Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor

Başkan Usumi, Libya krizinin, parlamento oturumlarının başlıca gündem maddeleri arasında olduğunu söyledi.

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
TT

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi

Arap Parlamentosu, Arap konseyleri ve parlamentolarının başkanları bu yıl 19 Şubat’ta Kahire’deki Arap Birliği Genel Sekreterliği’nde dördüncü konferanslarını düzenleyecekler. Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda konferansta Arap dünyasında güvenliğin ve istikrarın nasıl sağlanacağına dair kapsamlı bir belge yayınlamasının beklendiğini söyledi. Asumi, “Bu belge, Arap dünyasının her alanda karşılaştığı zorlukları kapsayacak. Belgenin konferansta onaylanmasının ardından Cezayir’deki bir sonraki Arap zirvesinde sunulması planlanıyor” dedi.
Usumi ayrıca Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek için Arap İdari Kalkınma Teşkilatı ile ortaklaşa şekilde Mısır’da gerçekleştirilecek ‘iç ticaret ve kamu ve özel sektörün rolü’ başlığı altında bir forum düzenleme sürecinde olduğu bilgisini de verdi.
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Arap dünyasında yaşanan son gelişmelerden ekonomik entegrasyona, Yamen’de darbeci Husilerle mücadeleden Libya’da yaşanan krize kadar birçok başlıkta merak edilen soruları yanıtladı.

-Arap Parlamentosu’nun Arap coğrafyasındaki anlaşmazlıklarını gidermeye yönelik çabaları nelerdir? Özellikle Arap Parlamentosu Temel Yasası’nın 5’inci maddesi, ‘ortak Arap eylemini geliştirmek ve ekonomik entegrasyonu sağlamak’ açısından oluşumun yetkilerini tanımlıyor mu?

Arap Parlamentosu, ortak Arap eyleminin başlıca kurumlarından biridir. En belirgin desteği Arap dayanışmasının güçlendirilmesi ve her düzeyde ortak Arap eyleminin sürdürülmesinde veriyor. Parlamento, Arap liderlerinin ‘Arapların birleşmesi ve dış zorluklarla başa çıkmak amacıyla ortak bir Arap vizyonunun belirginleşmesi için sarf ettiği çabaları güçlü bir şekilde destekliyor. Bu çabaların başında, Arap ülkelerinin iç işlerine bölgesel ve uluslararası alandan yapılan müdahalelerle mücadele geliyor. Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor.

-Birkaç gün önce, Arap Parlamentosu tarafından Arapların yeniden birleşmesi ve ortak Arap eyleminin desteklenmesi için ortaya koyulan girişimlerden bahsettiniz. Bu tür girişimlerin kapsamları nelerdir?

Daha önce de belirttiğim gibi; özellikle Arapların karşı karşıya olduğu zorluklar oldukça fazla. Arap Parlamentosu, resmi ve parlamenter diplomasi arasında dayanışma ve entegrasyon gerektirdiği için Arap arenasında olumlu ve etkili bir role sahip olmak istiyor. Aslında modern dünyamızda parlamenter diplomasi, özellikle resmi diplomasideki bazı kısıtlamalara ve dengelere uymadığı için oldukça önemli bir hal aldı. Arap Parlamentosu, parlamenter diplomasinin ‘Arap arenasındaki çatlağın kapatılması’ konusunda önemli bir role sahip. Bu çabaların geniş çapta yankı bulmasını ve ortak Arap eylemini desteklemede olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlamasını umuyoruz. Aynı şekilde Arap Parlamentosu’nun ekonomik meseleye büyük önem verdiğini ve özellikle koronavirüs pandemisi ve bunun Arap ülkelerinin ekonomileri üzerindeki olumsuz etkileri sonrasında Arap ekonomik entegrasyonunu desteklediğini belirtmek isterim. Bu adım, Arap Parlamentosu’nun ‘rolünü etkinleştirme ve misyonunu ortak Arap eyleminin hizmetinde, hükümet ve parlamento çabalarının entegrasyonuna katkıda bulunacak ve mekanizmalarını güçlendirecek şekilde yerine getirme’ kararlılığı çerçevesinde sürdürmesinden geliyor.

-Arap Parlamentosu’nun toplumsal güvenliği güçlendirmek için attığı adımlar ve ortaya koyduğu girişimler nelerdir?

