Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor

Başkan Usumi, Libya krizinin, parlamento oturumlarının başlıca gündem maddeleri arasında olduğunu söyledi.

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
TT

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi

Arap Parlamentosu, Arap konseyleri ve parlamentolarının başkanları bu yıl 19 Şubat’ta Kahire’deki Arap Birliği Genel Sekreterliği’nde dördüncü konferanslarını düzenleyecekler. Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda konferansta Arap dünyasında güvenliğin ve istikrarın nasıl sağlanacağına dair kapsamlı bir belge yayınlamasının beklendiğini söyledi. Asumi, “Bu belge, Arap dünyasının her alanda karşılaştığı zorlukları kapsayacak. Belgenin konferansta onaylanmasının ardından Cezayir’deki bir sonraki Arap zirvesinde sunulması planlanıyor” dedi.
Usumi ayrıca Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek için Arap İdari Kalkınma Teşkilatı ile ortaklaşa şekilde Mısır’da gerçekleştirilecek ‘iç ticaret ve kamu ve özel sektörün rolü’ başlığı altında bir forum düzenleme sürecinde olduğu bilgisini de verdi.
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Arap dünyasında yaşanan son gelişmelerden ekonomik entegrasyona, Yamen’de darbeci Husilerle mücadeleden Libya’da yaşanan krize kadar birçok başlıkta merak edilen soruları yanıtladı.

-Arap Parlamentosu’nun Arap coğrafyasındaki anlaşmazlıklarını gidermeye yönelik çabaları nelerdir? Özellikle Arap Parlamentosu Temel Yasası’nın 5’inci maddesi, ‘ortak Arap eylemini geliştirmek ve ekonomik entegrasyonu sağlamak’ açısından oluşumun yetkilerini tanımlıyor mu?

Arap Parlamentosu, ortak Arap eyleminin başlıca kurumlarından biridir. En belirgin desteği Arap dayanışmasının güçlendirilmesi ve her düzeyde ortak Arap eyleminin sürdürülmesinde veriyor. Parlamento, Arap liderlerinin ‘Arapların birleşmesi ve dış zorluklarla başa çıkmak amacıyla ortak bir Arap vizyonunun belirginleşmesi için sarf ettiği çabaları güçlü bir şekilde destekliyor. Bu çabaların başında, Arap ülkelerinin iç işlerine bölgesel ve uluslararası alandan yapılan müdahalelerle mücadele geliyor. Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor.

-Birkaç gün önce, Arap Parlamentosu tarafından Arapların yeniden birleşmesi ve ortak Arap eyleminin desteklenmesi için ortaya koyulan girişimlerden bahsettiniz. Bu tür girişimlerin kapsamları nelerdir?

Daha önce de belirttiğim gibi; özellikle Arapların karşı karşıya olduğu zorluklar oldukça fazla. Arap Parlamentosu, resmi ve parlamenter diplomasi arasında dayanışma ve entegrasyon gerektirdiği için Arap arenasında olumlu ve etkili bir role sahip olmak istiyor. Aslında modern dünyamızda parlamenter diplomasi, özellikle resmi diplomasideki bazı kısıtlamalara ve dengelere uymadığı için oldukça önemli bir hal aldı. Arap Parlamentosu, parlamenter diplomasinin ‘Arap arenasındaki çatlağın kapatılması’ konusunda önemli bir role sahip. Bu çabaların geniş çapta yankı bulmasını ve ortak Arap eylemini desteklemede olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlamasını umuyoruz. Aynı şekilde Arap Parlamentosu’nun ekonomik meseleye büyük önem verdiğini ve özellikle koronavirüs pandemisi ve bunun Arap ülkelerinin ekonomileri üzerindeki olumsuz etkileri sonrasında Arap ekonomik entegrasyonunu desteklediğini belirtmek isterim. Bu adım, Arap Parlamentosu’nun ‘rolünü etkinleştirme ve misyonunu ortak Arap eyleminin hizmetinde, hükümet ve parlamento çabalarının entegrasyonuna katkıda bulunacak ve mekanizmalarını güçlendirecek şekilde yerine getirme’ kararlılığı çerçevesinde sürdürmesinden geliyor.

-Arap Parlamentosu’nun toplumsal güvenliği güçlendirmek için attığı adımlar ve ortaya koyduğu girişimler nelerdir?

