyutunu daha da artırdığını vurgulayarak, "Filistin halkına yönelik katliamların durdurulması ve sorumluların hesap vermesi" çağrısında bulundu. 

İsrail'in tanınmış haber sitelerinden Times of Israel (ToI), Riyad yönetiminin yayımladığı metne dair "Suudi Arabistan, Gazze'de Hamas'a karşı savaşın başından bu yana İsrail'e yönelik belki de en sert açıklamasını yaptı" ifadelerini kullandı. 

İsrail ve Suudi Arabistan'ın ABD arabuluculuğunda yürüttüğü normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı saldırısının ardından durmuştu. Riyad yönetimi, savaşın başladığı ay müzakerelerin askıya alındığını duyurmuştu. 

Süreçteki önemli konulardan biri de Filistin meselesiydi. Riyad, Filistin sorunu çözülmeden Tel Aviv yönetimini tanımayacağını defalarca duyurmuştu. İsrail ise iki devletli çözüme yanaşmamıştı. ToI, normalleşme sürecinin durmasının ardından Suudi Arabistan'ın İsrail karşıtı söylemlerini güçlendirdiğine dikkat çekti.

Riyad'ın Tel Aviv'e yönelik sert açıklaması, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki Refah'ın kuzeybatısında yerinden edilmiş Filistinlilere düzenlediği saldırıların ardından geldi. 

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), 24 Mayıs'ta açıkladığı tedbir kararında, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak Birleşmiş Milletler görevlilerinin Gazze'ye girişine izin vermesine hükmetmişti. UAD, Hamas'ın da elindeki rehineleri derhal bırakması gerektiğini vurgulamıştı.

Ancak İsrail ordusu kararı görmezden gelerek, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) depolarının bulunduğu bölgenin yakınındaki çadırları 26 Mayıs'ta bombalamıştı. Saldırıda en az 45 Filistinli öldürülmüş, 200 kişi yaralanmıştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uluslararası kamuoyundan tepki toplayan saldırıyı "trajik hata" diye nitelemişti. 

Bunun ardından İsrail ordusu, yerinden edilen Filistinlilere dün tekrar saldırı düzenlemişti. Refah'ta İsrail'in "güvenli bölge" diye tanımladığı El-Mevasi'deki çadırlara yapılan saldırıda 21 kişi öldürülürken, 64 kişi yaralanmıştı. 

Diğer yandan Amerikan medya kuruluşu CNN, 26 Mayıs'taki saldırıda İsrail ordusunun ABD yapımı mühimmat kullandığını aktardı. 

Patlayıcı silah uzmanı Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun saldırıda GBU-39 adlı küçük çaplı bombaları kullandığını söyledi. Bu bombalar, Amerikan savunma ve havacılık firması Boeing tarafından üretiliyor. 

ABD ise Refah'ta Filistinlilerin kamplarına düzenlenen saldırıların "kırmızı çizgilerini geçmediğini" bildirdi. 

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, Refah'taki durumun "içler acısı ve çok trajik" olduğunu, sivil ölümlerini kınadıklarını belirtti. Ancak Kirby, Refah'ta halen kapsamlı bir kara harekatı düzenlenmediğini savunarak, son saldırıların "belirledikleri kırmızı çizgiyi geçmediğini" söyledi.

Washington yönetimi, Gazze Şeridi'ne yardım tedariki için bir yüzer liman da inşa etmişti. 17 Mayıs'ta kullanıma açılan 320 milyon dolarlık limandan tedarikin salı günü geçici olarak askıya alındığı bildirildi. 

ABD ordusundan yapılan açıklamada, kötü hava koşulları nedeniyle iskelenin zarar gördüğü belirtildi. 25 Mayıs'ta da iskelenin bir parçası koparak karaya oturmuştu. Pentagon, iskelenin yeniden bir araya getirilip sabitlenmesinin en az bir hafta sürebileceğini ifade etti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz, CNN, New York Times