Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor

Başkan Usumi, Libya krizinin, parlamento oturumlarının başlıca gündem maddeleri arasında olduğunu söyledi.

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
TT

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a konuştu: Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor

Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi

Arap Parlamentosu, Arap konseyleri ve parlamentolarının başkanları bu yıl 19 Şubat’ta Kahire’deki Arap Birliği Genel Sekreterliği’nde dördüncü konferanslarını düzenleyecekler. Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda konferansta Arap dünyasında güvenliğin ve istikrarın nasıl sağlanacağına dair kapsamlı bir belge yayınlamasının beklendiğini söyledi. Asumi, “Bu belge, Arap dünyasının her alanda karşılaştığı zorlukları kapsayacak. Belgenin konferansta onaylanmasının ardından Cezayir’deki bir sonraki Arap zirvesinde sunulması planlanıyor” dedi.
Usumi ayrıca Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek için Arap İdari Kalkınma Teşkilatı ile ortaklaşa şekilde Mısır’da gerçekleştirilecek ‘iç ticaret ve kamu ve özel sektörün rolü’ başlığı altında bir forum düzenleme sürecinde olduğu bilgisini de verdi.
Arap Parlamentosu Başkanı Adil Abdurrahman el-Usumi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Arap dünyasında yaşanan son gelişmelerden ekonomik entegrasyona, Yamen’de darbeci Husilerle mücadeleden Libya’da yaşanan krize kadar birçok başlıkta merak edilen soruları yanıtladı.

-Arap Parlamentosu’nun Arap coğrafyasındaki anlaşmazlıklarını gidermeye yönelik çabaları nelerdir? Özellikle Arap Parlamentosu Temel Yasası’nın 5’inci maddesi, ‘ortak Arap eylemini geliştirmek ve ekonomik entegrasyonu sağlamak’ açısından oluşumun yetkilerini tanımlıyor mu?

Arap Parlamentosu, ortak Arap eyleminin başlıca kurumlarından biridir. En belirgin desteği Arap dayanışmasının güçlendirilmesi ve her düzeyde ortak Arap eyleminin sürdürülmesinde veriyor. Parlamento, Arap liderlerinin ‘Arapların birleşmesi ve dış zorluklarla başa çıkmak amacıyla ortak bir Arap vizyonunun belirginleşmesi için sarf ettiği çabaları güçlü bir şekilde destekliyor. Bu çabaların başında, Arap ülkelerinin iç işlerine bölgesel ve uluslararası alandan yapılan müdahalelerle mücadele geliyor. Arap anlaşmazlıkları, dış müdahale için verimli bir ortam oluşturuyor.

-Birkaç gün önce, Arap Parlamentosu tarafından Arapların yeniden birleşmesi ve ortak Arap eyleminin desteklenmesi için ortaya koyulan girişimlerden bahsettiniz. Bu tür girişimlerin kapsamları nelerdir?

Daha önce de belirttiğim gibi; özellikle Arapların karşı karşıya olduğu zorluklar oldukça fazla. Arap Parlamentosu, resmi ve parlamenter diplomasi arasında dayanışma ve entegrasyon gerektirdiği için Arap arenasında olumlu ve etkili bir role sahip olmak istiyor. Aslında modern dünyamızda parlamenter diplomasi, özellikle resmi diplomasideki bazı kısıtlamalara ve dengelere uymadığı için oldukça önemli bir hal aldı. Arap Parlamentosu, parlamenter diplomasinin ‘Arap arenasındaki çatlağın kapatılması’ konusunda önemli bir role sahip. Bu çabaların geniş çapta yankı bulmasını ve ortak Arap eylemini desteklemede olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlamasını umuyoruz. Aynı şekilde Arap Parlamentosu’nun ekonomik meseleye büyük önem verdiğini ve özellikle koronavirüs pandemisi ve bunun Arap ülkelerinin ekonomileri üzerindeki olumsuz etkileri sonrasında Arap ekonomik entegrasyonunu desteklediğini belirtmek isterim. Bu adım, Arap Parlamentosu’nun ‘rolünü etkinleştirme ve misyonunu ortak Arap eyleminin hizmetinde, hükümet ve parlamento çabalarının entegrasyonuna katkıda bulunacak ve mekanizmalarını güçlendirecek şekilde yerine getirme’ kararlılığı çerçevesinde sürdürmesinden geliyor.