Arap Parlamentosu tarafından afetler ve krizlerle mücadele alanında ortak Arap eylemini teşvik etmek için başlatılan girişimler arasında ‘krizler ve felaketlerle mücadele için Arap Fonu bulunuyor. Bu fon, Arap Parlamentosu’nun ani krizlere ve afetlere maruz kalan Arap ülkelerine yardım etmek için oluşturuldu. Arap Parlamentosu, terörizm ve aşırılıkçı ideolojiyle mücadele alanında da Arap iş birliğini güçlendirmek için Arap Terörizm ve Aşırılıkçı İdeoloji ile Mücadele Merkezi’ni kurdu. Şu an bu merkez, bölgemizde ‘terörle mücadelede parlamento çabalarını desteklemeye katkıda bulunmak için’ oldukça ihtiyacımız var. Çünkü Arap coğrafyası, tüm dünyada terör ateşinden en çok etkilenen ülkelere ev sahipliği yapıyor. Parlamenter diplomasinin Arap halklarının çıkarlarını gerçekleştirmede ve Arap ulusunun tanık olduğu bu zor aşamada ortak Arap eylemini teşvik etmede oynadığı önemli role inanarak Arap Parlamenter Diplomasi Merkezi’ni de geliştirdik. Bu da Arap dayanışmasını her zamankinden daha fazla güçlendirmeyi gerektiriyor.

-Arap Parlamentosu Filistin meselesinde nasıl bir rol oynayabilir?

Arap Parlamentosu, Arap ülkelerindeki sorunları ve krizleri tüm Arapların temel sorunu olarak görüyor ve önceliklerinin başına koyuyor. Arap Parlamentosu oturumlarının gündeminin sabit başlığı olan Filistin meselesi de bu önceliklerin başında yer alıyor. Ayrıca Filistin için de özel bir komite bulunuyor. Bu, Arap Parlamentosu Başkanı’nın liderlik ettiği tek komitedir. Söz konusu komite, parlamentonun genel oturumlarından önce daimî toplantılar düzenliyor. Arap Parlamentosu başta Kudüs olmak üzere bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkının verilmesi, esir ve tutukluların serbest bırakılmasının garanti altına alınması olmak üzere tüm bölgesel ve uluslararası forumlarda Filistinlilerin meşru haklarını savunuyor. Arap Parlamentosu, Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi için tüm ilgili uluslararası kurumlarla sürekli temas halinde. Aynı zamanda uluslararası meşru kararlar ve Arap Barış Girişimi temelinde ciddi barış müzakereleri başlatmak için de devrede. Uluslararası bir konferans düzenlemek amacıyla tüm dünyayı Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Birleşmiş Milletler’de (BM) başlattığı barış planını desteklemeye çağırıyoruz. Arap Parlamentosu (tüm Arapları birleştiren öncelikli dava olan) Filistin davasını desteklemek üzere bölgesel ve uluslararası desteği harekete geçirmek için her düzeyde önemli diplomatik hamleler yapıyor.

-Peki, Libya krizi hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir?

Libya krizi de büyük bir öneme sahip. Arap Parlamentosu’nun yanı sıra dış politika ve Arap ulusal güvenliği ile ilgili Birinci Komite’nin her oturumunda neredeyse sabit bir başlık olarak gündeme geliyor. Arap Parlamentosu bu konuda yaptığı tüm açıklamalarda yeniden birleşmeyi, farklılıkların üstesinden gelmeyi, bölünmeye karşı çıkmayı ve Libya topraklarının birliği için çalışmayı amaçlayan çabalara tam desteği vurguluyor. Aynı şekilde Libya halkının liderlerini ve temsilcilerini seçme konusundaki özgür iradesini baltalamadan, Libya seçimlerinin ‘mümkün olan en kısa sürede’ yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

-Arap Parlamentosu, Yemen krizinin çözümünde rol oynuyor mu?

