Veganlar et yiyenlere kıyasla "açık ilişkilere daha çok ilgi duyuyor"

(Pixabay)
(Pixabay)
TT

Veganlar et yiyenlere kıyasla "açık ilişkilere daha çok ilgi duyuyor"

(Pixabay)
(Pixabay)

Yeni ankete göre et yiyenlere kıyasla veganlar açık ilişkilere daha çok ilgi duyuyor.
Vegan ve vejetaryenler için flört uygulaması Veggly'nin kullanıcı verilerinin analizine göre genel nüfusun sadece yüzde 20'sine kıyasla vegan ve vejetaryenlerin neredeyse yüzde 34'ü açık ilişkilere sıcak bakıyor.
Bulgular, flört uygulamasını kullananların 4'te üçünün (yüzde 73,4) uzun vadeli ve tek eşli ilişkilere ilgi duyduğunu da gösteriyor.
Kullanıcıların yarısından fazlası (yüzde 56) "tek seferlik randevulara" sıcak bakarken üçte birinden fazlası (yüzde 33,8) açık ilişkilere de ilgi gösteriyor. Kullanıcıların yine yarısından biraz fazlası da (yüzde 57,2) yeni arkadaşlar edinmek istiyor. 
Davranış psikoloğu ve ilişki koçu Jo Hemmings verileri "büyüleyici" diye nitelendirdi.
"Özellikle veganlar halihazırda et yememe konusunda etik bir karar almış bulunuyor ve eşleştikleri kişilerle tanışırken bu artık temel değerlerinden biri oldu" dedi. 
"Kendinden emin ve daha az geleneksel yiyecek tercihleri nedeniyle, 'normlardan' yine farklılaşan ilişkileri göz önünde bulundurmak için gereken büyük güven duygusuna sahip olmaları daha olası."
"Halihazırda geleneksel beslenme normlarından koptuklarına göre, neden ilişki normlarından da kopmasınlar?"
"Normları bozan bu güven başka ilişki alanlarına da taşınabilir ve yatak odasında deney yapma veya geleneksel ilişki yapılarına uymayan başka ilişki çeşitleri deneme olasılığının artmasıyla sonuçlanabilir."
Tek eşli olmayan ilişkilere açık kişilerin sayısı artıyor gibi görünüyor.
Journal of Sex Research adlı bilimsel dergideki araştırma, Google'da açık ilişkilerle ilgili terimlerin aramalarının son 10 yılda istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koydu.
Aynı araştırma ekibinin yaptığı daha sonraki bir araştırmaysa 5 Amerikalıdan birinin er ya da geç birden fazla partnerli ilişkiler yaşadığını tespit etti. 
Fakat araştırmacıların kesin sayıları tespit etmesi zor. 
Fatherly'e konuşan cinsellik eğitmeni Charlie Glickman, "Çok eşliliğin ne kadar yaygın olduğunu bilmenin kesin bir yolu yok" dedi. 
"Bu, bir yandan terimin yeterince kişinin bildiği iyi bir tanımının olmamasından kaynaklanıyor, bu yüzden de araştırma zorlaşıyor."
"Ayrıca, normların dışında olmadığında bile insanları cinsel hayatları konusunda dürüst olmaya ikna etmek zor."
Independent Türkçe



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe