Cezayir’de Buteflika’nın son sanayi bakanına 5 yıl hapis

Eski Cezayir Sanayi Bakanı Cemile Temazirt
Eski Cezayir Sanayi Bakanı Cemile Temazirt
TT

Cezayir’de Buteflika’nın son sanayi bakanına 5 yıl hapis

Eski Cezayir Sanayi Bakanı Cemile Temazirt
Eski Cezayir Sanayi Bakanı Cemile Temazirt

Cezayir yargısı, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika döneminin son Sanayi Bakanı Cemile Temazirt, yolsuzluk suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırdı.
Şarku’l Avsat’ın, Cezayir resmi haber ajansı APS’den aktardığına göre “Sidi Muhammed Mahkemesi Mali ve Ekonomik Suçlar Ceza Dairesi Cemile Temazirt’i suçlu buldu. Karara göre yolsuzluk davası sonucu sanık beş yıl hapis ve 300 bin dinar (yaklaşık bin 900 avro) para cezasına çarptırıldı.
Eski Sanayi ve Maden Bakanı Cemile Temazirt, dönemin Cumhurbaşkanı Buteflika’nın istifasından bir gün önce 1 Nisan 2019’da göreve başlamıştı. Temazirt, mevcut Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un 2019 Aralığında seçilmesine kadar görevinde kaldı.
Mahkeme, eski bakanı “gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma”, “görevi kötüye kullanma” ve “yakın çevresine haksız menfaat sağlama” gibi hususlarda suçlu buldu. Ajansın belirttiğine göre, Temazirt, devlete ait bir hamur fabrikasının müdürüyken fabrikayı, Buteflika’ya yakın bir iş insanına “sembolik bir dinar” karşılığında satmıştı.
Ancak Temazirt, bir hafta önce gerçekleşen duruşma sırasında, savcılığın kendisine yönelttiği “zimmetine para geçirme” ve “nüfuzu kötüye kullanma” suçlamalarından ve savcılığın bunlara karşı istediği 10 yıllık hapis cezasından beraat etti.
APS’nin bildirdiğine göre Mahkeme “sanığın tüm taşınır gelirlerine ve banka hesaplarına yatırılan paraya el konulması” yönünde karar verdi.
Aynı davada, eski bakanın eşi de iki yıl hapis cezasına çarptırılırken ablasının eşi hakkında da uluslararası tutuklama emri çıkarıldı.
Cezayir yargısı, Buteflika’nın son dönemindeki (2014-2019) neredeyse tüm sanayi bakanlarını suçlu bulmuştu. Bu bakanlar arasında, tutuklu bulunan Yusuf Yusufi ve Mahcub Bedda Mescunan ile gıyabında 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ancak yurt dışında firarda olan Abdusselam Buşvab da bulunuyor.
Öte yandan Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkanı İbrahim Boughali dün, Cezayir’in bu yıl ev sahipliği yapacağı Arap Zirvesi’nin “mevcut Arap durumu için niteliksel bir sıçrama yapacağını” vurguladı.
Boughali, Kahire’de düzenlenen 32. Arap Birliği Konferansı’nda, “Cezayir’in, bu yıl Arap Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağını ve Arapların mevcut durumuna niteliksel bir sıçrama yaptıracak, güvenlik, barış ve kalkınma ile dolu bir geleceğe karşı umudu artırmak adına düzenlenecek bu zirve için bir tarih belirleyeceğini” belirtti.
Başkan, Arap dünyasındaki ihtilafları çözme arayışını dile getirerek, Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin reforme edilmesini önemli gördüğünü belirtti. Bu bağlamda Boughali, Arap dünyasında barış ve güvenliğin sağlanmasının “terörizm ve sebepleriyle mücadeleye devam etmeyi ve örgütlerin finansman kaynaklarını kurutmayı gerektirdiğini” belirtti. Ayrıca, Filistin davasının, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurma desteğini hak ettiğini bir kez daha teyit etti.



İsrail askeri hedeflerden sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti

İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
TT

İsrail askeri hedeflerden sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti

İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)

İsrail'in başlangıçta Hizbullah'ın askeri mevzilerini hedef alan Lübnan savaşını kapsamlı bir şekilde genişletmesinin üzerinden bir aydan fazla bir süre geçtikten sonra sahne değişti. İsrail, Hizbullah liderlerine suikast düzenledikten ve füze cephaneliğinin yüzde 80'inden fazlasını imha ettiğini açıkladıktan sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) birkaç gün önce 37 köyün tamamen yok edildiğini, sokaklarının çoğunun ortadan kaldırıldığını ve Nakura'dan el-Hıyam'ın dış mahallelerine kadar uzanan üç kilometre derinliğindeki bir alanda 40 binden fazla konutun tahrip edildiğini bildirdi. Yıkım güneydeki ve Baalbek'teki arkeolojik alanları da etkiledi. Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert birkaç gün önce X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, savaşın arkeolojik alanlar için yarattığı tehlike konusunda şu uyarıda bulundu: “Tarihle yoğrulmuş antik Fenike kentleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.”

Bu bağlamda NNA dün (cumartesi), ‘İsrail savaş uçaklarının Nebatiye kentindeki tarihi evlerden ikisini yıktığını, kentteki pazar yerini yok ettiğini ve Sur kentindeki antik Roma kalıntılarının yakınındaki yerleri hedef aldığını’ bildirdi. Bombardıman, Baalbek Kalesi yakınlarında bulunan el-Menşiye ve önemli ölçüde hasar gören ünlü Palmyra Oteli'ni de içeren Baalbek Kalesi çevresine ulaştı.