Arap Parlamentosu, Yemen meşru yönetimini İran destekli Husi terör grubuna karşı savaşında güçlü bir şekilde destekliyor. Ayrıca uluslararası alanda uzlaşı sağlanan temel ilkeler doğrultusunda Yemen krizi için siyasi bir çözüme ulaşılması gerektiğine inanıyor. Arap Parlamentosu’nun tavrı, Yemen’in Arap ulusal güvenliğinin temel direklerinden biri olduğu göz önüne alındığında, Yemen'in birliğinin, bağımsızlığının ve egemenliğinin dış müdahalelerden uzak olması gerektiğine olan inancı ile şekilleniyor. Arap Parlamentosu ayrıca Husi darbesini sona erdirmek ve meşru devlet kurumlarını yeniden kurmak için Suudi Arabistan Krallığı liderliğindeki, meşru hükümeti destekleyen Koalisyon ülkelerinin oynadığı önemli role de büyük önem veriyor. Parlamento Yemenli tüm taraflara, kardeş Yemen halkına barış getirme çabalarının desteklenmesi için geçen mart ayında başlatılan Suudi girişimine dahil olma çağrısı yapıyor.

-Arap Parlamentosu tüzüğü, Arap ulusal güvenliğinin garantisini sağlar. Bu çerçevede birkaç gün önce ortak bir Arap gücü kurulması çağrısında bulundunuz. Bu çağrı daha önce Arap Birliği tarafından da sıklıkla yapıldı. Bugün bu fikir gerçeğe nasıl dönüştürülebilir?

Arap bölgemiz tehlikeler, tehditler ve müdahalelerle dolu. Bu bölgede ulusal güvenliğimizi korumamıza yardımcı olacak tüm maddi kapasite, çalışma kadroları, nitelikler ve yetkinlikler mevcut. Bu, Arap ulusal güvenliğini korumak için ulaşmamız gereken en önemli amaçlardan biridir. Birleşik bir Arap savunma sistemi oluşturulması için çalışmayı gerektirmektedir. Ekonomik ilerlemenin, istikrar ve onu koruyan bir güç gerektirdiğinin farkında olmalıyız. Evet, ortak bir Arap gücü önerisi yeni değil ancak gerçekleşmesi için Arap ülkelerinin gerçek manada iradesine ihtiyaç duyuluyor. Bunu başarabilen Arap liderlerimiz var. Maruz kaldığımız riskleri ve krizleri ele alacak vizyonlara da sahipler. Nitekim, 2015 yılında Şarm eş-Şeyh’te düzenlenen Arap zirvesinde liderler, bir Arap askeri gücü kurma ilkesini benimseme kararı aldılar. Karar, üye devletlerin genelkurmay başkanlarının gözetiminde, ortak Arap gücünün kurulmasının tüm yönlerini incelemek için üst düzey bir ekip oluşturulması şartıyla verildi. Bu gücü oluşturma çalışmalarının hızını, Arap dünyamızın şu an içinde bulunduğu koşullar ve zorluklar belirliyor.
 
-Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında kalkınma ve ekonomik bütünleşme sağlamaya teşvik etmedeki rolü nedir?

Ekonomik blokların küresel ekonomik sistemin temel taşı olduğu bir zamanda Arap ekonomik entegrasyonunun acil bir öncelik olduğuna şüphe yok. Arap Parlamentosu’nda ortak Arap eylemin desteklenmesine, Arap halklarının çıkarlarına hizmet edilmesine, davalarının savunulmasına ve tüm düzeylerde ortak Arap iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlayan tüm girişimlerin desteklenmesi için çabalıyoruz. Bu bağlamda Arap Parlamentosu, Arap İdari Kalkınma Teşkilatı ile ortaklaşa bir şekilde, Mısır Arap Cumhuriyeti’nde, Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek amacıyla ‘iç ticaret ve bunu gerçekleştirmede kamu ve özel sektörün rolü” başlığı altında bir Arap forumu düzenleme sürecine girdi. Bu süreç, ‘Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu destekleme konusundaki isteğini’, ‘Arap ekonomilerinin koronavirüs pandemisi sırasında maruz kaldığı zorlukları gidermeye katkıda bulunan önemli ve gerekli bir güvenlik ağı sağlamayı’ ve ‘bu kritik aşamadan minimum ekonomik kayıplarla çıkmak için fikirler ve bilimsel çözümler üretmeyi’ hedefliyor.

-Arap Parlamentosu geçen temmuz ayında Sahel ve Sahra bölgesinde terörle mücadele için bir girişim başlattı. Bu girişim ne düzeye ulaştı ve ilgili taraflardan bir yanıt alındı mı?