Arap Parlamentosu tarafından afetler ve krizlerle mücadele alanında ortak Arap eylemini teşvik etmek için başlatılan girişimler arasında ‘krizler ve felaketlerle mücadele için Arap Fonu bulunuyor. Bu fon, Arap Parlamentosu’nun ani krizlere ve afetlere maruz kalan Arap ülkelerine yardım etmek için oluşturuldu. Arap Parlamentosu, terörizm ve aşırılıkçı ideolojiyle mücadele alanında da Arap iş birliğini güçlendirmek için Arap Terörizm ve Aşırılıkçı İdeoloji ile Mücadele Merkezi’ni kurdu. Şu an bu merkez, bölgemizde ‘terörle mücadelede parlamento çabalarını desteklemeye katkıda bulunmak için’ oldukça ihtiyacımız var. Çünkü Arap coğrafyası, tüm dünyada terör ateşinden en çok etkilenen ülkelere ev sahipliği yapıyor. Parlamenter diplomasinin Arap halklarının çıkarlarını gerçekleştirmede ve Arap ulusunun tanık olduğu bu zor aşamada ortak Arap eylemini teşvik etmede oynadığı önemli role inanarak Arap Parlamenter Diplomasi Merkezi’ni de geliştirdik. Bu da Arap dayanışmasını her zamankinden daha fazla güçlendirmeyi gerektiriyor.

-Arap Parlamentosu Filistin meselesinde nasıl bir rol oynayabilir?

Arap Parlamentosu, Arap ülkelerindeki sorunları ve krizleri tüm Arapların temel sorunu olarak görüyor ve önceliklerinin başına koyuyor. Arap Parlamentosu oturumlarının gündeminin sabit başlığı olan Filistin meselesi de bu önceliklerin başında yer alıyor. Ayrıca Filistin için de özel bir komite bulunuyor. Bu, Arap Parlamentosu Başkanı’nın liderlik ettiği tek komitedir. Söz konusu komite, parlamentonun genel oturumlarından önce daimî toplantılar düzenliyor. Arap Parlamentosu başta Kudüs olmak üzere bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkının verilmesi, esir ve tutukluların serbest bırakılmasının garanti altına alınması olmak üzere tüm bölgesel ve uluslararası forumlarda Filistinlilerin meşru haklarını savunuyor. Arap Parlamentosu, Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi için tüm ilgili uluslararası kurumlarla sürekli temas halinde. Aynı zamanda uluslararası meşru kararlar ve Arap Barış Girişimi temelinde ciddi barış müzakereleri başlatmak için de devrede. Uluslararası bir konferans düzenlemek amacıyla tüm dünyayı Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Birleşmiş Milletler’de (BM) başlattığı barış planını desteklemeye çağırıyoruz. Arap Parlamentosu (tüm Arapları birleştiren öncelikli dava olan) Filistin davasını desteklemek üzere bölgesel ve uluslararası desteği harekete geçirmek için her düzeyde önemli diplomatik hamleler yapıyor.

-Peki, Libya krizi hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir?

Libya krizi de büyük bir öneme sahip. Arap Parlamentosu’nun yanı sıra dış politika ve Arap ulusal güvenliği ile ilgili Birinci Komite’nin her oturumunda neredeyse sabit bir başlık olarak gündeme geliyor. Arap Parlamentosu bu konuda yaptığı tüm açıklamalarda yeniden birleşmeyi, farklılıkların üstesinden gelmeyi, bölünmeye karşı çıkmayı ve Libya topraklarının birliği için çalışmayı amaçlayan çabalara tam desteği vurguluyor. Aynı şekilde Libya halkının liderlerini ve temsilcilerini seçme konusundaki özgür iradesini baltalamadan, Libya seçimlerinin ‘mümkün olan en kısa sürede’ yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

-Arap Parlamentosu, Yemen krizinin çözümünde rol oynuyor mu?

Arap Parlamentosu, Yemen meşru yönetimini İran destekli Husi terör grubuna karşı savaşında güçlü bir şekilde destekliyor. Ayrıca uluslararası alanda uzlaşı sağlanan temel ilkeler doğrultusunda Yemen krizi için siyasi bir çözüme ulaşılması gerektiğine inanıyor. Arap Parlamentosu’nun tavrı, Yemen’in Arap ulusal güvenliğinin temel direklerinden biri olduğu göz önüne alındığında, Yemen'in birliğinin, bağımsızlığının ve egemenliğinin dış müdahalelerden uzak olması gerektiğine olan inancı ile şekilleniyor. Arap Parlamentosu ayrıca Husi darbesini sona erdirmek ve meşru devlet kurumlarını yeniden kurmak için Suudi Arabistan Krallığı liderliğindeki, meşru hükümeti destekleyen Koalisyon ülkelerinin oynadığı önemli role de büyük önem veriyor. Parlamento Yemenli tüm taraflara, kardeş Yemen halkına barış getirme çabalarının desteklenmesi için geçen mart ayında başlatılan Suudi girişimine dahil olma çağrısı yapıyor.

