ABD temsilcisi, Sudan ziyaretini yarıda kesti

El-Burhan: Eski yetkililerin tutuklanması adli bir durum

Hartum’daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin ile el-Burhan dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirdiği görüşme sırasında (SUNA)
Hartum’daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin ile el-Burhan dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirdiği görüşme sırasında (SUNA)
TT

ABD temsilcisi, Sudan ziyaretini yarıda kesti

Hartum’daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin ile el-Burhan dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirdiği görüşme sırasında (SUNA)
Hartum’daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin ile el-Burhan dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirdiği görüşme sırasında (SUNA)

ABD Başkanı'nın Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi David Satterfield, dün iki gün süreceği duyurulan Sudan ziyaretini gerekçe göstermeden ve Sudanlı yetkililerle planlandığı gibi herhangi bir görüşme yapmadan aniden yarıda kesti.
Sudan ordusu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, geçtiğimiz günlerde siyasi isimlerin tutuklanmasını “adli bir durum” olarak nitelendirirken, demokratik geçiş sürecini tamamlama, seçimleri özgür ve adil bir şekilde düzenleme ve iktidarı seçilmiş bir hükümete devretme taahhüdünde bulundu. Ayrıca, ülkenin içinde bulunduğu siyasi krizden, güvenli bir çıkış için tüm unsurlarla diyalog kurma noktasındaki kararlılığını da vurguladı.
ABD'nin Hartum Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'daki siyasi sürece taraf olan sivil ve askeri tarafların ABD Özel Elçisi'nin ayrılışı konusunda bilgilendirildiğini ifade etti. Tamlin, Satterfield’in Sudanlı yetkililerle görüşmeler yapmak üzere Hartum’a tekrar geleceğini belirtti.
Abdulfettah el-Burhan ise Sudan’ın, iki ülkenin ortak çıkarlarına hizmet eden stratejik bir ortaklık kurmak amacıyla ABD ile yapılan önceki anlaşmaları ve anlayışları geliştirme taahhüdünü yineledi. ABD'nin Hartum Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin, Cumhuriyet Sarayı’nda yaptığı görüşmede, ABD hükümetinin, Sudan ulusal güçleri arasında ülkeyi içinde bulunduğu krizden çıkarmayı sağlayacak bir fikir birliği için kapsamlı bir diyalog kurma sürecine bağlılığını vurguladı. Askeri idarenin iktidarda kalma fikrinde olmadığını, ulusal uzlaşı veya seçilmiş bir hükümetin olması durumunda iktidarı teslim etmeye hazır olduğuna dikkat çekti.
Lucy Tamlin, ABD’nin Sudan halkının tarafları arasında siyasi bir uzlaşmaya varılmasına yol açacak bir diyalog kurulması için Birleşmiş Milletlerin (BM) Sudan’daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu’nun (UNITAMS) çalışmalarına siyasi ve maddi destek verdiğini vurguladı. Görüşme sırasında iki taraf, diyalog sürecinin başarılı olması, Sudan taraflarının diyaloğu için bir atmosfer yaratılması ve güven oluşturmak üzere birlikte çalışılması konularında karşılıklı güvence verdiler.
Diğer yandan, el-Burhan BM elçisi Volker Peretz'e, bazı siyasi kişiler hakkında alınan tutuklama kararlarının “yargı ve adli makamlar tarafından alındığını belirterek yargının bağımsızlığını” vurguladı.İkilinin dünkü görüşmesinin ardından Egemenlik Konseyi medyası tarafından bildirilen açıklamalarda Volcker, Al-Burhan ile Darfur'daki durumu ve Darfur'daki Daimi Ateşkes Komitesi aracılığıyla UNITAMS’ın katkıda bulunduğu güvenlik önlemlerinin uygulanmasını görüştüğünü belirtti. Volcker, ülkeyi içinde bulunduğu siyasi krizden çıkarmak ve Sudan tarafları arasında güvenin yeniden sağlanması için bir atmosfer yaratmak amacıyla yürütülen istişarelere değinildiğini söyledi.
Güvenlik güçleri, Egemenlik Konseyi eski üyesi, 30 Haziran 1989 Rejimini Tasfiye ve Yetkilendirmeyi Kaldırma Komitesi Başkanı Muhammed el-Faki Süleyman, Eski Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf ve Tasfiye Komitesi üyesi Vecdi Salih başta olmak üzere birçok muhalefet liderini gözaltına aldı. Dün, onlarca gence ve direniş komitesi üyelerine baskınlar ve tutuklamalar gerçekleştirildi. Sivil hükümetin devrilmesinden bu yana siyasi liderler, sivil toplum aktivistleri ve protesto liderleri de dahil olmak siyasi tutukluların sayısı 100’e ulaştı.
Hartum’un güneyindeki Suba Hapishanesi’ndeki siyasi tutuklular, serbest bırakılmaları veya derhal yargılanmalarını talep ederek açlık grevine başladılar. Diğer yandan, kendilerini ‘acil durum avukatları’ olarak adlandıran avukatlar, siyasi tutukluların serbest bırakılmaları için çağrılarda bulundu. Avukatlar, söz konusu kişilerin yasadışı olarak tutuklandıklarını, bunu, özgürlüğün ihlali ve siyasi muhaliflerle hesaplaşmak için adli makamların kullanılması olarak nitelendirdi. Salı günü, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin önünde tutuklamayı kınadıkları ve adli makamlardan söz konusu kişilerin serbest bırakmalarını talep ettikleri bir protesto gösterisi düzenlendi.
Başkanlık sarayı, ülkedeki siyasi krizden çıkış yollarının ele alındığı bir dizi siyasi ve diplomatik toplantıya tanık oldu. Egemenlik Konseyi ve ordu komutanları, Hartum’daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lucy Tamlin ve Egemenlik Konseyi üyesi Yasir el-Ata ile toplantı yapıldı. Toplantılarda, Sudan’daki siyasi geçişi desteklemek amacıyla UNITAMS girişiminin desteklenmesi ve ülkeyi krizden çıkarmak amacıyla ulusal uzlaşı sağlamak için gösterilen çabalar ele alındı.
Cumhurbaşkanlığına bağlı medya ofisi, Egemenlik Konseyi üyesi Yasir el-Ata’nın Hartum-Washington ilişkilerinin gelişimine ve Washington’ın bu ilişkileri destekleme ve geliştirme konusundaki ilgi ve kararlılığına övgüde bulunduğunu aktardı. 
Diğer yandan, önceki geçiş hükümetinin siyasi otoritesini temsil eden Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ittifakı, Suudi Arabistan’ın Hartum Büyükelçisi liderliğindeki arabuluculuk kapsamında, Egemenlik Konsey’nin askeri üyeleriyle bir toplantıya ilişkin basında çıkan haberleri eleştirdi ve düzmece olarak değerlendirdi.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.