‘Sahel’in Çağrısı’, geçen temmuz ayında Arap Parlamentosu tarafından kabul edilen bir girişimdir. Geçtiğimiz eylül ayında Viyana’da düzenlenen ilk Küresel Terörle Mücadele Zirvesi sırasında da resmi olarak ortaya koyulmuştu. Bu, Arap Parlamentosu’nun son dönemde başlattığı en önemli girişimlerden biri sayılıyor. Zira Afrika Sahel bölgesi dünyanın en tehlikeli terör örgütlerini barındırıyor. Bu girişim, Arap Parlamentosu ile ‘Parlamentolar Arası Birlik, Akdeniz Parlamentosu ve Beş Sahel Devletinin Parlamentolar Arası Komitesi’ arasında kurumsal düzeyde parlamenter iş birliğine dayanıyor. İş birliği bu hayati bölgede terörle mücadele için parlamento çabalarını koordine etmeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu girişim ayrıca terörle mücadelede kapsamlı bir parlamenter yaklaşımı da ortaya koyuyor. Afrika Sahel bölgesindeki terörle mücadele çabalarında yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu kadar doğru yola yönlendirilmeye de gereksinim var. Bölgede terörle mücadele açısından somut sonuçlar ortaya koyulmalıdır. Bu girişim, tüm taraflardan güçlü bir destek aldı. Kasım 2021’de İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleştirilen Parlamentolar Arası Arap Birliği Toplantısı’nda Arap Parlamentosu’ndaki Arap Terörizm ve Aşırılıkçı İdeoloji ile Mücadele Merkezi’nin bu girişim için koordinasyon merkezi olması kararlaştırıldı. Ayrıca Arap Parlamentosu’nun bu girişimi başlatmasından bu yana oynadığı büyük rol de takdir edildi.

-Arap Parlamentosu tarafından 19 Şubat’ta Arap Birliği Genel Sekreterliği’nin genel merkezinde düzenlenecek olan Arap Parlamentosu ve Arap konsey ve parlamento başkanlarının dördüncü konferansından beklentiler nelerdir?

Bu, Arap Parlamentosu’nun düzenlemeyi arzu ettiği önemli bir konferanstır. Parlamento, büyük Arap halkının çıkarlarına hizmet etmek ve onların haklı davalarını savunmak için, Arap parlamenterler arası diplomasinin rolünü etkinleştirme çerçevesinde, Arap konseyleri ve parlamentolarının başkanlarıyla sürekli istişareler yürütülmesinin ve koordinasyonun önemini vurguluyor. Konferansta Arap dünyasında güvenlik ve istikrarın nasıl sağlanacağına dair Arap parlamenterlerin vizyonlarını da ortaya koyan kapsamlı bir belge yayınlanması bekleniyor. Bu belge, Arap dünyasının her alanda karşılaştığı tüm zorlukları kapsayacak. Belgenin konferans tarafından onaylanması ve Cezayir’deki bir sonraki Arap zirvesinde sunulması planlanıyor.
 



Suudi Arabistan ve Fransa, Filistinlilerin yaşadığı insani acıların bir an önce hafifletilmesi gerektiğini vurguladı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan ve Fransa, Filistinlilerin yaşadığı insani acıların bir an önce hafifletilmesi gerektiğini vurguladı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün yaptıkları görüşmede, kardeş Filistin halkının insani acılarının derhal hafifletilmesi ve İsrail'in bölgeden tamamen çekilmesinin sağlanması gerektiğini vurguladılar. İki devletli çözüme dayalı adil bir barışa ulaşmak için pratik adımlar atılmasının önemi konusunda mutabık kaldılar.

Bu gelişme, Prens Muhammed bin Selman'ın Cumhurbaşkanı Macron ile yaptığı telefon görüşmesinde yaşandı. Görüşmede, Gazze'deki gelişmeler, savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarı artırma çabaları ele alındı.

 İki lider ayrıca, ülkeleri arasında çeşitli alanlarda mevcut iş birliği ve ortak ilgi alanlarına giren bazı konular hakkında da görüştü.


Gazze'ye yardım götüren 69. Suudi yardım uçağı Ariş'e ulaştı

Uçak, Filistin halkına ulaştırılmak üzere gıda paketleri ve barınak çantaları taşıyordu (SPA)
Uçak, Filistin halkına ulaştırılmak üzere gıda paketleri ve barınak çantaları taşıyordu (SPA)
TT

Gazze'ye yardım götüren 69. Suudi yardım uçağı Ariş'e ulaştı

Uçak, Filistin halkına ulaştırılmak üzere gıda paketleri ve barınak çantaları taşıyordu (SPA)
Uçak, Filistin halkına ulaştırılmak üzere gıda paketleri ve barınak çantaları taşıyordu (SPA)

Kral Salman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi'nin (KSrelief), Savunma Bakanlığı ve Kahire'deki Suudi Büyükelçiliği ile koordineli olarak yürüttüğü 69. Suudi yardım uçağı cumartesi günü Mısır'ın El Ariş Uluslararası Havalimanı'na indi.