-Arap Parlamentosu tüzüğü, Arap ulusal güvenliğinin garantisini sağlar. Bu çerçevede birkaç gün önce ortak bir Arap gücü kurulması çağrısında bulundunuz. Bu çağrı daha önce Arap Birliği tarafından da sıklıkla yapıldı. Bugün bu fikir gerçeğe nasıl dönüştürülebilir?

Arap bölgemiz tehlikeler, tehditler ve müdahalelerle dolu. Bu bölgede ulusal güvenliğimizi korumamıza yardımcı olacak tüm maddi kapasite, çalışma kadroları, nitelikler ve yetkinlikler mevcut. Bu, Arap ulusal güvenliğini korumak için ulaşmamız gereken en önemli amaçlardan biridir. Birleşik bir Arap savunma sistemi oluşturulması için çalışmayı gerektirmektedir. Ekonomik ilerlemenin, istikrar ve onu koruyan bir güç gerektirdiğinin farkında olmalıyız. Evet, ortak bir Arap gücü önerisi yeni değil ancak gerçekleşmesi için Arap ülkelerinin gerçek manada iradesine ihtiyaç duyuluyor. Bunu başarabilen Arap liderlerimiz var. Maruz kaldığımız riskleri ve krizleri ele alacak vizyonlara da sahipler. Nitekim, 2015 yılında Şarm eş-Şeyh’te düzenlenen Arap zirvesinde liderler, bir Arap askeri gücü kurma ilkesini benimseme kararı aldılar. Karar, üye devletlerin genelkurmay başkanlarının gözetiminde, ortak Arap gücünün kurulmasının tüm yönlerini incelemek için üst düzey bir ekip oluşturulması şartıyla verildi. Bu gücü oluşturma çalışmalarının hızını, Arap dünyamızın şu an içinde bulunduğu koşullar ve zorluklar belirliyor.
 
-Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında kalkınma ve ekonomik bütünleşme sağlamaya teşvik etmedeki rolü nedir?

Ekonomik blokların küresel ekonomik sistemin temel taşı olduğu bir zamanda Arap ekonomik entegrasyonunun acil bir öncelik olduğuna şüphe yok. Arap Parlamentosu’nda ortak Arap eylemin desteklenmesine, Arap halklarının çıkarlarına hizmet edilmesine, davalarının savunulmasına ve tüm düzeylerde ortak Arap iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlayan tüm girişimlerin desteklenmesi için çabalıyoruz. Bu bağlamda Arap Parlamentosu, Arap İdari Kalkınma Teşkilatı ile ortaklaşa bir şekilde, Mısır Arap Cumhuriyeti’nde, Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek amacıyla ‘iç ticaret ve bunu gerçekleştirmede kamu ve özel sektörün rolü” başlığı altında bir Arap forumu düzenleme sürecine girdi. Bu süreç, ‘Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu destekleme konusundaki isteğini’, ‘Arap ekonomilerinin koronavirüs pandemisi sırasında maruz kaldığı zorlukları gidermeye katkıda bulunan önemli ve gerekli bir güvenlik ağı sağlamayı’ ve ‘bu kritik aşamadan minimum ekonomik kayıplarla çıkmak için fikirler ve bilimsel çözümler üretmeyi’ hedefliyor.

-Arap Parlamentosu geçen temmuz ayında Sahel ve Sahra bölgesinde terörle mücadele için bir girişim başlattı. Bu girişim ne düzeye ulaştı ve ilgili taraflardan bir yanıt alındı mı?