-Arap Parlamentosu’nun toplumsal güvenliği güçlendirmek için attığı adımlar ve ortaya koyduğu girişimler nelerdir?

Arap Parlamentosu tarafından afetler ve krizlerle mücadele alanında ortak Arap eylemini teşvik etmek için başlatılan girişimler arasında ‘krizler ve felaketlerle mücadele için Arap Fonu bulunuyor. Bu fon, Arap Parlamentosu’nun ani krizlere ve afetlere maruz kalan Arap ülkelerine yardım etmek için oluşturuldu. Arap Parlamentosu, terörizm ve aşırılıkçı ideolojiyle mücadele alanında da Arap iş birliğini güçlendirmek için Arap Terörizm ve Aşırılıkçı İdeoloji ile Mücadele Merkezi’ni kurdu. Şu an bu merkez, bölgemizde ‘terörle mücadelede parlamento çabalarını desteklemeye katkıda bulunmak için’ oldukça ihtiyacımız var. Çünkü Arap coğrafyası, tüm dünyada terör ateşinden en çok etkilenen ülkelere ev sahipliği yapıyor. Parlamenter diplomasinin Arap halklarının çıkarlarını gerçekleştirmede ve Arap ulusunun tanık olduğu bu zor aşamada ortak Arap eylemini teşvik etmede oynadığı önemli role inanarak Arap Parlamenter Diplomasi Merkezi’ni de geliştirdik. Bu da Arap dayanışmasını her zamankinden daha fazla güçlendirmeyi gerektiriyor.

-Arap Parlamentosu Filistin meselesinde nasıl bir rol oynayabilir?

Arap Parlamentosu, Arap ülkelerindeki sorunları ve krizleri tüm Arapların temel sorunu olarak görüyor ve önceliklerinin başına koyuyor. Arap Parlamentosu oturumlarının gündeminin sabit başlığı olan Filistin meselesi de bu önceliklerin başında yer alıyor. Ayrıca Filistin için de özel bir komite bulunuyor. Bu, Arap Parlamentosu Başkanı’nın liderlik ettiği tek komitedir. Söz konusu komite, parlamentonun genel oturumlarından önce daimî toplantılar düzenliyor. Arap Parlamentosu başta Kudüs olmak üzere bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkının verilmesi, esir ve tutukluların serbest bırakılmasının garanti altına alınması olmak üzere tüm bölgesel ve uluslararası forumlarda Filistinlilerin meşru haklarını savunuyor. Arap Parlamentosu, Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi için tüm ilgili uluslararası kurumlarla sürekli temas halinde. Aynı zamanda uluslararası meşru kararlar ve Arap Barış Girişimi temelinde ciddi barış müzakereleri başlatmak için de devrede. Uluslararası bir konferans düzenlemek amacıyla tüm dünyayı Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Birleşmiş Milletler’de (BM) başlattığı barış planını desteklemeye çağırıyoruz. Arap Parlamentosu (tüm Arapları birleştiren öncelikli dava olan) Filistin davasını desteklemek üzere bölgesel ve uluslararası desteği harekete geçirmek için her düzeyde önemli diplomatik hamleler yapıyor.

-Peki, Libya krizi hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir?

Libya krizi de büyük bir öneme sahip. Arap Parlamentosu’nun yanı sıra dış politika ve Arap ulusal güvenliği ile ilgili Birinci Komite’nin her oturumunda neredeyse sabit bir başlık olarak gündeme geliyor. Arap Parlamentosu bu konuda yaptığı tüm açıklamalarda yeniden birleşmeyi, farklılıkların üstesinden gelmeyi, bölünmeye karşı çıkmayı ve Libya topraklarının birliği için çalışmayı amaçlayan çabalara tam desteği vurguluyor. Aynı şekilde Libya halkının liderlerini ve temsilcilerini seçme konusundaki özgür iradesini baltalamadan, Libya seçimlerinin ‘mümkün olan en kısa sürede’ yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

-Arap Parlamentosu, Yemen krizinin çözümünde rol oynuyor mu?