Uçakta, Gazze Şeridi'ndeki mağdur Filistin halkına dağıtılmak üzere gıda paketleri ve barınma çantaları bulunuyordu.

Bu yardım, Suudi Arabistan'ın KSrelief aracılığı ile Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına, yaşadıkları zorlu yaşam koşullarını hafifletmek için sağladığı desteğin bir parçasıdır.


Suudi Arabistan, Pakistan ile Afganistan arasında ateşkes anlaşmasının imzalanmasını memnuniyetle karşıladı

Pakistan ve Afganistan Doha'da iki ülke arasında acil ateşkes anlaşmasını imzalıyor (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Pakistan ve Afganistan Doha'da iki ülke arasında acil ateşkes anlaşmasını imzalıyor (Katar Dışişleri Bakanlığı)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan ile Afganistan arasında ateşkes anlaşmasının imzalanmasını memnuniyetle karşıladı

Pakistan ve Afganistan Doha'da iki ülke arasında acil ateşkes anlaşmasını imzalıyor (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Pakistan ve Afganistan Doha'da iki ülke arasında acil ateşkes anlaşmasını imzalıyor (Katar Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan dün yaptığı açıklamada, Pakistan ve Afganistan arasında acil ateşkes imzalanmasını ve Doha'da düzenlenen müzakere turu sırasında iki ülke arasında kalıcı barış ve istikrarı pekiştirmek için mekanizmaların kurulmasını memnuniyetle karşıladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ülkesinin barış ve istikrarı teşvik etmeye yönelik tüm bölgesel ve uluslararası çabaları desteklediğini ve Pakistan ve Afganistan halklarının istikrar ve refahını sağlamak için güvenliği sürdürmeye yönelik sürekli çabasını teyit etti.

Bu olumlu adımın iki ülke arasındaki sınır gerginliğinin sona ermesine yol açacağı ümidini dile getirdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Katar ve Türkiye'nin bu konudaki diplomatik çabaları ve yapıcı rolleri övüldü.

Katar Dışişleri Bakanlığı, dün Pakistan ve Afganistan'ın Doha'da yapılan görüşmelerin ardından acil ateşkes ve iki ülke arasında kalıcı barış ve istikrarı pekiştirmek için mekanizmalar kurulması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Pakistan Savunma Bakanı Khavaja Muhammad Asıf, X platformunda yaptığı paylaşımda, iki Güney Asya komşusu arasında ateşkes sağlandığını duyurdu ve iki tarafın 25 Ekim'de İstanbul'da “ayrıntılı konuları” görüşmek üzere tekrar bir araya geleceğini belirtti.

Cumartesi günü yapılan görüşmelerde Türkiye ile arabuluculuk yapan Katar Dışişleri Bakanlığı, Reuters'a göre, takip toplantılarının “ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak ve güvenilir ve sürdürülebilir bir şekilde uygulandığını doğrulamak” amacını taşıdığını belirtti.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre cumartesi günü Türkiye ile görüşmelere arabuluculuk eden Katar Dışişleri Bakanlığı, bundan sonraki görüşmelerin amacının "ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak, güvenilir ve sürdürülebilir bir şekilde uygulandığını doğrulamak" olduğunu belirtti.

Pakistan ve Afganistan, aralarında çıkan çatışmalarda onlarca kişinin hayatını kaybetmesi ve yüzlerce kişinin yaralanmasının ardından krizi sona erdirmeye çalışıyor. Her iki tarafın açıklamasına göre görüşmeler Asıf ve Afgan mevkidaşı Mohammad Yakub tarafından yürütüldü.

İslamabad'ın, Afganistan'dan faaliyet gösterdiklerini iddia ederek Pakistan'da saldırılarını artıran militanların kontrol altına alınmasını istemesinin ardından, iki eski müttefik arasında kara çatışmaları ve Pakistan hava saldırıları, iki ülkenin tartışmalı 2 bin 600 kilometrelik sınırında patlak verdi.