‘Sahel’in Çağrısı’, geçen temmuz ayında Arap Parlamentosu tarafından kabul edilen bir girişimdir. Geçtiğimiz eylül ayında Viyana’da düzenlenen ilk Küresel Terörle Mücadele Zirvesi sırasında da resmi olarak ortaya koyulmuştu. Bu, Arap Parlamentosu’nun son dönemde başlattığı en önemli girişimlerden biri sayılıyor. Zira Afrika Sahel bölgesi dünyanın en tehlikeli terör örgütlerini barındırıyor. Bu girişim, Arap Parlamentosu ile ‘Parlamentolar Arası Birlik, Akdeniz Parlamentosu ve Beş Sahel Devletinin Parlamentolar Arası Komitesi’ arasında kurumsal düzeyde parlamenter iş birliğine dayanıyor. İş birliği bu hayati bölgede terörle mücadele için parlamento çabalarını koordine etmeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu girişim ayrıca terörle mücadelede kapsamlı bir parlamenter yaklaşımı da ortaya koyuyor. Afrika Sahel bölgesindeki terörle mücadele çabalarında yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu kadar doğru yola yönlendirilmeye de gereksinim var. Bölgede terörle mücadele açısından somut sonuçlar ortaya koyulmalıdır. Bu girişim, tüm taraflardan güçlü bir destek aldı. Kasım 2021’de İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleştirilen Parlamentolar Arası Arap Birliği Toplantısı’nda Arap Parlamentosu’ndaki Arap Terörizm ve Aşırılıkçı İdeoloji ile Mücadele Merkezi’nin bu girişim için koordinasyon merkezi olması kararlaştırıldı. Ayrıca Arap Parlamentosu’nun bu girişimi başlatmasından bu yana oynadığı büyük rol de takdir edildi.

-Arap Parlamentosu tarafından 19 Şubat’ta Arap Birliği Genel Sekreterliği’nin genel merkezinde düzenlenecek olan Arap Parlamentosu ve Arap konsey ve parlamento başkanlarının dördüncü konferansından beklentiler nelerdir?

Bu, Arap Parlamentosu’nun düzenlemeyi arzu ettiği önemli bir konferanstır. Parlamento, büyük Arap halkının çıkarlarına hizmet etmek ve onların haklı davalarını savunmak için, Arap parlamenterler arası diplomasinin rolünü etkinleştirme çerçevesinde, Arap konseyleri ve parlamentolarının başkanlarıyla sürekli istişareler yürütülmesinin ve koordinasyonun önemini vurguluyor. Konferansta Arap dünyasında güvenlik ve istikrarın nasıl sağlanacağına dair Arap parlamenterlerin vizyonlarını da ortaya koyan kapsamlı bir belge yayınlanması bekleniyor. Bu belge, Arap dünyasının her alanda karşılaştığı tüm zorlukları kapsayacak. Belgenin konferans tarafından onaylanması ve Cezayir’deki bir sonraki Arap zirvesinde sunulması planlanıyor.
 



İngiliz ajansı: Bir tanker rotasından saptı ve İran sularına yöneldi

Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)
Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)
TT

İngiliz ajansı: Bir tanker rotasından saptı ve İran sularına yöneldi

Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)
Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)

Birleşik Krallık Deniz Ticaret Operasyonları Kuruluşu (UKMTO), bugün Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Khor Fakkan'ın 20 deniz mili doğusundaki bir olayla ilgili raporlar aldığını bildirdi.

Olayı şüpheli olarak nitelendiren yetkili, yetkililerin soruşturma yürüttüğünü bildirdi. Kısa bir süre önce, Marshall Adaları bayraklı bir ham petrol tankerinin Acman'dan İran karasularına, Hürmüz Boğazı üzerinden Singapur'a doğru giderken üç küçük teknenin gemiye yaklaştığını açıkladı.

Tankerin Umman Körfezi'ni geçerken aniden rotasını değiştirdiğini ve İran karasularına doğru yöneldiğini ifade etti.


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı: Hacılara olağanüstü bir deneyim yaşatmak için erken adımlar

Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı: Hacılara olağanüstü bir deneyim yaşatmak için erken adımlar

Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rabia, kutsal mekânlarda bir milyondan fazla hacı için sözleşme işlemlerinin tamamlandığını duyurdu. Rabia, bu adımı ‘sezon başlamadan altı ay önce elde edilen benzeri görülmemiş bir başarı’ olarak nitelendirerek, bunun Krallığın yüksek hazırlık düzeyini ve hacıların yolculuğunu kolaylaştırmak, Rahman’ın misafirlerine istisnai bir deneyim sunmak amacıyla benimsediği erken planlama yaklaşımını yansıttığını belirtti.