Arap Parlamentosu, Yemen meşru yönetimini İran destekli Husi terör grubuna karşı savaşında güçlü bir şekilde destekliyor. Ayrıca uluslararası alanda uzlaşı sağlanan temel ilkeler doğrultusunda Yemen krizi için siyasi bir çözüme ulaşılması gerektiğine inanıyor. Arap Parlamentosu’nun tavrı, Yemen’in Arap ulusal güvenliğinin temel direklerinden biri olduğu göz önüne alındığında, Yemen'in birliğinin, bağımsızlığının ve egemenliğinin dış müdahalelerden uzak olması gerektiğine olan inancı ile şekilleniyor. Arap Parlamentosu ayrıca Husi darbesini sona erdirmek ve meşru devlet kurumlarını yeniden kurmak için Suudi Arabistan Krallığı liderliğindeki, meşru hükümeti destekleyen Koalisyon ülkelerinin oynadığı önemli role de büyük önem veriyor. Parlamento Yemenli tüm taraflara, kardeş Yemen halkına barış getirme çabalarının desteklenmesi için geçen mart ayında başlatılan Suudi girişimine dahil olma çağrısı yapıyor.

-Arap Parlamentosu tüzüğü, Arap ulusal güvenliğinin garantisini sağlar. Bu çerçevede birkaç gün önce ortak bir Arap gücü kurulması çağrısında bulundunuz. Bu çağrı daha önce Arap Birliği tarafından da sıklıkla yapıldı. Bugün bu fikir gerçeğe nasıl dönüştürülebilir?

Arap bölgemiz tehlikeler, tehditler ve müdahalelerle dolu. Bu bölgede ulusal güvenliğimizi korumamıza yardımcı olacak tüm maddi kapasite, çalışma kadroları, nitelikler ve yetkinlikler mevcut. Bu, Arap ulusal güvenliğini korumak için ulaşmamız gereken en önemli amaçlardan biridir. Birleşik bir Arap savunma sistemi oluşturulması için çalışmayı gerektirmektedir. Ekonomik ilerlemenin, istikrar ve onu koruyan bir güç gerektirdiğinin farkında olmalıyız. Evet, ortak bir Arap gücü önerisi yeni değil ancak gerçekleşmesi için Arap ülkelerinin gerçek manada iradesine ihtiyaç duyuluyor. Bunu başarabilen Arap liderlerimiz var. Maruz kaldığımız riskleri ve krizleri ele alacak vizyonlara da sahipler. Nitekim, 2015 yılında Şarm eş-Şeyh’te düzenlenen Arap zirvesinde liderler, bir Arap askeri gücü kurma ilkesini benimseme kararı aldılar. Karar, üye devletlerin genelkurmay başkanlarının gözetiminde, ortak Arap gücünün kurulmasının tüm yönlerini incelemek için üst düzey bir ekip oluşturulması şartıyla verildi. Bu gücü oluşturma çalışmalarının hızını, Arap dünyamızın şu an içinde bulunduğu koşullar ve zorluklar belirliyor.
 
-Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında kalkınma ve ekonomik bütünleşme sağlamaya teşvik etmedeki rolü nedir?

Ekonomik blokların küresel ekonomik sistemin temel taşı olduğu bir zamanda Arap ekonomik entegrasyonunun acil bir öncelik olduğuna şüphe yok. Arap Parlamentosu’nda ortak Arap eylemin desteklenmesine, Arap halklarının çıkarlarına hizmet edilmesine, davalarının savunulmasına ve tüm düzeylerde ortak Arap iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlayan tüm girişimlerin desteklenmesi için çabalıyoruz. Bu bağlamda Arap Parlamentosu, Arap İdari Kalkınma Teşkilatı ile ortaklaşa bir şekilde, Mısır Arap Cumhuriyeti’nde, Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek amacıyla ‘iç ticaret ve bunu gerçekleştirmede kamu ve özel sektörün rolü” başlığı altında bir Arap forumu düzenleme sürecine girdi. Bu süreç, ‘Arap Parlamentosu’nun Arap ülkeleri arasında ekonomik entegrasyonu destekleme konusundaki isteğini’, ‘Arap ekonomilerinin koronavirüs pandemisi sırasında maruz kaldığı zorlukları gidermeye katkıda bulunan önemli ve gerekli bir güvenlik ağı sağlamayı’ ve ‘bu kritik aşamadan minimum ekonomik kayıplarla çıkmak için fikirler ve bilimsel çözümler üretmeyi’ hedefliyor.