Hizbullah'ın Beyrut'taki kalesi olan Dahiye'de, çoğu alanda büyük yıkım olduğu görülürken, yıkılan binaların tam sayısı konusunda rakamlar halen çelişkili. Ancak yıkılan yerleşim birimlerinin sayısının binlerce olduğu tahmin ediliyor. Dahiye, başta Genel Sekreter Hasan Nasrallah olmak üzere Hizbullah liderlerine, Rıdvan Gücü komutanlarına ve İsrail'in silah deposu olduğunu söylediği yerlere olmak üzere büyük askeri operasyonlara sahne oldu. Beyrut'un güney banliyöleri dün gece, İsrail savaş uçaklarının Hadath, Burc el-Baracne, Haret Hreik, Camus mahallesi ve Hadath'taki Lübnan Üniversitesi binasının çevresine düzenlediği 14 saldırıyla şiddetli bir gece yaşadı.

Geçtiğimiz ayın ortalarında İsrail eski Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah'ın orta menzilli füze cephaneliğinin sadece yüzde 30'unun kaldığını söylemiş, İsrail de Hizbullah'ın çeşitli bölgelerdeki merkezlerini ve depolarını hedef aldığını açıklamıştı.

xatrgh
Bekaa Vadisi'ndeki Baalbek Kalesi yakınlarında bulunan el-Menşiye’de meydana gelen hasar (EPA)

Bu politika ışığında Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Dr. Hişam Cabir, İsrail'in kara savaşında başarısız olmasının ardından şimdi hedeflerini, özellikle Hizbullah'ın çevresinde, nüfusun geri dönüşünü önlemek ya da geciktirmek için yıkım ve yerinden etme üzerine odakladığını düşünüyor.

Öte yandan askeri uzman emekli Tuğgeneral Halid Hamade, İsrail'in hedeflerinin sona erdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, çünkü Tel Aviv'in bugün yaptığı her şeyin daha önce açıkladığı ana hedefe, yani Hizbullah'ın her düzeydeki kabiliyetlerini yok etmeye yönelik olduğunu belirtti.

Hamade, “İsrail'in bugüne kadar askeri olarak elde ettiği başarılar, komuta ve kontrol sisteminin yok edilmesi, liderlerin öldürülmesi, mühimmat rezervlerinin ve depolarının büyük bir kısmının ve ileri karakol köylerindeki altyapının büyük bölümünün imha edilmesidir. Şehirlerin hedef alınması ve tahrip edilmesine gelince, bunlar büyük yerleşim ve ticaret merkezlerinin tahrip edilmesi, Sur, Nebatiye, Bint Cubeyl ve Baalbek gibi Hizbullah’ı kucaklayan çevrenin ekonomisinde rol oynayan şehirlerin tahrip edilmesi yoluyla Hizbullah'ın ekonomisinin vurulmasının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

Hamade, İsrail Başbakanı’nın İran'ın silahlarına giden oksijeni kesmek ve İran'ı Hizbullah'a bağlayan lojistik arteri ele almak için çalışma konusunda söylediklerini hatırlattı. Hamade ayrıca, İsrail'in hedefinin Lübnan sahasıyla sınırlı olmadığını ve bu nedenle siyasi müzakerelerin sonucuna bağlı olarak gerilimin önümüzdeki aşamada genişleyebileceğini vurguladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Cabir ise İsrail ordusunun 2006 tarzı bir kara harekâtı gerçekleştiremediğini, çünkü bunun kendileri için çok maliyetli olacağını söyledi. Cabir, “Bu nedenle İsrail, beş sınır noktasından saldırıya geçerek ucuz bir imha politikası benimsedi ve esas olarak Hizbullah'ın çevresi için hesaplanmış bölgeleri hedef aldı” dedi.

Cabir, İsrail'in sınır bölgelerindeki insanları yok etmek ve yerlerinden etmekteki temel amacının insandan ve taştan arındırılmış iki kilometrelik bir bölge yaratmak olduğunu söyledi. Cabir ayrıca, İsraillilerin ‘Hizbullah tarafından ateşlenen tanksavar füzelerini ve 7 Ekim saldırısına benzer bir saldırı gerçekleştireceğini söyledikleri Rıdvan Gücü tehdidini ortadan kaldırmak için bölgeyi işgal etmeden ateşle kontrol ettiklerine inandıklarını ve bunun İsrail'in elinde müzakerelerde pazarlık yapabileceği güçlü bir kart olduğunu’ belirtti.

Cabir'e göre İsrail'in temel amacı, sınırdan uzakta bulunan ve sistematik yıkıma maruz kalan Dahiye'de de Hizbullah'ın çevresini yerinden ederek, binaları ve evleri yıkarak baskı kurmak ve böylece bölge sakinlerinin geri dönüşünü engellemek ya da geciktirmek.

 cvfbg
İsrail'in ağır bombardımanının ardından Lübnan'ın güneyindeki Sur kentinde meydana gelen yıkımdan (AFP)

Cabir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD'nin seçilmiş başkanının göreve başlamasını beklerken geçiş döneminden yararlanarak önümüzdeki haftalarda bu politikayı sürdüreceğine ve ek kazanımlar elde etmeye çalışacağına inanıyor.

Önümüzdeki günlerin neler göstereceğini beklerken ikinci bir olası senaryodan bahseden Cabir, mevcut ABD yönetiminin Joe Biden'ın görev süresi bitmeden savaşı sonlandırmak için çaba sarf etmesi ve yaklaşan seçimlerde kendilerine olumsuz yansıyacak bu kartı kazanmaya çalışması ihtimalinden söz etti.