Bu açıklama, Cidde kentindeki Superdome salonunda ‘Mekke’den Dünyaya’ sloganıyla düzenlenen 2025 Hac Konferansı ve Fuarı’nın kapanışında yapıldı. Etkinlik, 150’den fazla ülkeyi temsilen gelen heyetlerin yanı sıra kamu, özel ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların geniş katılımıyla, hac ve umre hizmetlerine odaklanan en büyük uluslararası buluşma oldu.

Rabia, konferansın beşinci edisyonunun Vizyon 2030’u somutlaştırdığını vurguladı. Bu vizyonun, hac ve umre sistemini tüm sektörler arasındaki entegrasyon yoluyla geliştirmeyi hedeflediğini belirtti. Ayrıca, fuarda devlet kurumlarının Rahman’ın misafirlerine hizmet için yürüttükleri en yeni projelerini ve geliştirme programlarını tanıttıklarını, özel sektörün de dünya genelindeki hizmet sağlayıcılarla 3 binden fazla anlaşma imzalayarak büyük katkı sağladığını söyledi.

Rabia, konferans ve fuar ziyaretçi sayısının 160 bini aştığını, bunun geçen yıla göre yaklaşık yüzde 33 artış anlamına geldiğini açıkladı. Bu durumun, Suudi Arabistan’ın hac tecrübesine yönelik artan küresel ilgiyi, onu yönetim, organizasyon ve modern teknoloji açısından bir model haline getirdiğini gösterdiğini ifade etti. Ayrıca, bakanlık olarak 77 ülke ile hac organizasyonlarını düzenlemeye yönelik iş birliği anlaşmaları imzaladıklarını belirtti.

df
Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rabia, Hac Konferansı ve Fuarı’nın kapanışında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)

Rabia, bu yılki konferansın Kral Abdulaziz Vakfı’nın katılımıyla öne çıktığını belirtti. Vakıf, ‘Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’ aracılığıyla, hac tarihini ve Suudi Arabistan’ın asırlardır iki kutsal mabede hizmet konusundaki çabalarını belgeleyen bilgi içerikleri sundu. Rebia ayrıca, Kral Abdulaziz Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prens Faysal bin Selman bin Abdulaziz’in etkin katılımını ve vakfın hacla ilgili tarihi ve kültürel farkındalığı zenginleştirmedeki rolünü övgüyle andı.

Üç gün süren konferans boyunca, kalabalık yönetimi konusundaki en önemli uluslararası deneyimler ele alındı ve hac ve umre deneyimini geliştirmeyi hedefleyen dijital dönüşüm projeleri tanıtıldı. Ayrıca, akıllı ulaşım, saha hizmetlerinin yönetimi ve yapay zekâ destekli elektronik izin sistemlerinin geliştirilmesi gibi alanlarda 100’den fazla teknolojik girişim sergilendi. Bu çalışmalar, verimliliği, güvenliği ve hizmetlerin kolaylığını artırmayı amaçlıyor.

Eş zamanlı düzenlenen fuarda ise 200’den fazla kurum ve kuruluşun saha sunumları yer aldı. Katılımcılar arasında, ulaşım, konaklama ve akıllı rehberlik alanlarında yenilikçi çözümler sunan teknoloji girişimleri de bulunuyordu. Ayrıca, lojistik hizmetler ve dijital dönüşüm alanlarında uluslararası iş birliğini güçlendirmek üzere birçok mutabakat zaptı imzalandı. Bu gelişmeler, konferansın dünya genelindeki yenilikleri ‘Rahman’ın misafirlerine hizmet’ amacı etrafında birleştiren bir platform olarak konumunu pekiştirdi.

Konuşmasının sonunda Rabia, önümüzdeki ocak ayında Medine’de Umre ve Ziyaret Forumu’nun düzenleneceğini duyurdu. Forumun, ziyaretçilere ve umrecilere hizmet eden kurumlar arasındaki entegrasyonu güçlendirmeyi, hizmet sistemini geliştirmeyi ve Vizyon 2030’un hedefleriyle uyumlu bir yapıya ulaşmayı amaçladığını ifade etti.


Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
TT

Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, Beyaz Saray'da ABD Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Vekili Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Higseth ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya geldi.

Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkileri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönleri gözden geçirildi, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, ortak ilgi alanları ve bunların çözümüne yönelik çabalar ele alındı.

Toplantıya Suudi Arabistan tarafından ABD Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Savunma Bakanı İstihbarat Danışmanı Hişam bin Saif katıldı. Amerikan tarafında da çok sayıda üst düzey yetkili toplantıda hazır bulundu.