-Arap Parlamentosu geçen temmuz ayında Sahel ve Sahra bölgesinde terörle mücadele için bir girişim başlattı. Bu girişim ne düzeye ulaştı ve ilgili taraflardan bir yanıt alındı mı?

‘Sahel’in Çağrısı’, geçen temmuz ayında Arap Parlamentosu tarafından kabul edilen bir girişimdir. Geçtiğimiz eylül ayında Viyana’da düzenlenen ilk Küresel Terörle Mücadele Zirvesi sırasında da resmi olarak ortaya koyulmuştu. Bu, Arap Parlamentosu’nun son dönemde başlattığı en önemli girişimlerden biri sayılıyor. Zira Afrika Sahel bölgesi dünyanın en tehlikeli terör örgütlerini barındırıyor. Bu girişim, Arap Parlamentosu ile ‘Parlamentolar Arası Birlik, Akdeniz Parlamentosu ve Beş Sahel Devletinin Parlamentolar Arası Komitesi’ arasında kurumsal düzeyde parlamenter iş birliğine dayanıyor. İş birliği bu hayati bölgede terörle mücadele için parlamento çabalarını koordine etmeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu girişim ayrıca terörle mücadelede kapsamlı bir parlamenter yaklaşımı da ortaya koyuyor. Afrika Sahel bölgesindeki terörle mücadele çabalarında yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu kadar doğru yola yönlendirilmeye de gereksinim var. Bölgede terörle mücadele açısından somut sonuçlar ortaya koyulmalıdır. Bu girişim, tüm taraflardan güçlü bir destek aldı. Kasım 2021’de İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleştirilen Parlamentolar Arası Arap Birliği Toplantısı’nda Arap Parlamentosu’ndaki Arap Terörizm ve Aşırılıkçı İdeoloji ile Mücadele Merkezi’nin bu girişim için koordinasyon merkezi olması kararlaştırıldı. Ayrıca Arap Parlamentosu’nun bu girişimi başlatmasından bu yana oynadığı büyük rol de takdir edildi.

-Arap Parlamentosu tarafından 19 Şubat’ta Arap Birliği Genel Sekreterliği’nin genel merkezinde düzenlenecek olan Arap Parlamentosu ve Arap konsey ve parlamento başkanlarının dördüncü konferansından beklentiler nelerdir?

Bu, Arap Parlamentosu’nun düzenlemeyi arzu ettiği önemli bir konferanstır. Parlamento, büyük Arap halkının çıkarlarına hizmet etmek ve onların haklı davalarını savunmak için, Arap parlamenterler arası diplomasinin rolünü etkinleştirme çerçevesinde, Arap konseyleri ve parlamentolarının başkanlarıyla sürekli istişareler yürütülmesinin ve koordinasyonun önemini vurguluyor. Konferansta Arap dünyasında güvenlik ve istikrarın nasıl sağlanacağına dair Arap parlamenterlerin vizyonlarını da ortaya koyan kapsamlı bir belge yayınlanması bekleniyor. Bu belge, Arap dünyasının her alanda karşılaştığı tüm zorlukları kapsayacak. Belgenin konferans tarafından onaylanması ve Cezayir’deki bir sonraki Arap zirvesinde sunulması planlanıyor.
 



Suudi Arabistan, G20 ile daha kapsayıcı ve adil bir ekonomik sistem için çalışmaya kararlı

Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)
Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)
TT

Suudi Arabistan, G20 ile daha kapsayıcı ve adil bir ekonomik sistem için çalışmaya kararlı

Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)
Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)

Suudi Arabistan, Pazar günü, daha kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir bir ekonomik sistemin güçlendirilmesi amacıyla G20 ülkeleriyle iş birliğine devam etme taahhüdünü yineledi. Açıklamada, bu sistemin iş birliği, yenilik ve fırsat eşitliğine dayalı olacağı, ortak refahı artıracağı ve gelecek nesillerin geleceğini koruyacağı vurgulandı.

