430 yıllık 'ninja silahları' bulundu

"Bulgular çığır açıcı"

Go-Hōjō klanının ninjaları silahlara rağmen kuşatmadan yenik ayrıldı (Hachiōji Kent Tarihi Müzesi)
Go-Hōjō klanının ninjaları silahlara rağmen kuşatmadan yenik ayrıldı (Hachiōji Kent Tarihi Müzesi)
TT

430 yıllık 'ninja silahları' bulundu

Go-Hōjō klanının ninjaları silahlara rağmen kuşatmadan yenik ayrıldı (Hachiōji Kent Tarihi Müzesi)
Go-Hōjō klanının ninjaları silahlara rağmen kuşatmadan yenik ayrıldı (Hachiōji Kent Tarihi Müzesi)

Japon bir arkeolog, Saitama prefektörlüğündeki iki kalede bulunan yaklaşık 430 yıllık eserlerin ninja silahı olduğunu düşünüyor.
Söz konusu aletler Iwatsuki'yle Hachioji kalelerinde 1960 ve 2010'da yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştı. Eserlerin tarihi, 1590'daki Odawara Kuşatması'na kadar uzanıyor.
Bu kuşatmada Toyotomi ve Tokugawa klanları, Japonya'nın büyük bölümünü kontrol eden Go-Hōjō klanını yenerek her iki kalenin de kontrolünü ele geçirmişti.
Live Science'ın aktardığına göre kuşatmanın gerçekleştiği dönemi anlatan tarihi metinlerde ninjalardan 'casus' ve 'suikastçı' diye bahsediliyor. Ninjaların da kuşatmada yer aldığı düşünülüyor.
Saitama'daki Ranzan Tarihi Müzesi'nin küratörlüğünü yapan arkeolog Akihiro Iwata, bu eserleri şimdi tekrar gözden geçirdi.
Eserler arasında Türkçede ninja yıldızı diye bilinen şuriken'e benzeyen yassı fırlatma taşları var. Iwata bu taşların, şuriken'in öncülü olduğunu varsayıyor.
Iwata, ayrıca kilden yapılan demir dikeninin, ninjaların kullandığı makibişi denen demir dikeninin ilk versiyonlarından biri olabileceğini ifade etti:
"Muhtemelen bu eserler ninja olarak hareket eden timin silahlarıydı."
Iwata'ya göre silahlar yüksek ihtimalle kuşatmadan önce aceleyle yapıldı:
"Yassı fırlatma taşları saldırıya geçen bir düşmanın hareketini durdurmak için kullanıldı. Düşman durduğunda askerler kaçıyordu. Kilden yapılan demir dikeniyse kaleyi işgal eden düşmanı durdurmuş olabilirdi."
Yıllardır ninjalar üzerine çalışmalar yürüten Prof. Yuji Yamada, Iwata'nın bulgularının 'çığır açıcı olduğunu' söyledi:
"Yassı fırlatma taşları sonraki yıllarda şuriken'e dönüşmüş olabilir. Kilden yapılan demir dikenini gibi bir şey daha önce hiç görmemiştim. Bunlar açıkça makibişi'ye benziyor."
Independent Türkçe, Live Science, Ancient Origins



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space