Suudi Arabistan adına Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman’ın temsilcisi olarak Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, G20 liderleri zirvesinin ikinci gün oturumuna katıldı. Prens Faysal, yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın G20’nin bu yılki stratejik çıktılarının geliştirilmesindeki üstün çabalarından dolayı Güney Afrika Başkanlığı’nı takdir ettiğini ifade etti. Bu çabaların, üye ülkelerin karşılaştığı zorlukların üstesinden gelinmesine katkı sağladığını belirtti.

rtgyh
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, G20 Liderler Zirvesi'nin ikinci gününde konuştu (SPA)

Prens Faysal, kritik kaynaklara erişim ve bunların kullanımı konusunda adalet ve eşitliğin sağlanmasının gerekliliğini vurguladı. Bunun, ekonomik büyümeyi destekleyeceğini ve kalkınma ile çevre koruma arasında denge sağlayacağını söyledi. Ayrıca, dünya genelinde yaşanan hızlı geçişlere dikkat çekerek, yeşil ekonomi ve temiz teknolojiler konusundaki gelişmelerin önemine işaret etti.

Prens Faysal, yapay zekânın yeniliği hızlandırmada, kaynak kullanım verimliliğini artırmada ve farklı sektörlerde sürdürülebilirliği teşvik etmede kilit rol oynadığını belirtti. Bu alanda, diyalog, iş birliği, uluslararası hukuka saygı, tüketici haklarının korunması ve fikri mülkiyet haklarının gözetilmesi temelli bir yaklaşımın gerekli olduğunu, böylece adil ve kapsayıcı bir yönetişim sisteminin geliştirilebileceğini ifade etti.

Zirvenin ikinci günü, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde “Tüm kritik metaller için adil bir gelecek: İnsana yakışır iş ve yapay zekâ” temasıyla düzenlendi. Suudi tarafında Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan ve Maliye Bakan Yardımcısı Abdulmuhsin el-Halef de hazır bulundu.

drgt
Prens Faysal bin Farhan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’la görüştü  (SPA

Ayrıca Prens Faysal bin Ferhan, Pazar günü birçok ülkenin lider ve dışişleri bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Suudi Dışişleri Bakanı, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ve iş birliği alanlarını ele aldı, ortak ilgi konularındaki gelişmeleri değerlendirdi.

tghy
Suudi Dışişleri Bakanı ve İspanyol mevkidaşı José Manuel Álvarez (SPA)

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares ile yapılan görüşmede ise iki ülke ilişkileri ve bölgesel ile uluslararası gelişmeler ele alındı. Görüşmelere Suudi tarafından Johannesburg Büyükelçisi Faysal el-Harbi ve Bakanlık müşteşarı Velid İsmail eşlik etti.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, G20 zirvesinde ülkesinin heyetine başkanlık ediyor

Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığındaki Suudi Arabistan heyeti, dün Johannesburg'a geldi (SPA)
Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığındaki Suudi Arabistan heyeti, dün Johannesburg'a geldi (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, G20 zirvesinde ülkesinin heyetine başkanlık ediyor

Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığındaki Suudi Arabistan heyeti, dün Johannesburg'a geldi (SPA)
Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığındaki Suudi Arabistan heyeti, dün Johannesburg'a geldi (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz adına Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, G20 Liderler Zirvesi'ne katılacak ülkesinin heyetine başkanlık etmek üzere dün Güney Afrika'nın Johannesburg kentine geldi.

Suudi Arabistan heyetinde Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan ve yardımcısı Suudi Şerpa Abdul Muhsin el-Halef de yer alıyor.

G20 zirvesine katılan Suudi Arabistan heyeti dün Johannesburg'a ulaştı (SPA)G20 zirvesine katılan Suudi Arabistan heyeti dün Johannesburg'a ulaştı (SPA)

Zirvede, küresel ekonomi ve kalkınmanın en önemli zorlukları ele alınacak. Jeopolitik krizler, ekonomik kalkınma, borç hafifletme, iklim değişikliği gibi küresel sorunların ele alınması için grup ülkeleri arasında diyalog ve iş birliğinin güçlendirilmesinin önemi ve kapsamlı ve sürdürülebilir çözümlere ulaşmak için uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi gerekliliği gibi konular görüşülecek.